4 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
1946 Genel Seçimleri ve Sonuçları Üzerinde İktidar ve Muhalefet Partileri Arasında Yapılan Tartışmalar II
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2010, Cilt XXVI, Sayı 76 · Sayfa: 1-26
Özet
Tam Metin
1946 seçimleri öncesinde ve seçimlerin yapılması sırasında CHP'ye en fazla destek devlet kademelerinde görev alan amir ve memurlardan gelmiştir. "Açık oy, gizli tasnif" ilkesinin benimsenmesi, bu desteğin ana sebeplerinden birisi olarak görülebilir. Çünkü "açık oy, gizli tasnif" gibi demokratik olmayan esasları bünyesinde barındıran seçim kanunu, seçimlerde hile ve yolsuzluk yapılmasına da imkân verir bir durumdadır ve bu sistem millet iradesinin özgürce tecelli etmesinin önünde önemli bir engeldir. Buna CHP teşkilatı ve seçim komisyonlarında görev alan bazı kimselerin işgüzarlığı da eklenince seçimlerin güvenliği, güvenilirliği ve oyların masuniyetine gölge düşmüştür. Böyle bir ortamda yapılan seçimlerde Türk toplumu; iradesine konulmak istenen ipoteğe, ilk günden itibaren demokratik ölçüler içerisinde tepkisini göstermiştir. Fakat bu tepkiler, 1946 genel seçimlerinin demokrasi tarihimize "hileli" ya da "şaibeli" seçimler olarak geçmesini önleyememiş, nihayetinde her daim tartışılan bir seçim olarak karşımızda durmuştur. Çalışmamızın kapsamlı olması ve toplamda 43 sayfayı bulması nedeniyle bu çalışmamızı iki ayrı kısımda vermek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu nedenle Sayı: 75'de yer alan 1. Kısımda; Cumhuriyetin İlanından 1946 Seçimlerine Kadar Türk Demokrasisi, 1946 Seçimlerine Kadar İktidar - Muhalefet ilişkileri, 1946 Seçimleri Öncesi Partilerin Seçim Propagandaları ele alınmıştı. Çalışmamızın bu kısmında ise; 1946 Seçimlerinde partilerin Adayları, 1946 Seçimlerinin Yapılması, Seçim Sonuçlarına İlişkin Yapılan Tartışmalar ele alınacaktır.
1946 GENEL SEÇİMLERİ VE SONUÇLARI ÜZERİNDE İKTİDAR VE MUHALEFET PARTİLERİ ARASINDA YAPILAN TARTIŞMALAR I
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2009, Cilt XXV, Sayı 75 · Sayfa: 437-464
Özet
Tam Metin
II. Dünya Savaşı' ndan sonraki dış ve iç şartlar, Türkiye'de çok partili demokratik hayata geçişi zorunlu kılmıştır. Savaş sonrasında yaşanan demokrasi atmosferinin bir sonucu olarak da önce Milli Kalkınma Partisi, daha sonra ise Türk siyasi hayatında etkin bir rol oynayacak olan Demokrat Parti kurulmuştur. Bundan sonra yönetim mekanizmasını elinde bulunduran CHP, dış politikanın gereklerini ve muhalefetin taleplerini karşılama adına, anti -demokratik kanunları yürürlükten kaldırma ya da yumuşatma yoluna gitmiş, iki dereceli seçim sistemini yürürlükten kaldırarak tek dereceli seçim usulünü benimsemiştir. İktidar partisi CHP, milletin siyasi olgunluğunu ve rejimin demokratik eğilimini dünya kamuoyuna göstermek adına, muhalefetin teşkilatlanmasına izin vermeksizin 1947 yılında yapılması gereken seçimleri bir yıl erkene almıştır: İktidarın bu acelesine Demokrat Parti' nin tepkisi belediye seçimlerine katılmamak olmuştur; fakat aynı tepkiyi genel seçimlerde gösteremeyen DP iktidarın açtığı yoldan ilerlemek zorunda kalmış ve hazırlıksız girdiği, her seçim çevresinden aday gösteremediği seçimlerde sayısal çoğunluğu sağlayamamıştır. Ancak DP' nin seçimlerde sayısal çoğunluğu kazanamamasına rağmen "ilgi ve alaka"ya mazhar olması, gelecek adına DP'yi ümitlendirmiştir. Çalışmamızın kapsamlı olması ve toplamda 43 sayfayı bulması nedeniyle iki ayrı kısımda vermek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bu nedenle 1. Kısımda, Cumhuriyetin İlanından 1946 Seçimlerine Kadar Türk Demokrasisi, 1946 Seçimlerine Kadar İktidar - Muhalefet ilişkileri, 1946 Seçimleri Öncesi Partilerin Seçim Propagandaları ele alınmıştır,
