35 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Ayşe Onat 2
- Mücteba İlgürel 2
- Afif Erzen 1
- Ahmet Temir 1
- Ahmet Uğur 1
Anahtar Kelimeler
- Orta Asya 34
- Türkler 9
- Central Asia 7
- Tarih 6
- Osmanlı 5
- Anadolu 4
- İslam 3
- Moğollar 3
- Türk Tarihi 3
- Türkiye 3
GIACOMO E. CARRETTO, I Turchi del Mediterraneo, dall'ultimo impero islamico alla nouva Turchia, Editori Riuniti, Roma, 1989. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 213 · Sayfa: 589-592
Özet
Giacomo E. Carretto'nun yapıtı son İslam İmparatorluğundan, Yeni Türkiye Cumhuriyetine kadar olan gelişmeleri kısaca ele alan, Türk ulusunun kökeninden başlayıp günümüze dek geçirdiği evreleri özet halinde okuyucuya sunan öğretici ve aydınlatıcı bir yapıt. Giriş ve Sonuç bölümlerinin dışında 6 ana başlık altında toplanmış olup her başlık kendi içinde çeşitli bölümlere ayrılmış. Yazar, Giriş bölümünde önce "Türk" adının İtalyanlarda nasıl duygular uyandırdığını açıklayarak, aslında batı dünyasının Türkleri tam olarak tanımadığını söyler. İ.S. IV. ve V. yüzyıllarda görülen Hun işgalinden sonra başlayan göçlerin Avrupa'ya bugünkü görünümünü verdiğini açıklayarak eski göçebe halklarının Batı dünyasının oluşumunda da önemli rol oynadığından söz ettikten sonra Türklerin dini inanışını ele alır ve aslında Türklerin, önceleri Şaman dinine bağlı olduğunu açıklar. Ardından İslam dinine geçişlerinin öyküsünü anlatır.
Çin - Türkistan İlişkilerinin Başlangıcı Hakkında Bazı Bilgiler
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 913-920
Özet
Tam Metin
Çin İmparatorluğunun Han Sülâlesi döneminde, komşuları Büyük Hun İmparatorluğu dışında kendisinden oldukça uzakta yer alan Türkistan bölgesindeki küçük şehir devletleriyle olan ilk ilişkilerinin nasıl ve ne şekilde başladığı konusu oldukça ilginçtir. Diplomatik, askeri ve ekonomik alanlarda kurulan bu ilk ilişkilerin, Çin ve Ortaasya tarihine yeni bir sayfa eklediği söylenebilir. Özellikle bu yazımızda, Han dönemi imparatoru Wu zamanındaki Çin'in dışa, batıya doğru ilk açılma politikasının ne şekilde başladığı üzerinde duracağız.
Enver Paşa ve Orta Asya'da Başgösteren "Basmacı" Akımı
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 1179-1208
Özet
Tam Metin
Mustafa Kemal başkanlığındaki Türk ulusalcılarının, 1921 yılı Eylül'ünde Yunan istilâ gücüne karşı Sakarya'da kazanmış olduğu zafer, Sovyet Rusya'nın, Türkiye'yi, Enver Paşa aracılığıyla Bolşevikleştirme planlarını altüst ediyordu. Ulusalcılar, başkentleri Ankara doğrultusunda ilerleyen Yunan ordusuyla boğuşurken, Sovyet önderleriyle işbirliği yapan Enver Paşa, Mustafa Kemal'i devirmek, Yunanlıları yenmek ve Anadolu'da kendi önderliği altında Bolşevizmin temellerini atmak amacıyla, Müslüman Bolşeviklerden oluşan bir ordunun başında Anadolu'ya girmeyi tasarlıyordu. Ama Kemalistlerin Sakarya'da sağlamış oldukları zafer, bu tasarıya büyük bir darbe indiriyordu. Bunun üzerine, Rus önderleri, 1921 Martı'nda bir dostluk antlaşması imzaladıkları Ankara yönetiminin dileği üzerine, Enver Paşa'yı Türk sahnesinden kaldırmaktan başka seçeneğe sahip olmadıklarını görüyor; esasen, onun, o sırada Anadolu'da kendilerine bir yararı kalmadığını anlıyorlardı.
