6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Armenians
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Türkistan’ın İşgali ve Sovyetleştirilmesi Sürecinde Ermeniler ve Bölgede Yaptıkları Katliamlar

Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 302 · Sayfa: 227-277 · DOI: 10.37879/belleten.2021.227
Tam Metin
Çarlık Rusyasının güçlenmesi ile birlikte 19. asırda bilhassa Kafkasya ve Türkistan coğrafyasında daha önce başlamış olan yayılma faaliyetleri resmen işgale dönüştü. Çarlık bir taraftan Anadolu’da başlayan Ermeni ayaklanmalarını desteklerken diğer taraftan işgal edilen Türkistan topraklarına Ermeniler iskân etmekteydi. Ermeniler Rusların bu topraklardaki işgallerinde faydalı bir müttefik idi. Ermeni-Rus işbirliğinden Ermenilerin beklentisi ise bağımsız bir Ermenistan kurabilmekti. Aynı zamanda bu gücün desteğini almak onlar için maddi-manevi güç elde etmek anlamına gelmekteydi. Ermeniler Türkistan’da Rus desteğiyle büyük bir güç elde ettiler. Bu coğrafyada para kazandıracak işlerin çoğunluğunu ele geçirdikleri gibi daima yerli ahalinin elinden alınan verimli topraklarda iskân edildiler. Ermenilerin bu şekilde iskân, istihdam ve asker olarak kullanılmaları Çarlık yönetimin sona ermesi ile kurulan Bolşevik idaresinde de değişmeyen bir yöntem oldu. Çoğunluğu yerli Taşnak olan bu Ermeniler Bolşeviklerle birlikte Türkistan coğrafyasında ortaya çıkan Milli Mücadele’nin kanlı bir şekilde bastırılmasında büyük bir rol oynadılar.

Osmanlı İmparatorluğunda Ermeniler: Osmanlı Türkçesi İle Eserler Yazan Ermeni Entelektüeller (1800-1923)

Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 97-128 · DOI: 10.32704/erdem.838432
Bu çalışmada genel hatlarıyla Osmanlı İmparatorluğu’nda 1800 ile 1923 yılları arasında yaşamış ve Osmanlı Türkçesi ile eserler kaleme almış olan Ermeni entelektüellerin hayatı ve eserleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında öncelikle Ermeni modernleşme sürecinde Ermeni entelijansiyanın oluşumundaki faktörlere yer verilmiştir. Bu çerçevede ilk etapta Ermeni modernleşme sürecine dair bazı bilgilere yer verilerek ardından XIX. Yüzyılda Ermeni entelijansiya kapsamında hangi isimlerin ön planda olduğu üzerinde durulmuştur. Söz konusu entelektüellerin hangi alanlarda eserler ürettikleri hakkında bilgi verilmiştir. Daha sonra özellikle Osmanlı Türkçesi kullanarak hangi alanlarda Ermeni entelektüellerinin eserler ürettikleri ve bu eserlerin söz konusu dönem içerisindeki yeri incelenmiştir. Osmanlı Türkçesi ile eserler kaleme alan Ermeni entelektüellerin hayatı, eserleri ve Osmanlı modernleşmesindeki rolüne de dikkat çekilerek bu eserlerin söz konusu dönemde hangi alanlarda kullanıldığı ve toplum üzerindeki etkileri hakkında da bilgi verilmiştir. Makale kapsamında ilk etapta Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni entelektüel dünyasını şekillendiren unsurlar tespit edilmiştir. Daha sonra Ermeni entelektüel dünyasının oluşumunda Tanzimat ve Islahat döneminin etkilerine yer verilerek, tıp, ekonomi, hukuk, tiyatro, eğitim, ziraat, filoloji, muhasebe konularında yurtdışında eğitim alan Ermeni öğrencilerin kimler olduğu üzerinde durulmuştur. Bu alanlarda kimlerin ön plana çıktığı bilgilerine de yer verilerek özellikle bu alanlarda üretilen eserlerin toplumdaki yeri ve etkilerine dikkat çekilmiştir. Bu eserlerin hangi Osmanlı eğitim kurumlarında kullanıldıkları ve günümüzdeki önemine dair bilgilere de yer veren bu çalışmayla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni entelektüellerinin sadece sosyal bilimler alanında değil mühendislik, mimarlık, tıp, hukuk, ziraat vb. alanlarda da eserler kaleme aldıkları ve bu eserlerin toplumun modernleşme sürecindeki etkileri anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada genel hatlarıyla çok fazla gün yüzüne çıkmamış olan Ermeni münevverlerinin kaleme almış olduğu eserlere de yer verilecektir. Böylece Ermenilerin Batılı kaynaklardan Osmanlı Türkçesine çevirdikleri eserler aracılığıyla devletin modernleşme ve batılılaşma yolunda atmış oldukları adımlarda nasıl bir rol oynadıkları hususuna açıklık getirilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışma ayrıca Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşayan gayrimüslimlerin devlete olan aidiyetlerinin entelektüel seviyedeki konumunu göstermesi açısından da önemlidir. Makalede ayrıca söz konusu dönemde imparatorluk sınırları içerisinde yaşayan Ermenilerin büyük bir kısmının yurtdışından aldıkları eğitimler neticesinde elde etmiş oldukları bilgi ve birikimleri ülkeye döndüklerinde nasıl toplumun hemen hemen tüm alanlarına gerek çeviri gerekse telif eserler kaleme alarak yaydıklarına da açıklık getirmeye çalışmaktadır. Bu birikimin hem dönemin Türk ve Ermeni entelektüelleri hem de iki toplumun genç kuşakları üzerindeki etkilerine de dikkat çekilecektir.

