23 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 5 yıl
  • Osmanlı
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Osmanlı ile Karamanlı Arasında Bir Kadın: İlaldı Hatun

Belleten · 2020, Cilt 84, Sayı 299 · Sayfa: 105-134 · DOI: 10.37879/belleten.2020.105
Tam Metin
İlaldı Hatun, Osmanlı hükümdarı I. Mehmed'in kızıdır. Osmanlı sarayında doğup büyüdükten sonra Karamanoğlu İbrahim Bey'le evlenmiştir. Başka bir deyişle Osmanlı sarayından Karamanlı sarayına gelin gitmiştir. Evliliğin temel nedeni siyasidir. Beylikler arasındaki evlilikler hem ittifakı hem de güçlü olana tabi olmayı ifade ederdi. Buna rağmen anlaşmazlıklar da olabilirdi. İlaldı Hatun, savaşla barış arasında gidip gelen bir kadının öyküsüdür. Zira Karamanoğlu İbrahim Bey ile II. Murad arasındaki savaşlardan sonra arabulucu olmuştur. İlaldı Hatun'un bir diğer özelliği ise onun bir hayırsever olmasıdır. Zira gelirler bıraktığı bir vakıf kurarak hafızların yetiştirilmesini sağlamıştır. 19. yüzyıla kadar vakfın var olduğu anlaşılsa da önemini kaybetmesi nedeniyle ortadan kalktığı düşünülmektedir. Ancak kurduğu vakfın kayıtlarda geçmesi bile aşağıda değinileceği üzere tarihi açıdan birçok bilinmezi açığa çıkarmaktadır.

Klasik Dönem Osmanlı Matematiğinde Pîr Mahmud Sıdkı Edirnevî’nin “Çift Yanlış” Metodu

Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 149-174 · DOI: 10.32704/erdem.838723
Bilinen niceliklerle yapılan işlemlerin ötesinde, bilinmeyen niceliklerle yapılan işlemlerin dahi arka planı, eski çağ uygarlıklarına kadar dayanır. Bu işlemlerden dikkat çekici olanlardan birisi de “yanlış yolu ile çözüm” metodudur. Esas prensibi rastgele bir tahmine dayanan “yanlış yolu ile çözüm”, cebirsel ifadeler veyahut bayağı kesirlerden doğacak muhtemel zorluklara hiç fırsat verilmeden, bilinmeyen niceliklerle oldukça hızlı ve basit işlemler yapılmasını sağlayan en yaygın metotlardan biridir. Avrupa’da da uzun yıllar kullanılan “yanlış yolu ile çözüm”e, Osmanlıların hem medrese kitaplarında, hem de muhasebe kaleminin (bürokrasinin) kaynak olarak kullandığı matematik kitaplarında yer verilmesi, bu hususta bir gelenek oluşturmuş ve bu metot, klasik dönem Osmanlı matematiğinde hesap ilminin ayrılamaz bir parçası haline gelmiştir. Aslında tek yanlış ve çift yanlış olmak üzere iki tür olan bu metot, bu dönemdeki eserlerde, çift yanlış metodunun önemine binaen “Hata’eyn (Çift yanlış)” başlığı altında işlenir. Çünkü, tek yanlış metodu, ax=b tipinde bir denklemi temsil eden problemlerde uygulandığı için esasında basit bir orantıya dayalıdır. Yanlışların aynı veya farklı işarette bulunmasına göre iki alt türe ayrılan çift yanlış metodu ise, “genellikle” ax+b=c tipindeki denklemleri temsil eden problemlerde, cebirsel işlemlere başvurmaksızın uygulanabildiği için daha fazla vurgulanmıştır. Klasik dönem Osmanlı matematiğini biçimlendiren ilk metinlerden bazıları, eğitim kurumlarında benimsenen Ali Kuşçu’nun elMuhammediyye fî el-Hisâb’ı (15. asrın sonu) ve muhasebeciler arasında benimsenen Hacı Atmaca el-Kâtib’in Mecmaʻu’l-Kavâid fî Beyâni Müntehâbi’l-Fevâid’inin (15. asrın sonu) yanı sıra, Fatih Sultan Mehmed dönemine ait olan Hayrettin Halil bin İbrahim’in Miftâh-ı Künûz-ı Erbâb-ı Kalem ve Misbâh-ı Rumûz-ı Ashâb-ı Rakam isimli Farsça eseri (15. asrın sonu) ile bunun Pir Mahmud Sıdkı Edirnevî (16. asrın başı) tarafından yapılan tercümesidir. Çalışmamızda, Edirnevî’nin tercümesi üzerinden, çift yanlış yoluyla çözüm metodunu analiz etmek suretiyle, 15. asrın sonu ve 16. asrın başında Osmanlı matematiğine yapılan katkıları ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu eserler özellikle muhasebecilere hitap etmekte olduğu için muhasebe kaleminin kendine özgü uygulamaları göz önünde bulundurularak metin ele alınmıştır. Konunun tarihsel arka planından bahsedildikten sonra, eser ve incelenen metne temas edilmiştir. Daha sonra, metnin matematiksel içeriğine yer verilmiştir. Böylece, metindeki çözümlü problemlerle ilgili en önemli tespitler sunularak, aritmetikte son derece gözde bir konuma getirilen bu metoda Osmanlıların nasıl ve ne ölçüde yer verdiği değerlendirilmiş ve metodun uygulamalı bir matematik anlayışına yansıması belirlenmeye çalışılmıştır.

