372 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Ataturk
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Atatürk’ün Özlemleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 717-724
1881'de Makedonya'nın denize açıldığı, kozmopolit bir liman olan Selanik'te doğdu. Ve 1938'e kadar Türkler'in kaderini tamamıyla değiştirdi. Özgürlüklerini ellerine verdi. Ve bugün bile onun fikirlerini, onun düşüncelerini, devrimleri ülkenin gelişmesi yolunda bizlere ışık tutuyor, bizlere yol gösteriyor ve ülkeyi çağdaş ülkeler düzeyine çıkartıyor.

Atatürk'ün Eğitime Verdiği Önem Ve İnebolu'da Eğitim Durumu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 701-709
Millet mektepleri her yıl 1 Kasım'da büyük ve eğlenceli törenlerle açılır ve başarılı olanlara diplomaları Mart ayında verilirdi. 1927 Okuma- yazma oranı genel olarak %10 iken bu oran 1935 yılında yani sekiz yıl sonra %20'lere çıkarılmıştır. Görüldüğü gibi artış sekiz yılda % yüzdür.

Atatürk Ve Türk Tarihi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 761-769
Atatürk'ün hayatını tetkik ettiğimizde, O' nun, Türk milletini hemen hemen bütün yönleriyle çok iyi tanıdığını görürüz. Şöyle ki; Askeri mesleği İcabı, rütbelerine göre, savaş meydanlarında vatanını ve milletini çeşitli yönleriyle yakından tanımıştır. Bunun yanısıra, küçük yaştan beri devamlı tarihi eserler okuması, onun Türk tarihi hakkında geniş bilgi edinmesine yardımcı olmuş, Türk milletini tanıdıkça, onun ne büyük hasletlere sahip yüce bir millet olduğunu anlamaya başlamıştır. Türk milletine karşı duyduğu engin sevgi ve güvendir ki, kötü şartlara rağmen, O'nu Türk milletinin istiklali için mücadele bayrağını açmağa sevk etmiştir. O' na göre, Türkler gibi büyük ve asil bir millet " esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyi "idi. Türk milletini çok seven ve onun hiçbir hakkının elinden alınmasına tahhammül edemeyen büyük Atatürk, milletinin önüne düşerek selamete çıkmasını sağlamıştır.

Atatürk Ve Gençlik

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 757-759
Gençlik ömrün baharıdır. Heyecanın, cesaretin, zindelik ve gücün sembolüdür. İşte zorlukları ve engelleri aşmak için zindelik ve güce, yeni ideal ve hedeflere yönelmek içinde heyecan ve cesarete ihtiyaç duyulur. Atatürk'ün ilkelerinden kaynaklanan idealizmle, günümüzün en üst seviyedeki araştırma bazlı bilimsel metotlardan yararlanarak ülkemizi yüceltmek ve bunu devamlı kılmak Atatürk'ün gençliğe yüklediği en büyük vazifedir.

Atatürk'ün Barışçı Politikası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 751-756
Atatürk'ün dış politikasının temel hedeflerinden biri olan "barış" Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği temel politikalardandı. 1911 - 1912 döneminde cepheden cepheye koşan, durmadan savaşmak zorunda kalan Mustafa Kemal, her zaman barış özlemiyle yaşamış, Türkiye'nin millî sınırlar içinde egemenliğini güvenlik altına alan bir barışı sağladıktan sonra da onu korumak için elinden geleni yapmıştı

