6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Bursa
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Millî Mücadele Aleyhtarı Bir Din Görevlisi: Bursa Müftüsü Ömer Fevzi Efendi

Belleten · 2024, Cilt 88, Sayı 312 · Sayfa: 573-603 · DOI: 10.37879/belleten.2024.573
Tam Metin
Bursa Müftüsü Ömer Fevzi Efendi, Osmanlı Devleti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş sürecinde önemli roller oynamış bir din görevlisidir. Bulgaristan’ın Tuna vilayetinin Varna sancağına bağlı Hacıoğlu Pazarcık kasabasında dünyaya gelen Ömer Fevzi Efendi, 1877- 1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan sonra Rusların Balkanları işgal etmesi üzerine ailesiyle birlikte Bursa’ya göç etmiştir. İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde İttihat ve Terakki listesinden Bursa mebusluğu yapan Ömer Fevzi Efendi, sonraki yaşamında koyu bir Hürriyet ve İtilaf taraftarı olarak tanınmıştır. Mütareke Dönemi’nde Bursa Müftülüğüne tayin edilmiş ve Damat Ferit Paşa Hükûmeti tarafından kurulan Anadolu Heyet-i Nasihasında görev almıştır. Ömer Fevzi Efendi, bu göreviyle saltanat çevrelerinde itibar görmüş ve Padişah Vahdettin’in gözde âlimleri arasına girmiştir. Bursa’da Kuvayımilliye taraftarı birçok şahsın İttihatçı olarak yaftalamasında ve bunların sürgün edilmesinde önemli rol oynamıştır. Ömer Fevzi Efendi, Bursa’da Kuvayımilliye aleyhtarı faaliyetleri nedeniyle 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey tarafından Kütahya’ya sürgün edilmiştir. Fakat Bursa’nın Yunan işgaline girmesinden sonra yeniden Bursa Müftülüğüne tayin edilmiştir. Yunan işgal sürecinde tam bir iş birlikçi olarak faaliyet yürüten Ömer Fevzi Efendi, Yunanların Batı Anadolu’da kurmak istediği özerklik çalışmalarında aktif rol almıştır. Millî Mücadele aleyhinde önemli roller üstlenen Ömer Fevzi Efendi’nin siyasal faaliyetleri henüz akademik anlamda ortaya konulmuş değildir. Bu makalede Ömer Fevzi Efendi’nin İkinci Meşrutiyet’ten Millî Mücadele’ye uzanan süreçteki faaliyetleri analiz edilecektir. Araştırmada Meşihat ve Osmanlı arşivleri ağırlıklı olarak kullanılırken; telif, hatırat ve süreli yayınlara da müracaat edilecektir.

MİLLÎ MÜCADELE KARŞITI BİR DEVLET ADAMI: MEHMET ZİVER BEY VE SİYASİ FAALİYETLERİ

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2023, Cilt XXXIX, Sayı 107 · Sayfa: 79-103 · DOI: 10.33419/aamd.1301523
Tam Metin
Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerinde maarif nazırlığı yapan Mehmet Ziver Bey, Mütareke Döneminde Üsküdar Mutasarrıflığı ile Bursa Valiliği yapmıştır. Fanatik bir Hürriyet ve İtilaf taraftarı olan Ziver Bey, görev süresince tam bir Millî Mücadele karşıtı olarak dikkat çekmiştir. Mülkiye kökenli olmamasının getirdiği liyakatsizlik ve İtilaf Devletleri ile yaptığı işbirliği, Ziver Bey’in birçok olumsuz vakada yer almasına neden olmuştur. Ziver Bey, Üsküdar Mutasarrıflığı döneminde, Üsküdar ve çevresinde hüküm süren asayişsizliğin temel sorumlusu olarak görülmüştür. Ziver Bey’in, bölgede hâkim olan Rum çetelerine karşı gösterdiği zafiyet ve Kuva-yı Millîye sempatizanı olduğu gerekçesiyle Jandarma teşkilatına olan güvensizliği, sorumluluk sahasında birçok istenmeyen vakanın çıkmasına neden olmuştur. Ziver Bey, Millî Mücadele karşıtı faaliyetlerine Bursa Valiliği döneminde de devam etmiş, Bursa’da Yunan İşgal Komutanlığı’yla işbirliği içinde Kuva-yı Millîye taraftarlarının tasfiye edilmesinde etkin rol oynamıştır. Ayrıca Bursa’da Saltanata bağlılık mitinginin toplanmasını organize etmiş, bu sırada Bursa ulema ve eşrafının hazırladığı Kuvayı Millîye karşıtı beyannameye de öncülük etmiştir. Millî Mücadele karşıtı faaliyetleriyle Türk kamuoyunda infial uyandıran Ziver Bey, Yüzellilikler Listesine alınmak istenmişse de kontenjanın dolması nedeniyle kayıt dışı kalmıştır. Bu çalışmanın amacı, Üsküdar Mutasarrıfı ve Bursa Valisi Ziver Bey’in Millî Mücadele’de oynadığı rolü ortaya koymaktır. Bu bağlamda ilk olarak bir eğitimci olan Ziver Bey’in devlet memuriyetinde geçen faaliyetleri ele alınmıştır. Akabinde Mehmet Ziver Bey’in Mütareke Dönemindeki faaliyetleri, özellikle de Üsküdar Mutasarrıflığı ile Bursa Valiliği Osmanlı arşiv belgelerine dayalı olarak değerlendirilmiştir. Makalenin son kısmında Türkiye Büyük Millet Meclisinde Yüzellilikler ile ilgili yapılan tartışmalar ve Ziver Bey hakkındaki iddialara yer verilmiştir.

