372 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk ve Lozan Barış Konferansının İlk Devresi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 417-436
Büyük Zafer kazanılmıştı, asıl mesele barışın da kazanılması idi, bunun için de Lozan'a kuvvetli bir Türk heyetinin gitmesi gerekiyordu. Delegasyonumuz Lozan Konferansının ikinci devresine gitmiş ve büyük bir diplomatik zafer olan Lozan Antlaşması'nın imzalanmasını sağlamıştır. Fakat hiç şüphe yoktur ki Lozan'ın baş mimarı şüphesiz başdelegeden itibaren andlaşmanın en ince ayrıntısına kadar düşünen büyük Atatürk'tür.

Sesli Belgelerden K. Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 459-470
Ulu Önder üzerine yapılan araştırma, inceleme ve yorumlar şüphesiz yıllarca devam edecektir. Başlı başına bir okul, bir ekol olan büyük dahinin, her yönüyle ortaya konulabilmesi zaman işidir. Hakkında; bizzat tanık olanlar tarafından veya tanık olanlardan naklen anlatılarak; pek çok anı yayınlandı. Ölümünün üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen, halen yeni anılar ortaya çıkmakta ve bunları, tarihe ışık tutacak değerde yenilerinin de takip edeceği anlaşılmaktadır. Bazı anılar, ya sadece sohbetlerde kullanıldı, kaleme alınmadı, ya da hafızalarda kalarak sahibiyle beraber mezara gömüldü.

Atatürk’ün Yazdırdığı Bazı Notlar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 495-502
Atatürk'ün fikir adamı olarak bir özelliği de herhangi bir konu üzerindeki düşüncelerini bir vesile ile o anda yanında bulunanlardan bir kişiye yazdırması, sonra bu notu orada hazır bulunanlara karşı okutturması idi. Atatürk tarafından çeşitli vesilelerle yazdırılmış olan bu notlardan bir bölümü 1971 yılında küçük bir kitap halinde yayınlanmış bulunmaktadır. Biz bu araştırmamızda eski gazete sayfaları arasında kalmış Atatürk'e ait bazı notları okuyucularımıza sunmak istiyoruz.

Atatürk Biyografisinden Sayfalar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 345-416
Bu makalede Atatürk biyografisinden sayfalara yer verilmiştir.

Atatürk, Ankara Orman Çiftliği’ni Nasıl ve Niçin Kurdu?

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 503-510
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa, yarattığı büyük inkılâplara bir de ziraat inkılâbını katmak ve Türk milletinin asıl bünyesini teşkil eden geri kalmış köylü ve çiftçi tabakasını çağımızdaki yenilik yollarında yürütmek ve refaha kavuşturmak için bizzat çiftçilik yaparak onlara rehber olmak istiyordu. Bu sebeple, Ankara şehri civarında örnek bir çiftlik kurmak tasavvurundaydı.

Atatürk ve Demokrasi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 825-832
Tam Metin
4 Haziran 1933 tarihindeyiz. Atatürk'ün etrafında devlet ve fikir adamlarımızın toplandığı bir gece idi. Gündüz Genel Kurmay'da meşgul olan Atatürk, gece bazı arkadaşlariyle çeşitli konular üzerinde konuşuyordu ve bundan büyük haz duyuyordu. Hazır bulunanlardan Ruşen Eşref Ünaydın, Falih Rıfkı Atay, Saffet Arıkan, Recep Peker, Necip Ali Küçüka, Fethi Okyar, Tevfik Rüştü Aras ve Şükrü Kaya beyleri hatırlıyorum. 1933 sonlarında Cumhuriyetin onuncu yılı tamam olacaktı. O gece on yılın tarihçesi üzerinde duruldu. Atatürk'ün sorduğu sualler üzerinde veyahut herkes kendi düşüncesine göre bir konu üzerinde konuşmuştu. Fakat en çok inkılâplar üzerinde duruluyordu. Uzun ve istifadeli konuşmalar arasında Atatürk bazen dinliyor bazen kendisi uzun uzun konuşuyordu. Fakat her zaman olduğu gibi mefhumların, tarifleri üzerinde formüller aramıştı ve ısrarla "inkılap" kelimesinin lûgat mânasından gayrı, Türk inkılâpları yönünden tarifini, izahını istemişti. İnkılâp kelimesinin diğer batı dillerindeki karşılığı aranmıştı.

Atatürk ve Devletçilik*

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 833-848
Tam Metin
Devletçilik, Türkiye'nin toplumsal ihtiyaçlarına cevap veren, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına ve gelişmesine olanak kazandıran bir politik uygulamadır. Devletçilik bir politik uygulama ve yöntem olarak Türk toplumunun gerçeği üzerine inşa edilmiştir. Bu binanın temelinde uzak görüşü, fikir ve ideali ile Atatürk vardır.

