18 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- efsane 2
- legend 2
- OĞUZ KAĞAN 2
- Türk 2
- ‘Ak Kubek Ak Köpük’ 1
Arthur’un Ölümü ve Battal Gazi Destanı Üzerine Mukayeseli Bir Okuma
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 229-256 · DOI: 10.24155/tdk.2020.148
Özet
Romans türü, romandan çok daha eski bir hikâye şeklidir ve içinde olağanüstü olayları ve güçleri, fantastik mekânlara yapılan yolculukları, insanüstü boyutta kahramanları, büyülü hayal âlemlerini iç içe bulmak mümkündür. Romansın kökeninde çok canlı bir hayal gücü yatmaktadır. Kahramanları konu edinen, ahlaki açıdan saflık ve kahramanlığın idealleştirildiği bir tür olan romans, klasik mitolojinin gelişmesinde son aşama olarak ortaya çıkmıştır. Romanslarda tarihî olaylara sadakat fazladır. Bunun yanında bir romansta kahraman, anlatılan hikâyesiyle birlikte hayal dünyasının malıdır ve romans ele aldığı gerçekleri abartan bir türdür. Çünkü romans yazarı okuyucuya; şan, şeref ve kahramanlık rüyalarının gerçekleştiği hayalî bir dünyanın kapılarını açmayı istemektedir. Destan, önemli ve yer yer olağanüstülüklerle süslenmiş toplumsal olayları uzun ve manzum şekilde anlatan bir edebiyat türüdür ve tarihî olaylar, milletlerin gelenek, görenek ve yaşam tarzlarından izler taşımaktadır. Genellikle milletlerin varoluş mücadeleleri etrafında teşekkül eden destanda olağanüstü nitelikler kazandırılmış bir kahramanın hayatından izler bulmak mümkündür. Bu çalışmada Arthur'un Ölümü ile Battal Gazi Destanı, günümüzde roman inceleme yöntemlerinde kullanılan olay örgüsü, kişiler, zaman, mekân, bakış açısı, anlatıcı ve anlatım teknikleri açısından mukayese edilerek bu metinlerin yapıları ve bu yapıların işleyiş biçimleri ele alınacaktır. Etrafında şekillendikleri ana tema noktasında Arthur'un Ölümü ile Battal Gazi Destanı, bazı farklılıkları bünyelerinde barındırmakla beraber, bazı ortak nitelikleri de içerdiğini söylemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı, her iki metni oluşturan teknik unsurları kıyaslayarak romans ve destan türünün benzeyen ve ayrılan yönlerini ortaya koymaktır.
Taygalı Avcıları, Balıkçıları ve Toplayıcılarının Destanlarında Süt Beyaz Atlar
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 49 · Sayfa: 223-236 · DOI: 10.24155/tdk.2020.136
Özet
Yazara göre, Sibirya kültürünün, bu kültürün araştırmacılarına sunduğu çok sayıdaki gizemlerin en ilginçlerinden bir tanesi, altın saraylarda yaşayan, sayısız hayvan sürülerine ve çok fazla insana sahip olan bozkır savaşçılarıyla ilgili olarak anlattıkları muazzam destanları, tayga avcıları, balıkçıları ve bitki toplayıcılarının oluşturma şeklidir. Saha çalışmaları ve tayga Şor halkının düzinelerce destanlarının analizi temelinde, yazar, atların renklerinin sınıflandırılmasının yollarını tarif etmektedir. Şor dilinde atların tüy renginin belirlenmesine hizmet eden kelimelerin Baçat Teleütleri ve bozkırda yaşayan göçebe oymaklarında atların tüy rengini belirleyen kelimeler ile benzer olduklarını tespit etmektedir. Destani ve etnoğrafik dünya görüşünün kıyaslandığı ve bu iki dünya görüşünün arasında var olan çelişkilere bakıldığında yazar, Şor dilinin atçılık ve hayvancılık terminolojisinin araştırılmasına önem vermekte, destanların gerçekliği ve bu destanların yazıya geçirildikleri etnoğrafik dönem arasındaki bin yıllık zaman aralığını vurgulamaktadır.