Osmanlı’dan Cumhuriyete Savrulan Bir Hayat: Mehmet Faik Asal (1889-1958)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2005, Cilt XXI, Sayı 63 · Sayfa: 997-1018
Özet
Acıpayam'dan başlayan hayat yolculuğuna eğitim amacıyla Denizli, İzmir ve İstanbul'u dahil eden Mehmet Faik, II. Meşrutiyetin ilanı ve 31 Mart Olayı şahitlerinden biri olmuştur. Başladığı yüksek tahsili tamamlayamayan Mehmet Faik, İstanbul'da çıkan ve döneminin en önemli gazetelerinden biri olan Tanin gazetesinde çalışmaya başlamıştır. Bu sırada Batıcı görüşlere sahip Mehtâb mecmuasının sorumlu müdürlüğünü, bu derginin kapatılmasından sonra yayınlanan Şebtâb mecmuasının genel müdürlüğünü yapmıştır. Hüseyin Kazım Beyin Selanik Valiliği'ne atanması ile Selanik'te Vodine Kazası Osturva Nahiyesi Müdürlüğü'ne atanmıştır. Balkan Savaşı başladıktan sonra İstanbul'a dönmüştür. Bâb-ı Âli Baskını arkasından Acıpayam'a dönme kararı almıştır. Mehmet Faik Bey nahiye müdürlüğü ve dava vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Mehmet Faik Bey, Acıpayam Türk Ocağı reisliği, CHP Mutemet ve İlçe Başkanlığı, İl Genel Meclisi Üyeliği, Acıpayam Belediye Başkanlığı, İl Daimi Encümeni Üyeliği ve VII. Dönem (1943-1946) Denizli Milletvekili olarak TBMM'de görev yapmıştır. 1946 seçimlerine bağımsız milletvekili adayı olarak girmesi partisiyle ilişkilerinin bozulmasına yol açmıştır. Faik Asal, Acıpayam Orman İdaresi ve Burdur'un Yeşilova ilçesinde dava vekilliği görevlerinde bulunduktan sonra 27 Haziran 1958'de ölmüştür.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Kuruluşu Sırasında Ali Fethi (Okyar) Bey ile Mahmut Esat (Bozkurt) Beyin Polemikleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 59 · Sayfa: 429-451 · DOI: 10.33419/aamd.702947
Özet
1929 yılı sonunda tüm dünyayı saran ekonomik bunalım Türkiye'yi de olumsuz yönde etkiledi. İktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı uygulamaları özellikle devletçi söylemi, toplumun kimi kesimlerinden eleştiri alıyorduk Ekonomik ve toplumsal sorunlara Mecliste yanıt aranmasından ve iktidar partisinin denetlenmesinden yana olan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in özendirmesi İle Ali Fethi (Okyar) Bey 1930 yılı Ağustos ayında Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı (SCF) kurdu. Milliyetçi ve lâik olan bu partinin en önemli özelliği liberal olmasıydı. İktidar tarafından muhalefette kalmak üzere oluşturulmuş bir parti gibi düşünülen SCF'nın hedefinin iktidar olduğu Ali Fethi Bey tarafından açıklandı. Parti, kısa sürede halktan da destek aldı. Fethi Beyin İzmir konuşması da bunu gösterdi. SCF başkanı yaptığı konuşmalarda hükümetin icraatını eleştirdi, Özellikle devletçi politikaya ve adalet konusuna değindi. Bunlar hükümette Adalet Bakanı olarak yer alan Mahmut Esat (Bozkurt)'ın hassas olduğu konulardı. Fethi Beyin eleştirilerine Kayseri'de, İzmir ve Ödemiş'te yanıt vererek bakanlığının politikalarını savundu. Devletçiliğin Türkiye Cumhuriyeti için önemini vurguladı. Bunları yaparken bir anlamda ihtilâlin savunusunu yaptı. Ancak Ödemiş'te yaptığı konuşma onu istifaya sürükledi. SCF ise Ali Fethi Okyar tarafından kapatıldı.