Atatürk Devrimlerinin Amaçları ve Esprisi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 993-1002
Tam Metin
Büyük adamları, içinden çıktıkları ülkenin, ulusun tarihi zorunlulukları, çekilen ızdıraplar, sıkıntılar yoğurur yetiştirir. Rahmetli yüce Atatürk de böyle bir ortamda ve Türk ulusunun çok sıkıntılı günlerinde ortaya çıkmıştır. Zaten doğduğu, çocukluk ve ilk delikanlılık çağlarının geçtiği bölge ona tarihi görevini her an hatırlatan bir atmosferde idi. Kendisinin doğup büyüdüğü Selanik ve çevresi bir çok milletin bağımsızlık çabasına kışkırtıldığı, itildiği Balkan Yarımadası'nda idi. Avrupanın uyanmış ve gelişmiş devletleri, Osmanlı uyruğu bu Balkan halklarını milli duygular bakımından bilinçlendirmeye, örgütlendirmeye çalışıyorlardı. O sıralarda dünyada ve çevremizde gelişen olaylar, Türk ulusunun ve ülkesinin ayakta durabilmesi ve benliğini koruyabilmesi için vakit geçirmeden bir şeyler yapması gereğini bütün şiddeti ile duyurur nitelikte idi. Avrupa'da filizlenen fikir akımlarının geliştirtiği reformlar, matbaanın, pusulanın bulunuşu, buharın mekanik güç olarak kullanılması, teknolojinin ve sanayiin gelişmesi, makinanın icadı ile ortaya çıkan ağır sanayiin ham maddeye ve paraya ihtiyaç göstermesi, sömürgecilik ve kuzey, güney Amerika devletleri gibi yeni devletlerin dünya politika alanına atılması oluşuyordu. Pek tabii ki bu gelişmeler dünyamıza yeni bir yaşantı anlayışı getiriyordu.

Atatürk'ün Günümüz Olaylarına da Işık Tutan Bazı Konuşmaları

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 953-974
Tam Metin
Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, kuruluşundan bu yana kendisine sağlanan pek sınırlı parasal imkanlara rağmen, Atatürk'ün söylev, demeç, tamim, telgraf ve beyannamelerini toplayıp beş cilt halinde yayınlayarak Atatürk'ün biyografisi ve yakın tarihimiz üzerinde çalışacaklar için pek kıymetli bir koleksiyonu ortaya koymuş bulunmaktadır. Ne var ki Atatürk'ün bütün sözleri ve yazıları önceden tam olarak saptanmadan yayına başlandığı için bu beş cilde girmemiş pek çok malzeme de vardır. Gene bir ön saptama yapılmadığı içindir ki aynı gün söylenen bir söylev, verilen bir demeç ya da yazılan bir mektup veya telgraf ayrı ayrı cildlerde yer almış, bu da yayınlanan belgelerin kronolojik düzenini bozmuştur. Bugüne kadar yayınlanan beş ciltten sadece dördüncüsüne bir dizin konulup ötekilerinde dizin bulunmayışı da araştırıcılar için ayrı bir güçlük yaratmaktadır. Bütün bunları ortaya konan eserin değerini ve önemini küçümsediğimizden değil, fakat ilerki basımlarda gözönünde tutulması dileği ile bir öneri olarak söylediğimizi belirterek konumuza gelmek istiyoruz.

Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 985-992
Tam Metin
1922 Lozan konferansına delegelerimiz eşsiz bir zaferle gittiler. Fakat orada müzakereler açıldığı zaman batılı devletler Türkiye'ye eşitlik hakkı tanımak istemiyorlar, bilhassa Türkiye'nin geri bir memleket olduğu noktası üzerinde duruyorlardı. Kapitülasyonların ipkası için Ryan "Medeni Kanun İslâm mevzuatından alınmadır", Galli ise "Kanun-i esasî, kanunların daima fıkıh ahkâmına uygun olmasını ister. Muhtelit mahkemelerde bile Mecelle ihticâc olunur" diyordu. Başdelegemiz İsmet Paşa, Türk adliyesini övdüğü zaman da Curzon "yazık ki, bütün âlemin bildiği üzere mesele böyle değildir" diye bunu istihza ile karşılıyordu. İşte o zaman Riza Nur ve Münir beyler, Türkiye'nin umumî ve asri bir kanun neşredeceğini Barış konferansına bildirdiler. Aynı tarihte Mustafa Kemal, Türk milletine şu sözlerle hitap ediyordu: "Memleket behemehal asri, medeni, müteceddit olacaktır. Bizim için bu hayat dâvasıdır". Ogündenberi modernleşme, Türkiye için bir hayat davası, mücadelelerimizin ana meselesi olmuştur. Bugünkü meselelerimizin asıl kaynağı şüphesiz modernleşme davasıdır.