MİTOLOJİLERDE VE TÜRK DESTANLARINDA KÖPÜK
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 46 · Sayfa: 67-90
Özet
Makalede dünya mitolojileri ve Türk destanlarında bulunan köpüğün işlevleri tasnifedilerek değerlendirilmiş, yapılan yorum ve değerlendirmeler metinlerden örneklerledesteklenmiştir. Yaratılışın anlatıldığı ve İslami Türk mitolojisine dair unsurlarınyer aldığı şiir örnekleri ve çeşitli Kur'an tefsirleriyle birlikte dinî içerikli olmaklabirlikte tefsir mahiyeti taşımayan bazı eserler de zaman zaman değerlendirmeye dâhiledilmiştir. Bu değerlendirmelerde köpüğün Kur'an tefsirlerindeki yorumunun divanve halk şiirindeki kullanım şekilleriyle uyum içinde olduğu görülmüştür. Mitolojiler vedestanlarda köpüğün işlevleri çok yönlüdür: "Tanrı-şeytan, doğum-ölüm, iyi-kötü…"zıtlıkları köpüğün işlevlerinde mitin doğasına uygun şekilde bulunur. Köpüğün deniz,göl, ırmak ya da pınarda bulunması işlevleri bakımından farklılık göstermez. İncelediğimizmitik metinlerde köpük, yaratılışın tanrısal ve şeytani yanlarında bulunduğugibi soyların ortaya çıkışının anlatıldığı köken mitlerinde de mevcuttur. Destan ve efsanelerdeise yetenek ve olumlu özellikler kazandırma, sağaltma, diriltme ve besleyiciolma işlevlerinin yanı sıra benzetme unsuru olarak da sıkça kullanılır.
Kaşgar Gecesi Destanı
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 187-206
Özet
Kaşgar Gecesi, Abduréhim Ötkür tarafından 1948-1949 yıllarında yazılmış ve 1979 yılında yayımlanmıştır. Kaşgar Gecesi, Leyla ve Kerim'in aşkını dile getiren bir destandır. Ötkür, Kerim ve Leyla (Leyligül)'nın gördüğü zulmü, feodal güçlerin zalim yöneticilerle birlikte halka uyguladıkları baskıları ve adaletsizlikleri trajik biçimde anlatarak destana sosyal boyut kazandırmıştır. Destanda zalimler hicvedilirken zulme boyun eğmeyen kişiler kahraman olarak alkışlanır. Destanda lirik ve epik özellikler iyi harmanlanmıştır. Destan yazıldığı dönemin sosyal hayatını, Uygurların örf ve âdetlerini yansıtmaktadır. Destan kahramanlarından Kerim, kahramanlığının yanında bilgece ve zekice davranışlarıyla da dikkat çekmektedir. Kerim, destanda ümit ve metanetin sembolüdür. Leyla ise vefalı, vicdanlı ve zeki bir kızdır. Ötkür, Leyla'nın hayâ, fazilet ve cesaretine sık sık vurgu yapmaktadır.
‘Dede Korkut Kitabı/Kitab-ı Dedem Korkut’ Oğuz Kahramanlık Destanı ve ‘Kitab-ı Korkut’ (‘The Book of Dede Korkut/Kitab-ı Dedem Korkut’ Oghuz Heroic Epic and ‘The Book of Dede Korkut’)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 41 · Sayfa: 51-91
Özet
Kitab-ı Dedem Korkut adıyla bilinen Dresden nüshasının tespit edilmesiylesadece Türk halkları için değil tüm bilim dünyası için yeni bir dönem başlamıştır.Dede Korkut Hikâyeleri olarak bilinen Oğuz boylarına ait destanların tespiti bütünbilim camiasında büyük heyecan uyandırmıştır. Dede Korkut Hikâyeleri'nin Vatikannüshasının bulunması ise bu heyecanı artırmıştır. Vatikan nüshası Dresden nüshasındagörülen bazı okuma sorunlarının giderilmesini sağlamıştır. Bu destanlar OğuzTürklerine ait olmasına rağmen tüm insanlığın kültürel değeri olarak görülmelidir.Dede Korkut Oğuz boylarının, özelikle de Müslüman Türk halklarının ortak değeridir.Dede Korkut, halkın bilgesi, yol göstericisi, kâhini, hekimi, ozanı ve saygıdeğerkutsal figürüdür. Tahta çıkan hakanların veziridir, hakanlar onun önünde eğilir, onasaygı gösterirlerdi. O, iradesiyle hakanı tahta çıkartır ve tahttan indirir. Hakan vehalk onun kararlarını ve söylediklerini yaparlar. V. M. Jirmunskiy, yazılı ve sözlükaynaklara dayanarak Dede Korkut'un tarihî ve efsanevi kişiliğine ait özellikleri tespitetmiştir. Korkut adı etrafında sayısız menkıbe teşekkül etmiştir. Korkut'un yaşı,yaşam yeri ve mezarının bulunduğu yer, ölümden kurtulmak için kaçmaya başladığıve dünyanın merkezi olan Sır-Derya Nehri'dir. Şamanlık inancının şaman-ozanıolan kâhin Korkut-Ata kültü teşekkül etmiş, bu kült ve Korkut motifi Oğuz halklarınınbatıya ilerlemeleri neticesinde Kafkasya ve Anadolu sahasında da yayılmıştır. Kimitarihî kaynaklar Korkut Ata'yı Hz. Muhammed'in çağdaşı olarak göstermiş, o, Hz.Muhammet'e iman etmiş, Müslüman olmuş ve Oğuzlar arasında İslam'ın tebliğcisi olmuştur. Korkut figürü efsanevi ve itibari bir kişiliktir, ancak onu, tarihî kaynaklaragöre Oğuz hakanlarına vezir olarak hizmet etmiş gerçek kişilik olarak da görmekteyiz.The discovery of Dresden copy of the "Kitab-ı Dedem