372 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- İsmet Giritli 13
- Cemal Enginsoy 11
- Suat İlhan 9
- Bekir Tünay 8
- Sadi Irmak 7
Anahtar Kelimeler
- Atatürk 369
- Türkiye 55
- Turkey 37
- Türkiye Cumhuriyeti 25
- Cumhuriyet 24
- Eğitim 22
- Ataturk 19
- Atatürkçülük 19
- Tarih 19
- Education 18
Atatürk Bibliyografyası Projesi Veri Tabanı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1997, Cilt XIII, Sayı 37 · Sayfa: 161-174
Özet
Atatürk Araştırma Merkezi tarafından, Atatürk, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında yurt dışında yayınlanmış eserlerin bibliyografyalarının hazırlanması ve bu eserlerin Türkiye'ye kazandırılmasına ilişkin bir proje anlatılmıştır.
Harbord Misyonu Nasıl Ortaya Çıktı?
Belleten · 1997, Cilt 61, Sayı 232 · Sayfa: 701-708
Özet
Tam Metin
Bilindiği gibi, Millî Mücadele tarihimizin önemli olaylarından biri de, Amerikalı General James G. Harbord'ın,"Ermenistan mandası" konusunda, 46 kişilik heyeti ile Doğu Anadolu ve Kafkasya'da yaptığı inceleme gezisi sırasında, 22 Eylül 1919 günü Sivas'ta, Atatürk ile yaptığı 2-3 saatlik görüşmedir. Atatürk-Harbord görüşmesi konusunda bizde yapılan ilk derinlemesine inceleme, Rahmetli Dr. Fethi Tevetoğlu'nun Türk Kültürü Dergisi'nin 1969 Şubat, Mart, Haziran ve Temmuz sayılarında yayınladığı dört dizilik makalelerdir.
Cumhuriyet Kavramı ve Atatürk'ün Cumhuriyet Anlayışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 36 · Sayfa: 721-731
Özet
Türk milleti yüzyıllar boyunca kendi egemenliğini kullanmasına engel rejimlerin acısını çekmiş, sonunda ise en uygun idare şeklinin cumhuriyet olduğunu görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında çekilen birçok acının sonucunda kurulmuştur. Dolayısıyla da kurulması kolay olmamıştır. Bütün geçilen yolların, yapılan fedakârlıkların bilincinde olmak ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yaşamasını sağlamak ise hepimizin görevidir. Atatürk de Türk milletine en uygun yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu değişik sözlerinde ifade etmiştir. Atatürk'ün cumhuriyet konusundaki görüşlerine geçmeden önce "cumhuriyet" kavramının ne demek olduğuna kısaca değinmekte yarar vardır.
Atatürk'ün Sivas'ı Ziyaretleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 36 · Sayfa: 621-704
Özet
İç Anadolu'nun doğusunda Kızılırmak ovasının dağlarla birleşen kuzey yamacında kurulmuş olan "Sivas" 1285 metre yüksekliğinde olup, isminin Roma dönemindeki "Sebastia"dan geldiği kaynaklarda belirtilmektedir. Şehrin yerleşim açısından Selçuklu Sivas'ının, Roma Sebastia'sının yerinde mi veya başka yerde mi, kurulduğu kesin olarak tesbit edilememiş ise de şehrin, diğer Anadolu şehirleri gibi Türkler tarafından tamamiyle yeniden inşa edildiği şüphesizdir.
Atatürk'ün Devlet Adamlığı Vasfı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 36 · Sayfa: 931-952
Özet
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk büyük bir devlet adamı idi. Atatürk'ün bu vasfı, gerek yerli gerek yabancı bilim adamları, fikir adamları, büyük askerler ve devlet adamları tarafından çeşitli inceleme ve yazılara konu teşkil etmiştir. Bu konudaki genel kanaat, Atatürk'ün modern devlet hayatının gerektirdiği değerlerle dolu müstesna bir şahsiyet olduğudur. Daha açık bir deyimle Atatürk karizmatik bir liderdir. Bu incelememizde Atatürk'ün devlet adamlığı vasfını ele almak ve O'nun nasıl bir karizma olduğunu örnekleriyle açıklamak istiyoruz.
Muslims of British India and The Kemalist Reform in Turkey Iqbal, Jinnah and Atatürk, 1924-1938
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 379-386
Özet
Ever since his emergence as the leader of the Turkish nationalists, Kemal Atatürk had attracted wide support from among the Müslim of British India. Though the adulation of Kemal had sprung from the Indian in- volvement with pan-Islam but basically it was his apparent defence of the caliphate which had endeared him to his well-wishers in the Subcontinent. Thus, ali through the exuberance of the Khilafat movement (1918-1924), Mustafa Kemal was lauded for his perceived stand against Western im- perialism in the hour of Islam's grave crisis. Even when the relations between the sultan-caliph at İstanbul and the nationalists at Ankara fell to their lowest ebb, as in Nowember 1922 owing to the separation of the sultanate and the caliphate, no widespread stir w as created in India. The clash came only in March 1924, when Kemal abolished the caliphate which to him had become anomalous and anachronistic. The reaction in India was instantaneous and sharp, but somehow the break was soon repaired. After the initial shock, the Indian public opinion, spearheaded by those who understood the Turkish predicament, began to tilt again in favour of the nationalists and the new situation generally came to be accepted.
