2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Averroes
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

The Medici’s Influence: Revival of Political and Financial Thought in Europe

Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 302 · Sayfa: 29-51 · DOI: 10.37879/belleten.2021.29
Tam Metin
The history of the European Renaissance has been written in many versions. The move from medieval to Renaissance period in world history shows clashes between empires and human nature. The contemporary scholars have many variants of history to choose from and form their own views about what actually transpired during the historical period. The most significant role of the Medici family was in the new era of European history that witnessed the art of administration on the Medici Bank in Florence/Italy. This paper portrays the point of view of the influence of Islamic Arab scholars as scribes in the re-introduction of Greek-Aristotelian philosophies to Renaissance Europe. This view is being increasingly challenged. The Islamic-Arab scholars such as Averroes and Avicenna were not mere scribes. Better translations of Arabic and Persian historical treasures reveal that the Islamic-Arab scholars during the golden age of Islam were globally accepted literary giants who made profound changes to the ideological shaping of Renaissance Europe.

Gazzâlî ve İbn Rüşd’de Nedensellik Tartışması ve Bilim Tarihindeki Yansımaları

Erdem · 2019, Sayı 77 (Bilim Tarihi ve Prof. Dr. Fuat Sezgin Özel Sayısı) · Sayfa: 87-126 · DOI: 10.32704/erdem.656895
Tam Metin

İslam dünyasında Gazzâlî ile başlayan ve İbn Rüşd'de karşılığını bulan tehâfüt (tutarsızlık) tartışması, İslam ortaçağında, kelam (teoloji) ile felsefe geleneklerinin birbiriyle olan eleştirel diyaloglarını irdelemek bakımından bir başlangıç noktası sunar. Tartışma konularının hemen hepsi ilgi çekici olmakla birlikte, tehâfütteki hemen tüm tartışmaların düğüm noktasını nedensellik sorununun oluşturduğu söylenebilir. Bilindiği gibi, ortaçağ İslam düşüncesinin iki temel entelektüel akımı olan kelam ile felsefe arasında, nedensellik konusunda köklü bir ayrışma yaşanmıştır. Kelamdaki nedensellik tartışması, daha çok dinsel bildirilerde yer alan Tanrı'nın kudreti ile Tanrı-evren ilişkisine ait ifadelerin yorumlanmasına dayanır. Kelamcılar, antik atomcu gelenekten yola çıkarak, parçalı ve süreksiz bir evren modeli geliştirmişler ve İslam dinsel bildirilerini bu model ışığında yorumlamışlar, hem tanrısal hem de doğal düzeyde nedensel zorunluluğu inkâr etmişlerdir. Aristotelesçi anlamda, nesnelerin eylemlerini gerektiren bir doğalarının ve özlerinin olduğunu reddetmişlerdir. Oysa filozoflar, kendilerini Aristoteles'in akılcı ve bilimsel felsefesinin geliştiricisi olarak görmüşlerdir. Felsefi çevrelerde, Tanrı ilk neden olarak görülmüş, şeylerin tanrısal sudur yoluyla neden-sonuç ilişkisiyle zorunlu olarak varlığa geldiği savunulmuş, nesnelerin eylemlerini gerektiren bir doğalarının ve özlerinin bulunduğu ileri sürülmüştür. Filozoflara göre, bir şeyi bilmek demek, o şeyin nedenlerini bilmek demektir; dolayısıyla bir şeyin doğasının ve doğal nedenselliğin inkârı aynı zamanda bilginin inkârı demektir. Bu yüzden nedenselliğin onayı, filozoflar için epistemolojik ve ontolojik bakımdan yaşamsaldır. İşte Gazzâlî kelam geleneğini, İbn Rüşd ise felsefe geleneğini öncelemiş, bu ikisi arasında tehâfüt geleneğinde doğal nedenselliğin zorunlu olup olmadığı konusunda köklü bir tartışma yaşanmıştır. Bu çalışmada, önce Gazzâlî'nin doğal nedenselliğin zorunluluğu düşüncesine yönelttiği eleştiriler, ardından da bir filozof olarak İbn Rüşd'ün Gazzâlî karşısında nedensel zorunluluğu savunusu ele alınacak, tartışmaların dayandığı ontolojik ve epistemolojik zemin ana hatlarıyla gözler önüne serilmeye çalışılacaktır. Tartışma gerçekten önemlidir; zira pek çok modern doğulu ve batılı araştırmacı, Gazzâlî'nin nedenselliğin zorunluluğunu eleştirisini, nedenselliğin inkârı olarak yorumlamış ve nedensellik düşüncesi geçmişten günümüze bilimde güçlü bir işlev yüklendiği için Gazzâlî'yi İslam dünyasında yaşanan bilimsel duraklamanın ve gerilemenin baş müsebbibi ilan etmiştir. Dolayısıyla sağlıklı bir karara varabilmek için tartışmayı analiz etmek kaçınılmazdır.