RUNİK TÜRK YAZITLARINDA VE ESKİ UYGUR METİNLERİNDE KADIN HİYERARŞİSİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2013, Cilt 61, Sayı 1 · Sayfa: 119-130Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi Bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 127-1521942- 1950 Arası Anadolu’da Bir Dokumacılık Kurumu: Muğla Güzelyayla Dokumacılar Kooperatifi
Arış · 2012, Sayı 7 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 3) · Sayfa: 4-9 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.25Sevdican Oyununda Kadın Tipleri
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 227-236Gölgeden Gerçeğe Osmanlı’dan Bugüne Aydın Kadınlarımız
Erdem · 2009, Sayı 54 · Sayfa: 137-148XIX. Yüzyıl Türk Yazarları ve Avrupalı Seyyahlara Göre Türk Kadını
Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 179-194Osmanlı İmparatorluğu'nda Türk kadınları daha çok içine kapanık, ekonomik özgürlüğü olmayan, evine bağlı, genellikle eğitimden yoksun idiler.
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren açılan okullara az sayıda olsa da girmişlerdir. XIX. yüzyılda siyâsî derneklerde olmamalarına karşın, sosyal derneklerde görev almışlardır. Harem hayatı her zaman yabancıların ilgisini çekmiştir.
Harem, ev reisinin kadınlarının, cariyelerinin ve çocuklarının yaşadığı yer olup, aynı zamanda evin kadını anlamına gelmekte idi.
Padişahın kız kardeşleri ya da kızları serbest bir hayat sürerlerdi. XIX. yüzyılın ikinci yarısında kadınların dışarıda serbestçe dolaşması artmıştır. Müslümanların dışındaki kadınların serbestçe dolaşması ve giyinmesi hoş görüyle karşılanmaktaydı.