187 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı İmparatorluğu 186
- Tarih 44
- Ottoman Empire 42
- Türkler 32
- Türkiye 18
- Avrupa 14
- Anadolu 10
- XVI. Yüzyıl 9
- Birinci Dünya Savaşı 7
- Ermeniler 7
Türkiye'de Kaza Yönetimi (1840-1876)
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 206 · Sayfa: 237-258 · DOI: 10.37879/belleten.1989.237
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839'dan hemen sonra ülke yönetiminde önemli yenilikler yapılmaya başlandı. 1840-1842 tarihleri arasında uygulamaya konulan yönetim biçimi beklenileni vermekten uzak kaldı. Bunun üzerine 1842 Martı'ndan itibaren yeni düzenlemeye gidildi. Tanzimat'la birlikte getirilen muhassıllık kurumu kaldırıldı. Muhassıllara yardımcı olmak üzere oluşturulan Muhassıllık Meclisleri ise ad değiştirerek varlıklarını sürdürdü. Bu arada çok önemli bir değişiklik daha yapılarak "Kaza" idare birimi oluşturuldu.
XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı'nda Yerleşme ve Vergi Nüfusu
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 115-168
Özet
XVI. yüzyılda Kütahya Sancağı'ndaki yerleşme merkezlerini tapu-tahrir defterlerinde bulmak mümkündür. 1534 tarihlerindeki defterlerdeki bilgilere göre, Kütahya Sancağı'nda 10 nefs-i şehir, 2 kasaba, 4'ü gebran 1'i yahudi olmak üzere toplam 91 mahalle, 1071 köy ve 274 mezraa bulunmaktadır.
1821 Ayvalık İsyanı
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 571-600
Özet
Tam Metin
XIX. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanlar, ayaklanmalar hiçbir zaman eksik olmamıştır. Fakat bu isyanların Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılıp bağımsız bir devlet kurmak amacına yönelik olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan uluslarda başlayan isyan ve ihtilal hareketleri bağımsız bir takım devletlerin kurulmasına ortam hazırlamış ve bu hareketler durum ve koşullara göre büyük devletler tarafından desteklenmiş ve bu sayede başarıya ulaşmıştır. Profesör Yusuf Akçura, imparatorluğun bu sürecini haklı olarak Dağılma Devri diye adlandırmaktadır. Gerçekten Osmanlı İmparatorluğu, söz konusu yüzyılda tam anlamıyla bir dağılma aşamasına gelmiştir. Bu ayrılıkçılık hareketleri Balkan Yarımadası'ndan Mora'ya ve Arabistan'a kadar uzanıyor, kimi zaman "ulusal", kimi zaman "dinsel" ve kimi zaman da "etnik" bir renk alıyordu.
XVII. Yüzyılın İkinci Yarısında Doğu Akdeniz'de Ticaret, Deniz Korsanlığı ve Gemiler Kafileleri*
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 685-696
Özet
Tam Metin
Doğu Akdeniz ticaretinin varlığı ve gelişmesi, Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa'daki siyasal şartların yarattığı ittifak yada çatışmaların kolaylaştırdığı ya da önlediği batılı güçlerin ekonomik etkinliklerine bağlıdır. Bu ticaretin varlığı ve gelişmesi, aynı zamanda bir yandan Osmanlı İmparatorluğu'nun Akdeniz'deki üstünlüğüne son vererek Türk topraklarına sayısı gittikçe artan mal sevk eden bu güçlerin deniz ticaretleri ve sanayilerinin gelişmesine bağlıdır. Bu ticarette batılıların lehine işleyen önemli bir faktör ise, Türklerin kendi imkânları ile bulamayacakları ve imal edemiyecekleri ya da tedarik edemiyecekleri ürünlere olan ihtiyaçlarıdır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Açılan Amerikan Okulları Üzerine Bir İnceleme
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 627-652
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde, Osmanlı eğitim-öğretim kurumları yanında faaliyet gösteren Yabancı Devlet Okulları köken itibarıyla iki boyutlu bir konudur. Önceleri Osmanlı tebaası gayr-ı müslim cemaatler tarafından açılan Millet Okulları'nı daha sonra Yabancı Devletler tarafından açılan Yabancı Okullar izlemiştir. Bu oldukça uzun bir zaman ve olaylar dizisi sonucu belli aşamalardan geçerek gerçekleşmiş bir olgudur. Bu süreci ve tarihsel gelişmeyi görebilmek için de 1453 lere kadar dönmemiz gerekmektedir.