Hoço Harebelerinde Bulunan Bir Mani Metni ve Türk Tarihi Bakımından Önemi
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 77-86
Özet
Bilindiği gibi asrımızın başlarında Orta Asya araştırmaları çok hızlı bir seyir takip etmekte, ilim heyetleri birbiri ardından Turfan'a gitmekte ve zengin vesika koleksiyonları ile dönmekte idiler. Bunlar arasında, İngiliz ve Fransız araştırıcıların yanı sıra Alman sefer heyetinden A. von le Coq da önemli sayılabilecek dini metinlerle dönmüştü. Çoğu mani dinine ait olan bu metinleri Kâşifi (A. von le Coq, Türkische Manichaica aus Chotscho, APAW, I, Berlin 1912; II, 1919; III, 1922) neşretti. Turfan şehri yakınlarındaki Hoço (İdukut şehri) da mani harabelerinden bir kubbe altında bulunan dört levha halindeki on bir metin yazarının ifadesiyle -deneme niteliğindeki bir tercüme ile- ilk defa 1912 de tanıtıldılar.
Anadolu Türklerinin Ekonomik Yaşamları Üzerine Gözlemler (Bu Alanda Ahiliğin Etkileri)
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 485-500
Özet
Tam Metin
X. yüzyıl başlarından beri batı Türkistan'da ve İran'da yoğunlaşan Oğuz Türkleri, 23 Mayıs 1040 günü Gazneliler Türk Devleti'ne karşı kazandıkları Dandanakan Meydan Savaşı'ndan sonra bugünkü Tahran'ın bir mahallesi olan Rey Şehrini kendilerine başkent yaparak Büyük Selçuklular Devleti'ni kurdular. Anadolu'yu Bizans'ın elinden almayı tasarlayan Selçuklular, 1048 yılında Pasinler'e (Hasankale), 1054 de Muradiye'ye, 1059 da Sivas'a girdiler. 1064 de Kars'ı aldılar. Anadolu'nun kesin olarak Türklerin eline geçmesinin başlangıcı olan 26 Ağustos 1071 gününden 1225 yıllarına kadar Anadolu'ya büyük dalgalar halinde giren Türk toplulukları genellikle göçebe idiler. 1220 lerde Moğolların, Harezmşahlar Türk Devleti'ni ortadan kaldırmalarından sonra, Maveraünnehr ve Türkistan'daki Türk şehirlerinin tüccar ve sanatkâr halkı, dükkanlarını, tezgahlarını bırakıp Anadolu'ya geldiler. Bu ikinci büyük grupta gelenler, öncekilerin tersine, şehirli idiler ve W. Barthold'un dediği gibi, Orta Asya ticaret ve sanatında çok ileri idiler; ticari ortaklıklar kurmuş, çek kullanmış, daha o zamanlar, kâğıt paraya bir geçiş niteliğinde bulunan ipek kumaş parçalarını damgalayarak "akça" adıyla para olarak tedavüle koymuşlardı. Anadolu'ya gelen bu tüccar ve esnaf Türk birlikleri 1240 lı yıllarda bu yeni yurtlarında, Orta Asya'dan getirdikleri kuşkusuz olan "ahi örgütü" nü kurdular. Ahi örgütüne, esnaflar, sanatkârlar, bilginler yani, meslek, sanat, ticaret ve devlet yönetimiyle uğraşanlar girebilirlerdi. Selçuklu, Osmanlı halk sınıflarının hepsini içine alan ahilik, o çağdaki Anadolu Türk halkının sosyo-ekonomik hatta bir ölçüde politik yaşamına yön vermiş bir kuruluştur. Bu nedenle biz "Anadolu Türklerinin ekonomik yaşamları üzerinde gözlemler "başlığı" altında, ahiliği bu niteliğinden söz edeceğiz.
Atatürk’s Thesis Concerning Central Asia as a Cradle of Civilization
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 9 · Sayfa: 497-508
Özet
The paper that I am about to present to you is entitled "Atatürk's Thesis Concernıng Central Asia as a Cradle of Civilization." But before going any further I do want to emphasize however, that the purpose of this paper is not to enter into dispute över the rights or wrongs of this thesis, or even to try to prove something which for the present remains unciear.
