130 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Mustafa Kemal Atatürk
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Sovyetler Birliğinde Atatürk Üzerine Araştırmalar

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 209-256 · DOI: 10.37879/belleten.1981.209
Büyük Önder K. Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi'nin 15-20 Ekim, 1927 tarihleri arasında toplanan İkinci Büyük Kurultay'ında verdiği "Büyük Söylev", Yeni Türkiye'nin Yolu başlığı altında Rusça'ya çevrilmiştir. Gosizdat ve Litizdat NKİD tarafından yayımlanan Yeni Türkiye'nin Yolu dört cilde ayrılmaktadır. Birinci cilt, ulusal hareketin ilk adımlarının başlıca özelliklerini, Erzurum ve Sivas kongrelerini kapsamaktadır; ikinci cilt, ulusal hareketin Ankara üssünün hazırlanışına ışık tutmaktadır; üçüncü cilt, Türk - Yunan savaşı dönemine ve Anadolu cephesinin sağlamlaştırılmasına ayrılmıştır ; dördüncü cilt, dış ve iç savaş cephelerinde Yeni Türkiye'nin zaferini, Lozan görüşmelerini, içte reformları ve muhalefetle savaşı anlatmaktadır. Bu ciltlere çok sayı da açıklayıcı notlar konmuştur. 1919 Yılı Ulusal - Kurtuluş Hareketinin İlk Adımları başlığını taşıyan birinci cilt, "Samsun'a çıktığım gün genel durum ve görünüşten", "Ferit Paşa'nın çekilmesine" değin geçen olayları kapsamaktadır. Bu ciltte yer alan bölümler şöyle: Yazı kurulunun yazısı, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Önsöz, Söylev metni. Ekler bölümünde ise, açıklayıcı notlar, özel ad dizini, coğrafi ad dizini, metinde rastlanan Türkçe sözcüklerin ve çeşitli terimlerin dizini ve dört harita yer almaktadır. Bu cildin hazırlanmasına şu kişiler katılmıştır: B. İ. Baratov - Umanskiy, M. B. Vol'fson, İ. İ. Litvinov ve V. P. Osetrov (yayın kurulu); S. K. Pastuhov, V. P. Osetrov, S. İ Zander (yazı kurulu) ; E. Veyt, N. Zarifin, A. Mel'nik, E. Gal'perin (çevirmen ve açıklayıcı notları hazırlayan) ; V. A. Gurko - Kryajin (açıklayıcı notları denetleyen) ; E. Veyt, N. Zarifin (dizinleri hazırlayan); V. A. Solyanov (haritaları hazırlayan).

Atatürk Hakkında Aydın Sınıf Şairlerimizin Yazdığı Şiirler (1915-38)

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 287-326 · DOI: 10.37879/belleten.1981.287
Türk edebiyatının yeni devirleri üzerinde çalışanlar için ele alınması gerekli konulardan biri de, Atatürk hakkı nda yazılmış olan eserlerdir. Hatıra, roman, hikaye, tiyatro, v.b. nevi'lerdekilerden daha çok şiirlerde yer-yer bahsedildiği gibi, bütünüyle ona ayrılmış bulunanlar da sayıca az değildir. Destanları bir risâle, bir kitap teşkil eden, onun hakkındaki muhtelif şiirlerini bir kitap şeklinde toplayan şairlerimiz de bulunmaktadır. Mustafa Kemal için yazılan şiirlerin çokluğu, halk ve aydın sınıf şairlerimizin söyledikleri, yazdıkları şiirlerden seçilmiş, daha doğrusu derlenmiş örnekleri içine alan, sayıca yüzü aşan antolojilerin yayımlanmasına yol açmıştır. Elimizde, Atatürk hakkında yazılanları içine alan başlıca altı bibliyografya bulunmaktadır. 1941-74 yılları arasında yayımlanan bu eserlerde, ona dâir yazılmış şiirlerin yer-yer, topluca görüldüğü kitapların, makâlelerin kaydedildiği bölümler vardır; S.N. Özerdim'in hazırladığı bibliyografyada ise, konunun sınırlanmış olması, bir başka deyişle Türk basınında belli sürede yayımlananların tesbit edilmesi dolayısıyle şiirlerin neşredildiği gazete, dergilerin de bibliyografya künyeleri ayrı-ayrı verilmiştir.

