130 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Mustafa Kemal Atatürk
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Foreign Policy Leadership Comparison of Mustafa Kemal Atatürk and Franklin Delano Roosevelt

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 72 · Sayfa: 709-718
Tam Metin
This paper compares and contrasts the effectiveness and ethics of the foreign policy leadership of Franklin Delano Roosevelt (1882-1945) and Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938). The two men had transformed their countries in a myriad of areas. The change they brought for their nations could not be analyzed completely without studying their foreign policies. While analyzing foreign policies, the paper makes references to the domestic agenda as well. In particular the transformation in Turkish foreign policy could only be comprehended with the national struggle and the Revolution. The paper attempts to figure out the transformational leadership of bot statesmen. It explores the effectiveness of their foreign policies through anet hical dimension. Roosevelt and Atatürk's decisions and the implementation of these decisions are analyzed based on Joseph Nye's framework of Objectives/Means/Outcomes (Nye 2006: 164). Both leaders emerge as transformational leaders who created great change in their countries. Even though Roosevelt eventually transformed the United States foreign policy, there have been shortcomings in the effectiveness and ethics of his initiative taking. Atatürk, whose foreign policy was bound to strict principles, is probably one of those few leaders in history who managed to pursue effective policies without leaving ethics aside.

Bir İngiliz Diplomatın Gözüyle Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2007, Cilt XXIII, Sayı 67-68-69 · Sayfa: 187-218
Tam Metin

1933 yılı sonlarında İngiliz Hükümeti'nin Ankara Büyükelçisi olarak atanan Sir Percy Loraine, Mayıs 1939'a kadar bu görevini sürdürmüştür. Adı geçen diplomat, görev yaptığı süre zarfında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal Atatürk ile iyi ilişkiler kurmuştur. Atatürk'ün kişiliğine ve gerçekleştirdiği Türk Devrimine hayran kalmıştır. Bir İngiliz diplomatı olan Loraine, görevi sona erip Ankara'dan ayrıldıktan sonra da, Atatürk'e ve Türk Devrimine olan hayranlığını ve sevgisini çeşitli konuşmalar yaparak, yazılar yazarak dile getirmeye çalışmıştır. Özellikle "diktatörlük" ve "din karşıtlığı" başta olmak üzere, Atatürk'e karşı yapılan çeşitli suçlamaların karşısında yer almıştır. Bu nedenle, Atatürk hakkında önemli devlet adamları ve yazarlarla mektuplaşmış ve resmi makamlarla çok sayıda yazışma gerçekleştirmiştir.

Çalışmamızda İngiliz arşiv belgelerinden yararlanılarak yabancı bir diplomatın Atatürk hakkındaki görüş ve düşünceleri dile getirilecektir.

ŞERAFETTİN TURAN, Mustafa Kemâl Atatürk: Kendine Özgü Bir Yaşam ve Kişilik, Ankara, Bilgi, 2004, 719 pp. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 319-320
Lord Kinross ends his celebrated standard biography of Mustafa Kemâl Atatürk (Atatürk: The Birth of a Nation) as follows: "Turkey tost its lover." I belong to the Turkish generation which witnessed, not only the enthusiasm of creating a modern republic from the ruins of the Ottoman Empire, but also felt the deep grief on account of his untimely loss at the age of 57 (1938) when the war clouds were gathering over Europe. As the British historian Arnold J. Toynbee had underlined in his various publications (such as A Study of History, the World and the West, and Turkey). Atatürk's policy was to aim at nothing short of an out-and-out conversion of the country to the Western way of life.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 61 · Sayfa: 219-242
Mustafa Kemal Atatürk yaşamı boyunca Aydın ili ve ilçelerine dört kez ziyarette bulunmuştur. 1924 ve 1937 seyahatleri bölgede gerçekleştirilen askerî manevralar vesilesiyle olmuştur. 1937'de üçüncü kez ziyaret ettiği Nazilli'de açılışım yaptığı Sümerbank Basma Fabrikası, hem Nazilli'de hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyal ve ekonomik yapısında büyük değişimler yaratan bir etki bırakmıştır. Dünya ekonomik buhranının Batı Anadolu'daki etkilerini öğrenmek için gerçekleştirdiği 1930 ve Serbest Cumhuriyet Fırkası ile Menemen olayının sonucunda belli bir plân dahilinde yapılan 1931 seyahati kısa konaklamalar şeklinde olmasına rağmen, yarattığı sonuçlar itibarıyla önem kazanmıştır. Atatürk'ün bölgeye her ziyaretinde kendisinin coşkulu, heyecanlı büyük kalabalıklar karşılamıştır. Atatürk'ün Aydın ve ilçelerine gerçekleştirdiği seyahatler sırasında yaptığı konuşmalar, istek ve temennileri çağdaş Türkiye yaratma hedefinin bir adımı olarak hayata geçirilmiştir.