Korkut", started the newperiod not only for Turkish people but also for the whole academic world. The discoveryof epics blonging to Oghuz clan which are known as Stories of Dede Korkut, hasthrilled the academic society. On the other hand the discovery of Vatican copy of Storiesof Dede Korkut has increased the level of excitement. Vatican copy of it, helped tofix some reading problems existing in Dresden copy. Even though these epics belongto Oghuz Turks, they are seen as cultural heritage of the whole humanity. Dede Korkutis a common haritage of Oghuz Turk clans, especially Muslim Turks. Dede Korkutis a wise man of clan, leader, foreseer, healer, poet, and a holly man who is respected.He is a vizier of crowned kings, so kings hail to him, show respect to him. He wouldenthrone kings or depose kings with his might. Kings and society would do whateverhe says. V. M. Jirmunskiyh detected his historical and mthycal characteristic basedon written and oral sources. On the name of Korkut there are many legends. The age,place he lived and his tomb is located at Sır-Derya River which he ran away in orderto get rid of death and center of the world. Schamanism consisted of Korkut-Ata cultwho was shaman, poet and foreseer, and this cult and myth were brougth to Caucasiaand Anatolia as a result of historical migration of Oghuz clan to those land. Accordingto some sources Korkut-Ata was thought to have lived in the same period withHz.Muhammet and he accepted his religion, became a Muslim and expanded Islamamong Oghuz clan on the other land, he is a mythical character but according tosome historical sources he is seen as a vizier of Oghuz kings.
‘Ak Kubek (Ak Köpük)’ Kahramanlık Efsanesi [‘Ak Kubek (White Foam)’ Legend of Heroism]
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 41 · Sayfa: 185-201
Özet
Türk dilli halkların en eski kahramanlık-epik eserlerinden birisi de 'Ak Köpük'efsanesidir. Bu efsane, Altay kahramanlık destanı grubuna girmektedir. Abakanlardanderlenmiş ve yayımlanmıştır. Üslup açısından yer adları ile ilgili efsaneye çok yakındır.Onun biraz modernleştirilmiş ve epey kısaltılmış varyantıdır. Nogaylar tarafındanda bilinen eserin iki Tatar varyantı daha vardır. Bu varyantlar, Sibirya Tatarları'nınfarklı etnik gruplarından olan Barabin ve Tobol bölgelerinden derlenmiştir. Dil açısındanfarklılık göstermekle birlikte içerik olarak birbirine çok yakındır. EfsanedeTatar versiyonunun bilinen, tipik özelliklerine değinilmeden eserin şiir sanatı ve içeriğiüzerinde durulmuş, farklı motiflerinin ve epizotlarının özellikleri açıklanmayaçalışılmıştır. Kahramanın mucizevi doğum motifinden başlayarak süren klasik mevzukorunmuştur.Eserde farklı tarihî dönemler, halkın yaşamıyla ilgili farklı özellikler analiz edilmiştir.Efsanenin temelinde, en eski mitler ve inançlar da bulunmaktadır. Burada sadecemasalsı-mitolojik elementler silsilesi değil, diğer halkların kadim, epik eserleriylefarklı motiflerin benzerliği de gözler önüne serilmiştir. Kahramanın kendisi içinhazırlanmış olan kabre gönüllü girmesi, onlardan biridir.One of the oldest heroic and epic literary works of the Turkic-speaking people isthe 'White Foam' Epopee. The epopee is under the Altai heroic epopee group. It wascompiled from Abakans and published. In terms of literary genre, it is close to theepopee on names of places. It is its slightly modernized and quite shortened version.Known by the Nogais, the epopee has two Tatar versions as well. These versions werecompiled from Barabin and Tobol regions of various ethnic groups of Siberian Tatars.Although they have differences in terms of language, they are very close to each otherin terms of content. In the epopee, without mentioning its Tatar version's known andtypical features, the art of poetry and content were emphasized and the features ofits different motives and episodes were tried to be explained. Classical topic startingfrom the hero's miraculous birth motive and its continuation were preserved.In this work, different historical periods and different features of the life of peoplewere analyzed. The foundation of the epopee is based on the oldest myths and beliefs.Not only the sequence of epic mythological elements, but also the similarities betweenpeople's ancient, epic work and different motives were unrolled. The hero's enteringinto the grave voluntarily is one of these similarities.
