372 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 13
- Cemal Enginsoy 11
- Suat İlhan 9
- Bekir Tünay 8
- Sadi Irmak 7
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 369
- Türkiye 55
- Turkey 37
- Türkiye Cumhuriyeti 25
- Cumhuriyet 24
- Eğitim 22
- Ataturk 19
- Atatürkçülük 19
- Tarih 19
- Education 18
Atatürk Ve Sosyal Devlet
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 253-282
Özet
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk, Osmanlı İmparatorluğunun teokratik yönetim anlayışı yerine laikliği, ümmetçiliğin yerine milliyetçiliği, padişah iradesi yerine cumhuriyeti imtiyazlı saray ve çevresi yerine imtiyazsız ve çıkarları birbiri ile bütünleşen halkçılığı koyarken bütün bunları-zaman içinde yavaş yavaş yani reformcu bir anlayışla yapmak yerine çağın hız çağı olduğu bilinci ve çağdaş uygarlık düzeyine vakit kaybetmeden bir an önce varılması gerektiği düşüncesi ile çok kısa sürede gerçekleştirmek suretiyle inkılapçı bir yaklaşım uygulamıştır. Bu politik, kültürel ve sosyolojik değişimler kadar önemli olan bir diğer olgu da ekonomide ortaya koyulan devletçilik ilkesidir. Devletçilik üç İlkenin yani cumhuriyetçilik, halkçılık ve milliyetçilik ilkelerinin bir bütün olarak ekonomiye yansımasıdır. Adeta saç ayağını birleştiren halkadır. Böyle bir devletçilik hiçbir yoruma gerek kalmadan bizzat Atatürk'ün kendisinin de ifade ettiği gibi ılımlı ve sosyal devletçiliktir.
Türkiye Cumhuriyeti’nde 75 Yılda Neler Yapılmıştır, Neler Yapılmalıdır?
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 361-379
Özet
Cumhuriyetin 75. yılına girerken, zamanımızda Cumhuriyet rejiminin kendi içinde geçirdiği dönüşümler ve gelecekte Türkiye'de Cumhuriyet rejiminin yapısı konusunda öngörülerde bulunmak için, Atatürk önderliğinde kurulan ve daha sonra kuram ve kurumlarıyla yerleştirilmeye çalışılan -ki bu çabanın, günümüzde Cumhuriyetin geldiği aşama dikkate alındığında büyük oranda başarılı olduğunu görüyoruz- yönlerinin tartışma konusu yapılması gerekmektedir.
Cumhuriyetin Oluşumunda Atatürk Ve Sonrası
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 333-360
Özet
Her toplum, yapısı gereği, belirgin ya da belirsiz bir değişime uğrar. Yani toplum zamanla farklılaşır. Toplumsal hareketlilik adı verilen, sosyolojik olay, bazen ilerlemeyi, bazen de gerileyişi ifade eder. Bir toplumda, sosyal, kültürel ve ekonomik olmak üzere çeşitli alanlarda hareketlilik yaşanabilir. Toplumsal hareketlilik, kendiliğinden oluşabildiği gibi, çoğu zaman da grupları yöneten bir önder tarafından gerçekleşir.
Fascist Italy’s 'Mare Nostrum' Policy and Turkey
Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 238 · Sayfa: 813-846
Özet
Tam Metin
Following his seizure of power in 1922, Mussolini began to pursue the policy of 'mare nostrum' of the ancient Romans. He had an eye on the Anatolian lands bordering the Mediterranean. Local symbol of the Italian menace was the Dodecanese Islands which were started to be fortified in 1934. Mussolini's speech of that year showed that Italy did not renounce its earlier designs on Turkish territory. Atatürk did not take Mussolini's claims seriously, but the danger Italy represented could not be ignored. During the Ethiopian crisis, Turkey supported the League of Nations' sanctions against Italy and advocated the principle of collective security. Facing Italian expansionism, Turkey requested the holding of an international conference in Montreux and succeeded to obtain the right of bringing back the Straits to full Turkish sovereignty. Turkey's distrust of Italy deepened in 1937 and 1938. Ankara disliked the policy of Rome-Berlin axis. It did not acquit Italy of designs in the eastern Mediterranean. Italian occupation of Albania in 1939 soon led to Turkey's signing of mutual assistance agreements with Britain and France. Italy sharply denounced the Turco-Anglo-French rapprochement. For Turkey, as an ally in the eastern Mediterranean, had the strength to tip the balance against Italy.
