3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Kyrgyzstan
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Bağımsızlık Sonrası Çıkarılan Yasa ve Kanunlar Çerçevesinde Kırgız Türkçesinin Durumu

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2021, Sayı 52 · Sayfa: 465-488 · DOI: 10.24155/tdk.2021.192
Kırgızistan Cumhuriyeti, 31 Ağustos 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan ettikten sonra, hızlı bir şekilde, Kırgız dilinin kullanım alanının yaygınlaşması için çalışmalar başlatılmıştır. İlk yıllarda ülkede başta Ruslar olmak üzere pek çok etnik grubun bulunmasından dolayı bu çalışmalar pek başarılı olamamıştır. Otuz yıllık süreç göz önünde bulundurulduğunda, Kırgız dili kullanım açısından ilk yıllara oranla oldukça gelişim göstermiştir. Günümüzde, Kırgızcanın bilim, eğitim, basın-yayın dili vb. birçok alanda yaygın kullanımını görmek mümkündür. Dil kullanımının yaygınlaşması zaman alır. Kırgızca kullanımının yaygınlaşma süreci devam etmektedir. Bu süreçte Kırgızistan Parlamentosu tarafından çıkarılan yasa ve kanunların etkisinin yanı sıra, millî birlik ve beraberliğin, halkın kültürel değerlerine ve diline sahip çıkmasının etkisi de azımsanmayacak kadar çoktur. Çalışmada Kırgızistan'da, Sovyetler Birliği zamanında Kırgızcanın durumuyla ilgili giriş mahiyetinde bilgi verilmiştir. Kırgızistan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığıyla birlikte yasa ve kanunlar çerçevesinde günümüze kadar Kırgız dilini geliştirme ve yaygınlaştırma, devlet dili ve resmî dil yapma çabaları anlatılmıştır. Kırgız dilinin gelişmesine katkı yapan kurum ve kuruşlar hakkında bilgi verilmiştir. Günümüzde Kırgız dilinin kullanım alanının genişletilmesiyle ilgili güncel sorunlardan bahsedilerek çeşitli çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünde Kırgız dilinin bugünkü durumu ve kullanım alanı, dilin hak ettiği değeri alması için hem devlet hem de bireysel olarak yapılması gerekenler özetlenmiştir.

Sovyet Döneminin İlk Yıllarında Kırgızistan’da Millî Özerk Cumhuriyet Kurma Konusundaki Fikrî Münakaşalar

Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 298 · Sayfa: 1081-1096 · DOI: 10.37879/belleten.2019.1081
Tam Metin
1920'li yıllarda Bolşevikler Türkistan'da Komünist ideoloji ışığında bölgedeki Türk halklarının siyasî, sosyal ve ekonomik yapısını kökten değiştirerek sosyalist bir model yerleştirme hareketini başlatmışlardır. Ancak Moskova yönetimi, bu modeli yerleştirme konusunda yerli Kırgız asıllı bürokratların farklı görüşleri olabileceğini ya dikkate almamış, ya düşünememiş veya tahmin edememiştir. Sonuçta Komünist Parti'nin Kırgızistan şubesi bünyesinde hizipleşme hareketi ortaya çıkmış ve Moskova, iki ayrı grubun farklı görüşleriyle uğraşmak zorunda kalmıştır. Kırgızistan'da birine Abdikerim Sıdıkov'un, diğerine ise Rahmankul Hudaykulov'un liderlik ettiği iki grup arasında ciddî bir mücadele sürmüştür. İki grup arasında mücadele, özellikle Dağlı Kırgız Vilayeti (1922) ve Kara Kırgız Özerk Vilayeti (1924) projesi çerçevesinde sert bir şekilde yaşanmıştır. Fakat Moskova'nın doğrudan temsilcisi olan Komünist Parti Kırgızistan Vilayet Komitesi Genel Başkanı Mihail Kamenskiy, R. Hudaykulov'un grubunu desteklemiş ve sonuçta A. Sıdıkov taraftarları yüksek devlet görevlerinden azledilmişlerdir. Bunun üzerine Moskova entrikalarının asıl amacını anlayamayan 30 kadar devlet adamından oluşan Sıdıkovcular, 1925'te durumu Kremlin'e şikayet etmek zorunda kalmışlardır. Bu hadise, Kırgızistan tarihinde "Otuzcular Mektubu" olarak bilinmektedir. Fakat "Otuzcular Mektubu", üst yönetim tarafından "milliyetçilik"le suçlanmış ve sözkonusu mektubu imzalayanlar çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Her iki grupta bulunan ilk Kırgız Sovyet bürokratlarının kökeni, 1917 Ekim İhtilaline kadar burjuva olarak adlandırılan varlıklı kesime dayanıyordu. Ve onlar "sağcı" (Sıdıkovcu) ile "solcu" (Hudaykulovcu) grupları oluşturmasına rağmen kendi çıkarını her zaman ilk plana koyan Kremlin her ikisini de sonuna kadar desteklemek niyetinde değildi. Bu sebeple temizlik sırası 1926'da R. Hudaykulov grubuna gelince, kendilerine "Sovyet rejimine karşı "Ur-Tokmok" örgütünü kurma" suçuyla dava açılmış ve grup üyelerinin çoğu hapsedilmiştir. Şubat 1927'de Frunze (günümüzde Bişkek) şehrinde Moskova'dan gönderilen Özel Mahkeme tarafından "Ur-Tokmok davası" görüşüldü. Duruşma sonunda Kremlin'in kararıyla Komüminst Parti'nin Kırgızistan şubesi, "sosyal yönden yabancı unsurlardan" ayıklanmış, yani bir çok Kırgız asıllı bürokrat parti üyeliğinden çıkartılmıştır. Daha sonra ise 1937-1938 Repressiya döneminde, hem "sağcılara" hem de "solculara" katılan Kırgız siyaset ve devlet adamlarının büyük kısmı hayatlarını kaybetmişlerdir. Makalemizde 1920'li yıllarda Kırgızistan'da yaşanan bu önemli siyasî olayların sebep ve sonuçları tahlil edilecektir.

TALAS YAZITLARI: İŞARET KADROSUYLA İLGİLİ BAZI DÜZELTMELER (2. TALAS YAZITI ÖRNEĞİNDE)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 129-144
Kırgızistan'ın Talas bölgesinde bulunan Türk runik yazılı anıtlar 19. yüzyılınsonundan itibaren Türkoloji dünyasında biliniyor olmasına rağmen, onların birçoğuhâlâ ikna edici ve güvenilir okuma önerilerine sahip değildir. Bu durum kısmen yazıtmetinlerinin kısa olması gibi nesnel sebeplere bağlı iken çoğunlukla onların sağlamkopyalarının çıkarılmamış olması ve işaretlerinin yanlış teşhisi gibi öznel sebeplerdenkaynaklanmaktadır. Bu makalede Talas yazıtlarının en hacimlisi olan 2 numaralı yazıtkonu edilmektedir. Burada yazıtın işaret kadrosunu mümkün olabildiğince doğruteşhis etme amaçlanmaktadır. Yazar ayrıca ilgili önceki yayınlarda yanlış teşhis edilenişaretlerin gerçek fonetik karşılıkları üzerinde duracak ve yazıtların ilgili kısımlarıgüvenilir bir şekilde onarmaya çalışılacaktır.