Hukuk Devriminin Nedenleri
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 1003-1012
Özet
Tam Metin
Bugünkü konuşmanın konusu olarak hukuk devriminin nedenlerini seçmiş bulunuyorum. Aslında cumhuriyetten sonra Atatürk devrimleri dediğimiz devrimleri bir tek devrime indirgemek bence olanak içinde. O da lâikliğin kabulü. Zaten hukuk devrimine baktığımız zaman da aynı şeyi görüyoruz: Hukukta laikleşme. Hepimiz biliyoruz, 1926 yılında ceza Kanununu İtalya'dan, Ticaret Kanununu Almanya'dan, Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununu İsviçre'den ve Hukuk Yargılama Usulü Kanununu da yine İsviçre'nin bir kantonu olan Nöşatel'den aldık. Ancak, bunların içinde yeni olan, devrim niteliği taşıyan yalnız Medeni Kanundur. Çünkü daha önce diğer saydığım alanlarda, Osmanlı İmparatorluğu zamanında da, yabancı hukuk, resepsiyon yoluyla alınmış bulunuyordu.
XVI. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda Su-Yolculuk
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1585-1654
Özet
Osmanlı İmparatorluğunu siyasi açıdan ele alan araştırmalar sayıca belirli bir yere ulaşmasına rağmen, sosyal yönüyle, özellikle alt yapı kuruluşlarıyla ilgili çalışmaların çok az olduğu gözlenmektedir. Osmanlıların sosyal yapısını ilgilendiren konulardan biri de su işleridir. Su, her zaman insanların günlük yaşayışlarında vazgeçilmez unsurlardan biri olmuştur. Bu sebeple, Osmanlılarda su işlerinin nasıl yürütüldüğünü, bu konuda neler yapıldığını ve günümüze neler kaldığını öğrenmek yerinde olur. Ayrıca, XX. yüzyılın ikinci yarısında tarih araştırmalarına getirilen yeni boyutlara bir tamamlama niteliği taşıyabilir.
Türkiye'de Bir Machiavelli: Koçi Bey
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1655-1662
Özet
Tam Metin
Koçi Bey 17. yüzyılda yaşamış ve padişaha sunduğu risaleleriyle tarihe geçmiş değerli bir Türk yazarıdır. Kesin tarihi bilinmemekle birlikte onun I. Sultan Ahmed döneminden IV. Murat dönemine dek Erderûn'da çeşitli hizmetlerde bulunduğu bilinmektedir. Özellikle IV. Murat zamanında padişahın güvenini kazanarak, onun sır dostu olmuş ve ona risaleler sunmuştur (1631). Sultan Murat'ın ölümünden sonra başa geçen Sultan İbrahim'e yine sır dostu olarak risaleleriyle yol göstermiştir (1640).
İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana'da Vuku Bulan Türk - Ermeni Olayları (Temmuz 1908-Aralık 1909)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1241-1290 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1241
Özet
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeni "milleti", 1870'lerde patlak veren sözde "Doğu Sorunu"nun doğuşuna dek geçen 600 yıl sırasında barış, düzen, güvenlik ve gönenç içinde yaşamıştır. 1877'de başlayan Türk-Rus Savaşı, yetkisiz bırakılan San Stefano (Yeşilköy) Antlaşması'na yol açmış; Kıbrıs Sözleşmesi (Cyprus Convention) ve Berlin Antlaşması'na neden oluşturmuştu. Bu sözleşme ve antlaşmalar, Osmanlı Ermenilerine, sözde ek ayrıcalık hakları sağlayacaklardı, ama gerçekte, büyük devletlere, özellikle Britanya ve Rusya'ya, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç işlerine karışmak fırsatını ve İmparatorluk çökünce, onun ganimetinden daha büyük bir pay koparmak ümidini veriyordu.
Tanzimat'ın İlanı Sıralarında Türkiye'de Yönetim (1826-1839)
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1215-1240 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1215
Özet
Tam Metin
Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğunda ülke yönetiminde asıl birim sancaktı. Birkaç sancağın oluşturduğu ve adına eyalet ya da vilayet denilen ünite, varlığını devletin kuruluşundan günümüze dek bazı değişikliklerle korumuş bulunmaktadır. Bu yönetim biçiminin oluşturulmasında askerî amaçlar göz önünde tutulmuş ve niteliği, Tanzimat'ın ilânına dek hemen hemen hiç değişmeden sürmüştür.