3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Conservation
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Tarihî ve Kültürel Mirasın Korunmasında Millî Saraylar Yaklaşımı

Erdem · 2024, Sayı 87 · Sayfa: 201-230 · DOI: 10.32704/erdem.2024.87.201
Tam Metin
Türkiye’nin tarihî ve kültürel mirasının özgün örneklerinden ve medeniyet tarihimizin anıtsal yapılarından olan Osmanlı sarayları; temsili, simgesel ve sanatsal değeri yüksek yapıtlardır. Günümüze büyük oranda muhafaza edilmiş halde ulaşan Osmanlı sarayları, yapıları, bahçeleri ve barındırdıkları koleksiyonları ile temsil ettikleri medeniyetin mimarî ve estetik anlayışını yansıtan son derece önemli eserlerdir. Zira tarihî ve kültürel miras sadece yapıları veya eşyaları değil, o eserlerin yaşattığı kültürel ve tarihî birikimin izdüşümlerini de kapsamaktadır. Bu nedenle tarihî mirasımızı oluşturan eserlerin korunması, yaşatılması ve bunun sürdürülebilir kılınması, toplumsal kimliğin korunmasına eşsiz bir katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, ülkemizdeki tarihî mirasın saraylar bölümünden sorumlu bir kurum olan Millî Sarayların, emanetçisi olduğu bu eserlerin muhafazası ve yaşatılması kapsamında yürüttüğü restorasyon ve konservasyon uygulamaları dikkate değer bir araştırma alanı olarak öne çıkmaktadır. Başkanlık, bünyesinde bulunan tüm taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının muhafazası, bakımı ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu nadide yapılar her ne kadar günümüze büyük ölçüde ulaşabilmiş olsa da inşa edildikleri tarihten günümüze kadar geçen süreç içerisinde zaman ve çevresel faktörler başta olmak üzere çeşitli sebeplerden kaynaklı hasarlar ve bozulmalar meydana gelmiştir. Restorasyon süreçlerinin ilk aşamasında bu hasar ve bozulmalara neden olan etkenler, alanlarında uzman restoratörler tarafından değerlendirilmekte, ardından restorasyon öncesinde yapılması gereken çalışmalar başlatılmaktadır. Tüm bu çalışmalar ehemmiyeti sebebiyle titizlikle yürütülmektedir. Milli Sarayların yürüttüğü restorasyon ve konservasyon çalışmalarının bilimsel açıdan değerlendirilmesi ve düzenlenmesi, her biri alanında uzman bilim insanlarından oluşan Millî Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu tarafından yerine getirilmektedir. Karar aşamasında uzmanlık gerektiren spesifik konularda Millî Saraylar Danışmanlık Komitesi üyelerinin görüşlerine de başvurulmaktadır. Millî Saraylar restorasyon uygulamalarında, yapının hâlihazırdaki durumu izin verdiği ölçüde, restorasyon sonrası kullanımı ile ilgili fonksiyon önerileri de belirlenmektedir. Bu aşamada ana prensip, yapının tarihî kimliğinin ve belge değerinin mümkün olabildiğince korunabilmesidir. Millî Saraylar, emanetçisi olduğu kültürel miras niteliğindeki saray, kasır ve köşk gibi yapılara dair müdahale biçimlerini ve bunların uygulanma prensiplerini uluslararası çağdaş koruma yöntemlerini kullanarak belirlemekte ve çalışmalarını sürdürülebilirlik ilkesine dayanarak yürütmektedir. Bu çalışmada, yüz yıllık bir geçmişe sahip olan Millî Saraylar Başkanlığının restorasyon alanındaki deneyimi, güncel kapasitesi ve uygulamalarının muhtelif örnekler üzerinden somutlaştırılarak irdelenmesi hedeflenmektedir.

