130 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Mustafa Kemal Atatürk 127
- Tarih 20
- Türkiye 19
- Türk Tarih Kurumu 15
- Türkler 15
Mustafa Kemal Atatürk Ve Cumhuriyet Fikri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 219-228
Özet
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetim şekli olan 'cumhuriyetin içeriğini ve Önemini günümüzde yeniden hatırlamak mecburiyetindeyiz. Bu dönemleri hatırlayan veya önemini kavramış Türk aydınlarının hatırlatmalarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Zira, Cumhuriyetin beşiği olan Fransa'da bile bu kavram zamanla unutulmuştur. Bunun üzerine, ondokuzuncu yüzyıl sonlarında, bir Fransız bilim adamının 'Cumhuriyet fikri eğitimli kişilerin hatıralarında mevcuttur. Oy isteyenler yani politikacılar bu görüşü hatırlamazlar, hatırlamak için bir mantığa da sahip değillerdir. Bu, eğitimli, aydın kişilerin hatırlatmalarına bağlıdır' demiştir. Hakikaten, zamanımızda Atatürk'ün cumhuriyet kavramından neler anladığını hatırlatmak gereklidir. Bu hatırlatmalar, Türkiye'yi yönetenler veya ileride yönetecek olanlar için son derecede gerekli ve faydalı olacaktır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine Tayininde Osmanlı Genel Kurmayının Rolü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 401-416
Özet
Mustafa Kemal Paşa'nın 9. Ordu Müfettişliğine tayini, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa'dan başlayıp, zamanın Dahiliye Nazırı Mehmed Ali Bey, Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin'e kadar uzanan bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir . Mustafa Kemal Paşa'yı uygun bir göreve tayin için, o zaman Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın ileri gelen şahsiyetlerinden Mehmet Ali Bey'e tavsiye eden Ali Fuad Paşa'dır. Mehmed Ali Bey'in Ali Fuad Paşa'nın ailesi ile dünür olması ve bu arada Ali Fuat Paşa'nın rahatsızlığı dolayısıyla Ankara'dan İstanbul'a gelmesi, ona bu tavsiyede bulunma fırsatını vermiştir. Ali Fuad Paşa, Mustafa Kemal Paşa'nın uygun bir göreve tayini için sadece tavsiyede bulunmakla kalmamış, aynı zamanda onun İttihatçı olmadığına Mehmet Ali Bey'i ikna etmiştir. Öte yandan, Samsun ve havalisinde asayişsizlik durumu ortaya çıkınca, Mehmed Ali Bey, Sadrazam Damad Ferit Paşa'ya meselenin halli için bölgeye Mustafa Kemal Paşa'nın gönderilmesini teklif etmiş ve ayrıca onu bu hususta ikna etmeyi de başarmıştır. Damad Ferid Paşa meseleyi Padişah'a arzederken, göreve Mustafa Kemal Paşa'nın tayini için ayrıca Vahideddin'i ikna etmesi gerekmemiştir. Zira, Sultan Vahideddin Mustafa Kemal Paşa'yı çok iyi tanımakta olup şahsî kabiliyetini takdir etmekte ve değerini bilmektedir. Ayrıca ona güveni de tamdır.
Elhac Hurşit Efendi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 55-62
Özet
Mustafa Kemal olayında, özellikle yazgısının bir ulusun yazgısıyla birlikte yürüdüğü dönemlerde bazı ilginç kişiler vardır ki bunları tanımayız, yaşamları hakkında bilgimiz yok denecek kadar azdır. Elhac Hurşit Efendi de bunlardan biridir. Adalet Bakanlığı arşivinden bulduğumuz bilgiler ilk defa dergimizde yayımlanmaktadır. İlginç kişiliğini, olayların akışı içinde gördükten sonra yaşam öyküsüne geçeceğiz.
Kadı Hasbi Efendi
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 28 · Sayfa: 209-210
Özet
Hasbi Efendi, Erzurum Merkez Kadısı Elhac Hurşit Efendi gibi Mustafa Kemal' in sıkıntılı günlerinde destek gördüğü saygıdeğer bir kişidir. Bu yurtsever ve milliyetçi Kadı'nın da özgeçmişi hakkında bilgimiz yoktur. Milli Mücadeledeki çabasına kısaca dokunduktan sonra Adalet Bakanlığı arşivinden elde edilen bilgileri aşağıya alacağız.
İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold'un Türk Ulusal Akımı'na Karşı Tutumu (1920-1923)
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 159-184
Özet
Tam Metin
İsviçre'deki İngiliz orta-elçisi Sir Horace Rumbold, 17 Kasım 1920'de Amiral Sir John de Robeck'in yerine İstanbul'a Yüksek Komiser olarak atanırken, Merkez Güçleri'nin üyesi Osmanlı İmparatorluğu, felaket getirici Yüce Savaş'ta (I. Dünya Savaşı) İttihat (Antant) Güçleri'nce yenilgiye uğratılmış ve 30 Ekim 1918'de Mondros Bırakışması'nı imzalamak zorunda kalmıştı. Bağlaşıklar (İttilâf Güçleri), Osmanlı İmparatorluğu'nu büsbütün ortadan kaldırarak topraklarını paylaşmak amacıyla, savaş sırasında kendi aralarında yapmış oldukları gizli antlaşmalardan yararlanarak, çoğunluğu Türk ve öteki Müslüman halklardan oluşan birçok ülkeleri işgal etmiş; öteyandan, Yunanistan'ın 15 Mayıs 1919'da İzmir ve bölgesini istilası, Mustafa Kemal (Atatürk)'ün önderliği altındaki Türk Ulusal Akımı'nın şahlanmasına yol açmıştı.
