21 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Karum Nahria 2
- Kültepe Tableti 2
- Tablet 2
- Wabartum 2
- 1983 1
Atatürk'ün Kayseri'yi Ziyaretleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 49-54
Özet
Mustafa Kemal Paşa, Millî Devlet kurma yolunda, 19 Mayıs 1919 tarihinde Türk Millî Mücadele Hareketini başlatmak üzere Samsun'a çıktıktan sonra, 22 Mayıs 1919 tarihli ilk resmi raporunda; Türk Milleti'nin yabancı himayesini istemeyeceğini ifâde ile Millî Mücadelemizin ve Cumhuriyetimizin kuruluşuna esas olan şu cümleyi dost düşman herkese duyurmuştur. "Millet birlik olup, hâkimiyet esasını ve Türklük duygusunu hedef seçmiştir." 26 Mayıs 1919'da Havzalılar ile yaptığı sohbette ise, Mustafa Kemal Paşa: "Hiç bir zaman ümitsiz olmayacağız ve memleketimizi kurtaracağız." diyerek, Türk Milletini iç ve dış düşmanlara karşı millî mücadeleye davet etmiştir. Havza'dan mülki âmirlere ve komutanlara göndermiş olduğu bildiriyle işgal hareketlerine ve özellikle İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesine karşı millî gösteriler yapılmasını ve bu gösterilerin Türk ve Dünya kamuoyuna telgraflarla duyurulmasını istemiştir. Bu cümleden olmak üzere; Kayseri'ye de "Ordu Müfettişi Mustafa Kemal" imzasıyla 28 Mayıs 1919 tarihli Havza çıkışlı bir telgraf gelmiştir. Kayserililer, İzmir'in işgâlinin tel'in ve protesto edilmesi yolunda, millî mitingler yapılmasını isteyen Mustafa Kemal Paşa'nın bu tarihî emrine hemen uymuşlar ve miting yapmak üzere teşebbüse geçmişlerdir. Fakat, bu millî teşebbüse, zamanın Kayseri Mutasarrıfı izin vermemiş ve böylece de, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini lânetlemek üzere, ülkenin pekçok yerinde açık hava mitingleri yapılmasına rağmen Kayserililer, bu millî heyecanlardan mahrum bırakıl¬maya çalışılmıştır. Ancak Kayserililer, İzmir'in işgaline karşı uyanan bu millî heyecanlarını, Kiçikapı semtindeki Aynalı Gazino'da yapılan bir toplantıda ortaya koyarak, Türk Milleti'nin müşterek tepkisine katılmaktan geri kalmamışlardır
Ev Satışıyla İlgili Bir Kültepe Tableti ile Etüdlük Tabletlerde Geçen Yer Adları ve Karum Nahria
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 29-38
Özet
Tam Metin
1947'lerden bugüne kadar geçen zaman içerisinde Kültepe'de T. Özgüç başkanlığında yapılan kazılarda yaklaşık 15.000 kadar eski Asurca tablet ele geçmiştir. Yazılı vesikalardan edindiğimiz bilgilere göre, yalnız ticaret yapmak amacıyla gelen ve Anadolu içlerine kadar yayılan Asurlu tüccarlar Karum ve Wabartum gibi zamanına göre çok iyi işleyen idari teşkilatlara sahiptiler. Bugüne kadar neşredilen tabletlerde geçen Karum ve Wabartum'ların yerleri Kaniş'in dışında henüz tesbit edilemediğinden, Asurlu tüccarların Anadolu'daki yayılış sahasını kesin olarak göstermemiz bugün için mümkün değildir.
Eine Tafel Über Hausverkauf Mit Den Ortsnamen In Fragmenten Der Tafeln Aus Kültepe Und Karum Nahria
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 39-50
Özet
Tam Metin
Bei den seit 1947 von Herrn T. Özgüç durchgeführten Ausgrabungen am Kültepe sind etwa 15.000 altassyrische Tontafeln gefunden aber nur sehr wenige Texte davon bis heute bearbeitet worden Aus diesen veröffentlichten Kültepe-Texten erfahren wir, dass die assyrischen Kaufleute mehr als hundert Jahren in Anatolien waren und hierher kamen, nur um Handel zu treiben. Sie hatten damals eine gut funktionierende Handelsorganisationen in den Karum und Wabartum.
