128 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Some Social and Economic Aspects of Turco-Egyptian Rule in the Sudan
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 769-796
Özet
Tam Metin
Between 1821 and 1885 most of the area constituting the present Sudan came under Turko-Egyptian rule. The annexation of the Sudan to Egypt was undertaken in 1820-1 by Muhammad 'Ali, the Ottoman Wali of Egypt, and was completed under his grandson, the Khedive Isma'il, who extended this rule to the Great Lakes in the south and to Bahr al-Ghazal and Darfur in the west. In the history of the Sudan, this period became known as the (first) Turkiyya. The term Turkiyya is not really arbitrary since Egypt was itself an Ottoman province, ruled by an Ottoman (Albanian) dynasty. Moreover, most of the high officials and army officers serving in the Sudan were of Ottoman rather than Egyptian origin.
Mustafa Kemal’in İlk Savaşı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 187-196
Özet
Bütün Ege ve Akdeniz, İtalyan donanmasının kontrolü altındaydı. Osmanlı donanması ise, yok denilebilecek kadar zayıftı. Bu bakımdan Trablusgarp'a deniz yolundan ulaşmak, hemen hemen, imkânsız gibiydi. Bunu gören devrin genç ve yıldız subayları, Osmanlı Devleti'nin gizli desteğini sağlayarak, birer ikişer, Mısır ve Tunus yoluyla Trablusgarp'a gittiler. İstanbul'da işsiz bırakılan Mustafa Kemal de Trablusgarp'a gitmek istedi.
An Outline of Islamic Law and Different Applications of Some of its Rules by the Ottomans
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 200 · Sayfa: 637-650 · DOI: 10.37879/belleten.1987.637
Özet
Tam Metin
Born in Mecca on April 20, 571 AD Prophet Muhammad had already determined the general framework of an Islamic social and economic order by the time He died on June 8, 632 AD at Medina. As the religion of Islam deals with all activities of the individual including his overall relations with Allah and society, legal and social rules are entwined in an order we call canonical jurisprudence or Shari'a. To put it otherwise, Islamic law is a very large system accomodating rules related to both social life and public administration as the Prophet was both the founder of the Religion and the Head of the State of Medina. We are not to dwell here on all chapters of the Islamic law, since this is not possible in view of the limited place available. Further, it will not be called for as all the distinguished scholars are well versed in them. Therefore, I will consider here certain characteristics of this law and will limite my expose to a few illustrations as to how the Ottoman caliph-sultans had made use of and applied some legal rules emanating and drawn from this complexe and amazing system of canonical legislature by modifying them to such degree that sometimes their practices happened to contradict Shari'a.
Abstract
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 102-106 · DOI: 10.37879/belleten.1987.102
Özet
Tam Metin
In the present study we dwell upon the circumstances under which Thessaloniki and Ioannina came under Ottoman sovereignty. These two towns were conquered by Murad II within an interval of seven months. This study is based upon Byzantine, Ottoman and Latin sources; we have also studied the information gleaned from Byzantine sources about Ottoman policies of conquest. As Thessaloniki became part of the Ottoman realm by conquest, while Ioannina did so by conforming to the Sultan to surrender, different policies were applied to the two cities. The conquests of Murad II have been studied not with the present value judgements in mind, but considering the conditions and necessities of the fifteenh century. The conquest is viewed within the framework of Ottoman conquest policies based upon on Fıkıh (the Muslim religious and legal Code).
Atatürk’ün Yetiştiği Ortam
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 279-288
Özet
Atatürk'ün yetiştiği dönemde, 1877-1878 Türk-Rus Harbinin sonuçları ve Balkanlardan yüz binlerle göç eden, kitle halinde öldürülen Türklerin acı iniltileri henüz anılarda carili olarak yaşıyordu. Bu çöküntülerle birlikte, üstün özelliklerin kıvılcımı Plevne ve daha sonra 1897 Türk-Yunan Harbi, henüz her şeyin bitmediğinin işaretleri, hayat belirtileri olarak güç ve ümit veriyordu.
Şerefli Bir Tarih: Lozan
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 3 · Sayfa: 805-812
Özet
Lozan Barış Andlaşması, Türklüğe karşı yapılan ağır ithamları, haksızlıkları mahkûm eden ve Türklüğün istiklâl ve hürriyet davasını belgeleyen bir vesikadır. Lozan Barışı, istiklâl Savaşma son veren ve onu milletlerarası ilişkilerde değerlendiren gerçekten büyük bir eserdir.
Mustafa Kemal ve “İttihat ve Terakki”
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 236-266
Özet
Bu yazının maksadı; Avrupa'da gelişmeye başlayan hürriyet cereyanları ve milliyetçilik hareketleri ile parçalanma arifesindeki Osmanlı İmparatorluğunu kurtarma çabaları... Her çareyi meşrutiyetin İlânı'nmda arayışın zorladığı kuruluşlar... Özellikle İttihat ve Terakki Cenıiyeti'ni oluşturan düşünceler... Bu oluşta Mustafa Kemal'in girişimleri, fikirleri, görüşleri...Ve nihayet, İttihat ve Terakki'nİn 23 Temmuz 1908 Meşrutiyet İdaresi'ni yeniden kurma hareketinde, seçkin ve aydın genç subaylar arasında Mustafa Kemal'in etkin rolü ile unutturulma çabaları üzerinde, yeteri ve gereği gibi durmak...
Atatürk’ün Eğitim ve Üniversitelere Bakış Açısı
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 267-276
Özet
Osmanlılar döneminden itibaren zaman zaman eğitim sistemimizin düzeltilmesi için çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Hatta bu dönemde eğitimin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmesi için eğitim kuramlarında millî eğitim politikasının hâkim kılınması istenmiş ve bu tarihlere kadar Osmanlı toplumunda görülen "halk, medreseliler ve mektepliler" zümrelerinin birleşmedikçe hakiki bir millet olmamızın mümkün olamayacağı cereyanı kuvvet kazanmaya başlamıştır. 18. yüzyılda, Batıyla olan temasların sonucu, III. Selim zamanında reform hareketleri başlamıştır. Reformlar ilk planda askerî alanda ele alınmış ve daha sonra tıp ve teknik alanlarda gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Eğitim alanında III. Selim'den ziyade büyük ölçüde II. Mahmud döneminde ilk büyük eğitim reformları için adımlar atılmıştır. II. Mahmud, daha ziyade askerî ve sivil idarenin yeniden düzenlenmesinin zarureti karşısında ilk önce yüksek okul düzeyinde bu reformları yapmayı gerekli bulmuştur.