Atatürk’ün Ekonomi Mucizesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 44 · Sayfa: 771-776
Zamanın Başbakanı Tansu Çiller'e hitaben yazılan bir mektupta anlatılanlar, beni ekonomi üzerinde düşünmeye itti. Bir Türk vatandaşı, ekonomi profesörü olan başbakanın yatırımlar üzerine verdiği öğütlerin tam tersini yaparak milyonlarını milyarlara çeviriyordu.Bu nasıl bir olaydı? Nasıl oluyordu da ekonomi profesörü olan birisinin söylediklerinin tam tersini uygulayarak zengin oluyordu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Soyu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 969-1009
Her büyük liderin hayatında gördüğümüz gibi, Atatürk'ün biyografisinde de, bilgi ve belge eksikliğinden kaynaklanan bazı tartışmalı konular bulunmaktadır. Türk bilim hayatı, bugün bu konuların pek çoğunu belgelere dayalı olarak açıklığa kavuşturmuştur. Fakat hala bazı konularda yanlışlıkların devam ettiği görülmektedir. Bunda, Atatürk ile ilgili arşiv belgelerinin dikkate alınmamasının rolü olduğu kadar; bazı maksatlı yayınların da etkisi vardır. Bu çalışma ile, Atatürk'ün biyografisinin önemli bir bölümü, soyu ve ailesi, arşiv belgelerine dayalı olarak daha düzgün, tartışmaya yer bırakmayak bir şekilde yazılmaya çalışılmıştır. Şüphesizdir ki, bu araştırmada da eksiklikler olacaktır.. Bunların zaman içinde yeni belgelerle tamamlanması tabiidir.

Milli Mücadele Lehine Kamuoyu Oluşumunda Din Adamları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 821-834
Milli Mücadele Türk milletinin çok zor bir döneminde gerçekleştirilmiştir. I. Dünya Savaşı'nı takip eden günlerde Anadolu insanı ard arda gelen ve sonu yenilgilerle biten savaşlardan bitap düşmüştür. O dönemin şartlarında halkın yönlendirilmesinde din adamları birinci derecede güç sahibidirler. Din adamları, bu güçlerini Milli Mücadele için kullanmışlardır: Halkın vatan sevgisinin ve bağımsızlık aşkının harekete geçirilmesinde ve Anadolu'nun işgal edilmesine karşı çıkmak üzere Müdafaa-i Milliye cemiyetleri kurulmasında, hocalar, müftüler ve şeyhler gibi din adamlarının çok önemli rolleri olmuştur. 1919 ve 1920 yıllarında Anadolu'nun hemen her tarafında kurulan Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinde bizzat görev almışlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde milli bağımsızlığın sağlanması için gayret göstermişlerdir. Mustafa Kemal Atatürk, söz konusu din adamları ile görüşerek, haberleşerek, tebrikleşerek ve onları onore ederek, onların desteklerini almış ve bu desteği de çeşitli yollarla göstermiştir.

Mütareke Döneminde Mustafa Kemal Paşa-Kont Sforza Görüşmesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 791-800
Mondros Mütarekesinden sonra İtalya'nın İstanbul Mondros Mütarekesinden sonra İtalya'nın İstanbul Yüksek Komiserliği'ne Kont Carlo Sforza tâyin edilmiştir. Sforza; İstanbul'da görev yaptığı Kasım 1918 - Haziran 1919 tarihleri arasında, pek çok sivil ve asker Türk aydınıyla görüşmüştür. Bu çerçevede birkaç kez, İtalyan kamuoyunun "Çanakkale Kahramanı" olarak tanıdığı Mustafa Kemal Paşa ile de görüşmüştür. Bu görüşmelerde, tarafların yaklaşımlarındaki uyuşmazlık nedeniyle somut bir sonuç alınamamıştır. Bununla birlikte; Millî Mücadele dönemindeki Türk - İtalyan dostluğunun temelleri İstanbul'daki Mustafa Kemal Paşa Sforza görüşmeleriyle atılmıştır.

Atatürk’ün Din Ve Lâiklik Anlayışı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 41-52
Atatürk, bir siyaset dehası olarak, Türkiye için bu ilkelerin gerekliliğini, birlik ve bütünlük açısından zorunluluğunu anlamış ve bu nedenle uygulama safhasına koymuştu. Yoğun bir tarih bilgisine sahip olan Atatürk, Türkiye tarihinin kendine özgü şartlarından hareketle, gerçekte batı kaynaklı olan bu kavramlara yeni anlamlar vermiş ve bu kavramları Türk Milleti'nin öz değeri haline getirmiştir. Lâiklik kavramının, toplum yaşamında egemenliğini uzun süredir sürdürmüş olan din ve dinle ilgili kavramlara yeni statüler oluşturması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu yeni statü, dinin çağdaş anlamda yorumlanması gibi pratik bir kolaylığı getirerek, dini toplumsal gelişmenin bir aracı haline sokmuştur. Bu durum, Türk Ulusu'nun çağdaşlaşması sürecinin en önemli halkasını oluşturur.