Niksar-Tokat-Gümenek ve Kayseri-Palas'ta Üç Kitabe
Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 81-88
Özet
Tam Metin
I. Niksar'da Süleyman Şah Kitabesi Anadolu Selçuklu sultanlarından II.Süleyman Şah'a ait, daha önce Niksar Kalesi üzerinde iken kaleden düşerek Melik Gazi Türbesine, oradan da Tokat Müzesine alınan kitabe, bugüne kadar okunuş ve tarih olarak farklı şekillerde yayınlanmıştır. II. Tokat-Gümenek'te Gazan hanın ismi geçen türbe kitabesi. Tokat Gümenek'te bir türbeye ait iken, buradan Tokat Müzesine getirilen 60x60 cm. ebadında mermer üzerine mükemmel sülüsle yazılmış, en üstteki "Gazan Han" ismi dahil beş satırlık kitabedir. III. Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesine bağlı Palas Kasabasındaki Çeşme Kitabesi. Kayseri'nin Tuzla gölü kenarındaki ovada bulunan Palas Kasabasında eski camiin avlu kapısı üzerine sonradan yerleştirilmiş birçeşme tamir kitabesi bulunmaktadır.
Develi/Havadan Köyü Külliyesi
Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 213 · Sayfa: 331-340
Özet
Tam Metin
Develi ilçesinin güneydoğusunda, Develi-Şeyhli kasabası yolunun sağında ve Develi'ye 40 km. uzaklıkta bulunan Havadan Köyü; idarî bakımdan Taşçı (Bakırdağı) bucağına bağlı ve 1985 nüfus sayımına göre 574 kişinin yaşadığı 70-80 haneli bir köydür. Seyhan Nehri'nin en önemli kollarından biri olan Zamantı Irmağı, köyün hemen yakınından geçmekte, bunun gerisinde de 2074 m, yükseklikte Develi Dağı yer almaktadır. Güneydoğudan Tahtalı Dağlar, güneybatıdan Ala Dağlar, Kuzeyden de Develi Dağı ile çevrili kapalı havza içerisinde yer alan köyün bağlantısı daha çok Develi iledir. Coğrafi ve kültürel ilişkiler bakımından da Kayseri bölgesinin etkileri ağır basar. Çevrede Fraktin (Gümüşören), Ayşepınarı, Ebce gibi eski yerleşim merkezleri ve köylerdeki kalıntılar, Havadan Köyü ve çevresinin ilk çağlardanberi önemli bir yerleşim bölgesi olduğuna işaret ederler.
Acemhöyük Sikkeleri
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 907-912
Özet
Tam Metin
Konumuzu kapsayan 7 adet sikkenin beşi 1951 yılında Acemhöyük'te bulunmuş ikisi satın alınmıştır. Sikkeleri devirlerine göre sıralayacak olursak en erkeni Kelenderis'te basılmış M.Ö. 450-400 yıllarına ait gümüş staterdir. Diğer 4 adet sikke Sarıkaya sarayının güneyindeki Hellenistik evlerin enkazında bulunmuştur. Bunlar, Kayseri'de basılmış ve Roma İmparatoru Severus Alexander'e (M.S. 222-235) ait şehir sikkeleridir. Satınalınan sikkelerden biri Roma İmparatoru Probus'a (M.S. 276-282) ait antoninianus olup Antakya'da basılmıştır. Diğeri Bizans İmparatoru Michael IV( M.S. 1034-1041) e ait follistir.
