12 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Osmanlı mimarisi
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Mimar Sinan'ın İlk Eserleri

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 148 · Sayfa: 533-544 · DOI: 10.37879/belleten.1973.148-533
Tam Metin
Sinan İbni Abdülmennan, Kanuni Sultan Süleyman zamanında on dokuz yıl yeniçeri olarak Osmanlı ordusunda çalışmış ve başarılı bir askerlik hayatını izleyen uzun mimarlık döneminde pek çok sayıda eser vererek dünya mimarlık tarihinin kütüğüne adını büyük harflerle kazdırtmış bir yapı ve sanat dehasıdır. Sinan yeniçeri olduğuna göre çocukluk ya da gençlik çağında devşirme asker ocağına alınmıştır. Devşirme çocukların kütükleri Yeniçeri Ağasınca saklanırdı. Bu defterler bugün elde yoktur. Ya yanmış, ya da yeniçeriliğin II. Mahmut zamanında Vak'ay-i Hayriye diye anılan hareketle ilgasında yeniçerilere ait her şey gibi bunlar da yok edilmiştir. Bu yüzden Sinan'ın gerçek yaşı, Hıristiyan adı, anasının ve babasının adı bilinmemektedir. Mimar Sinan'ın çocukluk çağına ait kesin bilgimiz yoksa da bu konuda bazı ipuçları vardır. Yakın arkadaşı olduğu anlaşılan Şair Nakkaş Mustafa Sa'i tarafından Sinan'ın son yıllarında ve onun ağzından kaleme alınan Tezkiret ül-Ebniye ile Tezkiret ül-Bünyan'da, Asari tarafından Sa'i'nin yazdığı tezkereler esas alınarak hazırlanan Tuhfet ül-Mi'marin'de ve Sinan'a ait vakfiyelerde duruma ışık tutan bazı bilgilere rastlıyoruz.

Türk Hamamı

Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 87-94 · DOI: 10.37879/belleten.1973.145-87
Tam Metin
Selçuk ve Osmanlı Türkleri, kaderin layık gördüğü anavatanımızda maddi ve manevi bir olgunluğa vararak dünyanın ileride ve örnek milletlerinden olmuştur. Mübarek yurdumuzda yüksek karakterli bu millet Rumeli'ye geçerek altı buçuk asır insan haklarına riayet göstererek kalmış, Orta Avrupa'dan gelen baskıları önlemek için bir buçuk asır Macaristan'da oturmuş. Akdeniz ve Karadeniz'de kurdukları muazzam imparatorluklarının birer havzı mesabesinde kalmıştır. Türkler gittikleri her yere han, hamam, medrese, cami, su tesisatı ... gibi medeni varlıklarını, ahlak ve faziletlerini götürmüşler ve bulundukları yerlerde güzel hasletlerini şimdi bulunan kesif, o zamanki azınlıklarına bırakarak çekilmişlerdir. Ama çoğu Rumeli'de ve Macaristan'da bıraktığımız yerler dahil mimari abidelerimiz hala dış şekilleri maskelenerek kullanılmaktadır. Bunlar oralarda durdukça medeniyetimizin bir tapu senedi mahiyetinde görülmelidir. Bizim usullerimiz Balkanlarda ve Orta Avrupa'da hala tatbik edilmektedir. Kim demiş ki Türkler gittikleri yerlerde buldukları halkı kendilerine çevirememişler? Tesirimize bakın ki dinlerinde serbest bırakmışız ve lakin uygarlığımızı benimsetmişiz. Bu tesir, bıraktığımız o yerlerde hala bakidir.