17 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Cyprus
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Ayâns in the Ottoman Cyprus in the Second Half of the 18th Century

Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 264 · Sayfa: 567-590
Tam Metin
A process of fluctuation was experienced at the expense of the Muslim - non-Muslim reayah living in the Province of Cyprus exclusively in 1750­1800 A.D. In this period, along with the natural calamities like earthquakes, plagues, droughts and the likes, appeared other factors to play a decisive role in the case. One of the most important of them was a progression of "decentralization". It first appeared in the late sixteenth century as a result of inner and outer political, social and economic conditions, developed in the following century and widely spread all over the Ottoman Empire by the second half of the eighteenth century. Consequently, the proccss led the Ottoman central governments to lose or share its authority in provinces with newly emerged local powers called "ayans". To study the repercussions of the process, main subject of this writing, will obviously help someone to understand satisfactorily the history of Cyprus under the Ottoman rule, and grasp the whole picture of the conversions like that "process of decentralization". By this study one can also see determining to what extent and how those changings were tested in provinces is inevitable for clarifying the essence of the transitions which influenced the whole empire.

Atatürk İlke ve İnkılâplarının Kıbrıs’a ve Kıbrıs Türk Kadınlarına Yansımaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2006, Cilt XXII, Sayı 64-65-66 · Sayfa: 415-436
Tam Metin
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu sonrası gerçekleştirilen Atatürk İlke ve İnkılâpları (Harf İnkılâbı, Kılık - Kıyafet Kanunu, Medeni Kanun, Soyadı İnkılâbı vs.) o dönemde İngiliz Sömürge Yönetimi idaresinde bulunan Kıbrıs Türk Toplumu arasında oldukça hızlı bir biçimde benimsenmiştir. Harf İnkılâbı, Kılık- Kıyafet Kanunu, Soyadı İnkılâbı vs. gibi değişiklikler yasa gerektirmediği için Kıbrıslı Türkler tarafından derhal uygulanmıştır. Atatürk döneminde Kıbrıs Türkleriyle Türkiye arasında başlayan ve gelişen ilişkilerle Kıbrıs Türk Toplumunun eğitim, öğretim, dil ve kültür konularında Türkiye'ye karşı olan ilgisi daha da artarken. Atatürk İlke ve İnkılâplarının Kıbrıs'ta yaygınlaşıp kökleşmesi de sağlanmıştır. Özellikle Kılık- Kıyafet İnkılâbı, Medeni Kanun gibi kadın haklarını ilgilendiren inkılâplar, Kıbrıs Türkleri arasında en kolay ve en hızlı benimsenen inkılâplardan olmuştur. Hatta bu konuda Türkiye'den bile daha hızlı bir gelişme gözlenmiştir. Bu çalışmada Atatürk İlke ve İnkılâplarının Kıbrıs Türk kadınları üzerindeki etkisi incelenecektir. Bu bağlamda Kılık- Kıyafet, Medeni Kanun ve diğer kadın hakları ile ilgili gelişmeler ele alınarak, Kıbrıs Türk kadınlarının yaşadığı değişim irdelenmeye çalışılacaktır.

Pîrî’nin Fethiyye-i Cezîre-i Kıbrıs’ının Viyana Nüshası

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 253 · Sayfa: 633-648
Tam Metin
Türkler dönemi Kıbrıs tarihinin en önemli kaynaklarından birisi Kıbrıs fetihnâmeleridir. Bu fetihnâmeler, bizzat fetih olayını yaşamış olan kimselerin ağzından Kıbrıs'ın Türkler tarafından ele geçirilmesi olayını ayrıntılı, fakat çoğu zaman abartılı olarak anlatırlar. Dolayısı ile diğer arşiv kaynaklarınca test edilmek kaydı ile en azından adanın zaptı için yapılan savaşın tarihi açısından kayda değer bir öneme sahiptirler. Bugün gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında resmî ve özel arşivlerde birçok Kıbrıs fetihnâmesi nüshalarının bulunduğu bilinmektedir. Kıbrıs fetihnâmeleri 1956 yılından bu yana araştırmacıların ilgisini çekmiş ve bu konuda birçok çalışma yapılmıştır. fiu anki bilgilerimize göre, Kıbrıs'ın fethini başından sonuna kadar ele alan en eski tarihli fetihnâme Pîrî'ye ait olup, Hicrî 978-979 / Miladî 1570-1571 tarihinde ele alınmış olan Fethiyye-i Cezîre-i Kıbrıs'dır. Bu fetihnâmenin bilinen iki nüshası edisyon kritiği yapılarak Harid Fedai tarafından 1997 yılında yayımlanmıştır. Araştırmalarımız sonucunda, Avusturya Millî Kütüphanesi'nde (Viyana) bu eserin bir başka nüshasını tespit ettik. Söz konusu fetihnâme nüshasının, Harid Fedai'nin yayımlamış olduğu nüsha ile karşılaştırmalı olarak tanıtımı bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla, Avusturya'da bulunan Fethiyye-i Berây-ı Cezîre-i Kıbrûs isimli nüsha, Harid Fedai'nin yayımladığı nüshaya göre, yeniden basılmasını gerektirecek kadar nicelikli ve nitelikli farklılıklar içermektedir.