Osmanlı Devleti'nde Kurulan Spor Cemiyetleri ve Jimnastik Derslerinin Milliyetçilik Hareketlerindeki Rolü

Belleten · 2017, Cilt 81, Sayı 292 · Sayfa: 917-946 · DOI: 10.37879/belleten.2017.917
Tam Metin
Türkiye'de spor, bir bilim dalı olarak kabul edilmiyor, askerî talim ya da eğlence aracı olarak görülüyordu. Halkın askerî talim benzeri faaliyetlerde bulunması yasaktı. Bu ancak devletin kontrolünde yapılabilirdi. Osmanlı topraklarında bulunan yabancılar ve gayrimüslim tebaa çeşitli cemiyetler kurmak suretiyle sportif faaliyetler yapıyorlardı. Ancak bu durum yasal değildi. II. Meşrutiyet'in ilân edilmesinden sonra bu konudaki yasal boşluğun doldurulması amacıyla Cemiyetler Kanunu çıkarıldı. Böylece mevcut cemiyetler yasallaştı ve birçok spor kulübü kuruldu. Bu kulüplerden bazıları yasal görünümde olmalarına rağmen halka askerî talim yaptırmak suretiyle yasadışı faaliyetler yürüttüler. Bu zaman zaman resmî makamlarla cemiyetlerde faaliyet gösterenleri karşı karşıya getirmiş, hatta bu faaliyetleri nedeniyle yargılananlar olmuştur.

Türkiye’den Son Toplu Ermeni Göçü: Sancak Ermenilerinin Lübnan’a Taşınması 1938-1939

Belleten · 2017, Cilt 81, Sayı 290 · Sayfa: 243-276 · DOI: 10.37879/belleten.2017.243
Tam Metin
Türkiye'den son toplu Ermeni göçü 1939 yılında İskenderun Sancağı'nın Türkiye'ye geçmesiyle yaşandı. Ancak İskenderun Sancağı Fransız manda idaresi altında kaldığı süre boyunca burada bilinçli olarak demografik bir mühendislik uygulandı ve buraya sürekli olarak 1921-1922 döneminde Aandolu'dan Suriye ve Lübnan'a göç eden Anadolulu Ermeni mülteciler iskan edilmek süretiyle gayrimuslim nüfus Türk nüfusun aleyhinde olacak şekilde arttırıldı. Öyleki 1914 yılında yedi bin civarında olan Sancak'taki Ermeni nüfusu 1927 yılında dokuz bin, 1936 yılında ise yirmidört bin olmuştu. Bu süre zarfında bu kadar büyük oranda Ermeni nüfusunun artmasının sebebi Milletler Cemiyeti Mültecilere Yardım Ofisi'nin 1927 yılında başlattığı Suriye ve Lübnan'daki Emeni mültecileri yeniden iskan projesidir. Bu proje çervesinde halep ve Beyrut kamplarındaki kırk bin civarında Ermeni mülteci yeni inşa edilen semtlere taşındı. Bu proje kampsamında 1927-1936 yılları arasında İskederun Sancağı'ndaki şehir merkezleri ile kırsal alanlara toplmada on üç bin Ermeni iskan edildi. Ancak önce 1938 yılında Türkiye ve Fransa arasında yapılan antlaşma gereği Türk ordusunun İskednerun Sancağı'na girmesi ve 1939 yılında Sancak'ın idaresinini tamamen Türkiye'ye bırakılması neticesinde on sekiz bin civarında Ermeni Türk idaresindeki Sancak'ta yaşamaktansa Fransız idaresindeki Suriye ve Lübnan'da yaşamayı tercih ettikleri için Süriye ve Lübnan'a göç etti.