Tarihi Erzurum Kenti Üç Kümbetler ve Çevresinde Bir Analiz Çalışması

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 841-858
Tam Metin
Günümüzde kentlerin ve dolayısıyla kentsel mekanların yaşadığı ve giderek artmakta olan sorunlar; özellikle hızla artan nüfus ve beraberinde gelen yoğun yapılaşma, çevre kirliliği, ekonomik güçlükler, sosyo-kültürel değişim vb. ana başlıklar altında toplanabilir. Kentlerin olumsuz büyüme ve gelişmeleri, toplumların yüzlerce yıllık birikim ve deneyiminin sonucunda sahip oldukları ve kentlerin genel karakterlerini kazanmalarında önemli rol oynayan tarihi-geleneksel çevreleri doğrudan etkilemektedir. Kuban'ın, toplum sadece bugünü ve yarını ile değil, bütün geçmişi ile tanınıyorsa, geçmişin en görkemli ve kesin görüntüsü bütün bir kent dokusunda yaşar, ve Özer'in, değişme, gelişme, yeni aşamalar, bir toplumun, sağlıklı bir toplumun kaçınılmaz yoludur. Ancak, bu yol geçmişimizin değerlerine eğilmeyi, onların yaratılmalarındaki bileşenleri gözden geçirmemeyi gerektirmez. Geçmişimizin ürünlerini, onların yaratılma ortamlarını açıklıkla ortaya koymak, üstelik gelecek için aydınlık bir yol bulmayı da kolaylaştırır, şeklindeki açıklamaları tarihi ve geleneksel çevrelerin önemini daha iyi vurgulamaktadırlar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Afet İnan’da Kalan Kitapları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 63 · Sayfa: 1115-1140
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, öğrencilik yıllarından itibaren biriktirdiği ve yazdığı çeşitli konu ve dillerdeki kitapları, Anıtkabir Atatürk Özel Kitaplığı'nda korunmakta ve yurttaşlarımızın ziyaretine açılmaktadır. M. K. Atatürk'ün sözü edilen kütüphanede bulunan başta tarih, dil ve edebiyat konularında olmak üzere 3123 adet kitabı bulunmaktadır. Ancak, M.K. Atatürk'ün toplam kitap sayısı 4433 cilt ve nüsha sayıları ile birlikte 7338'tür. Bu kitaplar ağırlıklı olarak Türkçe ve Fransızcadır. Ulu Önder kitaplarının büyük bir bölümünü okumuş ve ülkenin yeniden yapılandırılması için gerçekleştirilecek çalışmalar ve uygulamalar için faydalanmıştır. Ayrıca bu kitaplarını çalışma arkadaşları, dostlan ve yakından ilgilendiği kişiler ile de paylaşmıştır. Atatürk, bu kitaplann bazılarını sözü edilen kişilere hediye etmiş ve çalışmalarında kullanmalarına izin vermiştir. Bu kişiler arasında Atatürk'e en yakın kişilerden biri olan Prof. Dr. Afetinan da bulunmaktadır. Bu çalışmada, Ulu Önder'in Prof. Dr. A. Afet înan'm koleksiyonunda kalan kitaplarından bahsedilecek ve kitaplarla ilgili ayrıntılı bilgiler verilecektir.

Halide Edib (Adıvar)'s appeal to the American public for justice for the Turks

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 531-540
Tam Metin
This article presents an appeal written in 1919-1920 by Turkey's first major woman writer, novelist and newspaper reporter Halide Edib (Adıvar), to the people of the United States, entrusted to Lewis Edgar Browne, who was covering the Turkish War for Independence and the Russian Revolution and Civil War for the Chicago Daily News while the Paris Peace Conference was going on. Halide Edib believed that the people of the United States were without bias in considering the problems of the Ottoman Empire during and after World War I, and, that, as had been stated in President Woodrow Wilson's Fourteen Points, they wanted all the peoples of the Empire, including the Turks, to achieve independence in their own lands following the war. In her statement, she condemned the efforts then being made in Paris to blame on the Turks alone all the excesses and abuses that had gone in the war, pointing out that all the peoples of the Empire had sinned and been sinned against, all had suffered terribly from massacre and starvation, not only the Sultan's Christian subjects, and that the Turks, like the others, therefore deserved to achive independence in the areas of Anatolia and Thrace where they constituted large majorities of the population. In the end, this appeal fell on deaf ears. Halide Edib did not understand that the minds of the people of the Christian West had been so poisoned against Muslims by wartime propaganda that the accusations were being used as pretexts to deny to them rights that were being granted to their Christian neighbors. In the end, it was not such appeals for justice and understanding, then, but the force applied by the Turkish national resistance movement led by Mustafa Kemal Atatürk that achived an independent existance for the Empire's Turkish subjects as a result of the Lausanne Conference and the establishment of the Turkish Republic in 1923.

