3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Kocaeli Yarımadası’nda Karakol Cemiyeti-Mustafa Kemal Paşa Rekabeti ve Yahya Kaptan Olayı II
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 76 · Sayfa: 155-200
Özet
Tam Metin
Makalenin uzunluğu nedeniyle iki kısım halinde yayımlanması zorunlu olmuştur. Sayı 74'de yer alan birinci kısımda; Karakol Cemiyeti, Karakol Cemiyeti'nin Gebze'de yapılanmassı ve Yahya Kaptan'ın bölgeye gelişi, buradaki faaliyetleri, Mustafa Kemal Paşa'nın Yahya Kaptan ile ilişkiye geçmesi ve Temsil Heyeti açısından Yahya Kaptan problemi incelenmişti.
İkinci kısıda ise; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Kocaeli Yarımadası'nda Teşkilatlanmaya başlaması, bölgede Milli Kuvvetler arasında ortaya çıkan rekabet ve Yahya Kapttan'ın öldürülmesine giden süreç incelenmiştir.
Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında İşgal Döneminde Bursa
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 51-82
Özet
Osmanlı Devletine uzunca bir süre başkentlik yapmış olan Bursa, Anadolu'da her açıdan önemli vilâyet merkezlerinden biri idi. Millî Mücadele döneminde Bursa, Ankara Yönetimi açısından hem iç hem de dış cephe özelliği taşımaktaydı. Bu bakımdan Bursa Mondros Mütarekesi sonrasında önemli gelişmelere sahne oldu. Nitekim Bursa Damat Ferit Paşa Hükümetince Millî Mücadele'ye karşı bir merkez haline getirilmeğe çalışıldı. Ancak Heyet-i Temsiliye bilâhare TBMM ve Hükümetinin girişimleriyle Yunan işgaline kadar Bursa Millî Kuvvetlerin kontrolünde tutuldu. Ancak İzmir'in işgalinden sonra İtilaf Devletlerinin izni ve desteğiyle Anadolu'da yeniden işgal harekâtına girişen Yunanlılar 8 Temmuz'da Bursa'yı işgal ettiler. Bundan sonra Bursa'da tam bir işgal yönetimi oluşturan ve buraya yerleşmeğe çalışan Yunanlılar kenti takriben iki yıl ellerinde tuttular. Bursa bu işgal boyunca tam bir baskı, kaos ve anarşi ortamında kaldı. Bu dönemde Bursa ve çevresinde Rum ve Ermeni çetelerinin terörü esti. Bursa bu ortamdan ancak Büyük Taarruz sonrası Millî Kuvvetlerce 10 Eylül 1922'de geri alınmasından sonra kurtuldu.
Kuva-yı Milliye
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 24 · Sayfa: 451-480
Özet
Kuvâ-yı milliye tabiri tarihimizde "millî" kuvvetler" düzenli olmayan silâhlı birlikler ve kuvvetler için kullanılan bir tabir olarak göze çarpmaktadır. Kuvâ-yı milliye adını verdiğimiz bu kuvvetler, düşmana karşı ülkenin korunması ve savunmasının pekiştirilmesi, birlik ve beraberliğin sağlanmasını hedeflemişlerdir. Bu yüzden de, vatanın işgali karşısında halkın malının, canının, dininin, ırz ve namusunun korunması, kısaca ülkeye karşı olabilecek her türlü saldırıya karşı eski askerî komutan ve askerler ile bunlara katılan askerlerin kendi aralarında oluşturdukları savunma birliklerine "kuvâ-yı milliye" denilmektedir. Mustafa Kemal Paşa'nın anlatımına göre, düşmanların çemberi altında olan hükümetin emirlerini ordu yerine getirecek durumda değildir. Bu yüzdendir ki vatanı savunma ve korumadan ibaret olan esas görev, doğrudan doğruya milletin kendisine yönelmiş bulunmaktadır. Millet, orduya kendi içinden teslim ettiği bireylerinin, düşman saldırısına uğrayan bölgelerinin savunmasına, düşman saldırısına uğrayan kardeşlerinin hayatlarının korunmasına görevli kılmayı mecbur kılmıştı. İşte buna "Kuvâ-yı Milliye" diyoruz. Bütün evren de böyle diyor. Ayrıca, silâhın söz konusu olmadığı ülkenin en ücra köşelerinde bile ortaya çıkmış, doğrudan doğruya yasal ve çağdaş, sosyal ve genel yaklaşımla siyasî bir dernek olarak da "Müdafaa-i Hukuk" Örgütü vardır.