5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Son 10 yıl
  • Mezar taşı
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

TRABZON TAVANLI CAMİ HAZİRESİ 19. YÜZYIL KADIN MEZAR TAŞLARI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 46 · Sayfa: 91-122
Millî kültürümüzün önemli bir parçasını teşkil eden mezar taşları ve mezarlıklarımız geçmiş ile kurulan bağın nesiller boyu devam eden tanıklarıdır. İnsanın ölümünden sonra onun hatırasını devam ettirmek için dikilen mezar taşları ve mezar yapıları, İslamiyet öncesi Türklerin sahip olduğu, atalar kültünden gelmektedir. İnsanoğlu geçmişten günümüze kendi kültürel birikimi doğrultusunda ölümü her zaman farklı şekillerde yorumlamıştır. Ölen insanlar için mezar yapısı üzerine taş dikmek binlerce yıldır devam eden bir geleneğin ürünüdür. Mezarların topluca bulunduğu açık alanlar şeklinde nitelendirilen mezarlıkların yanı sıra cami veya türbe avlusunda parmaklık ya da duvarlarla çevrili hazirelerde yer alan mezar taşları, ölünün gömüldüğü yerin bilinmesi ve kimliğini göstermek amacıyla dikilmiştir. Mezar taşları yapıldıkları dönemin, çevrenin, inançların, geleneklerin, sanat anlayışının ortak ürünüdür ve tarihî birer belge olarak döneminin sanat anlayışını yansıtır; unvanlar, isimler, meslek grupları, sülale isimleri, ölüm nedenleri gibi çeşitli konular hakkında somut bilgiler vermesi bakımından sosyo-kültürel açıdan da çok yönlü değerlere sahiptir. Osmanlı mezar taşları genel olarak Osmanlı Türkçesiyle yazılmıştır. Ancak erken tarihli mezar taşlarında Arapçanın da kullanıldığı görülmektedir. Çalışmada, sonuç olarak, Trabzon Tavanlı Cami Haziresinde yer alan 19. yüzyıla tarihlenen on dört adet kadın mezar taşı; malzeme, form, teknik, işleniş niteliği, bezeme özellikleri ile kitabe bilgileri bakımından tanıtılmış ve farklı bölgelerdeki Osmanlı mezar taşları karşılaştırılarak bu taşların Türk sanatı içindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır

ÜNYE ÇAMLIK FENERALTI MEZARLIĞI MEZAR TAŞLARI VE KITABELERI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 371-408
Gelenekler ve dönemin üslup özellikleri ile birlikte şekillenen mezar taşları, toplumun kendi öz değerlerini geleceğe taşıyan en önemli yazılı belgelerdir. Toplumlara ve kültürlere göre bu gelenek malzeme, bezeme ve biçim olarak değişiklik gösterse de ölen kişiyi kalıcı kılabilmek ve onun adına bir işaret koyabilmek hep en önemli amaç olmuştur. Mezar taşı kitabeleri, kültürel ve sanatsal özelliklerinin yanı sıra kabirde yatan kişinin mesleği, unvanı ve onun inanışıyla ilgili önemli verilerin elde edildiği edebi birer eser niteliğindedir. Taş ve mermer üzerine Osmanlıca yazılan mezar taşı kitabelerinin giriş cümleleri genellikle Arapça olarak yazılmıştır. Sülüs, talik gibi hatlarla farklı istiflerle, özel bir işçilikle özenle oluşturulan çerçeveler içerisine yazı kuşakları diyagonal veya düz satırlar hâlinde kazınmıştır. Kitabeler amacına uygun olarak Allaha yakarışla başlayarak, mezarda yatan kişinin kimlik bilgilerinin verildiği bunun yanı sıra ölüm sebepleri, hastalık, ayrılık, sevgi, hüzün gibi detayların da işlendiği önemli belgelerdir. Kısa ve yalın tutulan kitabeler ise ölünün kimlik bilgileri, ruhuna istenen dualar ve tarih ibaresi ile tamamlanmaktadır. Ayrıca kalıp şeklinde yazılan duaların yer aldığı kitabeler de bulunmaktadır. Bu çalışmada Ünye Çamlık Feneraltı Mezarlığında bulunan XVIII.-XX. yy. Osmanlı Dönemine ait mezar taşları detaylı bir şekilde incelenerek, birer belge olan kitabeler değerlendirilmiştir.