Eski Manyas’ta Erken Osmanlı Dönemine Ait Zaviyeli Cami ve Türbe

Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 175-198 · DOI: 10.32704/erdem.838773
Erken Osmanlı Çağı’nda önemli rol oynayan Balıkesir, bünyesinde bu döneme ait kültürel varlıkları barındırmaktadır. Makalemizde, öncelikle Eski Manyas’ın tarihsel süreç içerisinde geçirdiği dönemler üzerinde durulmuştur. Bölgenin tarih boyunca farklı isimlerle anıldığı ve kesintisiz bir yerleşim alanı olduğu bilinmektedir. Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı döneminde Manyas’ın etkin olarak kullanılan bir yer olduğu görülmektedir. Özelde Manyas’a, genelde ise Balıkesir’e baktığımız zaman bu dönemlere ait mimari yapıların zenginliği göze çarpmaktadır. Çalışmamızda, Balıkesir’in Manyas ilçesi eski Manyas harabelerinde bulunan Erken Osmanlı dönemi özellikleri yansıtan Zaviyeli Cami ve Türbe incelenmiştir. Özgün hâlleriyle günümüze kadar ulaşmış bu yapılar, zamana karşı koyarak ayakta kalmaya çalışmaktadır. Araştırma kapsamında yapılar yerinde görülerek, ölçüleri alınarak çizimleri yapılmış ve fotoğraflar eşliğinde ayrıntılı bir şekilde tanıtılmış, dönem içerisindeki benzer örnekleriyle karşılaştırmalar yapılmıştır. Caminin zaviyeli yapılar grubunda olması ve ilk inşa döneminden izleri bugüne kadar taşıması bakımından önemi vurgulanması gerekmektedir. Bu düşünceyle yürütülen bu çalışmada, zaviyeli caminin, mimari form ve özellikleri, kullanılan malzemeler ile plan açısından irdelenmesi yapılmıştır. Yapılan bu araştırma sonrasında caminin aynı plan türüne sahip camiler içerisinde farklı ve önemli özelliklere sahip olduğu anlaşılmıştır. Süsleme bakımından sade olan yapılarda herhangi bir bezemeye rastlanmamıştır. Türbenin de Erken Dönem Osmanlı mimari üslubuna uygun bir biçimde inşa edildiği anlaşılmıştır. Sonuç kısmında, yapıların dönem içerisindeki yerleri ve önemleri belirtilerek korunması ve onarımlarının yapılmasına yönelik önerilerimiz dile getirilmiştir.