3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 2 yıl
  • Kandil
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Laodikeia’dan Volütlü ve Üç Tutamaklı Kandil

Höyük · 2024, Sayı 14 · Sayfa: 109-130 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.2.109
Tam Metin
Laodikeia Antik Kenti’nde 2003 yılından itibaren yapılan sistemli kazı çalışmalarında ilk yerleşmenin MÖ 5500 yıllarında başladığı ve kesintiye uğramadan MS 7. yüzyılın başlarında meydana gelen yıkıcı depreme kadar devam ettiği tespit edilmiştir. Antik kaynaklara göre yerleşmenin adı ilk Rhoas, sonra Diospolis (Zeus kenti anlamında) ve Helenistik Dönem’de ise MÖ 3. yüzyılın ortalarında Seleukoslar Kralı II. Antiokhos’un eşi Laodike’den kaynaklı olarak Laodikeia şekline dönüştürülmüştür. Bölgenin 1206 yılında tamamen Türkleşmesine bağlı olarak Laodikeia ismi kısaltılarak Ladik olmuştur. Makale konusu olan kandilin bulunduğu Laodikeia Kilisesi ilk kez 2010 yılında tespit edilmiş olup aynı yıl içinde anıtsal yapının kazı çalışmaları bitirilerek tamamen ortaya çıkartılmıştır. Laodikeia Kilisesi’nde kazılar sonunda açığa çıkartılan arkeolojik kalıntıların korunması amacıyla koruma çatısı yapılmasına karar verilmiş olup bu amaç doğrultusunda yapının etrafında 18 adet çukur sondajı kazısı yapılmıştır. 6 no.lu sondajda ele geçirilmiş olan volütlü ve üç tutamaklı kandil, devasa boyutuyla ünik bir eserdir. Kandilin omuz kısmında yapılan Bergama etkili aplikasyon kabartmalarda Tanrı Dionysos ritüeli işlenmiştir. Satyr ve Maenad’ların da yer aldığı kabartmalarda olasılıkla Dionysos ile Ariadne’nin kutsal evlilikleri (hieros gamos) betimlenmiştir. Bu nedenle büyük boyutlu olan kandilin, kutsal alanda kullanılan özel bir aydınlatma aracı olduğu düşünülebilir. 6 no.lu sondaj kazısında ele geçirilen diğer seramikler ve sikkeler de göz önüne alınarak kabartmalı kandil MÖ 2. yüzyılın üçüncü çeyreği ile MÖ 1. yüzyılın ilk çeyreği arasına tarihlendirilmiştir.

Knidos’un Geç Antik Dönem Kandilleri

Höyük · 2024, Sayı 13 · Sayfa: 143-164 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.1.143
Tam Metin
Türkiye’nin en güneybatı ucunda, Tekir Burnu mevkiinde yer alan Knidos’un kandilleri her dönem ilgi çekici olmuştur. Dünyaca ünlü Knidos kandilleri, Helenistik Dönem’de Knidos’tan ihraç edilen ve Knidos tipi olarak literatüre geçen gri üretimli popüler kandillerdi. Knidos tipi kandiller, Roma Dönemi’nde de önemli bir ihracat kapasitesine ulaşmış ve Knidos kandil atölyelerinin temelini oluşturmuştur. Roma Dönemi’nde kandil üretimini zirveye taşıyan kentte seri üretim MS 3. yüzyıla kadar devam etmiştir. Yerel ihtiyaca yönelik üretimi devam eden MS 4. yüzyıl kandillerinin yanında Geç Antik Dönem’e tarihlenen kandiller de bulunmaktadır. Helenistik ve Roma dönemlerine göre daha az sayıda olan, Geç Antik Dönem kontekstlerinden ele geçen Knidos Geç Antik Dönem kandilleri çalışma konusunu oluşturmaktadır. MS 4. yüzyıldan MS 7. yüzyıl başlarına tarihlenen örnekler arasından çalışmaya yirmi bir adet dahil edilerek dört ayrı başlık altında incelenmiştir. Knidos’un Geç Antik Dönemi’ne ait yapı, mekân ve tabakalarından ele geçen kandillerin bir kısmının Roma Dönemi’nde kullanılan kalıpların yeniden bu dönemde kullanılması ile üretilmiş kandiller oluştururken bir kısmını da Geç Antik Dönem’in karakteristik kandilleri oluşturmaktadır. Knidos’ta erken dönemlere oranla Geç Antik Dönem’e tarihlenen kandillerinin sayıca az olması kuvvetle muhtemel seri üretimin durması ve ihtiyaç doğrultusunda küçük çaplı üretimin devam etmesinden kaynaklı olmalıdır. Kandillerin bulunduğu yapıların mimarisi ve buluntularıyla birlikte değerlendirildiğinde Geç Antik Dönem kontekstini net olarak görmekteyiz. İncelenen Knidos Geç Antik Dönem kandilleri, Doğu Akdeniz’deki yerleşimlerden, Batı Anadolu’daki merkezlerden ve Ege dünyasındaki kentlerden ele geçen kandil örnekleri ile benzerlik göstermektedir. Ayrıca bu merkezlerle etkileşim içinde olunduğunu kanıtlamaktadır.

