113 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • TÜRKİYE
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Milli Mücadele Dönemi Türkiye Coğrafyası İçin Bilinmeyen Bir Kaynak: “Türkiye’nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası”

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 939-968
Osmanlı Arşivleri ve Osmanlıca basılı eserler, ülkemiz coğrafyacılarının araştırmalarından genellikle unutulmuş ve ihmal edilmiştir. Bunlar arasında 1920 yılında kurulan TBMM Hükümeti, Sağlık Bakanlığınca hazırlanan "Türkiye'nin Sıhhi-i İçtimai Coğrafyası" adı verilen bir dizi kitap çok özel bir öneme sahiptir. İlki 1922 yılında ve sonuncusu 1938 yılında basılan 19 kitaptan olu¬şan bu dizi, hem adı hem de içeriği bakımından özellikle coğrafyacılar için çok kıymetli bir kaynak durumundadır. Daha milli mücadelenin devam ettiği o dönemde Türkiye'nin sağlık ve toplumsal coğrafyası gibi çok önemli konuları içermesi yanında, anket - monografi metodlarıyla ve araştırmanın bizzat yerinde yapılmasıyla da oldukça ilerici bir çalışmadır. Dizideki kitaplar bazı farklılıklara rağmen genelde altı kısımda ele alınmıştır. Bilhassa ilk dört kısımda işlenen konular, bugün coğrafyacıların yaptığı monografik çalışmalara benzerliğiyle dikkati çeker. Cumhuriyetin ilanından önce hükümetçe yaptırılan bu çalışma ile, ülkenin potansiyel ve sorunlarını belirlemek yoluyla bir durum tespiti yaptırılarak, sonraki politikalara yön verilmek hedeflenmiştir. Bu kitaplarda ele alınan konular sadece coğrafyacılar için değil tıp, halk bilimi ve tarihçiler için de önemli bir kaynak olup, özellikle ilk basılanların içerdiği bilgilerin milli mücadele dönemine ait olması dizinin önemini bir kat daha artırmaktadır.

Mütareke Döneminde Mustafa Kemal Paşa-Kont Sforza Görüşmesi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 45 · Sayfa: 791-800
Mondros Mütarekesinden sonra İtalya'nın İstanbul Mondros Mütarekesinden sonra İtalya'nın İstanbul Yüksek Komiserliği'ne Kont Carlo Sforza tâyin edilmiştir. Sforza; İstanbul'da görev yaptığı Kasım 1918 - Haziran 1919 tarihleri arasında, pek çok sivil ve asker Türk aydınıyla görüşmüştür. Bu çerçevede birkaç kez, İtalyan kamuoyunun "Çanakkale Kahramanı" olarak tanıdığı Mustafa Kemal Paşa ile de görüşmüştür. Bu görüşmelerde, tarafların yaklaşımlarındaki uyuşmazlık nedeniyle somut bir sonuç alınamamıştır. Bununla birlikte; Millî Mücadele dönemindeki Türk - İtalyan dostluğunun temelleri İstanbul'daki Mustafa Kemal Paşa Sforza görüşmeleriyle atılmıştır.

Türkiye İle Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Siyasi İlişkiler (1923-1938)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 53-73
İki devlet arasındaki ilişkiler teknik olarak 1830 yılından, hatta, Amerika'nın millî bir devlet olarak ortaya çıktığı 1808 yıllarından itibaren başlar. 19. yüzyılda iki devlet arasındaki ilişkilerin her iki devlet için de o kadar Önemi yoktur. Osmanlı İmparatorluğu'nda ulaşım ve iletişimin Amerikalılarca geliştirilmesi iki ülkeyi birbirine yaklaştırdı. Fakat iki ülkeyi ekonomik, politik ve kültürel açıdan gerçekten yaklaştıracak bir topluluk oluşmadı.

Türkiye Cumhuriyetinde 75 Yılda Neler Yapılmıştır? Neler Yapılmalıdır?

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 417-423
Yirminci yüzyılın başında, sanayileşmiş Batı ülkelerinin sömürge haline getirdikleri dünyada, ulusal bağımsızlığım savaşarak kazanan ilk ülke Türkiyedir. Türk Ulusu İstiklâl Harbi'ni müteakip Atatürk'ün liderliği altında ve tespit ettiği ilkeler doğrultusunda Ata'sına olan sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla yarınların mutlu Türkiyesi'ni kurmanın büyük gayreti içine girdi. Kazandığı üstün askeri zaferi kısa zamanda siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda yürütülen inkılâplar sonucu elde ettiği başarılarla pekiştirdi. Hedef: "Çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmaktı."

