86 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Arkeoloji
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Bir Hocanın Ölümü

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 315-318 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-315
Tam Metin
Bir takım insanlar vardır. Sabahları erkenden kalkarlar. Çantalarım alırlar. Dolmuş ya da otobüs kuyruğunda beklerler. İtiş, kakış, içi gençlerle dolu bir takım binalara varırlar. Merdivenler çıkarlar, gözlüklerini takarlar, notlarını, kitaplarını kürsüye yayarlar. Anlatmaya başlarlar. Anlattıkça, gözleri parlar, yüzlerini tatlı bir pembelik kaplar. Genellikle dalgındırlar. Tatlı düşleri görür gibi, mutlu bir halleri vardır. Yine çoklukla, paraya, çıkara, günlük yaşamın kaşkarikolarına karşı ilgisizdirler. Bu konularda bilgisizdirler. Tek mutlulukları, insan yetiştiriyoruz, sanısında olmalarıdır. Bu hülya ile ev ile okul, okul ile kütüphane arasında mekik dokur dururlar. Bunlara hoca denir. Zenginlerin, fakirlerin, sivillerin, askerlerin, memurların, vurguncuların, hasılı ülkenin her çeşit insanlarının çocuklarını okutmakla yükümlüdürler. Alçak yürekli olduklarından, bu işi pir aşkına yaptıklarından, toplum onları hiç değilse, plâtonik olarak onurlamak gereksinmesini duyar. Hocaların eli öpülür, sırtı okşanır. Konuşma sırasında kendilerine "Hocam" diye hitap edilir. Onlar da bu kadarcık poh pohdan sevinirler, duygulanırlar.

Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 309-312 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-309
Tam Metin
18 Ocak 1975 tarihinde aramızdan ayrılan Ordinaryüs Profesör Dr. Arif Müfid Mansel'in ölümü Türk ilmi yönünden olduğu gibi dünya arkeolojisi bakımından da büyük bir kayıptır. Arif Müfid Mansel uluslararası boyutlarda bir ilim adamı, örnek bir hoca, değerli bir müzeci, geniş kültürlü bir aydın ve müstesna niteliklere sahip mümtaz bir şahsiyet idi. Arif Müfid Mansel daha çocukken okul sıralarında mükemmel Fransızca ve Almanca öğrenmiş, Almanya'da 5 yıllık üniversite öğrenimi süresince Latince ve Yunancayı elde etmiş arkasından İngilizceyi de bildiği diller arasına katmıştı. Böylece Mansel işe koyulduğunda bir ilim adamı için gerekli olan araçların hepsine sahipti. Ayrıca mükemmel mesleki formasyonu, okumaya ve araştırmaya karşı duyduğu derin sevgi ve ilgi onun uluslararası değerde bir bilim adamı olmasını sağladı.

Mansel'in Ardından

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 313-314 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-313
Tam Metin
18 Ocak 1975 de İstanbul Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu, uluslararası çapta değerli bir üyesini, bizler büyük bir dost yitirdik. Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel, gerçekten yeri doldurulamıyacak bir bilgindi. O, kendi alanında olduğu kadar, geniş tarih ve genel kültürü ile de örnek bir insandı. Eserlerinin ve araştırmalarının sayısı iki yüzü aşmakta idi. Ben kendisini İstanbul Üniversitesi'nin yeniden kurulduğu yıllarda tanıdım. O zaman İstanbul Arkeoloji Müzeleri Genel Müdür Yardımcısı idi. Daha sonra Üniversitemizin ilk doçentleri arasında yer aldı. Türk Tarih Kurumu -daha Kurum üyesi olmadan- onu 1935 Eylül'ünde Leningrad'da toplanan III. Iran Sanat ve Arkeolojisi Kongresi'ne göndermişti. Arkadaşları rahmetli Şemsettin Günaltay, rahmetli Celâl Esat Arseven ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı idi.

Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'in Yayınları

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 323-338 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-323
Tam Metin
Türk arkeolojisinin kurucularından, Hocamız, değerli bilgin Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'in en verimli çağında 18 Ocak 1975 Cumartesi günü aramızdan ayrılması, bizler için olduğu kadar arkeoloji âlemi için de büyük bir kayıptır. Bir süre önce kendisinin altmış beş yaşına ulaşmasını kutlamak amaciyle Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan "Mansel'e Armağan" adlı eserde bu büyük insanın sayıları yüksek bir yekün tutan bibliyografyasını vermeğe çalışmıştım. Aşağıdaki satırlarda, merhumun bu arada basılmış olan yeni yayınlarını da ekliyerek Mansel Bibliyografyasını ilgililere tekrar sunmuş bulunmaktayım. Eserlerini okuyup faydalanarak Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel'in anısını yüreğimizde ve bilimsel hayatımızda yaşatmak en büyük tesellimiz olacaktır.

Yitirdiğimiz Büyük Değer

Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 319-322 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-319
Tam Metin
Kısa bir süre önce (18 Ocak 1975), dünya çapında bir bilim adamımızı, örnek bir hocayı, iyi bir insanı yitirmenin derin acısı içindeyiz. Vakitsiz ölümü ile yakınlarını, dostlarını ve öğrencilerini yasa boğan hocamız Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel bugünkü Türk Arkeolojisini kuranların başında yer almaktadır. Yıllardan beri kendisini çok yakından tanıyan, aynı çatı altında birlikte çalışmak mutluluğuna erdiğim bu büyük bilim adamını Türk kamuoyuna da biraz olsun tanıtabilmenin mutluluğunu duyuyorum.

NEZİH FIRATLI, İzmit Şehri ve Eski Eserleri Rehberi, İstanbul, 1971, (Millî Eğitim Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü yayınlarından Seri: I, Sayı : 25) Milli Eğitim Basımevi, 46 sayfa, XXIV levha, I plan. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 143 · Sayfa: 403-404
Tam Metin
İzmit şehri ve Eski Eserleri Rehberi, 1959 yılında basılan "İzmit Rehberi"nin yeniden gözden geçirilmiş şekli olduğu ön sözde açıklanmaktadır. Yine aynı önsözde; bir sanayi merkezi olarak süratle gelişen İzmit'e kısa ve doğru bilgi veren bir rehberin gerekli olduğundan ve bu rehberin hazırlanması sırasında yardımları dokunanlardan söz edilmektedir. Önsözdeki bu hususları gözden geçirecek olursak, 1959 tarihli rehber ile 1971 tarihli rehber arasındaki 12 yıllık İzmit'in Arkeolojik gelişiminin, 1967 yılında Kanlıbağ mevkiinde bulunan Mezar, 1968 yılında Akşam Kız Sanat Okulunun temel kazısında bulunan Antik Kuyu ve hangi tarihte bulunduğundan bahsedilmeyen Kırkmeşe - Zeytinlik mevkiindeki Yer Altı Mezarından ibaret olarak gösterildiği, görülür. Sanayi merkezi olarak süratle gelişmekte olan İzmit'in 12 yıllık arkeolojik gelişimi herhalde bu kadar az olmamalıdır. 12 yıllık gelişimi iyice izlemeden bir iki örnekle bu zaman süresini geçiştirmeye çalışmak doğru değildir. Yazarın yine bir sanayi merkezi olarak süratle gelişmekte olan İzmit için bu rehberi meydana getirdiğini ifade etmesi, bir an için kapağını unutup da ele alındığında içinde sanayi kuruluşlarının reklamları ile telefon numaralarının bulunabileceğini akla getirmektedir. Halbuki, İzmit Şehri ve Eski Eserleri ile ilgili olan bu rehberde sanayi ile ilgili hiçbir husus mevcut olmadığı gibi Tarihi ve Turistik yazılar vardır. Üstelik, şehrin sanayii yönünden süratle gelişimine karşılık verilen örnekler birkaç taneden fazla değildir. Bu da İzmit'in gelişmesindeki "sürat'i" kesmektedir. Kendisini sözleriyle çelişkiye düşüren yazar, arkeolojik gelişimi iyice takip etmediğini dolaylı olarak ifade etmektedir.