Berlin Antlaşması Sonrasında Erzincan’da Eşkıyalık Ve Ermeni Hadiseleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2016, Cilt XXXII, Sayı 94 · Sayfa: 1-28
Tam Metin
Türk Milleti'nin gündeminde bulunan Ermeni Sorunu, fiilen 1865 yılından itibaren ortaya çıktı. Sorun Ayastefanos (1878) ve Berlin Antlaşmaları ile milletlerarası boyuta çekildi. Bu konu, gerçekte bir Ermeni Meselesi olmaktan ziyade, sanayileşen ülkelerin ihtiyacı olan hammadde kaynaklarının arayışına ve pazar elde etme emeline yönelik bir araç olarak kullanıldı. Bir gücün, diğer güç karşısında üstün duruma geçebilmesi için tarihte bir çok şantajlara tevessül edilmiştir. Ermeni sorunu da Türk Milleti'ne irade dışı yaptırımlar uygulamak için bu güne kadar tazeliğini muhafaza etmiştir.

XVIII.-XX. Yüzyıllarda Tarihi Azerbaycan Toprağı - İrevan Hanlığı’nın Arazisine Ermenilerin Göç Ettirilme Politikası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2015, Cilt XXXI, Sayı 91 · Sayfa: 69-92
Tam Metin
Makalede XVIII.-XX. yüzyıllarda tarihi Azerbaycan toprağı olan - İrevan Hanlığı'nın arazisine Ermenilerin göç ettirilmesi politikasından ve aynı zamanda bu politika sonucunda yerli Azerbaycan Türklerine karşı hayata geçirilen toplu katliamlardan bahsedilmiştir. Tarihi Azerbaycan topraklarını işgal etmeye can atan ve bu topraklarda kendi çıkarlarını her zaman temin etmek niyetinde olan Çarlık Rusya'nın işgalci politikası sonucunda dünyanın çeşitli yerlerinden, özellikle İran ve Osmanlı devletlerinin arazisinden Azerbaycan'a Ermenilerin göç ettirilme politikasının ayrıntıları tahlil edilmiştir. Makalede çeşitli kaynaklara dayanılarak Çarlık Rusya'nın o dönemlerde bölgenin büyük güçleri sayılan İran ve Osmanlı devletleri ile yürüttüğü savaşlar sırasında ve savaşlardan sonra Ermenilerle olan ortak faaliyetleri aydınlatılmaya çalışılmış ve aynı zamanda kendi bağımsızlığını koruyarak Ermenilerin İrevan Hanlığı arazisine göç ettirilmesinin karşısına geçilmesi amacıyla İrevan hanlarının Osmanlı Devleti ile ilişkilerinin tarihinden bahsedilmiştir. İrevan hanlarının yabancı işgalcilere karşı mücadelede Osmanlı sultanları ile yazışmalarına da makalede zaman zaman yer verilmiştir. 1 Ekim 1827 tarihinde İrevan Hanlığı'nın işgalinden itibaren XX. yüzyılın sonlarına kadar geçen bir devirde İrevan ve çevresinde yapılan demografik sayım sonuçları tarihi belgelerle gösterilmeye çalışılmış ve son iki yüz yılda hayata geçirilen asimilasyon politikası sonucunda Azerbaycan'da yaşanan gerçekler ortaya çıkarılmıştır