MİLLÎ MÜCADELE’DE BURSA ULEMASI: YUNAN İŞGALİNDE BURSA’DA SALTANATA BAĞLILIK MİTİNGİ

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2021, Cilt XXXVII, Sayı 103 · Sayfa: 77-104 · DOI: 10.33419/aamd.927027
Tam Metin
Millî Mücadele'de Bursa, saltanat yanlıları ile Kuvayımilliye destekçisi halk arasında bölünmüş durumdaydı. Bursa'nın Millî Mücadele yazgısında Bursalı ulema ve din adamları belirleyici oldu. Kuvayımilliye destekçisi ulemanın etkin olduğu taşranın aksine Bursa merkezde halife padişaha bağlı olan ulema ağırlıktaydı. İstanbul hükûmetinin Kuvayımilliye aleyhinde yayımladığı fetvadan sonra Bursa'daki kontrol saltanat yanlısı ulemanın eline geçti. Millî Mücadele aleyhtarı ulemanın Yunan ordusunun “halife ordusu” olduğu yönünde yaptığı propaganda Bursa'nın direnmeden Yunan işgaline girmesine zemin hazırladı. Bursa ulema ve eşrafının Yunan güdümünde Bursa'da yaptığı saltanata bağlılık mitingi ve Kuvayımilliye aleyhinde hazırladığı beyanname, Millî Mücadele tarihi açısından büyük önem arz etmektedir.

Bursa’da IV. Mehmed Sarayı

Belleten · 2020, Cilt 84, Sayı 300 · Sayfa: 585-622 · DOI: 10.37879/belleten.2020.585
Tam Metin
XIV. yüzyıl ilk yarısından itibaren hanedan konutu ve devlet yönetim merkezi olması bakımından tam teşekküllü ilk Osmanlı sarayı olan Bursa Sarayı önce Edirne, ardından İstanbul’un başkent seçilmesiyle önemini yitirmiştir. Hanedan üyeleri tarafından terk edilen saray, zaman içinde harap olmuş ve birkaç kalıntı dışında tümüyle ortadan kalkmıştır. Günümüzde, Bursa Sarayı’nın yerleştiği alanda bulunan yapılaşma, burada arkeolojik bir çalışma yapılmasını engellemektedir. Bu durum, saray hakkında yapılan az sayıdaki araştırmanın büyük ölçüde yazılı kaynaklara dayanmasına neden olmuştur. XVII. yüzyıla ait kayıtlar ve görgü tanıklarının ifadeleri, terk edilmesinden yaklaşık iki yüzyıl sonra, 1659 yılında Bursa’ya gelen ve iki ay kadar kentte kalan IV. Mehmed’in, ilk Osmanlı sultanlarının konutu olan Bursa Sarayı’nda konaklamadığını, ancak Hisar bölgesinde kendisi için yeni bir saray inşa ettirdiğine işaret etmektedir. Bursa Sarayı’na ilişkin araştırmalar, IV. Mehmed döneminde inşa edilen saraya dair detaylı bilgi ortaya koymamış, bu faaliyeti çoğu kez bir onarım, genişletme olarak değerlendirmiş ve ayrı bir saray olarak ele almamıştır. Diğer bir deyişle, IV. Mehmed tarafından inşa ettirilen Yeni Saray hakkında bir monografi bulunmamaktadır. Bu çalışma, literatürde müstakil şekilde yer almamış bir Osmanlı sarayına ilişkin yazılı kaynakları ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Balkan Göçmenlerinin Bursa’daki Mezar Taşları

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 345-354
Türkiye'nin dördüncü büyük şehri olan Bursa, doğal güzelliği ve tarihsel zenginliği ile Marmara Bölgesi'nin önemli bir kentidir. 1783 yılından başlayarak Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte yoğun dış göçe maruz kalan Bursa özellikle Balkanlar'dan göç almıştır. Göçmen şehri olarak adlandırılan Bursa'da mezar taşları ait olduğu toplumun kültürünü gösterir. Mezar taşı üzerine yazılan yazılar üzüntüyü ifade etmekle birlikte o şehrin tarihi, dili, edebiyatı ve sanatı hakkında bilgi verir. Bu çalışmada, göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Mudanya ilçesi, Hürriyet ve Görükle mezarlıkları başta olmak üzere Ahmet Paşa, Hamitler, Pınarbaşı, Fethiye ve Çekirge mezarlıklarında Balkan göçmenlerinin mezar taşlarında yazan sözlerle yer alan motiflerin bugünkü durumu incelenmeye çalışılacaktır.

The Devshirme System and the Levied Children of Bursa in 1603-4

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 286 · Sayfa: 901-930 · DOI: 10.37879/belleten.2015.901
Tam Metin
This paper addresses two main questions in regards to the devshirme system: how did the devshirme system function at a local level and how were local politics triggered by the levy; and what were the experiences of the children who were levied. Utilizing a unique register called sürü defter that lists children who were levied in 1603-4, the system is traced in the region of Bursa in 1603-4. The mühimme defters and court records from Bursa are also referenced. Besides examining the bureaucratic implications of carrying out the devshirme, one of the important questions addressed is what did it mean to be a Christian child in the early modern Ottoman world. Issues such as who these children were, how they were selected as devshirmes, and how they reacted to being selected or not, are considered here. The paper shows that reactions to the child-levy by the families and children involved varied across a spectrum - from resistance to desirability. This paper also looks at where these children were selected, their age, appearance, and health as registered in the documents, as well as what happened to them after their arrival in the capital, Istanbul. We also learn that locally powerful figures in Bursa such as landlords, voyvodas, kadıs, subasıs, formed groups to lobby the levy officers in order to influence their decisions.