6 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- Öztürk Emiroğlu 2
- Agnieszka Emilia Lesıczka 1
- Hacer Topaktaş 1
- Hacer Topaktaş Üstüner 1
- Nuri Köstüklü 1
XX. Yüzyıl Türk Tarihi Araştırmalarında Polonya Arşivleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 357-384 · DOI: 10.33419/aamd.1534294
Özet
Tam Metin
XV. yüzyıl başlarından beri ikili ilişkilerin var olduğu Polonya (Lehistan) ile Türkiye’nin yoğun temasları (daha öncesinde Osmanlı Devleti’nin temasları), birçok Polonya arşivine ve kütüphanesine tarihî kayıt olarak yansımıştır. Polonya’nın tarihte geçirdiği badireler arşivlerinin çeşitlenmesinde en büyük amillerdendir. Polonya-Litvanya Birliği’nin 1795’te taksim edilmesi ve topraklarının üç komşu ülkeye dâhil edilmesi de arşiv ve kütüphanelerin sayısını artırmıştır. Diğer yandan geçmişte Polonya’daki asilzade ailelerin arşivleri ve koleksiyonları da günümüzde bu çeşitliliğe sebep teşkil eder. Osmanlı dönemi araştırmaları için Archiwum Główne Akt Dawnych ve Biblioteka Książąt Czartoryskich gibi en önemli arşivlerin dışında Cumhuriyet Türkiye’si hakkında yapılacak akademik çalışmalar için araştırmacıların birçok arşivde tarama yapması gerekir. Varşova’da Archiwum Akt Nowych, Centralne Archiwum Wojskowe ve Archiwum Instytutu Pamięci Narodowej, Archiwum Ministerstwa Spraw Zagranicznych, Londra’da Instytut Polski i Muzeum im. gen. Sikorskiego ve Józef Piłsudski Institute of America bunların başlıcaları olup haricen küçük çaplı yerel arşivler de gözden geçirilmelidir. Bahse konu arşiv ve kütüphanelerde I. Dünya Savaşı’ndan başlamak üzere Millî Mücadele dönemi, Lozan Konferansı, Cumhuriyet Türkiye’sinin şekillenmesi, giden gelen elçiler, konsolosluk raporları, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye-Polonya arasında yapılan antlaşmalar, II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş döneminin yanında 1990’lara dair bazı resmî evrakları görmek mümkündür. Son yıllarda dijital arşiv imkânlarının artması, araştırmacıların çalışmalarını kolaylaştırmış ve bu durum nicelik ve nitelik olarak akademik yayınların daha yüksek düzeye çıkması olarak sonuçlanmıştır. Bu bağlamda Türk tarihi ve Türkiye-Polonya ilişkileri açısından Polonya zengin içerikli ve çeşitli arşivler sunar. Makale, bu noktada özellikle Cumhuriyet dönemi çalışmaları için Polonya arşivleri ve kütüphaneleri üzerine bir analizi kapsamaktadır ve araştırmacılara mevcut çalışma şartları hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir içeriğe sahiptir. Netice itibariyle Polonya, “Yeni Türkiye” ile ilk temas kuran ülkelerden olarak arşivleri ve kütüphaneleri Cumhuriyet dönemi Türk tarihi araştırmaları açısından önemi haizdir.
NAZIM HİKMET’İN POLONYA VATANDAŞLIĞI MESELESİ
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 48 · Sayfa: 289-298 · DOI: 10.24155/tdk.2019.121
Özet
Nazım Hikmet 1950'de çıkan genel aftan yaralanarak hapishaneden çıkar ve Türkiye'den Sovyetler Birliği'ne kaçar. Bakanlar Kurulu 1951'de Türk vatandaşlığından çıkarınca vatansız durumuna düşer. Bunun üzerine Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne bağlı ülkelerden birinden vatandaşlık verilmesi gündeme gelir. En uygunu, anne tarafından büyük dedesi Konstanty Borzęcki'nin (Mustafa Celaleddin Paşa) Osmanlıya sığınmadan önce doğduğu ve büyüdüğü Polonya vatandaşlığının alınması kanaatine varılır. Bunun Sovyetler Birliği ile Türkiye'nin diplomatik ilişkilerine de pek zarar vermeyeceği düşünülür. Bugüne kadar Nazım Hikmet'in Polonya vatandaşlığı meselesi belgelere dayalı olarak açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu makale ile konu netlik kazanmakta ve belgelerle Nazım Hikmet'in Polonya vatandaşlığı ortaya konulmaktadır.
POLONYA’DA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 203-214
Özet
Polonya'da Türkçe öğretimi, Lehlerle Türklerin diplomatik ilişkileri (1414) ileveya Tatar ve Karay Türklerinin Polonya topraklarına XV. yüzyılda yerleşmeleriylebaşlatılabilir. Polonya sarayında XVI. yüzyıldan itibaren Türkçe öğrenimi başlarve gelenek olarak son bölünmeye (1795) kadar sürer. Polonya krallarından StefanBatory ve III. Jan Sobieski'nin Türkçe konuştuğunu kaynaklardan öğrenmekteyiz.Bunun yanında Dominikan ve Cizvit tarikatlarında diğer Şark dillerinin ve Türkçeninöğrenildiğini eklemek gerekir. Aristokratlar arasında da Türkçe öğrenenlerin olduğunuve bilhassa Dzierżka, Otwinowski, Zamoyski, Sobieski, Czartoryski ve Potockiailelerinin Türkçe öğrenmeyi teşvik ettiklerini biliyoruz. XIX. yüzyılın başındanitibaren artık akademilerde diğer Şark dilleri ile birlikte Türkçenin öğretildiğini,XX. yüzyılda Türkoloji bilimine Polonya'dan önemli katkılar yapan Türkologlarınyetiştiğini kaydetmek gerekir. İncelememizde bir makalenin çerçevesine sığacakşekilde Polonya'da Türkçe öğretiminin tarihçesini geçmişten günümüze ortayakoymaya çalıştık.