Pisidia Antiokheia’sı Geç Antik Çağ İşliklerinde Bulunan, Yerel Üretim Pişmiş Toprak Mühürlü Unguentarium ve Kandiller

Höyük · 2023, Sayı 11 · Sayfa: 141-175 · DOI: 10.37879/hoyuk.2023.1.133
Tam Metin
Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nde 2021 yılında, tiyatronun Roma İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş olan sahne binasında (skene), yapılan kazı çalışmalarında açığa çıkarılan pişmiş toprak unguentarium ve kandiller, makalenin konusunu oluşturmaktadır. MS 5. yüzyıldan itibaren işlevini yitirmiş olan sahne binası, günümüzde temel seviyede korunmuş durumdadır. Sahne binası, işlevini yitirdikten sonra binanın içerisine devşirme moloz taşlardan yeni mekânlar inşa edilmiştir. Bu mekânlarda yapılan kazı çalışmalarında pişmiş toprak kandil ve unguentarium formlarına ait toplamda 442 parça ele geçmiştir. Bu parçalar içerisinden seçilen; 7 adet mühürlü unguentarium ve 15 adet kandil ile toplamda 22 parça çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. “Geç Antik Çağ Unguentariumları” olarak tanımlanan parçalar üzerinde yer alan monogram mühürlerin işleniş biçimlerine göre 3 grup altında değerlendirilmiştir. Kandiller de formlarına göre 9 tip altında incelenmiştir. Unguentariumların tamamı birbirine yakın bir tarih gösterirken; Tip I altında değerlendirilen kandiller MS 3. yüzyıla, diğer kandiller ise MS 6.-7. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Tip II- Tip IX başlığı altında ele alınan kandillerin tamamı kalıp yapımı olup; bu kandiller kentte bulunmuş olan kandil kalıplarına uymaktadır. Söz konusu buluntuların, diğer kentlerde bulunan benzer örnekleri ile karşılaştırmaları yapılarak, buluntu konteksi de dikkate alınarak tarihlendirmeye gidilmiştir. Pişmiş toprak eserlerin bulunduğu mekanların dışındaki bir yapıda, yoğun üretim artığı kemiklerin açığa çıkartılmış olması, agoranın başlangıcını oluşturan bu alanın, geç dönemde işlik ve dükkân olarak kullanılmış olduğunu göstermiştir. Aynı şekilde çalışmaya konu edilen mühürlü unguentariumların ve zaten Antiokheia’da üretiminin yapıldığı bilinen kandillerin de bu mekânlarda üretimlerinin/satışlarının yapılmış olma ihtimalleri oldukça yüksektir.