17 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • TÜRKOLOJİ
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

MACAR ARŞİV BELGELERİNİN IŞIĞINDA I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA AVUSTURYA-MACARİSTAN TOPRAKLARINDA BULUNAN TATAR ESİR KAMPLARINDA YAŞAM, TÜRKOLOJİ ÇALIŞMALARI VE IGNÁC KÚNOS (1915-1918)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2019, Sayı 67 · Sayfa: 231-256
I. Dünya Savaşı sırasında Avusturya Macaristan İmparatorluğu topraklarında bulunan Kenyérmező ve Éger (Cheb) kamplarına Rus ordusunda görev yapan ve esir düşen Tatar askerler yerleştirildi. Esir kamplarının kurulması, bilim adamlarının antropoloji, dil bilimi, folklor araştırmaları yapmaları için bir fırsattı. Doğulu milletlerin Macarlarla akrabalığının araştırılmasını ve ilişkileri sıklaştırmayı amaç edinen Macar Turan Derneği, Macar Bilimler Akademisi ile iş birliği yaptı. Bu kamplara bazı bilim adamlarını gönderildi. Bu bilim adamlarından Macar Türkolog Ignác Kúnos, 1915-1918 yılları arasında kamplara girerek folklorik malzeme topladı. İzlenimlerini Macar Bilimler Akademisine rapor etti. I. Dünya Savaşı'nda esir kamplarının tanığı durumunda olan Kúnos'un şahsında, savaşın en kanlı döneminde cephe gerisinde Türkoloji çalışmalarının sürdürülmesi, kampların araştırmacılar için bir okul görevini gördüğünü göstermektedir. Ayrıca, Macar Türkolojisinin önemini ortaya koymakta, sadece Türkoloji açısından değil diğer disiplinler açısından da önemli veriler içermektedir.

OSIP SENKOVSKIY’IN RUS TÜRKOLOJISININ GELIŞIMINE KATKISI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2018, Sayı 45 · Sayfa: 77-91
Genel olarak Rus Türkolojisi incelenirken üç dönem esas alınmaktadır. Birinci dönem Çarlık Rusya'sının bir sistem olarak oluştuğu dönemden 1917 tarihine kadar olan yılları kapsamaktadır. İkinci dönem 1917-1991 ve üçüncü son dönem 1991'den günümüze kadar olan yılları içine almaktadır. Özellikle birinci dönem, oldukça uzun bir süreçtir. Bu dönemin kesin olarak başlangıç tarihini tespit etmek zor olmasının yanı sıra bu dönemdeki çalışmaları da bilimsel bir Türkoloji anlayışı içinde ele almak oldukça zordur. Ülkemizde birinci dönemi değerlendiren çalışmalar oldukça sınırlıdır veya pek çok çalışma genel değerlendirme niteliğindedir. Birinci Petro ile başlayan Çarlık Rusya'sındaki değişim hareketleri, akademik kurumların da kurulmasını sağlamıştır. Bu dönemde Rusya'ya Batıdan, özellikle Almanya'dan gelen bilim adamları ilk sırada yer almaktadır. Zaman içinde kendi akademik kadrolarına sahip olan bu kurumların kapıları dışarıdan gelen beyin göçüne kapanmamıştır. Bazen Avrupa'dan bazen de diğer ülkelerden gelen bilim insanları başta Şarkiyat olmak üzere Türkoloji biliminin temellerinin atılmasını sağlamıştır. Bu tür bilim adamları arasında Osip İvanoviç Senkovskiy de (1800-1859) yer almaktadır. Sadece Türkoloji alanında değil aynı zamanda Şarkiyat biliminde de katkıları olan Senkovskiy, Rusya'nın yayıncılık hayatında da yer almış bir isimdir. Makalede araştırmacının hayatı, Türkoloji alanında verdiği eserler ve yayıncılık çalışmaları ele alınacaktır.