The Attitude of British High Commissioner Sir Horace Rumbold Towards the Turkish National Movement, 1920-1923
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 221 · Sayfa: 185-210
Özet
Tam Metin
When Sir Horace Rumbold, the British Minister in Switzerland, succeeded Admiral Sir John de Robeck, on 17 November 1920, as High Commissioner in Istanbul, the Ottoman Empire, a member of the Central Powers, was already defeated by the Entente Powers (the Allies) in the disastrous Great War, and was forced to sign the Armistice of Mondros (Mudros) on 30 October 1918.
Mulâzım-ı Evvel Mehmed Nazif Efendi'nin Conkbayırı'nda Şehit Düşüşü ve Buna İlişkin Mustafa Kemal (Atatürk)in Bir Mektubu
Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 222 · Sayfa: 451-460
Özet
Tam Metin
Olgular ve belgeler, -kuşkusuz- kendi başlarına tarihi oluşturamazlar; onları tarih biliminin süzgecinden geçirecek olan tarihçidir; ama, tarihçinin yaptığı binada harcı ve tuğlaları, olgular ve belgeler değil midir? Tarihçi, tarihsel olayların açıklanmasına yarayacak nitelikteki belgelere ulaşma ve onları tanık oldukları olaylar hakkında sorgulama amacını sürekli olarak taşır; oysa, sözkonusu belgeler, tarihsel olayları açıklamaya yarar bilgiler yanında, tarihin oluşum biçimi üzerinde rol oynamış önemli kişilere ait olma gibi, "manevi" bir değer de taşıyorsa; tarihçi, hem bilimsel sorgulamanın gereği hem de -büyük adamlarına sahip çıkmak zorunda olan toplumunun bir bireyi olarak- karanlıkta kalmış bir belgeyi gün ışığına çıkarmak gibi, iki yönlü sorumluluğu aynı anda duyuyor demektir. Bu yazının konu edindiği belge, Çanakkale Savaşları'nın önemli bir evresinde, 8 Ağustos 1915 (R. 26 Temmuz 1331) tarihinde, Conkbayırı'nda, Mareşal Fevzi Çakmak'ın kardeşi Mülâzım-ı evvel Mehmed Nazif Efendi'nin şehit düşmesi üzerine, o gün Anafatalar Grubu Kumandanlığı'na atanmış olan Miralay Mustafa Kemal'in, yine Çanakkale savunmasında görev yapan 5. Kolordu Kumandanı Mirlivâ Fevzi Paşa'ya yazdığı, 9 Eylül 1915 (R. 26.6.1331) tarihli mektubudur.
Büyük Zafer (Öncesi ve Sonrası İle)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 24 · Sayfa: 481-560
Özet
Sakarya Meydan Muharebesi'nde, Yunan taarruzlarının bütün cephe boyunca geri püskürtüldüğü 26-27 Ağustos 1921 tarihi ile Büyük Türk Taarruzu'nun başladığı tarih olan 26 Ağustos 1922 arasında tam bir yıllık zaman vardır. Bu dönem iç ve dış politik olaylar bakımından çok hareketli, harp harekâtı bakımından ise çok sakin geçmiştir. Düşmanların, düşman güçlerin, kendi çıkarlarını düşünmeleri doğaldır. Acı olan, düşündürücü olan, içteki hainlerin, işbirlikçilerin varlığıdır. Böylesine acıların Örneklerini her ulusun tarihinde bulmak olanaklıdır. Türk ulusu da bu hainlikleri yaşamış, görmüş; bu hainliklerden çok çekmiştir. Bu hainlikler, ulusların zor günlerinde sıkça görülen örneklerdir, "Büyük Taarruz" öncesi günlerde dış düşmanların içerdeki iş birlikçileri, hainler, uyduluğunu yaptıkları düşmanlardan geri kalmamışlar, Mecliste, Kamuoyunda Gazi Mustafa Kemal'i Anadolu Ulusal Eylemi'ni şaşırtmak, çökertmek, yolundan saptırmak için olanca güçleriyle çalışmışlardır
Atatürk’e Ait Sanılan Şiirler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 21 · Sayfa: 479-491 · DOI: 10.33419/aamd.702701
Özet
Atatürk'e ait sanılan daha sonrasında Atatürk'e ait olmayan şiirler hakkında yazılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ölümü Dolayısıyla Yugoslavya Basınının Eseri ve Kişiliği üzerine Değerlendirmeleri (1938-1988)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 147-150
Özet
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün olayı Yugoslavya basınında en derin yankı ve yorumlara sebep olarak Atatürk'ün kişiliği ve eseri üzerine her yönlü ve sürekli değerlendirmelere yol açmıştır. Bu münasebetle Yugoslavya basını (incelediğimiz Politika, Pravda ve Vreme gazetelerinde) Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratmış olduğu eyleminden iki noktaya ışık tutmaktadır: a)Özgürlük yolunda savaşımları ve parlak zaferleri, b)Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, hem yurt içinde hem de yurt dışında, barışseverlik yoluna devam ederek dünya barışının sürekli olmasında yol göstericilik sembolü olması. Kalite bakımından, sayıları güç toplanabilen metinlerin ispat ettiği buluş şöyle tarif edilir: Mustafa Kemal Atatürk, Ölümüne kadar, insanlık ve dünya çapında yepyeni bir devleti Türk milletine ve insanlığın siyasal ve hukuksal hâzinesine teslim etmiştir.