Mustafa Kemal’in İletişim Dehası

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 369-383
Büyük insanlar insanlık tarihinde nadiren görülürler. Onlar başarılarıyla parlar, eserleriyle kahramanlaşırlar. Öldükten sonra da efsane olurlar. Bu insanların başarılan, kişiliklerindeki bazı özellikler üzerine kuruludur: Cesaret, kararlılık, direnme, alçak gönüllülük, deha. Ama hepsinin başarısında etken olan önemli bir faktör vardır: Çevrelerindeki diğer insanlarla ve içinde yaşadıkları toplumun bireyleriyle yoğun ve olumlu iletişim süreçleri içinde bulun- malan. Mustafa Kemal Atatürk de diğer olağanüstü insanlar gibi bazı olağanüstü özelliklere sahipti. O, bİreylerarası iletişim dillerini kullanma ve mesajları kodlama konusunda bir uzman kadar bilgi, deneyim sahibiydi. Onun kişiliğinde ve davranışlarında ön plana çıkan bazı temel Özellikler vardır: Kararlılık, hedef koyma, alçak gönüllülük, direnme. Mustafa Kemal'in ufuklardaki hedefi çocukluğundan beri bellidir: Ülkesinin ve halkının özgürlüğü. O hiçbir zaman gösterişli tarzlar içinde yaşamamış, her zaman sadeliği tercih etmiştir. Böylece halkla daha fazla bütünleşmiştir. Mustafa Kemal'in başarılarının temelinde bulunan disiplini, Libya'da îtalyanlar bile takdir etmiştir. Mustafa Kemal'in kişiliğindeki bir diğer önemli özellik kararlılıktır. 1918'de Haydarpaşa iskelesinde, işgalci ülkelerin 53 gemilik filolarını İstanbul önlerinde gördüğünde; "geldikleri gibi giderler" • demişti. Nitekim işgalciler bir süre sonra geldikleri gibi gitmişlerdir. Mustafa Kemal, zekası, onuru, başarıları çok büyük bir insandır, ama fazlasıyla alçak gönüllüdür. Cumhuriyet kurulduktan sonra Meclis, Mustafa Kemal'i 158 oyla Cumhurbaşkanı seçer. Yalnızca Mustafa Kemal kendisi için çekimser oy kullanır.

Atatürk ve Türk Milleti’nin Sağduyusu

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 50 · Sayfa: 359-368
Türk milleti, Türk tarihinin en zor döneminde Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu dönüşüm esnasında Mustafa Kemal Atatürk'ün tek dayanağı kendisinin de bir mensubu olduğu Türk halkı olmuştur. Bu dönüşümün başlangıcında emperyalist güçler hem şaşırmışlar hem de çılgın bir hareket olarak düşünmüşlerdir. Ancak, Atatürk Türk Milleti'nden Türk Milleti de Atatürk'ten güç alarak zor ve çileli bir savaşa girişmişler, inandıkları zaere ulaşmışlardır. Bu maka¬lede Mustafa Kemal Atatürk'ün Ulusal Kurtuluş Savaşı'm gerçekleştirirken halkına nasıl güvendiği, yine halkına dayanarak zafere nasıl ulaştığı anlatıl¬maktadır.

Dönemin Türk Basınında Anzavur Olayı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 861-899
Milli Mücadele yıllarının şartlarından dolayı dönemin gazetelerinde önemli bir propaganda savaşı da yaşanmıştır. Kuva-yı Milliye yanlısı ve karşıtı gazetelerde yer alan Anzavur Olayı'nın boyutları Türk-Yunan savaşının yarattığı karşıtlık kadar keskindir. Biri Kuva-yı Milliye yanlısı, diğeri karşıtı iki gazeteyi temel alan bu makalede görüleceği üzere, Kuva-yı Milliyeci basına göre Anzavur ve onu destekleyenler İngilizlere satılmış sefiller , alçaklar ve vatan hainleridir. Muhalif basın ise kamuoyuna, Kuva- yı Milliyecileri, Atatürk ve arkadaşlarını asi ve Milli Mücadeleyi İttihatçılık olarak sunmuştur.