TÜRK DÜNYASINDA DEYİM BİLİMİ ÇALIŞMALARI

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2017, Sayı 43 · Sayfa: 107-124
Bu makalede genel olarak deyim bilimiyle ilgili Türkoloji sahasında yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Deyimler, bütün dillerde olduğu gibi Türk lehçelerinde de "az sözle çok anlam ifade etmenin" dil bilimsel birimidir. Türk dünyasında deyim bilimi dil biliminin ayrı bir dalı olarak 1940'lı yıllardan itibaren incelenmeye başlanmıştır. Türkolojide deyimler üzerine yapılan ilk çalışmalar genel olarak deyimlerin tanımı, açıklaması, sınıflandırılması ile ilgili başlamıştır. Bu çalışma ise daha sonra deyimlerin iç gruplarını belirleme, sınıflandırma, anlam gruplarlarına göre çözümleme konularına odaklanmaktadır. Deyimler kuramı üzerine Türkolojide yapılan ilk çalışmalar S. Amanjolov, İ. Kenesbayev, Ş. Rahmatullayev, A. Bayramov, A. Dolganov vd. bilim insanlarınca yürütülmüştür. Deyim ve deyim bilimi ile ilgili Türkiye'de yapılan çalış- malar da incelememizde ale alınmıştır. Çağdaş Türkolojide deyim tanımı ve deyim biliminin araştırma alanlarıyla ilgili hâlâ ortak bir görüş yoktur. Ancak, deyim ve deyim tanımıyla ilgili söz konusu farklı görüşleri genel olarak iki gruba indirgemek mümkündür. Aynı şekilde deyim biliminin araştırma objesi de farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bazı dil bilimciler deyim biliminin inceleme objesi olarak sadece kalıplaşmış kelimeler grubunu ele alırken, bazıları da dildeki kelime gruplarını ele almaktadırlar. Bu da kendi başına kapsamlı bir incelenmeyi gerektirmektedir. İlk görüşü savunan deyim bilimciler arasında da henüz ortak bir görüş sağlanmış olmadığını da vurgulamamamız gerekir. Bazı bilim adamları deyim bilimini yalnızca sabit kelime birleşimleri olarak diğerleri ise dilin sözcüklerinin herhangi bir birleşimi şeklinde ele almaktadırlar. Görüldüğü gibi, deyim bilimi, dil biliminin ayrı bir dalı olarak henüz "kapalı gelişme devrindedir", yani, söz konusu deyimler ve deyim bilimi konusunda Türkolojide ele alınması gereken konuların henüz kapsamlı biçimde ele alınmadığı ve kuramsal çalışmaların hâlâ eksik olduğu görülmektedir.

 Polonyalı Türkolog Malgorzata Labecka-Koecherowa (1917-2011)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2012, Sayı 33
Malgorzata Labecka Koecherova, )Q'. yüzyıl Polonya T ürkolojisinin önemli isimlerinden biridir. 28. 09.191 7'de Pulawy 'ya bağlı Bronice 'de, beş çocuklu bir ailenin dördüncü kızı olarak dünyaya gelir. Aristokrat bir aileye mensup olan Malgorzata, ilkokulu evde ablalarıyla birlikte özel dersler alıp sene sonunda sadece okuldaki sınavlara girerek bitirir. Ortaokulu da aynı şekilde biraz okulda biraz evde tamamlar. Lise tahsilinden sonra 1935 'te üniversiteye başlar, ancakbitiremez. Bir yıllık ticaretsekreterliği kursuna katılır ve sertijîkasını aldıktan sonra 1938 'de bir Polonya jîrmasının lstanbul 'daki bürosunda çalışmak üzere Türkiye 'ye gönderilir II. Dünya Savaşı ve ilk eşinin kaybı onda derin bir travma oluşturur Bu tür olumsuzluklara rağmen 40 'lı yaşlarında üniversite eğitimini tamamlar. Türkoloji bölümünü bitiren Malgorzata Labecka Koecherowa, T ürkolojiye araştırmacı, tercüman olarak uzun yıllar emek vermiştir. Türk kültürü üzerine kitap ve makaleler yazmış; Lehçe, Türkçe, Rusça ve Fransızca bildiriler sunmuştur. Türkiye ve Türkiye dışı Türk edebıyatları üzerine ansiklopedilere pek çok madde yazmıştır. Araştırmalarında, eski Türk inanışları, ortaoyunu ve meddah üzerinde yoğunlaşmıştır. Türkçeden ve Rusçadan Lehçeye Türkoloji ile ilgili çeviriler yapmıştır. Şiir, roman, tiyatro gibi değişik türlerde yaptığı çevirilerle bu alanda ne kadar maharetli olduğunu göstermiştir Malgorzata Labecka-Koecherowa, 11 Temmuz 2011 'de vefat etmiştir

