25 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Novel
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Romandan Tiyatroya: Yaprak Dökümü, Eski Şarkı

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 223-246
Tam Metin
Reşat Nuri Güntekin, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biridir. Özellikle roman ve tiyatro türünde birçok eseri vardır. Tiyatro konusunda dekordan oyun yazarına kadar her alanda kafa yormuş ve bu konuda birçok makale yazmıştır. Yaprak Dökümü ve Eski Hastalık isimli romanları, kendisi tarafından tiyatro oyunu haline getirilmiştir. Yaprak Dökümü, roman olarak 1930'da yayınlanmış, 1943-1944 yıllarında sahnelenmiştir. Eski Hastalık, roman olarak 1938'de yayınlanmış, 1951'de ise Eski Şarkı adıyla tiyatro oyunu olarak sahnelenmiştir. Bir romanın tiyatro eserine dönüştürülmesi sırasında özellikle teknik açıdan birtakım değişiklikler yapmak gerekir. Romandan Tiyatroya: Yaprak Dökümü, Eski Şarkı adlı yazıda bu değişimler olay örgüsü, kişiler, zaman, mekan kavramları açısından değerlendirilmiş, romandan tiyatroya aktarılan eserler için kuramsal bir zemin oluşturulmaya çalışılmıştır. Ardından, adı geçen romanlarla tiyatro oyunlarının karşılaştırılması yapılarak aralarındaki farklar belirlenmiş ve dönüştürme işlemi sırasında kullanılan yöntemlerin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Sonuçta, eserler arasındaki farkların neden kaynaklandığı, eserlere etkilerinin neler olduğu tartışılmıştır.

Ölümünün 50. Yılında Romancı Kimliği ile Bütünleşen Fikir Dünyası İçinde Peyami Safa

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 59-74
Tam Metin

Peyami Safa'nın hemen bütün eserleri ve özellikle, en güçlü tarafını temsil eden romanları ve fıkraları, engin bir bilginin ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece, getirdiği yeni görüşlerle, duyuş ve düşünüşlerle bizi, kaynağını Türk milli kültürünün oluşturduğu esaslı sentezlere götürmektedir. Ona göre, her bilim adamı iyiyi, güzeli, doğruyu, gerçeği, hakkı ve hakikati bulabilmek ve objektif, tarafsız olabilmek için "kelimelerle düşünmeli" ve bu maksatla da edebiyatla devamlı temas halinde olmalıdır. Bu çalışma romancı kimliğiyle bütünleşen bir şekilde Peyami Safa'nın düşünce dünyasını incelemeyi amaçlamaktadır.

Peyami Safa’nın Romanlarında İdealist Gençler ve Ortak Özellikleri

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 111-124
Tam Metin
Peyami Safa, bir fikir adamı olarak edebî eserlerinde ve fikir yazılarında gençlik ve gençlik meselelerine önemle değinmiştir. Ayrıca romanlarında genç şahıslara mühim bir yer vermiş ve çoğu romanında devrinin umumî atmosferine bağlı olarak olumlu ve olumsuz özellikler yüklediği genç şahısları kıyaslamıştır. Peyami Safa imzalı romanlarla sınırladığımız çalışmamızda olumlanan bazı genç roman şahıslarının fikirleri, eylemleri, yaşam biçimleri ve amaçları bakımından idealist olduklarını söylemek mümkündür. İdealist olarak nitelendirdiğimiz roman şahısları tek tek incelenmiş; bu şahısların eğitimleri, yetişme şartları, aile yapıları, kişisel özellikleri, inandıkları değerler, amaçları ve sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlar bakımından ekonomik, sosyal ve kültürel dünyalarında ortak ve benzer noktalara sahip oldukları tespit edilmiştir.

Peyami Safa’nın Türk Romancılığındaki Yeri

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 289-298
Tam Metin
Türk edebiyatında roman türü çok yeni bir türdür. Dolayısıyla ilk örnekler geleneği olan şiire nispetle dil bakımından çok daha acemicedir. Bu biraz da nesir dilinin hayatı anlatma bakımından yetersiz olmasındandır. Ayrıca Türk dilinin sosyal meseleleri anlatma imkânlarının dar olduğunu da belirtmeliyiz. Bir bakıma nesir dili ile roman dili beraber gelişti. Belki birinin gelişmesi diğerini etkiledi. Bunda Peyami Safa'nın payı büyük olmuştur. Öte yandan sadece dil noktasından değil, ele alınan konular bakımından da roman türünde önemli gelişmeler olmuştur. Başlangıçta son derece dar veya sınırlı konular işlenirken giderek hem ülkenin çeşitli meseleleri kucaklanmış, hem de insan derinlemesine ele alınmış, psikolojik tahliller yapılmış, beşerî alanda ülkeler arası problemler irdelenmiştir. Belki de bu konuda en büyük gelişme Peyami Safa'nın romanlarında görüldüğü gibi çeşitli bilim dallarının romanlarda ele alınmasıdır. Elbette bu konuda Türk romanında en büyük gelişme roman tekniği noktasından olmuştur. fiemsettin Sami'nin romanı ile Peyami Safa'nın romanları arasındaki teknik fark bu konuyu bize anlatır. Şu hâlde Peyami Safa, Türk romanının dil, muhteva, teknik bakımdan gelişmesinde önemli bir paya sahiptir. Hatta bu konuda birkaç isimden biridir.

