132 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Milli mücadele
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Millî Mücadele’de Yurt ve Dünya

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 517-520
Kaybedilmiş bir macera harbinden sonra, her şeyi elinden alınmış, fiilen parçalanmış ve daha fenası yetişmiş nesillerini kaybetmiş Türk toplumunun verdiği varlık mücadelesi, "Millî Mücadele" adıyla anılmakla beraber aslında bir cihan olayıdır. Nitekim bu asil ve kahraman mücadele cihan emperyalizmine kesin darbeyi indirmiş ve esir milletlere kurtuluş yolunu açmıştır.

Millî Mücadele Dönemi Bütçeleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 763-782
Kurtuluş Savaşı boyunca bütçelerin ait olduğu yılın başında Meclis'in onayından geçirilemediği, avans ve ek ödemelerle devlet işlerinin yürütüldüğü, her yıl açıkla kapandığı, çoğu kez de Meclis'in gizli oturumlarında ayrıntılı olarak tartışıldığı temel yaklaşımın denk bir bütçe anlayışı olduğu görülmektedir. Millî Mücadelenin finansmanı yerli kaynaklardan sağlanmıştır.

Millî Mücadele’de Basın

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 11 · Sayfa: 471-480
Millî Mücadele yıllarını etkileyen basını üç grupta toplamamız mümkündür: Millî Mücadele karşısındaki basın, yabancı basın ve Millî Mücadele'yi destekleyen basın. Saydığımız ilk iki basın, Mustafa Kemal'in Millî Mücadele'yi kimlere karşı, hangi şartlar altında kazandığını göstermek açısından çok önemlidir.

Atatürk Milliyetçiliği

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 849-868
Tam Metin
"Birtakım kelimeler vardır ki, sık sık telâffuz edildiği halde hattâ münevverlerimiz arasında onu tamamiyle anlayan çok değildir!" Bu sözler, Atatürk'ün 18 Aralık 1930 da İstanbul'da yaptığı bir konuşmadan alınmıştır. İşte biz bügün, herkesin, her aydının kendine göre bir mâna verdiği, kendi anlayışına göre yorumlamağa çalıştığı bir konuyu ele almış bulunuyoruz. Millet, milliyetçilik ve Atatürk milliyetçiliği, bir gerçek, bir realite olmakla beraber, bizzat Atatürk'ün deyimiyle, herkesin üzerinde ittifak edemediği kavramlar niteliğini taşımaktadır. Bu yüzden biz, "bina'yı bânisine götürerek", eseri onu yaratana malederek yani doğrudan doğruya Atatürk'ü konuşturmağa gayret ederek, O'nun millet, milliyet ve milliyetçilik anlayışını izah etmeğe çalışacağız.

Atatürk'ün Uygarlık Anlayışı

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 1105-1118 · DOI: 10.37879/belleten.1988.1105
Tam Metin
29 Ekim 1973'de Cumhuriyet elli yılını dolduruyor. Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl doğanlar, şimdi memleketin kaderine hâkim bulunuyorlar. Artık memleketin geleceği, Devletimizin kurucusu Atatürk'ün büyük ümitlerle cumhuriyeti emanet ettiği, "cumhuriyet nesli"nin ellerinde bulunuyor. Teşekkülünden bu yana cumhuriyeti yönetenler, her türlü ilhamı "Atatürkçülük" den almışlardır. Bundan sonra da aynı kaynakdan beslenmeğe devam edeceklerdir. Bu hususta fikir birliği vardır. Ancak cumhuriyet idaresinin ilham kaynağını yorumlamak bahis konusu olunca fikirler, kanaatlar değişmekte ve genellikle ilgili şahsın fikir ve ideolojik temayülüne uygun bir biçime girmekte, bazan da pek çelişmeli hükümler ortaya çıkmaktadır. Aynı kaynaktan ilham aldıklarını söyliyen kimselerin fikirleri arasında bu kadar çelişmeli hükümler nasıl meydana çıkabilmektedir? Bunun sebepleri nelerdir? Bu durumun başlıca nedeni Atatürkçülüğün temel özelliğinin, anafikrinin gerektiği gibi dikkate alınmamasıdır. Burada haliyle başka bir soru hatıra gelmektedir: Atatürkçülüğün herkes tarafından tartışmasız kabul edilecek temel özelliği nedir? Atatürkçülüğün temel özelliği anafikri şüphesiz ki "medeniyetçiliktir". Bunda asla şüpheye mahal yoktur. Atatürk, bir "ferd-i millet" olarak girdiği Millî Mücadele'nin en karanlık günlerinden, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe sarayında hayata gözlerini kapadığı zamana kadar, "medenileşmek", "medeni milletler camiasına girmek", "muasır medeniyeti iktisap ile onun seviyesinin üstüne çıkmak", "asrileşmek", ve "garplılaşmak" üzerinde ısrarla durmuştur. Millî Mücadeleyi zaferle taçlandırdıktan sonra, büyük kurtarıcının en büyük arzusu, her bakımdan tam istiklaline sahip T.C. nin dünyanın en medeni ve en müreffeh bir devleti haline getirmektir. Atatürk'ün Millî Mücadele günlerinden hayatının sonuna kadarki sözleri bunu açıkça göstermektedir.