Yerkurgan Merkez Tapınağı Arkeolojik Kazı ve Konservasyon Çalışması (Özbekistan/Kaşkaderya)

Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 298 · Sayfa: 807-816 · DOI: 10.37879/belleten.2019.807
Tam Metin
Bu makale, 2017 yılında Güney Sogdiana'da (Özbekistan/Kaşkaderya) Yerkurgan Şehir Harabesi Merkez Tapınağı'nda yapılan arkeolojik kazı hakkındadır. Zerdüştlükle bağlantılı ateş tapınağı fonksiyonu gören Merkez Tapınağı'nda, 2013 yılında başlanılan arkeolojik çalışmalar 2017 yılında devam etti. 2017 yılında yapılan arkeolojik kazı neticesinde, üst tabakada daha geç döneme ait bir taban ile onun üzerinde bir ateş altarı tespit edildi. Ateş altarı, dört ana yöne göre konumlanan kare planlı yapının kuzey bölümünde ortaya çıkarıldı. Bu ateş altarı, güney duvarının ortasındaki kapı ile aynı eksendedir. Bu kazı çalışmasında, üst tabanın altında, daha erken döneme ait bir duvarın üst bölümü ortaya çıkarıldı. Bu duvar, kuzeydeki altardan başlayıp yapının merkezine uzanmaktadır. Bu mimari buluntular dışında günlük ve ritüel seramikler de gün yüzüne çıkarıldı. Bu ritüel seramikler içinde yılan fi gürlü seramik kayda değerdir.

Kent İçi Arkeolojik Alanlarda Katmanlaşmanın Analizi ve Koruma Sorunları: Foça Örneği

Belleten · 2018, Cilt 82, Sayı 293 · Sayfa: 31-50 · DOI: 10.37879/belleten.2018.31
Tam Metin
Yer altı ve yer üstünde arkeolojik mirasa sahip olmakla birlikte, kent merkezinde çağdaş yaşamın sürdüğü pek çok yerleşim vardır. Söz konusu arkeolojik mirası farklı tarihsel katmanlar oluşturmaktadır ve bu katmanlaşma kent merkezinin tarihsel süreç boyunca kesintisiz yerleşim görmesinden kaynaklanmaktadır. Modern kentin aynı konumda yapılaşmaya devam etmesi ile kent içinde çok katmanlı arkeolojik alanlar ortaya çıkmıştır. Katmanlaşmaya yönelik mevcut ve tarihsel birikimin doğru bir şekilde ortaya konulabilmesi için kentsel arkeoloji bilimsel bir çalışma alanı olarak kabul görmektedir. Türkiye'de katmanlaşmanın özellikle kent merkezlerinde yasal, yönetsel, sosyal ve ekonomik nedenlerle kısmen yok olmasına karşın günümüzde farklı katmanlara ait izler taşıyan yerleşimler hala mevcuttur. Bu yerleşimlerden Foça Prehistorik dönemden başlayarak Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz kolonisi ve Osmanlı dönemlerinde sürekli iskân görmüş, çok katmanlı bir kenttir. Kent içindeki katmanlaşmanın analiz edilebilmesi için belirli bir envanterleme sistemi ile güncellenmesi gereklidir. Bu kapsamda kentte belirlenen dokuz tarihsel katmana ait arkeolojik veri ve mimari birikim dijital ortama aktarılarak, dönem paftaları hazırlanmıştır. Bu paftaların çakıştırılmasıyla kentteki çok katmanlı kimlik alanları belirlenmiş ve her alan için analiz paftaları hazırlanmıştır. Bu paftalarda alanın ada-parsel numaralarına göre konumu, kazı çalışmaları ve koruma durumları hakkında bilgi, alanın kazı çalışmaları sırasındaki ve günümüzdeki fotoğrafları, bulguların dönemlere göre renklendirilmiş çizimleri bulunmaktadır. Bu çalışmanın süreç içerisinde daha detaylı olarak hazırlanacak envanterleme sistemine altlık olması hedeflenmiştir.