Kıbrıs’ta Bir 150’lik: Sait Molla (1925-1930)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 57 · Sayfa: 1211-1238
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan ve yeni Türk devleti kurulduktan sonra TBMM hükümeti isimlerini belirlediği 150 kişinin dışında bir af çıkarmıştır. Affedilmeyen bu 150 kişiden biri de Sait Molla'dır. Bu çalışmada Sait Molla'nın yurt dışında yaşadığı dönem, ancak özellikle en uzun süre yaşadığı yer olan Kıbrıs'taki yaşamı incelenecektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri̇yeti̇ni̇ Yaratan Tari̇hî Süreç Ve Son Geli̇şmeler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 54 · Sayfa: 735-793
Kıbrıs uyuşmazlığı özellikle 1950'li yıllardan beri Türk dış politikasının önemli konularından biri olmuştur. Uyuşmazlık, Kıbrıs'ta yaşayan Rumların adayı Yunanistan ile birleştirme (ENOSIS), Türklerinin ise Türkiye'nin güvenliğini ve Türk cemaatinin varlığını korumak için bu birleşmeye karşı koyma çabalarından çıkmıştır. Bu çalışmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaratan tarihi süreç; Kıbrıs uyuşmazlığının tarihçesi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonraki gelişmeler ve çıkarılan güçlükler, Kıbrıs'a Yunan askerî cuntasının müdahalesi ve Kıbrıs, Birinci ve İkinci Barış Harekatı, Barış Harekatının sonuçları ve Kıbrıs Türk Federe Devletinin kuruluşunu izleyen gelişmeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşu, tanınması, ambargo ve jenosid çerçevesinde incelenmiştir.

Türk-Yunan Anlaşmazlıklarının Kökeni ve Önemi Üzerine

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 277-286
Bu makalede güncel gelişmeler ve Türk, kamuoyunda endişe konusu olan Kıbrıs ve Ege sorunlarına kısaca değinildikten sonra, Türk-Yunan anlaşmazlıklarının kökeni ve kaynağında Ege sorunlarının olduğu ve Birinci Dünya Savaşı öncesinde Türkiye ile Yunanistan'ı nasıl savaşla karşı karşıya getirdiği -içinde Atatürk'ün yazışmalarının da yer aldığı- arşiv belgeleriyle vurgulanmaya ve konunun önemine dikkat çekilmeye çalışılacaktır.

Türkiye’nin Kıbrıs Politikaları (1950-1960)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 249-275
Kıbrıs sorunu, resmi olarak 1954 yılında Türkiye'nin gündeminde yer almaya başlamıştır. Bu tarihe kadar Türkiye, Kıbrıs adasını ele geçirmek isteyen Yunanistan karşısında sessiz bir politika izlemeyi uygun görmüştür. Bu sessizliğin nedeni; Kıbrıs'ın, İngiltere'ye ait olmasından ileri geliyordu. Yunanistan'ın Kıbrıs konusunu 1954 yılında Birleşmiş Milletlerin gündemine getirmesi üzerine, Türkiye de, bu soruna taraf olduğunu ortaya koymuştur. Bu tarihten sonra Türkiye'nin, Kıbrıs konusunda izlediği politikalar üç aşamadan geçmiştir. Türkiye birinci aşamada; Kıbrıs'ın, İngiltere ta¬rafından Türkiye'den alındığını ileri sürerek, adanın bütünüyle Türkiye'ye geri verilmesi anlamına gelen "ilhak" tezini savunmuştur. Ancak kısa bir süre sonra bu politikanın başarılı olamayacağı anlaşılmıştır. Türkiye, ikinci aşamada da; dönemin siyasi, ekonomik koşullarının zorlaması ve İngiltere'nin de baskıları sonucunda, 1957 yılından itibaren, Kıbrıs adasının paylaşılmasına razı olmuş, yani "taksim" tezini benimsemiştir. Ancak bu politika da, Yunanistan'ın uzlaşmaz tutumu yüzünden, gerçekleştirilememiştir. Türkiye, üçüncü ve son aşamada ise; İngiltere'nin empoze ettiği ve taraflara baskı yaparak kabul ettirdiği, federal bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması yolundaki çözümü kabul etmiştir. Bu çözümün sonucu olarak, 1959'da Zürich ve Londra Antlaşmaları imzalanmış ve İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde Kıbrıs Federal Cumhuriyeti kurulmuştur.