Atatürk Dönemi Demiryolu Politikasına Bir Bakış
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 387-396
Özet
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ülkedeki ulaştırma imkânları, ülke ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak ve oldukça kötü durumdaydı. Yolsuzluk ve taşıma araçlarının azlığı ülkenin en önemli sorunuydu. Ülkede tamamı yabancılar tarafından inşa edilmiş 4112 kilometre uzunluğunda demiryolu vardı. Yabancı şirketlerin işlettiği bu demiryollarında taşımacılık çok pahalıydı. Ülkenin yol ihtiyacı daha Milli Mücadele yıllarında ele alınmaya başlandı. Yapımına Birinci Dünya Savaşı yıllarında başlanan ve 80 kilometresi yapılan, Ankara-Sivas hattının inşasına devam edilerek 127. kilometredeki izzettin İstasyonu'na kadar dar bir demiryolu yapıldı. Karayollarının geliştirilmesi için 21 Şubat 1921'de kabul edilen "Tarik Bedeli Nakdisi" Kanunu ile 18-60 yaşlan arasındaki erkekler yol vergisine tâbi tutulmuşlardır.
Milli Mücadelenin "İlk Kurşun”unun Hatay’da Atılması Ve Mustafa Kemal Paşa
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 397-405
Özet
Hatay, dünyanın en eski yerleşim alanlarındandır. Hatay ve yöresi, binlerce yıllık medeniyet eserlerini sinesinde saklayan, çeşitli uygarlıkların izlerini kesin ve derin çizgileriyle koruyan bir müze gibidir. Nitekim yapılan arkeolojik kazılar bu konuda çok önemli delilleri ortaya çıkarmıştır. Hatay ilinin merkezi olan Antakya da "Şehirlerin Kraliçesi" olarak tarihe geçmiştir. Özellikle kurulduğu yer, stratejik yönden büyük öneme sahip olup, önemli ana yolların kavşak ve geçit noktasında bulunmaktadır. Bu konumu sebebiyle de tarih boyunca önemli roller oynamış, büyük kral ve kumandanları barındırmıştır.
Atatürk'ün Hatay Politikası II (1938-1939)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 407-454
Özet
Makelenin I. bölümünde ( Atatürk'ün Hatay Politikası I. 1936-1937, Sayı:34) uluslararası konjöktörü çok iyi tartan Türkiye'nin iç ve dış kamuoyunda yürüttüğü koordineli ve kararlı politika sonucu Hatay'ın Suriye'den koparılarak "ayrı bir varlık" olarak tescil ettirmesi ele alınmıştır. Makalenin bu bölümünde ise, Hatay'da seçimlerin yapılarak, bağımsız Hatay Devleti'nin kurulması ve Türkiye'ye ilhak edilmesi gene Türk arşivlerine dayanılarak ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Atatürk'ün Devletçilik Anlayışı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 609-614
Özet
Batı Avrupa'da meydana gelen Endüstri Devrimi'nden ve ekonomik gelişmelerin sonucu oluşan toplumsal değişmelerden habersiz kalan Osmanlı İmparatorluğu, bu yüzden Avrupa'daki topraklarından gerilerken ekonomik yönden de hızla bağımlılaştı ve XIX. yüzyılda birden bire Avrupa endüstrisiyle karşılaşan Osmanlı zanaatları da hızlı bir şekilde eriyip tükendi. Geleneksel savaş sanayisi dışında ancak XIX. yüzyıl ortalarında ekonomiye aktif olarak katılan imparatorluğun, 1917'de yayınladığı 1913 (1329) - 1915 (1331) seneleri Sanayi İstatistiği'nde, 1913'te mevcut 252 işletmenin 239'u işler durumda iken, 1915'te kurulu 264 işletmenin ancak 182'si faaliyetini sürdürmekte idi. Bu 264 işletmenin yalnızca 60'ı devletin ve Türk uyrukluların elinde bulunuyordu. Mustafa Kemâl, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş nedenini araştırırken, Osmanlı Devleti'nin iktisat yüzünden çöktüğünün, dolayısıyla Cumhuriyetin varlığını sürdürebilmesi için bir "iktisadiyat devleti" olmak zorunda olduğunun altını çizmiştir.