ZİYA GÖKALP VE ABDULLAH TUKAY’IN FOLKLORLA İLGİLİ ÇALIŞMALARI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2011, Sayı 32 · Sayfa: 29-40
Özet
19-20. yüzyıllarda ortaya çıkan fikir hareketleri, toplumların kendi kültürlerine yönelmesini sağlamıştır. Birçok yazar, bulunduğu toplumun nasıl olması gerektiğine dair fikirlerini, ait olduğu toplumun halk kültürü ürünlerini kullanarak anlatma gayesi gütmüştür. Bizde Ziya Gökalp, İdil-Ural bölgesinde ise Tatar şair Abdullah Tukay bu gayeye hizmet eden ediplerdendir. Bu bildiride Ziya Gökalp ve Abdullah Tukay'ın halk bilimi ürünlerinin derlenmesi ve incelenmesine yaptıkları katkı ile şiirlerinde halk bilimi unsurlarına yer verme ve millî edebiyat oluşturma çabalarından bahsedilecektir
ÇURA BATIR
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2009, Sayı 27 · Sayfa: 61-74
Özet
Çura Batır destanı, Kazan Hanlığı'nın Ruslara karşı verdiği onurlu ve kahramanca mücadelenin tarihî-kahramanlık destanlarına özgü epik unsurlar aracılığıyla anlatıldığı bir destandır. Destanın Tatar varyantından başka Kazak, Polonya Tatarları, Nogay, Kırım, Başkurt varyantları da vardır. Destanda Çura Batır'ın mucizevi doğumu, çocukluğundan itibaren gösterdiği kahramanlıklar, Ruslarla mücadelesi ve Rusların hazırladığı haince bir tuzak sonucu ölmesi tasvir edilir. Tarihî gerçeklik bakımından, destanda tasvir edilen yiğit "Çura Batır" imajı ile onun prototipi olduğu düşünülen "Narıkoğlu Çura Bey" tarihî şahsiyeti örtüşmemektedir. Destanda; halk, Kazan'ı savunmada, düşman askeriyle çarpışırken şehit düşen yüzlerce kahramanı "Çura Batır" imajında sembolleştirmiştir
Altay Destanı "Almıs Kaan"
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2009, Sayı 27 · Sayfa: 81-101
Özet
Bu çalışmada, Altay destanı Almıs Kaan Destanı'nın metni, Latin harflerine aktarılmış metni, destanın Türkiye Türkçesine çevirisi ve söz varlığı dizini verilmiştir. Ayrıca, destan hakkında açıklamalar, bazı destan motiflerinin Anadolu sahasıyla bağlantıları ve Altay coğrafyası hakkında bilgiler de sunulmuştur
NOGAY DESTANLARINDA AT MOTİFİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2006, Sayı 21 · Sayfa: 97-117
Özet
Tarihin bilinmeyen dönemlerinden günümüze kadar çok eski bir geçmişe sahip olan Türk milletinin hayatında, destanların büyük önemi vardır. Türk milleti yaşadı- ğı coğrafyanın etkilerini içine alan, atlı göçebe kültürün de izlerini taşıyarak farklı dönemlerde birçok destan oluşturmuştur. Her Türk boyu kendi kültürünün etkisiyle farklı destanlar ortaya çıkarmıştır. Bu Türk boylarından birisi de Nogay Türkleridir. Yüzyıllar geçtikçe şartlara bağlı olarak destanlardaki hedefler, destanların konuları, kahramanları, coğrafî çevreleri de değişmiştir. Destanlardaki olağanüstü olaylar ve kullanılan birçok motif anlatıma canlılık ve heyecan katmıştır. Bunların en önemlilerinden birisi at motifidir. Atlı göçebe kültür olarak tarif edilen ilk dönemden başlamak üzere at, Türk toplumunun hayatının birçok döneminde yardımcısı olmuş ve destanların birçoğunda kahramandan sonra en sık bahsedilen motif olmuştur.