Orta Asya Mahalli Türk Hükümdar ve Aristokratları Arasında İslâmiyet: İlk Müslüman Türk Hükümdarları (Emevîler Devri)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1139-1208 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1139
Özet
Müslüman olan Türk hükümdarlarından bahsederken akla herhalde ilk gelen sima büyük Karahanlı hükümdarlarından Abdü'l-Kerim Satuk Buğra Han'dır (901-955). A. S. Buğra Han'ın İslam dinini kabul ve onu Türk Hakanlığının resmî dini olarak ilan etmesi Türk milleti ve tarihi için adeta bir dönüm noktası olmuştur. Artık bundan sonra Doğuda İç Asya'nın yayla ve bozkırlarında esmeye başlayan bu ilahi fırtınanın cezbesine kapılan göçebe Türk boyları, büyük kitleler halinde yeni dine girmişler ve çok kısa bir zaman sonra da İslam dünyasının siyasî ve askerî nizamına hakim olmuşlardır.
Han Döneminde Hun-Çin Ekonomik İlişkileri (M. Ö. 206-M. S. 220)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 611-624 · DOI: 10.37879/belleten.1987.611
Özet
Tam Metin
Ortaasya'da büyük bir imparatorluk kurarak, siyasal bir üstünlük sağlayan Hunlar'ın yayılmış oldukları bölgelerin, tüm ihtiyaçlarını karşılayamadığı göz önüne alınırsa, yağma ve vergilerin dışında, başka kaynaklara dayanmak zorunda olduğu gerçeği ortaya çıkar. Güneylerindeki yerleşik ve ziraatçi bir devlet olan Çin, Hunlar'ın ihtiyaçlarının karşılanması bakımından zengin bir kaynak teşkil etmiştir. Bu bakımdan Han döneminden itibaren, Hunların Çin ile nasıl bir ekonomik ilişki kurmuş olduklarını, az da olsa, mevcut Çince belgelerin yardımı ile gün ışığına çıkarılmaya çalışılmıştır. İşte bu makalede de, sözü edilen konu üzerinde bilinenlere katkı olabilecek kimi belgesel bilgiler verilecektir.
Abbasiler Tarihinde Orta Asyalı Bir Prens Afşin
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 651-666 · DOI: 10.37879/belleten.1987.651Altan Topçi II.
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 9-72 · DOI: 10.37879/belleten.1986.9
Özet
Tam Metin
"Moğolların Gizli Tarihi" adlı eserden sonra en önemli Moğol tarihi olan "Altan Topçi", XIII. yüzyıl Moğol tarihini ve Moğollar hakkında efsanevî şecereden başlayarak Ögedei zamanına kadarki en eski bilgileri içine almaktadır. Altan Topçi, Türkiye'de ilk defa tarafımızdan ele alınmış, Moğolca aslı ve C.R. Bawden tarafından yapılan İngilizce tercümesi karşılaştırılarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Eserin 1-21. paragrafları "Belleten"in XXXVIII. cildinin 152. sayısında (Ekim 1974) yayınlanmış; burada, Altan Topçi ve nüshaları hakkında geniş bilgi verilmiştir. Ayrıca, Altan Topçi'nin Moğol yazısıyla yazılmış ilk 8 sayfası ile metnin transkripsiyonu yapılmış ilk 5 paragrafı da örnek olarak gösterilmiştir. Altan Topçi'nin bundan önce yayınlanan 1-21. paragrafları, efsanevî şecereden Çinggis Kağan'ın tahta çıkışına kadar geçen tarihî hadiseleri nakletmektedir. 21. paragrafın son cümlesi şöyledir: "….. Mübarek Çinggis Kağan, Kara Yılan Yılı'ndandı. Kırkbeş yaşına geldiği zaman, Bing Bars Yılı'nda ( = 1206), Onon nehrinin menbaında dokuz tuğlu beyaz bayrağı kaldırdı (ve) Büyük Kağan'ların tahtına oturdu. Kasar bey isyan edip kaçtığı zaman, halkın beyi emir verdi (ve) Sübegetei Bağatur'un takibe çıkmasını istedi." Bu bölümde ele alınan 22-96. paragraflar Moğolların biribirleriyle yaptıkları mücâdeleleri kronolojik olarak nakletmektedir. Bu bölümlerde geçen yer ve şahıs adları ile bâzı kelime ve deyimler Türk tarihi için de birer kaynak niteliğindedir.