2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Son 10 yıl
  • Araplar
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

VI. Leo’nun Taktika İsimli Eserindeki Deniz Harbine Dair Bölümünün Tercümesi, Notlandırılması ve Değerlendirilmesi

Belgeler · 2025, Cilt XLI, Sayı 45 · Sayfa: 1-64 · DOI: 10.37879/belgeler.2025.1
Tam Metin
Büyük olasılıkla muharebe meydanına hiç ayak basmamış olsa da Bizans İmparatoru VI. Leo (Bilge, ὁ Σοφός) (886-912) antik çağdan kalan ve savaşa dair pek çok teknik bilgi içeren ciltlerce ilmî eseri inceleyip hülâsa ederek subaylarına askerleri savaşa ne şekilde hazırlayacaklarını ve onları seferlerde ve harp meydanında nasıl konuşlandıracaklarını anlatan bir çalışma hazırlamıştı. Ortaya çıkan bu yapıt yaygın bilinen adıyla Taktika (τακτικά) idi. Bir mukaddimeyle başlayan ve hâtimeyle sonlanan 20 nizamnameden (bölümden) meydana gelen eser, Sarazenlere/Sarasinlere (Σαρακηνοί) ve deniz savaşına ayrılan bölüm haricinde daha önceki devirlerin ehemmiyet arz eden yazarlarına ait çalışmaların uyarlamaları ile farklı sözcükler kullanılmak suretiyle yapılan tefsirlerinden müteşekkildir. Bilge olarak da isimlendirilen mezkûr imparatorun hüküm sürdüğü yıllar Sarazenlerle yapılan mücadeleler bağlamında su coğrafyasında birçok hareketliliğin yaşandığı bir devir olmuştur. Taktika isimli eserin Deniz Savaşlarına Dair (περὶ ναυμαχίας) [Nizamname XIX] bölümü her ne kadar savaş taktiği üzerine yazılmışsa dahi basit bir şekilde, olması veyahut olmaması gerekenleri belirtmek yerine bir şey yapılırsa ya da yapılmazsa nasıl sonuçlanabileceğine değindiğinden hem bir rehber hem de bir siyasetname/nasihatname özelliği taşımaktadır. Bu çalışmada Taktika isimli eserin Deniz Savaşlarına Dair bölümünün Türkçeye tercümesi yapılarak ilgili kısmın izaha muhtaç hususları notlarla açıklanmış ve VI. Leo’nun sunduğu malumat Ortaçağ’daki diğer kaynak eserlerin sunduğu bilgilerle mukayese edilip modern dokümanlardan da istifade edilerek denizcilik tarihine ilgi duyanlar için değerlendirilmiştir.

The Lloyd George Government of the UK: Balfour Declaration the Promise for a National Home to Jews (1916-1920)

Belleten · 2018, Cilt 82, Sayı 294 · Sayfa: 727-759 · DOI: 10.37879/belleten.2018.727
Tam Metin
Palestine, throughout modern known history has been geographically called "the least of all lands". Meanwhile because hosted holy shrines of three monotheistic religions, it was/is one of the most praised/precious small piece of land on the globe. Palestine came under Ottoman rule after Sultan Selim's Egyptian Campaign in 1517 and until the year of 1917 was an Ottoman land during 400 years. Before Ottomans, following old Roman experience, small colonies or administrations had been planted in Palestine with the express intention of preventing the political regeneration of the Jews. Under Ottoman rule, Jews and other two religions have been peacefully living in Palestine. In 1897 at Basel Congress, World Zionist Organization decided to establish a Jewish State in Palestine. They asked Ottoman Sultan Abdulhamid II for a national home in Palestine but could not achieve what they desired. Abdulhamid II also restricted Jewish pilgrimage to Palestine to prevent any possible de facto unpermitted foreign settlement of Jews. But, due to corruption and bribery of local rulers that rule could not be implemented properly. Nowadays addressing their future plans Zionists were asking to send high number of Jews to Palestine and the progress taken by bribery was not enough such kind of stream. The opportunity Zionists looking for emerged during WWI while British search of support for unsustainable war economy. In the year of 1916, a Zionist sympathizer Lloyd George became British Prime Minister and Foreign Minister of his Cabinet Arthur Balfour proclaimed his famous publication promising a national home hence Israeli State for Jews. To realize that aim Palestine had to be occupied and become a British colony. This paper will search archive documents and related second hand publications to shed light on Zionist activities and establishment process of Israel, special focus will be put on the role of Lloyd George Government. Arab reactions, especially the attitude of Sheriff Hussein and his son Faisal to the developments also will be discussed.