331 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Atatürk
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk ve Liderlik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 555-572
Atatürk'ün liderliği, düşünürlerce kabul edildiği gibi, büyük devlet adamlarınca da tasdik edilmiştir. Bilimsel esaslar içinde aranan niteliklerin fazlasıyla bulunduğu da bir gerçektir. Küçük-büyük yüzlerce olaydaki tutum, davranış ve tavırları tarihi dolduran apaçık belgelerdir. O, lider yaratılmıştır. Liderliğini devamlı ve sistemli olarak geliştirmiştir. Böylece de, liderlerin lideri durumuna geçmiştir.

Atatürk's Notes on University Reform

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 3-95
The aim of Atatürk was to educate the youth of higher education with national consciousness and modern culture. The battle to be fought in the field of science was to liberate Darülfünunu from its Oriental color and make it a national institution for research. For this reason, after the success of the Turkish Revolution, modernizing Istanbul Darülfünunu both in terms of education and organization, giving it a national and Western University qualification was determined as both a goal and a need. In 1931, Albert Malche, one of the faculty members of the University of Geneva, was invited to Turkey by the government to prepare a report on the reforms to be carried out at Darülfünunu in Istanbul.

Atatürk’e Ait İki Hatıra

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 127-136
İstiklâl Savaşı komutanlarından olan Kâzım Orbay (1886-1964) Cumhuriyet döneminde de Üçüncü Ordu Müfettişliği, Askerî Şura Üyeliği, Genelkurmay Başkanlığı ve Kurucu Meclis Başkanlığı görevlerinde bulundu. Gerek Kurtuluş Savaşında gerekse onu izleyen devredeki askerî başarıları sebebiyle Atatürk'ün takdir ve sevgisini kazanan orgeneral Orbay'ın -kendi elyazısyla- iki değerli hatırasını ilk defa olarak yayımlıyoruz.

Atatürk'ün Bazı Özellikleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 96-101
Türk Kurtuluş Savaşının yöneticisi ve başkumandan olmuş, daha sonra da Cumhurbaşkanlığı zamanında, bildiğiniz gibi memleketi yakından tanımak için mütemadiyen gezmiş, her yerde halkla tanışmış, onların fikirlerini almış, hatta tartışmalar yapmış bir devlet adamıydı.

Atatürk ve Kadın Hakları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 213-235
Yaşadığımız dünyada toplumlar "gelişmiş, az gelişmiş veya gelişmekte" gibi sınıflara bölünmektedir. Bunların her birinde kadının durumu ve toplumun sosyal bünyesindeki yeri başka başkadır. Diğer toplumlarda kadının yeri ve hakları Türk kadınınki ile birlikte değerlendirildiği zaman, "Atatürk İnkılâbım ve Atatürk'ü Türk Milleti'nin en tutucu insanının bile daha iyi tanıması, takdir etmesi ve hatta kafası ve gönlündeki yersiz düşünce ve duyguları uzaklaştırması mümkündür.

Devlet Adamı Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 192-194
Liderler vardır, çağlarının eğilimlerini sezerler, toplumlarm o dönemdeki arzularının gerçekleşmesi için toplumla bütünleşirler. Gayretleri ufuklarda görülebilen hedefler içindir. Liderler vardır, nazarları ufukların çok Ötesine taşar. Görülebilenle, olabilenle yetinmezler. Olması gerekeni sezerler. Toplumları kişiliklerinden kaynaklanan cazibe ile ufukların çok ötesindeki hedeflere doğru koştururlar. Etkileri milletleri, çağları aşar, bütün insanlığı içine alan coğrafî ve tarihî bir genişlik ve derinlik kazanır. Atatürk ikinci tip bir devlet adamı idi.

Atatürk ve Atatürkçülük

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 195-198
Atatürk-Atatürkçülüğün ne olduğunu anlamak ve kavrayabilmek için her şeyden önce O büyük insanın fikir ve düşüncelerini, ilkelerini ve Türk İnkılâbının felsefesini anlayabilmekle ancak bir sonuca varabiliriz. Atatürk'ün felsefesinin ne olduğunun anlaşılması için de O'nun yaşantısının derinliklerine inmek zorunludur.

Atatürk’ü Anarken

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 164-166
Ben talihimin en büyük mazhariyeti olarak Mustafa Kemal'i yakından görüp tanımak ve anlamaya çalışmak mazhariyetine kavuşmuş bir fâniyim. Onunla İlk ve gıyabî tanışmamız, bir efsane şöhreti yaratan, fakat bir gerçekten ibaret olan Çanakkale'deki kahramanlığıdır. Atatürk' e dair bir hatıra.

Atatürk’ün Eğitim ve Üniversitelere Bakış Açısı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 267-276
Osmanlılar döneminden itibaren zaman zaman eğitim sistemimizin düzeltilmesi için çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Hatta bu dönemde eğitimin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmesi için eğitim kuramlarında millî eğitim politikasının hâkim kılınması istenmiş ve bu tarihlere kadar Osmanlı toplumunda görülen "halk, medreseliler ve mektepliler" zümrelerinin birleşmedikçe hakiki bir millet olmamızın mümkün olamayacağı cereyanı kuvvet kazanmaya başlamıştır. 18. yüzyılda, Batıyla olan temasların sonucu, III. Selim zamanında reform hareketleri başlamıştır. Reformlar ilk planda askerî alanda ele alınmış ve daha sonra tıp ve teknik alanlarda gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Eğitim alanında III. Selim'den ziyade büyük ölçüde II. Mahmud döneminde ilk büyük eğitim reformları için adımlar atılmıştır. II. Mahmud, daha ziyade askerî ve sivil idarenin yeniden düzenlenmesinin zarureti karşısında ilk önce yüksek okul düzeyinde bu reformları yapmayı gerekli bulmuştur.

Atatürk’ün Biyografisinde Yapılan Yanlışlıklar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 277-285
Hazırlamakta olduğum "Açıklamalı Atatürk Kronolojisi" için otuz yıl evvelsinden bu yana Ulusal Kahramanımızın yaşam öyküsü ile ilgili yüzlerce eseri fişledim. Bu fişler kronolojik bir sıraya girdiği zaman gördüm ki Ulusal Kahramanımızın yaşamının çeşitli aşamalarım oluşturan pek çok olayın tarihleri birbirini tutmaz bir karışıklık içindedir. Sadece Harbiye'ye girdiği 1899 tarihi ile Anadolu'ya geçtiği 1919 tarihi arasında geçen 20 yıllık yaşamına eğilecek bir araştırıcı; karşısına çıkan birbirini tutmaz tarih rakamları karşısında bunalıp kalacak, içinde bulunduğumuz yüzyılda yaşamış, Özellikle 7 yaşından sonraki elli yıllık yaşamına tanık olmuş pek çok kişinin hâlâ sağ olduğu bir dönemde, vatan kurtarmış bir Ulusal Kahramanın yaşam öyküsünün niçin böylesine birbirini tutmaz bir kargaşa haline getirilmiş olduğuna şaşacaktır.