Atatürk ve Milliyetçilik
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 758-777
Özet
Milliyetçilik tarihî açısından en önemli dönem ise, şüphesiz XIX. yüzyıldır. Bu yüzyılda insanlık siyasî, askerî, İktisadî ve diğer toplumsal alanlarda çok büyük gelişmeler kaydetmiştir. Kaydedilen bu gelişmelerden biri de milletlerin uyanması ve milliyetçilik fikirlerinin yayılmasıdır. Bu dönemde başlayan toplumsal fikir ve olaylar çok büyük bir hızla XX. yüzyıla taşınmış ve XX. yüzyıldaki gelişmelerin temelini oluşturmuştur. Bugünkü modern anlamda XIX. yüzyılda başlayıp XX. yüzyılda yaygınlaşan ve dünyanın siyasî olarak yeniden şekillenmesinde etkili olan milliyetçiliği ele almadan önce kısaca milleti tarif etmekte yarar vardır.
Atatürk'ü Anekdotlarla Anlamak
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 698-700
Özet
"Atatürk'ün Sivas'a geldiği bir akşam, Sabiha Gökçen de yanındadır. Akşam yemeğinde Atatürk başlamadan kimse yemeğe başlamıyor. Emir subayı gelir. Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyler. Atatürk besmele çeker ve yemeğe başlar. Neyi bekler? Sabiha Gökçen, şöyle der; emir subayı delki; tüm asker, polis ve erler yemeğe başladı. Maiyetindeki subaylar yemeğe başlamadan o yemek yiyememektedir. Maiyetindeki er, polis ve tüm subayların yattığı yerleri gören Atatürk, onların istirahatı sağlandıktan sonra kendisi de yatıyor. Aksi oldu mu? Olursa, hiç belli etmeden tepkisinibelli eder. Yerine yatmıyor ve herhangi bir yere yatıyor."
Atatürkçü Düşünce Işığında: Çağdaş Eğitim
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 780-830
Özet
Eğitim nedir? sorusuna karşı yeterli ve kuşkulardan uzak bir yanıt aramak boşunadır. Eğitim üzerinde düşünürken, onun canlı bir organizma gibi büyüyüp gelişme niteliği taşıdığını unutmamalıyız. Eğitimin değişmez verileri bulunmakla birlikte, sürekli gelişmekte ve yeni isteklerle yeni koşullara uymaktadır*1. Bu nedenle pekçok düşünür ve eğitimci, eğitim nedir sorusu üzerinde düşündüğü halde, hiçbirisi kendisini de tatmin eden bir tanıma ulaşamamıştır
Atatürk'le Samsun'a Çıkanlar Biyografisine Katkı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 832-834
Özet
Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkışı, Türkiye Cumhuriyeti'ne bir başlangıç ve Türk milletinin tarihinde yeni bir dönüm noktasıdır. Bu önemli günde Mustafa Kemal Paşa ile beraber, O'nun maiyyetinde bu tarihte Samsun'a çıkanların biyografileri ile ilgili olarak İsmail Arar'ın çok eksik ve giriş niteliğindeki bir çalışmasının dışında 1 ciddi bir inceleme ürünü, Fethi Tevetoğlu'nun "Atatürk'le Samsun'a Çıkanlar" adlı eseridir.
Kuva-yı Milliye'nin Askeri Açıdan Etüdü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 980-1004
Özet
Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bu günlerde "Kuva-yı milliye", "kuva-yı milliye ruhu" terimleri daha çok anlam kazanmaktadır. Kuva-yı Milliye deyiminin sözlük anlamı "Milli Kuvvetler, Milli Güçler" veya başka bir ifade ile "Milis Kuvvetleri" demektir. Geniş kapsamlı özel bir tanım yapmak mümkündür. Bu durumda; "Kuva-yı Milliye, yurdumuzu parçalamak üzere harekete geçen İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan kuvvetlerine karşı açılan cephelerde çarpışmak üzere teşkilâtlanan bölge milis kuvvetleridir" *1 denilebilir. Hareketin özelliği sebebiyle, Milli mücadeleye katılan ve bu mücadeleye taraftar olan herkese de "Kuva-yı Milliyeci" denilmiştir.
Atatürk Ve 75. Yılında Cumhuriyet
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 1100-1120
Özet
İnsanlar, toplum olma bilincine ulaştıkları dönemlerden itibaren, belirli sistemler içerisinde yaşamaya başlamışlardır. Toplumların millet olma vasfını kazanmalarıyla birlikte de, devlet denilen tüzel kişilikler vücuda getirilmiştir. Tarihî süreçte insanoğlunun teşkil ettiği en büyük organizasyon olan devletler, toplumların bilgi seviyelerinin artmasına bağlı olarak, şüphesiz daha iyi sistemlerle yönetilir olmuşlardır.