Millî Mücadele ve Sonrasında Türklük Şuuru

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 47-60
Dil aynı zamanda millet ile millî kültür arasındaki manevî bağı perçinleyen ve Türklük şuurunu ayakta tutan bir manevî varlıktır. Atatürk'ün "Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.

Kızılaycı Hâmid Bey

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 9 · Sayfa: 681-690
Millî Mücadele sırasında değerli hizmeder gördüğü hâlde, daha sonraki yıllarda adı pek duyulmayanlardan biri, Hilâliahmerci (Kızılaycı) lâkabıyla ünlü Hâmid Bey'dir. Aslında maarifçi ve maliyeci olan Hâmid Bey, Anadolu'daki Millî Mücadele için İstanbul'da gösterdiği başarılı diplomatik ve siyasî faaliyetleriyle Türk milletine yararlı hizmetlerde bulunmuş vatanseverlerden biridir.

Samsun'da Başlayan ve İzmir'de Biten Yolculuk (1919-1922)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt III, Sayı 7 · Sayfa: 49-58
Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlayıp, Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas'a yönelen, daha sonra Ankara'ya, ve 9 Eylül 1922'de İzmir'e ulaşan yolculuğundan Millî Mücadele tarihimiz oluşmuştur.

Atatürk'ün toplanmamış yazıları I

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 197 · Sayfa: 531-546 · DOI: 10.37879/belleten.1986.531
Tam Metin
Atatürk'ün kıyıda-bucakta kalmış pekçok yazıları bulunmaktadır. Bu yazıların nerelerde ve kimlerde bulunduğunu, bulunabileceğini, konuyla ilgili daha önce yayımlanmış makalelerimizde belirtmiş, ayrıca kendi bulduğumuz, topladığımız yazıları sunmuştuk. 1939 yılından bu yana, kendi çıkardığımız Kopuz adlı Türkçü dergi ile, Türk Kültürü, Önasya ve Hayat Tarih Mecmuası dergilerinde ve Tercüman, Son Havadis gazetelerinde Atatürk'ün topladığımız yazılarını yayımlamıştık. Bunlardan birkaçı eski gazete kolleksiyonlarından aynen istinsah edilen, ondan fazlası ise ilk olarak tarafımızdan bulunan, devlet arşivlerinden veya şahıslardan asılları veya fotokopileri sağlanmak suretiyle "Atatürk ve Millî Mücadele Târihi" mizi araştıranlara kazandırılmış belgelerdir. Bütün bunları ve daha sonraki yıllarda topladığım "Atatürk'ün Toplanmamış Yazıları"nı hep bir arada ve ayrıntılı notlarıyla Belleten'de yayımlamaya çalışacağız.

Türk Millî Mücadelesinin ve Atatürkçülüğün Temel İlkelerinden Biri olarak Millet Egemenliği

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 3 · Sayfa: 741-792
Millî egemenlik ilkesi Türk tarihine ve Türk devlet yapısına ilk defa Atatürk'le birlikte girmiş ve yerleşmiştir. Bu ilkeyi Millî Mücadelenin ve kurduğu devletin temellerinden biri yapmış olması, Atatürk'ün başarısını sağlayan etkenlerden biridir. Bu, ayni zamanda, onun sağlam tarih bilgisinin, üstün sezgi gücünün,seçkin devlet adamlığının ve demokrasi idealine bağlılığının bir delilidir.