3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Sağlık
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Cumhuriyet Döneminde Trakya’da Örnek Bir Sağlık Kampı Uygulaması: Azat Obaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 81 · Sayfa: 651-672
Tam Metin
Milli Mücadelenin başarıya ulaşmasından ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra pek çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da önemli atılımlar gerçekleştirildi. Nitekim Cumhuriyetin ilanından itibaren geçen 10 yıl içinde; sağlık hizmetlerinin genelleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, sağlık personeli sayısının arttırılması, bulaşıcı hastalıklarla etkin bir şekilde mücadele edilmesi gibi pek çok başarı kazanıldı. Bu dönemde sağlık alanında yapılan çalışmalar içinde, çocuk sağlığına yönelik atılımlar özel bir öneme sahipti. Bebek, çocuk ölümlerinin ve hastalıklarının önüne geçmek, onların sağlıklı bir şekilde yetişmelerini sağlamak, Cumhuriyet dönemi sağlık politikasının temel prensiplerinden biriydi. Cumhuriyet hükümetleri bu düşünceden hareketle yurdun çeşitli yerlerinde çocuklara yönelik sağlık kurumları ve bakım evleri açtı. Cumhuriyet döneminde, çocuk sağlığını korumak ve daha sağlıklı bir kuşak yetiştirmek amacıyla uygulamaya konulan önemli projelerden biri de Trakya'daki "Azat Obaları"ydı. Azat Obaları; okulların "azat" yani tatil döneminde açılan bir çeşit sağlık kampıydı. Trakya'da Azat Obaları uygulamasının fikir babası ve uygulayıcısı, Cumhuriyet döneminin başarılı idarecilerinden biri olan, dönemin Trakya Umumi Müfettişi Kazım Dirik Paşa'ydı. Bölgedeki hastalıklı ve cılız köy çocuklarının seçilerek alındığı bu kamplarda; düzenli ve dengeli bir beslenme programı uygulanıyor ve böylece bu çocukları sağlıklarına kavuşturmak daha gürbüz hale gelmelerini sağlamak amaçlanıyordu. Bu çalışmada; Trakya'da 1936-1938 yılları arasında açılan ve "Azat Obaları" adı verilen bu sağlık kampları ele alınmış ve irdelenmiştir.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Türkiye Halk Sağlığı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 55 · Sayfa: 125-146
Bu çalışmamda, 1920'1erde hazırlanan "Türkiye'nin Sıhhi-İçtimai Coğrafyası" dizisi esas alınarak, 1920-30 arasında Türkiye'nin halk sağlığı ve sorunları ele alınacaktır. Osmanlı'nın son yılları ile Cumhuriyet'in ilk yıllarına karşılık gelen bu dönem, hem Osmanlı'dan alman mirası görmek hem de bugün gelinen mesafeyi anlamak açısından oldukça ilginçtir. 1911'den beri süregelen savaşlar içinde kalan Türkiye, birçok açıdan olduğu gibi, sağlık açısından da, Osmanlı'dan kötü bir mirası devralmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle 1920'de kurulan TBMM hükümeti, sağlık konusuna özel bir önem vermiştir. Yukarıda adı geçen dizi ve dönemin diğer kaynaklarına göre Türk halkının içinde bulunduğu sağlık şartları şu şekilde özetlenebilir: Geçmiş yılların eğitim sistemi ve uzun savaşları yüzünden halk, okur-yazarlık, okul ve öğretmen bakımından oldukça fakir, dolayısıyla cehalet ve bilinçsizlik içindeydi. Sağlık da dahil olmak üzere birçok konuda batıl inançlara sahip bulunuyor ve bu yüzden modern tıbba İtibar etmiyordu. Şehirlerde bile, hastane, dispanser, doktor, hemşire, eczane ve İlaç gibi modern tıbbi imkânlar ya yoktu ya da çok azdı. Beden ve çevre temizliğine önem verilmiyor ve çok İhmal ediliyordu. Şehirlerde belediye hizmetlerinin yetersizliğinden kaynaklanan su ve kanalizasyon sorunları vardı. Şehirlerin yakınındaki göl ve bataklıklar sıtmanın yaygınlaşmasında, halkın temizliğe Önem vermemesi kadar etkiliydi. Beslenme ve çalışma şartlan da iç açıcı olmadığından; bulaşıcı hastalıklar ülkenin her tarafında önemli bir sorun oluşturuyordu. Başta sıtma ve verem olmak üzere frengi, çiçek, difteri, kolera, dizanteri, tifo, trahom, barsak hastalıkları ve diğer bazı hastalıklar halk sağlığını tehdit eden en önemli problemlerdi.

Sağlık Hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 35 · Sayfa: 575-578
Günümüzde sağlık hizmeti veren kuruluşlar, yeni ve hızla değişen istekler ve sorunlar ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Sağlık kuruluşları bir taraftan sağlık bakımı maliyetlerinin hızlı artışı, bir taraftan da toplumun sağlık hizmetlerinden memnun olmaması ve hizmetlerin istenen düzeyde geliştirilememesi gibi sorunlarla da iç içedir.