Yeni Dünya Düzeni

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 401-415
İçinde bulunduğumuz yüzyılda dünyamız, tarihin en hızlı değişimini yaşadı. 20. yy'ın bitmesine az bir zaman kala geriye baktığımızda sanayi, bilim ve teknolojide muazzam gelişmelerin kaydedilmiş olduğunu görüyoruz. 20. yy'da özellikle iletişim ve bilgi-işlem teknolojisinde kaydedilen baş döndürücü gelişmelerin sonucu olarak yepyeni bir çağa -bilgi, çağı- girdik. Bilgi çağı, daha şimdiden 21. yüzyılda dünyanın çok daha büyük köklü değişikliklere sahne olacağına işaret etmekte. Bu değişimden Türkiye'yi ve Türk insanını soyutlamak mümkün değildir.

Türki̇ye'deki̇ İlk Kadın Mi̇lletveki̇lleri̇ Ve Mecli̇steki̇ Çalışmaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 889-905
Cumhuriyetin ilânı sonrası gerçekleştirilen köklü değişiklikler arasında, Türk kadınına tanınan seçme ve seçilme hakkı önemli bir gelişme olarak yer alır. Son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmakla beraber, özellikle kadınlara tanınan siyasal haklar ve bu hakların istenilen şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusu, üzerinde durulmaya değer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, söz konusu hakların üzerinden yetmiş yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliği hala tartışılmaya devam etmektedir. Bu tartışmaların odak noktasını ise, daha çok milletvekili seçilen kadınların sayıca azlığı meselesi oluşturmaktadır. Oysa, 1930'lardan günümüze kadar Meclis'e girmiş kadınların sayısal yetersizliği kadar, buradaki çalışmaları da incelenmesi gereken bir konudur.

Atatürkçü Düşünce Işığında: Çağdaş Eğitim

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 42 · Sayfa: 780-830
Eğitim nedir? sorusuna karşı yeterli ve kuşkulardan uzak bir yanıt aramak boşunadır. Eğitim üzerinde düşünürken, onun canlı bir organizma gibi büyüyüp gelişme niteliği taşıdığını unutmamalıyız. Eğitimin değişmez verileri bulunmakla birlikte, sürekli gelişmekte ve yeni isteklerle yeni koşullara uymaktadır*1. Bu nedenle pekçok düşünür ve eğitimci, eğitim nedir sorusu üzerinde düşündüğü halde, hiçbirisi kendisini de tatmin eden bir tanıma ulaşamamıştır

Avrupa Birliği Ve Türkiye İlişkileri -Atatürkçü Düşünce Işığında-

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 41 · Sayfa: 418-447
21'inci yüzyıla girmek üzere olduğumuz şu yıllarda, küreselleşme (globalleşme) teriminin sıkça kullanılmasıyla birlikte, bölgesel bütünleşmelere (entegrasyona) doğru gidiş arasında bir ikilem yaşanmaktadır. Tarihsel süreç içinde, bütünleşmeler; önceleri savaşları önleme, barışı hedefleme amacında iken, ekonomik birliğin sabit bir sisteme oturtularak, mali işlerin yetkili bir organ elinde toplanması gereği, ülkelerin egemenlik unsuruna dokunulmadan oluşan, siyasal birliklere yol açmaktadır.

Hoybun Cemiyeti Ve Türkiye'ye Karşı Faaliyetleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1998, Cilt XIV, Sayı 40 · Sayfa: 208-244
Günümüzde toplumların geleceği açısından iki zıt akım görmekteyiz. Bir yanda bilgi, iletişim ve ulaşım teknolojilerinin büyük bir hızla gelişmesi sayesinde ortaya çıkan ve küreselleşme diye adlandırılan bütünleşmeye yönelik gelişmeler, diğer yandan SSCB'nin dağılmasıyla dünyanın her yerinde yaygınlaşan mikro-milliyetçilik denen etnik bölünme hareketlerine tanık olunmaktadır. Bu bağlamda bir taraftan AB ile bütünleşme - AB'nin karşı çıkmasına rağmen-çabası içinde olan Türkiye, diğer taraftan dış destekli ayrılıkçı PKK terörü ile mücadele etmektedir.

Kastamonu'dan Gelip Geçen İki Fransız Gazeteci

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 36 · Sayfa: 705-720
Millî Mücadele yıllarında Ankara'nın dışarıyla olan bağlantısı, daha ziyade İnebolu üzerinden sağlanmıştır. İstanbul tarafından yola çıkanlar; vapurla önce İnebolu'ya gelmişler, buradan Kastamonu'ya geçerek Ankara'ya gitmişlerdir. Dönüşlerinde de yine aynı yolu izlemişlerdir. Bu sebeple çok sayıda yerli ve yabancı şahsiyet Kastamonu'da konaklamak durumunda kalmıştır.