14 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkiye 14
- Turkey 6
- Cumhuriyet Dönemi 3
- ABD 2
- Archives 2
- Carpet Export 2
- China 2
- Çin 2
- El Halıcılığı 2
- Halı İhracatı 2
Hatay Sorunu ve ABD: Washington’un Hatay’da Arkeolojik Kazı İmtiyazını Sürdürme Girişimleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2020, Cilt XXXVI, Sayı 101 · Sayfa: 111-138 · DOI: 10.33419/aamd.732743
Özet
Tam Metin
Bu çalışma Hatay'ın Türkiye'ye katılma sürecinde ABD'nin Hatay'daki arkeolojik kazı yapma imtiyazını koruma girişimlerini incelemektedir. Bu dönemde biri Chicago Üniversitesi Doğu Enstitüsüne diğeri de Princeton Üniversitesi Kazı Komitesine bağlı olmak üzere iki Amerikan heyeti Hatay'da kazı çalışmaları yapmaktadır. Bu heyetler bölgedeki Fransız yönetimi ile yapmış oldukları antlaşmalar neticesinde kazılarda elde ettikleri tarihî eserlerin bir bölümünü yurt dışına çıkarma hakkına sahiptiler. Ancak Türkiye'nin Fransa ile yaptığı antlaşmalar sonucu her geçen gün Hatay'da kontrolünü artırması Amerikan kazı heyetlerini endişelendirmiştir. Sahip oldukları imtiyazları kaybetmekten korkan bu heyetler ABD Dışişlerine başvurmuştur. ABD Dışişleri, Hatay'daki Amerikan çıkarlarını korumak için yoğun bir şekilde diplomatik girişimlerde bulunmuştur. ABD Dışişleri, Beyrut'taki Başkonsolosluğunun yanı sıra Paris ve Ankara'daki Büyükelçilikleri vasıtasıyla bölgede yaşanan gelişmelerden haberdar olmuştur. ABD Dışişlerinden aldıkları talimatlarla ABD'li diplomatlar özellikle Fransız yöneticilerle görüşmeler gerçekleştirmişlerdir. Bu görüşmelerde ABD ile Fransa arasında 1924 yılında imzalanan antlaşmaya vurgu yapılarak Fransa'nın Hatay'da ABD'nin sahip olduğu hakları koruması gerektiğinin altı çizilmiştir. Böylece ABD, Hatay'ın kontrolü Türkiye'ye geçse bile sahip olduğu hakların devam etmesini istemiştir. ABD'nin tüm bu girişimleri, yapılan bu çalışmanın araştırma konusunu teşkil etmektedir. Arşiv belgeleri ışığında konu, detaylı bir şekilde incelenerek ABD'nin çıkarlarını korumak için yapmış olduğu girişimlerin tahlili yapılmıştır.
Soğuk Savaş Yıllarında Türkiye’deki ABD Üs ve Tesisleri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2020, Cilt XXXVI, Sayı 101 · Sayfa: 203-252 · DOI: 10.33419/aamd.732778
Özet
Tam Metin
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sonrasında SSCB tehditleri karşısında ABD yanlısı bir dış politika benimsemiştir. Soğuk Savaş sürecinde krizler yaşansa da Türkiye politikasına devam etmiştir. Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu üçgeninin ortasında yer alması, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına sahip olması, SSCB'ye komşu olması Türkiye'yi stratejik açıdan son derece önemli kılmıştı. ABD, SSCB karşısında Türkiye'nin stratejik konumundan faydalanmaya çalışmıştır. Bu nedenle Soğuk Savaş sürecinde ABD, Türkiye toprakları üzerinde dinleme, izleme gibi amaçlarla üs ve tesisler kurmuştur. Sayıları ve kapasiteleri değişkenlik gösteren bu üs ve tesisler ülke kamuoyunda tartışmaları da beraberinde getirmiştir. ABD'nin silah ambargosuna karşılık 26 Temmuz 1975 tarihinde Türkiye, bu üs ve tesislere el koymuştu. ABD silah ambargosunu kaldırmasıyla üs ve tesislerdeki faaliyetlerine devam etmiştir. ABD, Türkiye'deki üs ve tesislerden SSCB ve Ortadoğu'nun yanı sıra ülkede istihbarat ve propaganda faaliyetleri yürütmüştür. Bu nedenle üs ve tesisler Türkiye ile SSCB ilişkilerinin iyileşmesinde engellerden birisi olmuştur.