XVIII. YÜZYILDA İSTANBUL’DA POLONYALILARA TÜRKÇE ÖĞRETİM PROJESİ (1766-1793)
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 2 · Sayfa: 215-222
Özet
Osmanlı Devleti'nin de diğer devletler gibi askerî yönden başarıları, siyasalgücünün artmasına ve topraklarının genişlemesine imkân vermiştir. Devletin, askerîve siyasi alanlardaki başarıları kültürel alanda da nüfuzunun güçlenmesine yol açar.Bu etkilerden biri, Avrupa'da başta saraylarda olmak üzere, çeşitli tarikatlarda veeğitim kurumlarında Türkçe bilen tercümanlar yetiştirilmesi hususudur. Türkçe bilensaray tercümanlarının daha iyi yetişmesi için İstanbul'da Avusturya, Fransa, İngiltere,Rusya gibi devletler genellikle elçiliklerine bağlı olarak Şark okulları kurmuşlardır.Bunlardan biri de Polonya'nın son kralı Stanislaw August Poniatowski'nin (1732-1798)İstanbul'da 1766'da Hollanda Elçisi Karol Boscamp'ın girişimleriyle "Polska szkolaorientalna w Stambule / İstanbul'da Polonya Şark Okulu"nu açtırmasıdır. 1793'ekadar faaliyetlerini sürdüren okulda, 12'den fazla Türkçe bilen tercüman yetişmiştir.İncelemede, bu okulun kuruluş hazırlıkları ve açılışı, faaliyetlerini sürdürmesi vekapanış aşamaları Polonya kaynaklarından hareketle ortaya konulacaktır.
Osmanlı Devleti’nin Polonya Asıllı Esirlere Yaklaşımı Ve Türkiye’de Ölen Polonyalı Savaş Esirleri (1915- 1918)
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2015, Cilt XXXI, Sayı 92 · Sayfa: 1-30
Özet
Tam Metin
Birinci Dünya Savaşı'nın üzerinde yeterince durulmayan dramatik gerçeklerinden birisi de şüphesiz "esirler" konusudur. Bu savaşta binlerce Osmanlı askeri İtilaf Devletlerince esir alınırken, Türkiye'de de İtilaf Devletlerine mensup çok sayıda esir bulunmakta idi. Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı'nın esir aldığı Rus ordusu mensupları içerisinde Leh asıllılar da vardı. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, diğer İtilaf Devletleri esirleriyle birlikte, Leh asıllı askerlerin de, dönemin imkânları çerçevesinde, -dışarıdaki Türk esirlerinin şartlarıyla mukayese edilemeyecek düzeyde- iyi şartlarda tutulmaya çalışıldığı görülmüştür. Özellikle, tarihî Türk- Leh dostluğu çerçevesinde Polonya kökenli esirlere -mevcut hukuk ve müttefik politikaları da dikkate alınarak- toleranslı davranma yolları aranmıştır. Tabii ki, savaş şartlarının acı gerçeklerinden olarak, esirler arasında hayatını kaybedenler de bulunuyordu. Araştırmamızda Nisan 1918 itibarıyla, hayatını kaybeden 213 Polonyalının ayrıntılı künyesi tespit edilmiştir. Mevcut belgeler ışığında bizim ulaşabildiğimiz bu sayının ileride ortaya çıkacak yeni bazı bilgi ve belgelerle artması muhtemeldir. Künyeleri tespit edilebilen söz konusu Polonyalı askerlerin, daha ziyade o dönemin yaygın hastalıklarından dolayı vefat ettikleri görülmüştür.
Polonezköy (Adampol) (1842-1922) - Kuruluş, Tabiyet Meselesi, İmar Faaliyetleri ve Sosyal Hayat -
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 284 · Sayfa: 293-318 · DOI: 10.37879/belleten.2015.293
Özet
Polonezköy (Adampol) günümüzde Beykoz'un güzide mekânlarındandır. Bu makale buraya adını veren Lehlerin geçmişine dair bazı ilginç noktaları içermekte ve Polonezköy tarihiyle ilgili bilinmeyen bazı mevzuları gün yüzüne çıkarmayı ve dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Osmanlı Devleti'ne sığınan Leh mültecilerin göç sonrası yaşamları ve karşılaştıkları sorunlar, merkezi idare ile yaşanan problemler, uluslararası hadiselerden ne derece etkilendikleri Polonezköy tarihinden kesitler olarak sunulmuştur. Ayrıca ZofiaRyzy Hatıra Evi'nden gelip geçen misafirlere dair bazı notlar da köyün tarihini zenginleşmesi açısından çalışmaya dahil edilmiştir.