RIZE’DE BULUNAN OSMANLI DÖNEMI MEZAR TAŞLARINA GENEL BIR BAKIŞ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 291-344
Mezar taşları, maddi kültür varlıklarımız içerisinde önemli bir yere sahiptir. Orta Asya'dan bu yana yaşatılmaya devam eden mezar taşı yapma geleneği, Anadolu'da yaygın bir şekilde yer bulmuştur. Dönemsel ve bölgesel özellikler gösteren mezar taşlarının asıl kimliği Osmanlı Dönemi Mezar Taşları ile oluşmuştur. İstanbul başta olmak üzere, Anadolu'nun hemen hemen her ilinde oldukça zengin özellikler sergileyen Osmanlı Mezar Taşları bulunmaktadır. Rize ili de bunlardan birisidir ve burada Osmanlı Dönemi'ne ait çok sayıda mezar taşı bulunmaktadır. Şahsım tarafından gerçekleştirilen ve doktora tez konusu kapsamında belgelenen 1177 adet mezar taşından seçilen önemli örneklerden oluşan bu çalışmada, Rize il merkezi ve ilçelerinde bulunan Osmanlı Dönemi kadın ve erkek mezar taşlarından örnekler sunulmuştur. 18. yy.dan 20. yy.a uzanan bir zaman dilimini kapsayan örneklerde kitabe metinleri ve süsleme öğeleri farklı olan mezar taşları tercih edilmiş ve bu örnekler, özellikle sanat tarihi açısından incelenerek değerlendirilmiştir. Çalışmaya konu olan tüm mezar taşları; mezar tipi, mezar taşı formu, malzemesi, kitabesi, başlık türü, işleniş tekniği ve süsleme özellikleri bakımından detaylı bir şekilde incelenmiştir. Sonuç olarak, Anadolu'daki mezar taşı geleneğinin bir devamı olan, oldukça zengin ve farklı örneklerin tespit edildiği Rize'deki mezar taşlarının Türk-İslam mezar taşı geleneği içerisindeki yeri ve önemi belirlenmeye çalışılmıştır.

Karaman Mader-i Mevlana (Aktekke) Camisi Haziresinde Bulunan Mezar Taşları

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 44 · Sayfa: 297-343
İçinde, Hz. Mevlana'nın annesi Mümine Hatun'un, kardeşi Alaeddin Bey'in ve bir kısım çelebinin mezarları bulunan Karaman Aktekke Camisi'nin haziresinde 34 tanesi kitabeli olmak üzere, toplam 82 mezar taşı bulunmaktadır. Bu makalenin amacı bu kültür mirasının okunup değerlendirilmesidir. Bazıları kırık veya yıpranmış durumda olan 82 mezar taşı yerinde görülmüş, okunmuş ve fotoğrafları çekilmiştir. Mader-i Mevlana (Aktekke) Camisi haziresinde bulunan en eski tarihli mezar taşı, hicri 775 (m. 1374.) yılana aittir. Mezar taşlarından 5 tanesi, tam tarihlidir. 6 adet mezar taşında her hangi bir tarih kaydı yoktur. 25 mezar taşının kitabesi sülüs, 8 mezar taşının kitabesi talik ve bir mezar taşının kitabesi rik'a ve Latin alfabesi ile yazılmıştır. Haziredeki mezar taşlarının 5 tanesinde dil Arapça, 29 tanesinde Türkçedir.

ARAP HARFLİ YAZITLARIN BELGELENMESİNDE KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER (KOSOVA VE MAKEDONYA ÖZELİNDE)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 385-405
Günümüzde Türk kültür coğrafyasındaki ortak kültürel kodlardan biri de Arap harfli yazıtlardır. İslamiyet'in kabul edilmesinden sonra Arap alfabesi Türklerin hâkim olduğu coğrafyalarda başta mezar taşları olmak üzere dinî ve sosyal hayatın her alanında kullanılmaya başlanmıştır. Karahanlı Dönemi'ne kadar (Kök)türk, Uygur, Soğd, Sanskrit vd. alfabelerle eşsiz eserler vücuda getiren Türkler, İslamiyet'i kabul ettikten sonra da İslami inanç sistemiyle ilgili ayetleri, hadisleri, sözleri ve adları camilere, mescitlere, evlerin giriş kapılarına, süs ve kullanım eşyalarına… işlemişlerdir. Türk kültür tarihi açısından son derece önemli olan bu yazıtların bir kısmı bugün Osmanlı İmparatorluğu'nun asırlarca hâkim olduğu Kosova ve Makedonya sınırları içinde yer almaktadır. Tarihî süreçte bölgede yaşanan savaşlardan, kültürel çatış- malardan ve olumsuz hava şartlarından ciddi düzeyde etkilenen bu eserlerin önemli bir kısmı günümüzde açık alanlarda korumasız bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Üzerlerinde taşıdıkları motiflerle, damgalarla ve yazılı bilgilerle geçmişi günümüze, Türk kültür coğrafyalarını birbirine bağlayan bu eserlerin tespiti ve belgelenmeleriyle ilgili bulundukları mekâna, yıpranma nedenlerine ve düzeylerine… göre birtakım güçlükler bulunmaktadır. Bu çalışmada Kosova ve Makedonya sınırları içinde yer alan ve farklı nesneler üzerinde bulunan Arap harfli yazıtların belgelenmesiyle ilgili karşılaşılan güçlükler, görüntülerden hareketle ilgililerin dikkatlerine sunulmuş ve konuyla ilgili birtakım önerilerde bulunulmuştur