Lausanne Konferansı Başlarken Fransız Kamuoyu

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 257-286 · DOI: 10.37879/belleten.1981.257
Atatürk, Aralık 1922 sonunda Fransız Le Journal gazetesi muhabiri Paul Erio'ya Ankara'da verdiği beyanatta şunları söyler: "Türkiye'ye karşı daima en iyi niyetler beslemiş olan Fransız halkının Türkiye'yi savaş halinden çıkmış görmek arzusunda olduğuna ve Türkiye'nin isteklerini haklı ve makûl bulduğuna içtenlikle kaniim. Bu nedenle, Lausanne'daki temsilcilerinizin tutumlarına son derece şaşmaktayım ve onların ülkeniz kamuoyunun duygularını gerçekten ifade ettiklerine inanamıyorum." Atatürk'ün bu beyanatı Lausanne Konferansının başlarında Fransız kamuoyunun tutumunu araştırmayı gerekli kılıyor. Daha doğru bir deyimle biz Lausanne Konferansı öncesi Fransız kamuoyunu araştıracağız. Bu konu son derece önemlidir, çünkü, az ileride görüleceği gibi, Lausanne Konferansı öncesi Fransız kamuoyunun tutumu Fransa'nın ve Müttefiklerin konferanstaki tutumlarını önemli ölçüde belirlemiştir. Önce, sorun olarak ortaya koyduğumuz konuda bilgiler bulunması gereken belli başlı kaynakları gözden geçirmekte yarar vardır.

Atatürk Bir Tarih Dersinde

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 419-436
Öğretmenlik mesleğine başladığım 1932-1933 öğretim yılında o gün hayatımda duyduğum heycanların en büyüğünü yaşadım. Bu, Atatürk'ün dersime girdiği gündür. Bu satırları yazarken de unutamadığım ve hiç bir zaman unutamayacağım o onurlu günün heyacanını yeniden yaşar gibiyim. 1932 yılının Ekim ayında Yüksek Öğretmen Okulu Tarih bölümünden mezun oldum. Aslında Tarih derslerini İstanbul Darülfunununda (Üniversite) okuyorduk. Yüksek Öğretmen Okulunda da kalıyor ve meslek dersleri görüyorduk. Mezuniyet sınavları bir hayli heyecanlı ve kaygılı geçti. Çünkü bilinen imtihan heycanına o yıl meydana gelen bir olayın korkusu da eklenmişti.

Atatürk'ün Günümüz Olaylarına da Işık Tutan Bazı Konuşmaları

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 5-26 · DOI: 10.37879/belleten.1981.177-5
Tam Metin
Türk Inkılap Tarihi Enstitüsü, kuruluşundan bu yana kendisine sağlanan pek sınırlı parasal imkanlara rağmen, Atatürk'ün söylev, demeç, tamim, telgraf ve beyannamelerini toplayıp beş cilt halinde yayınlayarak Atatürk'ün biyografisi ve yakın tarihimiz üzerinde çalışacaklar için pek kıymetli bir koleksiyonu ortaya koymuş bulunmaktadır. Ne var ki Atatürk'ün bütün sözleri ve yazıları önceden tam olarak saptanmadan yayına başlandığı için bu beş cilde girmemiş pek çok malzeme de vardır. Gene bir ön saptama yapılmadığı içindir ki aynı gün söylenen bir söylev, verilen bir demeç ya da yazılan bir mektup veya telgraf ayrı ayrı cildlerde yer almış, bu da yayınlanan belgelerin kronolojik düzenini bozmuştur. Bugüne kadar yayınlanan beş ciltten sadece dördüncüsüne bir dizin konulup ötekilerinde dizin bulunmayışı da araştırıcılar için ayrı bir güçlük yaratmaktadır. Bütün bunları ortaya konan eserin değerini ve önemini küçümsediğimizden değil, fakat ilerki basımlarda gözönünde tutulması dileği ile bir öneri olarak söylediğimizi belirterek konumuza gelmek istiyoruz. Biz, Atatürk'ün Büyük Nutuk'u üzerinde sürdürdüğümüz çok yönlü bir çalışma nedeniyle, eski gazete ve dergi koleksiyonlarını ve yerli, yabancı çeşitli türde kitapları dikkatle tararken beş ciltlik "Söylev ve Demeçler" dizisine girmemiş bir çok konuşmalarına, demeçlerine sohbet tarzında söylenmiş sözlerine rastladık. Bunların içinden, Türkiyenin ve Türk milletinin bütünlüğü ve milli çıkarları üzerindeki duyarlılığını, dış politikadaki tutarlı ve kararlı tutumunu ve Türk milleti için olduğu kadar bütün insanlık alemi için de ne kadar yüksek idealler beslediğini yansıtan ve olaylara nasıl derin bir önsezi ve tarih bilgisi ve bilinciyle baktığını gösteren bir kaç tanesini seçerek yeniden gün ışığına kavuşturmak istedik.