KÖK TÜRK HARFLİ METİNLER VE KÖK TÜRKLERLE İLGİLİ TÜRKİYE’DE YAYIMLANMIŞ ÇALIŞMALAR BİBLİYOGRAFYASI (DENEME)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2007, Cilt 55, Sayı 1 · Sayfa: 33-82
Kök Türk harfli metinler bulundukları günden bu yana gerek Türkiye'dekigerekse Türkiye dışındaki Türkoloji bölümlerinde çok fazla ilgi görmüş veolağanüstü bir araştırma geleneği kurmuştur. Bu ilginin ve araştırma geleneğininsonucu olarak metinler üzerinde birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalaröncelikle metinleri bulan veya fotoğraflarını ilk kez elde eden kişilerce incelenmiş,daha sonra dünyanın dört bir yanında birçok araştırmacı tarafındantekrar tekrar işlenmiştir. Bütün bunlardan ötürü bu eserler, bibliyografyasınınoluşturulmasını gerektirecek kadar zengindir.

Münih Üniversitesi Yakın Doğu Tarih ve Kültürü İle Türkoloji Enstitüsü Ve Çalışmaları

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2001, Cilt 49 · Sayfa: 290-312
Türklerle ilgili Almanya'da yapılan ilk çalışma, Alman tarihçisi ve dilcisi Johannes Leunclavius'un 1588 yılında Frankfurt'ta yayımlanan Annales Sultanorum Othmanıdarum a Turcis sua lingua scripti adlı eseridir. İlk Alman Türkolog olarak kabul edebileceğimiz Hieronymus Megiser de 1612'de Leipzig'de Institutionum linguae turcıcae, libri adlı eserini yayımlamıştır. Bu eser Avrupa'da yayımlanan ilk Türkçe gramerdir. Daha sonra XIX. yüzyılın ortalarında doğu bilimi ile ilgili çalışmalar artmış, XX. yüzyılın başlarında ise bu çalışmalar, yoğun ve sistemli bir şekilde gelişmiştir.

PROF. DR. NİKOLAY ALEKSANDROVİÇ BASKAKOV’UN HAYATI VE TÜRKOLOJİ BİLİMİNE HİZMETLERİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1995, Cilt 43 · Sayfa: 1-30
Rus Türkologlarından değerli meslektaşımız Nikolay Aleksandroviç Baskakov 9 (22) Mart 1995'te 90 yaşını doldurdu. Sovyetler Birliği döneminde yetişmiş olan Baskakov, öyle bir dönemde partiden, politikadan ve politikacılardan uzak kalan, buna rağmen kendi emeği ve başarısıyla gönül verdiği Türkoloji bilim alanında doruğa ulaşarak saygı ve sevgi kazanan, ağlam bir karakter örneği, pek çok yetenek ve hünerleri şahsında birleştirebilen çalışkan ve müstesna bir insandır.

BAŞLANGICINDAN GÜNÜMÜZE GENEL BİR BAKIŞLA İTALYA’DA TÜRKOLOJİ ÇALIŞMALARI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1994, Cilt 42 · Sayfa: 253-298
İtalyan Türkolojisinin kurulması (1850-1906), II. 1907 sonrası İtalyan Türkolojisinin Gelişmesi ve Üç Ünlü İtalyan Türkolog: L.Bonelli, E.Rossi ve A.Bombaci, III.günümüz Bazı İtalyan Türkolog ve Şarkiyatçıları IV.İtalyan Şarkiyat Enstitüsü ve Dernekleri…

TÜRKOLOJİDE YENİ BİR YAYIN: HISTORY OF KHOREZM

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1989, Cilt 37 · Sayfa: 389-393
Türk dili, edebiyatı ve özellikle Harezm tarihi açısından büyük önem taşıyan bir eser, Firdevsü'l-ikbâl (Fİ), Indiana Üniversitesi, Ural-Altay Araştırmaları Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Yuri Bregel'in titiz çalışmasıyla yayın dünyasındaki yerini alırken, Türkoloji bilim dalı bir temel eserine daha kavuşmuştur.

JAPONYA’DAGÖKTÜRKLER VE UYGURLARLA İLGİLİ OLARAK JAPONCA YAYINLANAN ARAŞTIRMALARIN BİBLİYOGRAFYASI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1985, Cilt 33 · Sayfa: 211-254
Japonya'daki Türkoloji çalışmaları bugüne kadar oldukça yoğun bir gelişme göstermiştir. Fakat bu çalışmalar Türkolojinin anavatanı olan Türkiye'de yeterince bilinmemektedir. Bunun sebepleri arasında ilk sırayı yapılan çalışmaların Japonca oluşu almaktadır.