2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Bouleuterion
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı

Güncel Veriler Işığında Tlos Antik Kenti Tiyatrosu ve Meclis Binası Yapı Kompleksi

Höyük · 2023, Sayı 12 · Sayfa: 115-133 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.2.115
Tam Metin
Lykia Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Tlos Antik Kenti Akdağlar’ın batı yamacında, Eşen Vadisi’ne hâkim bir noktada konumlanmıştır. Kentin kuzeyinde Araxa, kuzeydoğusunda Oinoanda, güneyinde Xanthos, güneybatısında Pınara ve batısında Telmessos antik yerleşimleri bulunmaktadır. 19. yüzyıl seyyahları tarafından ilk kez keşfedilen kentte 20. yüzyıl sonlarında başlayan yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları, bölgenin yerleşim tarihçesinin Yunan mitolojisine dayandırılan kuruluş hikayesinden daha erkene uzandığını ortaya koymuştur. Kent merkezinde Neolitik Dönem’den Osmanlı Dönemi’ne kadar kesintisiz süren bir yerleşim kronolojisi izlenmektedir. Uzun soluklu yerleşim sürecinde engebeli topografyanın da etkisiyle devşirme malzeme kullanımı artmış ve girift bir mimari plan uygulanmıştır. Bu çalışmada, kentin önemli kamu yapılarından biri olan tiyatroda gerçekleştirilen güncel araştırmalardan elde edilen sonuçlar yapının mimari evreleri ve kentin şehircilik anlayışı çerçevesinde yorumlanmıştır. Kuzey ve güney analemmadaki kazı çalışmaları sonrasında tiyatronun planı yenilenmiş ve Erken Roma İmparatorluk Dönemi kullanım evresine ait bir çeşme yapısı açığa çıkartılmıştır. Makale kapsamında değerlendirilen bir diğer yapı ise kentte şimdiye kadar lokasyonu yapılamayan bouleuterion ve prytaneion işlevli olarak kullanıldığı düşünülen mekânlardır. Akropolün doğu yamacında konumlanan yapı iki büyük mekândan oluşur ve Bizans Dönemi’nde sur duvarı içerisine entegre edilmiştir. Kazı çalışmaları sonrasında Helenistik Dönem’de inşa edilen ve MS 4. yüzyıla kadar kullanılan, nişli cephe düzenlemesiyle özgün mimari plana sahip görkemli bir yapı kompleksi açığa çıkartılmıştır.

Kelenderis Odeion’u ve Belgeleme Çalışmaları

Höyük · 2022, Sayı 10 · Sayfa: 129-144 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.2.129
Tam Metin
Kelenderis Kazılarının 2020 yılı projesi kapsamında odeion’un belgelenmesi Türk Tarih Kurumu desteğiyle gerçekleştirilmiştir. Bu proje ile ilgili olarak, son yıllarda yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan bu yapının görünür kalıntılarının ölçümleri yapılarak, sahne, orkestra gibi bölümleri ile oturma alanlarının alt ve üst bölümlerinin bugünkü hâlleri çizilmiş, ardından restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanmıştır. Ne yazık ki kazılar öncesinde yapının dolaşma yeri (diazoma) olarak kullanılan yarım daire biçimli büyük ve kalın bir duvar dışında görünürde başka kalıntısı yoktu. 1989 yılında bu duvarın içindeki alanda başlayan kazılarla yapının bazı bölümleri gün ışığına çıkarılmış, ortaya çıkan kalıntılar ışığında yapı theatron olarak adlandırılmıştı. Bu ilk sezonda, alanın dolgusunu oluşturan toprakta yakındaki 19. yüzyılda inşa edilmiş küçük bir kilisenin mezarlığına ait olduğu anlaşılan birkaç gömü de ortaya çıkarılmıştı. 2001-2005 ve 2019-2020 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda ise, yapının kapladığı alandaki tüm mezarlar temizlendi, dolgu kaldırılarak yapının kalıntıları büyük oranda gün ışığına çıkarıldı. Kazılar aynı zamanda yapının nasıl tahrip olduğu hakkında veriler sundu. Mezarların oluşturduğu tahribat dışında, yapının doğusunda, kuzey güney yönlü olarak uzanan Orta Çağ surlarının sahne binasını büyük oranda yok ettiği anlaşıldı. Yapının birinci katına ait oturma sıralarının neredeyse tamamının sonraki dönemlerde alındığı ve geride moloz taş ve harçtan oluşan alt yapısının kaldığı görüldü. İkinci oturma alanına sadece dış destek duvarı dışında hemen hemen hiçbir kalıntı günümüze ulaşmamıştır. Bu yazıda, odeion olarak adlandırdığımız ve MS 2. yüzyılda inşa edildiğini düşündüğümüz bu yapının plan şeması ve diğer mimari özellikleri tanıtıldıktan sonra yapının özgün biçimiyle ilgili önerilerle ve onarımıyla ilgili önerileri içeren projeler sunulmaktadır.