2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Kırşehir
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

KIRŞEHİR YÖRESİ DÜZ DOKUMALARINDA NAZAR İNANIŞINI SİMGELEYEN MOTİFLER

Arış · 2022, Sayı 20-21 · Sayfa: 240-259 · DOI: 10.32704/akmbaris.2022.173
Tam Metin
Kırşehir’de dokumacılığın Türklerin Anadolu’ya göç ettiği dönemde başladığı düşünülmektedir. İslamiyet’in yayılışı sırasında, Anadolu’ya öncü birlik olarak yerleştirilen ve ardından devam eden göç ile Selçuklular zamanında ve sonrasında da gelmeye devam eden Türkler, yine Selçuklular döneminde iç karışıklıkları bastırmak amacıyla bölgeye getirilen aşiretler, Kırşehir ve çevresine yerleşmişler ve dokumacılık kültürünü de burada yaygınlaştırmışlardır. Bununla beraber Ahi Teşkilatı ile birlikte kurulan Anadolu Bacıları Teşkilatı ve liderleri olan Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı’nın Kırşehir’e yerleşmeleriyle, teşkilat örgü ve dokumacılık uğraşılarını uzun yıllar burada devam ettirmiş ve zamanla yörede köklü bir dokumacılık geleneği oluşmasına katkı sağlamıştır. Bu geleneğin yüzyıllarca devam etmesiyle de, yaygı, seccade, namazlağı, halı yastık, halı minder, duvar kilimi, sedir kilimi, yanlama, yüklük örtüsü, çuval, haral gibi yörenin geleneksel dokumaları hem kullanım amaçlı dokunmuş, hem de satışı yapılarak dokumacıların önemli bir geçim kaynağı olmuştur. Bu çalışmada yöre düz dokumalarının sahip olduğu zengin motif çeşitliliği içerisinde, nazar inanışına göre yer alan motifler incelenmiş ve farklı formlarının örneklerle açıklanması amaçlanmıştır. Nazar, bazı insanların bakışlarındaki zararlı güç olarak düşünülmekte ve bir kişiye, bir hayvana ya da bir nesneye bakmakla, canlı üzerinde hastalık, sakatlık, ölüm gibi olumsuz bir etkinin meydana geleceğine inanılmaktadır. Halk arasında “göz”, “göz değmesi” “göze gelme”, “pis göz”, “kötü göz”, “kemgöz” olarak da adlandırılmaktadır. Dokumalarda da göz, pıtrak, muska, el-parmak-tarak, haç ve çengel motifleri nazar inanışına göre korunmayı simgelemekte ve yörelere göre değişiklik göstererek dokumalar üzerinde farklı biçimlerde yer almaktadırlar. Kırşehir yöresi düz dokumalarında da bu nazar inanışını simgeleyen motiflerden göz; “göz” ve “elma”, pıtrak; “pıtrak” ve “çuval yanışı”, el-parmak-tarak; “parmak”, çengel; “tazı kuyruğu” olarak adlandırılmakta ve dokumalarda sıklıkla yer aldıkları görülmektedir. Nazar inanışını ifade eden diğer motiflerden muska ve haç motiflerine ise yöre düz dokumalarında rastlanılmamıştır.

Nüfus Defterleri’ne Göre Boynuincelü Aşireti (1830-1845)

Belleten · 2018, Cilt 82, Sayı 295 · Sayfa: 899-956 · DOI: 10.37879/belleten.2018.899
Tam Metin
Boynuincelü Aşireti, günümüzdeki idarî ayrıma göre Kızılırmak'ın her iki tarafında, Seyfe Gölü ile Tuz Gölü arasındaki sahada meskûn konar-göçer menşeli bir aşirettir. Aşiret, 18 farklı cemaatin birleşmesiyle meydana gelmiştir. Bu araştırmada büyük oranda Aksaray ve Kırşehir, daha sınırlı olmak üzere Nevşehir ve Koçhisar coğrafyasına yayılmış Boynuincelü Aşireti'nin tarihi süreçteki tekâmülü, aşiret yapısı ve idaresi, devlet ile olan ilişkileri, aşirete mensup olan halkın idarecileriyle olan münasebetleri üzerinde durulmuş, aşiretin kaza statüsünü alması ve devamında bu statünün lağvedilmesinin sebepleri ortaya konulmuştur. Araştırmanın ortaya çıkışı II. Mahmud'un hâkimiyeti zamanında, 1830'da başlanılan ve 1845'e kadar düzenli şekilde sürdürülen nüfus sayımları ve yoklamalarını içeren Nüfus Defterleri'dir. Bu defterler serisinin yanı sıra Osmanlı Arşivi'nde yer alan muhtelif arşiv kayıtlarından da istifade edilmiştir. Aşiret ele alınırken, araştırmaya Aksaray Sancağı tarafından bakıldığı bilhassa belirtilmelidir. Araştırmaya bir de Kırşehir Sancağı tarafından bakılması zarureti olduğu ve ileride bu açığın kapatılmasıyla birlikte araştırmanın kâmil bir hâl alacağı düşünülmektedir. Yine de bu araştırma, gerek Boynuincelü ve gerekse Orta Anadolu'nun konar-göçer toplulukları hakkında şimdiye kadar bilinmeyen pek çok konuya temas ediyor olmasıyla önem taşımakta, yeni ve farklı araştırmalara kaynaklık edebilecek hususiyetlere sahip bulunmaktadır.