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Romanında ‘Ben Anlatım’ Yöntemi ve Sorunları

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 191-206
Tam Metin
Bu incelemede, Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanı otobiyografik yöntem açısından incelenmiş; bu bağlamda yöntemin roman açısından olumlu ve olumsuz yönleri tartışılmıştır.

Peyami Safa’nın Düşünce ve Sanat Dünyasında Mistisizm

Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 299-318
Tam Metin
Peyami Safa, sadece şekil hususiyetleri bakımından değil, geniş bir entellektüel arka planın tezahür ettiği zengin ve derin muhtevasıyla da mühim olan romanlar kaleme almıştır. Bu romanların hemen hepsinde, ahlâk ve medeniyet kavramlarının ana ekseni oluşturduğu görülür. Yazarın düşünce dünyasında vuku bulan arayışlar, ahlak ve medeniyet meseleleriyle ilgili görüşlerinin, mistisizm dolayısıyla genişlemesi ve tamamlanması sonucunu doğurmuş ve bu durum romanlarına da aksetmiştir. Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız, mistisizmin bir dünya görüşü olarak yer aldığı ve izah edildiği romanlardır.

AHMET MİTHAT EFENDİ’NİN TELİF VE TERCÜME YOLLU YAZDIĞI BÜYÜK ROMANLAR” ADLI YAZILARIN ÇEVİRİ YAZISI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 1 · Sayfa: 153-164
Tanzimat'ın önde gelen isimlerinden Ahmet Mithat Efendi, 1870-1912 yılları arasındaki yazı faaliyetinde pek çok hikâye ve romana imza atmış bir yazardır. Telif roman örneklerinin yanı sıra tercümeleri de bulunur. Tercüman-ı Hakikat'te yayımlanan "Ahmet Mithat Efendi'nin Telif ve Tercüme Yollu Yazdığı Büyük Romanlar" başlıklı yazı dizisinde yazarın 1874'ten 1885 yılına kadar yazmış olduğu telif ve tercüme romanları kısaca tanıtılmış ve halkın bu romanlara gösterdiği ilgi üzerinde durulmuştur

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK ROMANLARINDA ALAFRANGALAŞMAK

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2008, Cilt 56, Sayı 2 · Sayfa: 47-68
Osmanlı devletinde Batılılaşma hareketleri Tanzimat döneminde önemli boyutlara ulaşır.Özellikle İstanbul, bu hareketin merkezi olur. Avrupa'nın hemen her konuda örnek alındığı 19.yüzyılda Türk toplumunun düşünce ve yaşama biçiminde önemli değişiklikler meydana gelir.Osmanlı devletindeki bu değişim dönemin romanlarına da yansır. Yazarlar özellikle yanlış Batılılaşma temasını ele alırlar. Bunun için de romanlarını belirli tipler üzerine kurarlar.Tanzimat döneminde adeta bir moda haline gelen "Alafrangalaşmak", değişik açılardan romanaracılığıyla okura iletilir. Bu yazımızda, alafrangalaşmanın Tanzimat romanlarına ne ölçüde venasıl yansıdığını ifade etmeye çalışacağız.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Tarihî Romanlarının Millî Bilince Katkısı

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 7-18
Tam Metin
Mustafa Necati Sepetçioğlu, Cumhuriyet dönemi Türk romanında tarih konulu roman yazarları arasında öncü bir kişiliğe sahiptir. O, Türk tarihini romanlarında doğru biçimde yansıtmıştır. Ayrıca Türk tarihini kendi bütünlüğü içinde sergilemiştir. O, romanlarında Türk gençliğine millî bilinç kazandırma düşüncesinde olmuştur. Bu bakımdan onun romanları, Türk gençliğinin yetişmesinde önemli bir role sahiptir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Romanlarında Türk Tarihinin Yorumu

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 1-6
Tam Metin
Mustafa Necati Sepetçioğlu; sanatkâr, romancı, tarihî romancı olmazdan önce Türkolojiyi bitirmiş bir Türkolog idi. Bunun için de Türk tarihini, özellikle Anadolu'daki Türk tarihini derinlemesine inceleyen M. Fuad Köprülü, Ömer Lütfi Barkan, Osman Turan gibi bilginlerin etkisi ile yetişti. Bu bilginler, Anadolu'daki Türk kültür ve medeniyetinin, Orta Asya Türk kültür ve medeniyetinin devamı olduğunu gösterdiler. Sepetçioğlu, bu bilim gerçeklerini roman yoluyla, tarihî romanlarıyla işledi. Özellikle Konak romanında Kumral Dede bu devamı gösteren bir kahramandır.