25 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkiye 2
- 19 Mayıs 1919 1
- 19’uncu Piyade Tümeni 1
- 1919 1
- Adana 1
Büyük Zafer (Öncesi ve Sonrası İle)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1992, Cilt VIII, Sayı 24 · Sayfa: 481-560
Özet
Sakarya Meydan Muharebesi'nde, Yunan taarruzlarının bütün cephe boyunca geri püskürtüldüğü 26-27 Ağustos 1921 tarihi ile Büyük Türk Taarruzu'nun başladığı tarih olan 26 Ağustos 1922 arasında tam bir yıllık zaman vardır. Bu dönem iç ve dış politik olaylar bakımından çok hareketli, harp harekâtı bakımından ise çok sakin geçmiştir. Düşmanların, düşman güçlerin, kendi çıkarlarını düşünmeleri doğaldır. Acı olan, düşündürücü olan, içteki hainlerin, işbirlikçilerin varlığıdır. Böylesine acıların Örneklerini her ulusun tarihinde bulmak olanaklıdır. Türk ulusu da bu hainlikleri yaşamış, görmüş; bu hainliklerden çok çekmiştir. Bu hainlikler, ulusların zor günlerinde sıkça görülen örneklerdir, "Büyük Taarruz" öncesi günlerde dış düşmanların içerdeki iş birlikçileri, hainler, uyduluğunu yaptıkları düşmanlardan geri kalmamışlar, Mecliste, Kamuoyunda Gazi Mustafa Kemal'i Anadolu Ulusal Eylemi'ni şaşırtmak, çökertmek, yolundan saptırmak için olanca güçleriyle çalışmışlardır
Atatürk’e Ait Sanılan Şiirler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VII, Sayı 21 · Sayfa: 479-491 · DOI: 10.33419/aamd.702701
Özet
Atatürk'e ait sanılan daha sonrasında Atatürk'e ait olmayan şiirler hakkında yazılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ölümü Dolayısıyla Yugoslavya Basınının Eseri ve Kişiliği üzerine Değerlendirmeleri (1938-1988)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VII, Sayı 19 · Sayfa: 147-150
Özet
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün olayı Yugoslavya basınında en derin yankı ve yorumlara sebep olarak Atatürk'ün kişiliği ve eseri üzerine her yönlü ve sürekli değerlendirmelere yol açmıştır. Bu münasebetle Yugoslavya basını (incelediğimiz Politika, Pravda ve Vreme gazetelerinde) Mustafa Kemal Atatürk'ün yaratmış olduğu eyleminden iki noktaya ışık tutmaktadır: a)Özgürlük yolunda savaşımları ve parlak zaferleri, b)Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, hem yurt içinde hem de yurt dışında, barışseverlik yoluna devam ederek dünya barışının sürekli olmasında yol göstericilik sembolü olması. Kalite bakımından, sayıları güç toplanabilen metinlerin ispat ettiği buluş şöyle tarif edilir: Mustafa Kemal Atatürk, Ölümüne kadar, insanlık ve dünya çapında yepyeni bir devleti Türk milletine ve insanlığın siyasal ve hukuksal hâzinesine teslim etmiştir.
Mustafa Kemal Büyük Taarruz Gününü Bütün Dünyadan Nasıl Gizli Tuttu?
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1990, Cilt VI, Sayı 17 · Sayfa: 381-390
Özet
26 Ağustos taarruzunun başarıya ulaşması, tasarlanan ve uygulanan bütün taktik ve stratejik hazırlıklara paralel olarak, Büyük Taarruz'un bütün dünyadan kesinlikle gizli tutulmasına da bağlıydı. taarruz hamlesini sınırlı birkaç kişi dışında dünyadan, özellikle İngiltere'den gizli tutmak taarruzun başarısı için kaçınılmaz bir zorunluk haline gelmişti. Öyle ki taarruz gününe kadar İngiltere'yi kuşkulandırmamak için barış dilenciliği yapmakla görevlendirilen Fethi (Okyar) Bey'in bu görevinden Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa bile önceden haberdar olamamıştır. Aradan uzun yıllar geçtiği halde pek çok araştırmacı ve yazar, Fethi Bey'in bu özel görevinin gerçek sebebini öğrenememişler, onun, Mustafa Kemal Paşa tarafından bazı ödünler vererek barış şartları aramak için görevlendirildiğini sanmışlardır. Oysa, Atatürk'ün "Misak-ı Millî" den ödün vermesi düşünülemezdi. Müttefiklerin barış konusunda alacakları tavır ve ileri sürecekleri şartlar biliniyordu. Bu, Paris Barış Konferansı'nın 26 Mart oturumunda sunulan barış taslağı ile gün yüzüne çıkmıştı. Buna göre İzmir'in bize bırakılmasına karşılık Edirne Yunanistan'a terk edilecek, Sevr Antlaşması'nın Boğazlar'da ve ekonomik alanda Müttefiklere sağladığı yararlar da geçerliliğini koruyacaktı.
İsmet İnönü
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt V, Sayı 15 · Sayfa: 625-638
Özet
İsmet İnönü, yetenekli bir asker, muharebe meydanlarının başarılı bir komutanı ve büyük bir devlet adamı olarak tarihe geçmiştir. O, yaşamına bir asker olarak başlamış, yakın tarihimizdeki harplerin hemen hepsinde görev almış ve bu görevler, O'nu askerlikte, sevk ve idarede yetiştirmiştir. O, bir subay ve komutan olarak Yemen'de, Balkan Harbi'nde, Birinci Dünya Harbi'nde başarılı görevler yapmış ve 2'nci Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'dan (Atatürk), bir kolordu komutanına verilebilecek en iyi sicili almıştı. Mustafa Kemal Paşa, çok yakın bir arkadaşlık duygusu ve geleceğe uzanan realist bakışlarıyla Albay İsmet Bey'in hangi görev ve hizmetlerde başarılı olacağını daha o dönemde sezinlemiştir. Milli Mücadele'nin ölüm kalım günlerinde en büyük askerî görevleri, daha sonra da yüce devlet görevlerini İsmet Paşa'ya vermiştir. Türk Bağımsızlık Mücadelesi'ni bir süre İstanbul'dan destekleyen Al¬bay İsmet Bey önce izinli olarak, sonra temelli Ankara'ya geldi ve Büyük Millet Meclisi'nin açılış hazırlıklarına katıldı. Edime Milletvekili olarak Meclis'te, Genelkurmay Başkanı olarak da hükümette görev aldı. Cephe Komutanı sıfatıyla İnönü Muharebeleri'ni kazandı ve Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından unutulmaz ve askerî edebiyat açısından şaheser bir mesajla tebrik ve takdir edildi. Bu muharebelerin kazanılması, Türk mille¬tinin varlığını savunmada ne kadar azimli olduğunu kanıtladı. "Milletin makûs talihini"de bu muharebelerle yendi.