XIX. Yüzyıl Osmanlı Dönemi Mimarlığında, Kayseri Yöresi Hıristiyan Yapıları: Germir ve Endüllük Kiliseleri
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1663-1682Kayseri Müzesindeki Eski Tunç Çağı Definesi
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 581-586 · DOI: 10.37879/belleten.1987.581
Özet
Tam Metin
1983 yılında Kayseri'nin Felahiye ilçesine bağlı Çukur bucağının 3 km. kuzeydoğusunda, Kağnı deresindeki kum ocaklarından kum alınırken bulunduğu bildirilen 29 adet tunç eser Müzemize getirildi. Ele geçirilen bu eserlerin yanında değişik malzemelerden yapılmış, değişik türde başka eserlerin de bulunup bulunamadığı anlaşılamadı. İlk bakışta bu eser grubunun bir defineyi temsil ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu defineyi oluşturan eserlerden bir kısmının eksik olduğu izlenimi edinilmiştir. Yerinde yaptığımız araştırmalarda, buluntu yeri olarak işaret edilen kesimde herhangi bir eski kalıntıya rastlanmamıştır. Yalnız bugünkü köyün dışında, kum ocaklarının bulunduğu yere 1 km. uzaklıktaki tarlada, Eski Tunç Çağı'na ait kaba seramik parçaları ele geçirilmiştir. Bu araştırma sırasında köylüler, sözkonusu tarlada daha önceleri küçük bir tepenin bulunduğunu, sonradan bu tepenin sürülerek düzleştirildiğini ifade etmişlerdir. Bu bilgilerin ışığında üzerinde duracağımız eserlerin, ait oldukları çağda, bu iskan yerinin yakın çevresine depo edilmiş, saklanmış olabilecekleri gibi, tamamen ayrı bir bölgeden, özellikle Orta Anadolu'nun kuzeyinden Müzemize getirilmiş olabilecekleri ihtimali de düşünülebilir. Kağnı deresindeki kum ocağından elimize geçmeyen irice kahverengi bir kap içerisinde bulundukları yolundaki ifade, bu eserlerin bir define, bir depo oldukları görüşüne ağırlık kazandırmaktadır. Define, teber biçimli onbir balta, sap delikli üç balta, bir kabza veya asa başı ile onüç çalparadan oluşmaktadır.
Yeniden İşlenen Bir Kültepe Tableti (Kt. g/t 42+z/t II)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 1-8 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1
Özet
Tam Metin
Yazımıza konu olan tabletin ilk parçası (g/t 42), diğer iki tabletle (g/t 35, 36) birlikte, Kültepe kazılarının 1955 döneminde, höyükte açığa çıkarılan Warsama Sarayında bulunmuşlardır. Buluntu yerleri ve g/t 35'in bir kraldan ötekine yazılmış bir mektup olması dolayısıyla, o tarihlerde kazı heyetinde yer alan meslek adamlarının dikkatleri hemen bu tabletler üzerinde toplanmıştır. Konusu bakımından bugüne kadar Kültepe'de ele geçmiş binlerce tablet arasında başka bir benzerine rastlanmayan bu mektubu hocamız Prof. Kemal Balkan neşretmiştir. Diğer iki tableti de (g/t 36, 42), bunlardan bir yıl sonra aynı yerde bulunmuş olan bir başka tabletle (h/t 330) birlikte hocamız Prof. Emin Bilgiç, Anatolia VIII (1965)'de "Kültepe Höyüğünde Çıkan Üç Tablet" başlığı altında ayrıntılı olarak yayınlamıştır.
Re-examination of the Kültepe Tablet (Kt. g/t 42+z/t II) (Summary)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 9-10 · DOI: 10.37879/belleten.1987.9
Özet
Tam Metin
The first fragment (g/t 42) of the tablet (Kt. g/t 42+z/t 11), which is to be the subject of study here was found in the palace of Warsama during the excavations of 1955 at Kültepe. This fragment together with the other two tablets (g/t 36, h/t 330), found also at the same place, was published by E. Bilgiç in the Anatolia VIII (1965) under the title "Kültepe Hüyüğünde Çıkan Üç Tablet".