Önsöz

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 1-4
Tam Metin
Türk ulusu bugün büyük bir adamın 100'üncü doğum yılı sınırları içine girmiş bulunuyor. O, 1881'de Selanik'te doğduğu sıralarda dünya ve Türkiye büyük bir bunalım geçirmekte idi; Rusya'da ve Amerika'da devlet başkanları öldürülüyor, Güney Amerika'da iki devlet arasında savaş sürüyor, İngiltere ile İrlanda arasında yıllarca sürecek bir anlaşmazlık aşaması gelişiyordu. Bu olaylar yanında her ulusun kendi sınırları içinde bunalımları da vardı. Türkiye'ye gelince; tarihinin karanlık günlerini yaşamaya başlamıştı. İmparatorluk sarsılma devrinden çözülme devresine girmişti. İsyanlar ve savaşlar sonunda büyük eyaletler bağımsız devletler meydana getirmek için Osmanlı egemenliğinden ayrılmakta idi. Bu olaylarla Türk'ün onuru zedeleniyor, dünyada itibarı kırılıyordu. Hatta sonunun yakın olduğu konusunda da dünya basınında yazılara rastlanmakta idi; Bütün bu olaylar Türkleri, bir ruh hastalığına yakalanmış olarak kötümserliğe ve ümitsizliğe götürüyordu. Kurtuluş ve gelecek için tek güven bir kurtarıcının çıkmasına bağlanıyordu. Atatürk böyle bir atmosferde doğdu. Doğuşunda bir kurtarıcının dünyaya geldiğini işaret eden herhangi bir mucize belirmedi. 20 inci yüzyıl akılcılık devri idi; üstelik Atatürk mütevazi bir ailenin çocuğu idi. Ailesi ne bir servete ne de bir şöhrete sahipti. O, bir düzeye kadar kendi geleceğini kurmak durumunda bulunuyordu. İlkokulda öğretmeninden bir tokat yemesi üzerine ruhundaki ateş bütün benliğini sardı, isyan etti. Okulu bıraktı. Bundan sonra Onu bu ruh haliyle yaşam kavgasında görüyoruz. Babası ölmüştü. Annesinin karşı koymasına rağmen asker okuluna girdi. Yurdun bütün tehlikelerinden, acılarından, sefaletlerinden kendisini sorumlu tutmaya başladı. Askerlik eğitimi kademelerinin birinden diğerine yükseldikçe sorumluluk duygusu da arttı. Eğitimi bitip ordu saflarına katıldığı gün, kurtuluş için muhtaç olduğu manevi gücü, ölüm tehlikesini kendileri ile paylaştığı Mehmetçiğin davranışında buldu.

Atatürk Özgürlük Savaşının Macar Basınında Yankıları

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 79-86 · DOI: 10.37879/belleten.1981.177-79
Kemal Atatürk'ün muzaffer harplerinin Macar umumi fikirlerinde yarattığı duyguları kısaltarak belirtmek için, sayısı pek çok günlük Macar basınından ancak ikisini dahi ele almak yeterlidir. Bu iki gazeteden biri en eskisi, diğeri ise en yenisidir. En eskisi, 1840'ta kurulan Pesti Hirlap (Peşte Haber Gazetesi) 'in görevi Fransız, İngiliz ve Amerika büyük gazetelerinin yayınlarım aktarmak idi. Bu yabancı gazeteler Sevr muahedesi zihniyetiyle, genel olarak Yunan haberlerini olduğu gibi aldıkları için çoğunlukla gerçeği yansıtmıyorlardı. Aynı zamanda Triyanon barışı hazırlıkları en kötü siyasi münakaşalara yol açtığından Macar genel efkârı kötümser, içe dönük ve duygusuz (apathique) idi. Her yön adeta çember içine alınmıştı. Bir misal olarak şunu zikredebiliriz : Romen Dışişleri bakanı Take Jonescu, yağma edilmesi kararlaştırılan Macar arazisinin bir kısmını Macarlara bırakmak yerine tekmilinin bölünmesini ve bir hissenin Polonya' ya verilmesini teklif etmişti. Bu teklif Varşova'da aleyhte şiddetli bir nümayişle karşılandı. Bin yıldan beri süre gelen Leh - Macar dostluğuna işaretle, ancak müstakil bir Macaristan'la ortak sınır sahibi olmak isteniyordu. Ancak Macaristan'da, Türkler hakkındaki düşmanca duygulu dünya basım haberlerine inanmayan ileri görüşlü kimseler 1920 Aralık sonunda Magyarsag (Macarlık) adli günlük gazete çıkarmayı başardılar. Kısa zamanda halkın benimseyerek sevdiği bu gazete, Türk menfaatlerinin savunucusu idi. Harbin ortasında kendi muhabirlerini Türkiye'ye gönderdi.