TÜRKİYE’DE GELENEKSEL EL DOKUMACILIĞI EĞİTİMİ
Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 22-43 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.138
Özet
Tam Metin
Orta Asya Göçebe Oğuz topluluğundan Yörük ve Türkmen boyları, Anadolu’ya yerleşmek amacıyla gelmişlerdir. Anadolu’ya yerleşen Oğuz kültürü genellikle göçebe ve hayvancılıkla uğraşırlardı. Hayvansal ürünler, dokumacılığı oluşturan temel ürünlerdir. Bu nedenle göçebe toplumlarda dokumacılık halk sanatıdır. Göçebelerin yerel, ulusal ve evrensel değerlerde kültürel ve görsel kimliklerinin başyapıtları, geleneksel el dokumaları olmuştur. İletişim, ulaşım, resmi eğitim olanağı olmayan göçebeler, yerleşik toplumların tutuculuğuna kapılmadan daha yaratıcı, serbest, sağlıklı ve canlı bir sözel ve görsel kültür oluşturmuşlardır. Bu oluşumdaki geleneksel dokuma sanatının önemi küçümsenemez.
Geleneksel el dokumacılığı, eskiden toplumda aile sanatıydı. Anadolu’da kırsal kesimde çeyiz için dokunan halı ve kilimlerin köyde sergilenmesi ile güzel sanatlar eğitimi almış kişilerin çalışmalarını bir galeride sergilenmesi arasında hiçbir fark yoktur. Yörük ve Türkmenlerin tabloları, dokudukları halı, kilim ve dokumalar olmuştur. Ancak yabancılar tarafından keşfedilinceye kadar, kırsal kesim dokumalarının sanatsal değeri fark edilmemiştir. Bu dönemde ülkemiz sanat alanlarında yöresel halk sanatlarından hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca geleneksel el dokumaları, kırsal bölgelerden ucuza alınıp yabancılara pahalıya satılan ticari mal olarak kabul edilmektedir.
Geleneksel düzen döneminde yapılanların bir çoğu Türk ulusunun yerel, ulusal ve evrensel boyutlardaki geleneksel el dokumacılığı örnekleri olmuştur. Fakat aynı zamanda dokuyana özgü izler, aşiretine ait motifler ve renkleri taşımışlardır. Bu nedenle Türklerin sanatsal övünç kaynağı olmuşlardır.
Ülkemizdeki geleneksel el dokumacılığı eğitiminin sanatsal gelişimi sağlamak için üniversitelerde önlisans-lisans-lisansüstü programlar açılmıştır. Bu programlarda, genç kuşaklara ülkemizdeki müze ve koleksiyonların eksikliğini giderecek geleneksel el dokumacılığı hakkında teorik ve uygulamalı eğitim verilmektedir.
Bu makalede, geçmişte aile sanatı olan geleneksel el dokumacılığının günümüzde akademik düzeyde eğitiminin verilmesi arasında geçişleri ve yapılması gerekenler sorgulanacaktır. Geleneksel el dokumacılığının nasıl sürdürülmesi hakkında bilgiler verilecektir.
CUMHURİYET TÜRKİYE’Sİ HALICILIĞI- I: 1923-1980 YILLARI ARASI
Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 44-61 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.139
Özet
Tam Metin
Anadolu halıcılığı, araştırmalar ışığında yaklaşık bin yılı aşkın bir süreden beri yapılan geleneksel bir tekstil üretimi olarak varlığını günümüze kadar sürdürmüştür. Halıcılığın Anadolu’daki bu serüveni üzerine birçok araştırma ve yayın bulunmaktadır. Bu araştırmalardan halı üretiminin siyasi, ekonomik, ticari, teknik ve sanatsal gelişmeler gibi birçok nedenden etkilenerek dönemsel ve yerel olarak değişimler geçirdiği görülmektedir. 18. yüzyılda Avrupa’da sanayi devrimi ile başlayan ekonomik gelişmeler sonrası Osmanlının son zamanlarında Anadolu halıcılığında yaşananlar Cumhuriyet Türkiye’si halıcılığının temellerini oluşturmuş; Cumhuriyet ile birlikte alının kararlar ise halıcılığın bu günkü halini almasındaki yol haritasını belirlemiştir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisinde Dünyada ortaya çıkan birtakım savaşlar, krizler, ticari ve teknik gelişmeler ile Türkiye’nin kendi ekonomik gelişmeleri halı üretiminde yerel ve genel anlamda düşmeye, yükselmeye, iyi veya kötü yönde değişime ve dönüşüme neden olmuştur. Çalışmada Cumhuriyet Türkiye’si halıcılığının 1923 ile 1980 yılları arasındaki gelişimi ele alınmaktadır. Bu kapsamda kaynak araştırması ile derlenen Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan ekonomik ve siyasi durumlara bağlı olarak devletin aldığı kararlar, küresel halı ticaretine bağlı gelişmeler, yurt çapında ve yerel üretimlerde görülen gelişmeler ile el halısı üretiminden makine halısı üretimine geçiş süreci çalışmanın ana perspektifini oluşturmaktadır.