Des Mots Importants de Mustafa Kemal (Atatürk)

Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 43-56 · DOI: 10.37879/belleten.1981.43
1905 Damas. II ne s'agit pas de mourir, mais, avant la mort, créer et stabiliser notre idéal. (A. II 49, B. 1298) 1906 Salonique. Notre but est la délivrance de notre patrie malheureuse. (B. I 622; ASD II I ) 1908 Hiver (Salonique). Il faut achever la révolution. Je le ferai. (A. II 12) 1918 24.V. (İstanbul). Dédicace Ruşen Eşref: Malgre tout, nous avançons vers une lumiere süre. La force qui me donne cette foi, c'est, part de l'amour sans bornes à ma patrie et mon peuple, la conviction qu'il y a, au milieu des ténèbres, du manque de caractère et de la charlatanerie actuelle, une jeunesse patriotique aspirant à la lumière. (Hakimiyeti Milliye , 16.V.1933) 4. XI . (Adana). Dorénavant, il faut que notre nation défende ses droits et que nous lui montrions sa voie et, autant que possible, lui aidions avec toute l'armée. (C. 1 29) i3. XI. (İstanbul). Ils s'en iront, comme ils sont venus. (Cevat Abbas Gürer: Atatürk'ün zengin Tarihinden Birkaç _Yaprak, 1939, 166) 15.XI. Toute la nation ottomane doit croire qu'elle n'a pas un ami plus bienveillant que l'Angleterre. (Minber, 17. XI.1918)

M. Kemal Atatürk'ün Doğumunun 100. Yıldönümü (19 Mayıs 1981) Türk Tarih Kurumu'nun Kuruluşunun 50. Yıldönümü (15 Nisan 1981)

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 629-642 · DOI: 10.37879/belleten.1980.629
Tam Metin
Yıl 1918. Birinci Cihan Savaşı, Osmanlı Devletinin katıldığı müttefik grubunun mağlubiyeti kabul etmesi ile sonuçlanmıştı. Mondros Mütarekesinin imzası ile Türk yurdunun hemen her bölgesi istilaya uğruyordu. 25 maddelik bu belge, her bakımdan bir devletin henüz sulh antlaşması yapılmadan egemenliğinin ortadan kalkması idi. Özellikle 7. maddeye göre "İtilaf devletleri emniyetlerini tehdit edecek bir durum karşısında herhangi bir sevkulceyş (stratejik) noktayı işgal hakkını haiz olacaklardır". Bu madde çok geniş yorumlara ve uygulamalara neden olmuştur. Osmanlı hükümeti acz içinde idi. Padişah Kanun-i Esasinin (Anayasa) 7. maddesinin kendisine tanıdığı hakka dayanarak Meclisi Mebusanı feshetmiş, (21.XII.1918) ancak yine kanuna göre yeni seçimlerin 4 ay içinde yapılması ve bunun da ilânı gerektiği halde bu dikkate alınmamıştır. Böylece meşruti idare Osmanlı devlet bünyesinden süresiz olarak kalkmış bulunuyordu.

IL VELTRO. 2-4, Anno: XXIII, Marzo - Agosto 1979, 40, 539 S. (Le Relazioni tra l'Italia e la Turchia = İtalya ile Türkiye arasındaki ilişkiler). [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 753-762
Tam Metin
1957'den bu yana "İtalyan Kültürü Dergisi" olarak yayımını sürdüren II Veltro'nun 1979 Mart-Ağustos aylarına ait XXIII. cildinin 2-4. sayıları, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilere ayrılmış bir "özel sayı" niteliğinde çıktı. Normal sayılarının yanıbaşında İtalyan Kültürünün önemli konularını ele alan, ya da İtalya ile diğer ülkeler arasındaki ilişkileri inceleyen özel sayılar çıkarmakla da tanınan II Veltro, İtalya Cumhurbaşkanı'nın 1979 da sözkonusu olan Türkiye gezisi nedeniyle, 24. özel sayısını iki ülke arasındaki ilişkileri inceliyen yazılarla dolu olarak çıkarmış bulunuyor. Gerçekten de büyük boyda (40) 539 sayfa tutan bu özel sayı, Türkiye ile İtalya arasında en eski çağlardan günümüze değin ilişkileri her yönüyle inceleyen '36' makaleyi içermektedir. İki ülkenin Cumhurbaşkanları Sn. Sandro Per tini ile Sn. Fahri Korutürk'ün mesajlarından ve dergi yazıkurulunun açıklamasından (3-8) sonra inceleme yazıları, tarihsel gelişime de uygun olarak '4' bölüm içerisinde verilmekte (9-520), bunları da "Dünya'da İtalyan etkinlikleri" ile, özel sayıda yazıları bulunan araştırmacıların kısa biyografilerini içeren birer ek izlemektedir.