11 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türkistan
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Russian-Turkmen Struggle Over Ashuradeh Island in the Caspian Sea in 19th Century

Belleten · 2024, Cilt 88, Sayı 312 · Sayfa: 449-475 · DOI: 10.37879/belleten.2024.449
Tam Metin
From the 19th century onwards, Tsarist Russia began to dominate a wide area in Turkestan through economic and military incursions. While it carried out commercial activities in the coastal cities and peninsulas in the west and east of the Caspian Sea, it also went on to capture these regions, building military bases at strategic points. One place that the Russians considered of vital importance to capture was Ashuradeh Island. Located in the south of the Caspian Sea, this island, which facilitated access to Iran and Turkestan, was close to many trading ports, as well as being of crucial importance militarily. While the Russians were initially engaged in commercial activities there, they soon seized this region and turned it into a base. From 1838 onwards two distinct developments compounded Russian objectives in the area: on the one hand, conflicts between the Russian naval forces and the Yamut Turkmens, the indigenous people of the island; on the other, a diplomatic crisis between the Russian and Iranian governments. This study analyses the process of the occupation of Ashuradeh Island by Tsarist Russia, the conflicts between the Yamut Turkmens and Tsarist Russia from 1836 to 1873, the development of Russian influence on the island vis-à-vis Iran, and the general situation of the Turkmens during this period. Using British archival materials, personal notes of Russian soldiers and ambassadorial reports, this study evaluates the effects of the occupation of Ashuradeh Island, which served as an important base for Tsarist Russia’s military activities in Turkestan, on Russia, Iran, Britain and the Turkmens in the region.

Rus Salnamelerine Göre Türkistan Askerî Valiliği’nde Nüfus Hareketleri (1867-1917)

Belleten · 2024, Cilt 88, Sayı 311 · Sayfa: 297-339 · DOI: 10.37879/belleten.2024.297
Tam Metin
Rusların Türkistan’ı işgali ile 1867 yılında kurulan Türkistan Askerî Valiliği, 1882 yılına kadar sürekli genişlemiştir. 1899 yılında klasik sınırları şekillenen valilik, çar tarafından atanan askerî valiler aracılığı ile yönetilmiştir. Askerî Valilik yönetiminde bulunan nüfusu, coğrafi ve zamansal bütünlük temelinde resmî veriler üzerinden analiz etmeyi amaçlayan bu çalışmada Rus salnameleri temel kaynak olarak kullanılmış; SSCB döneminde ve sonrasında üretilen literatürden faydalanılmıştır. Valilik bölgesinde 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçişte gözlemlenen toplumsal hareketlilik ve yürütülen iskân politikası ile nüfusun şehirli-kırsal, kadın-erkek, yerleşik-göçerlik ve dinî özelliklerine göre gösterdiği değişimin bölgelere dağılım oranları ve değişim seyirleri değerlendirilmiştir. Buna göre Fergana ve Semerkant eyaletleri nüfusun yoğun olduğu ve göç alan bölgeler olarak dikkati çekmektedir. Yedisu ve Siriderya Askerî Eyaletleri ise en fazla gayrimüslim nüfusun iskân edildiği alanlardır. Nüfusun kırsal, konargöçer ve Müslüman karakteri ise şehirli, yerleşik ve gayrimüslim nitelikleri lehine olmak üzere eyaletlere göre farklı oranlarda değişim göstermiştir.

Sovyet Arşiv Belgeleri Işığında Basmacı Hareketi

Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 302 · Sayfa: 279-309 · DOI: 10.37879/belleten.2021.279
Tam Metin
Basmacı hareketinin doğuşuna zemin hazırlayan gelişme, Geçici Hükümet döneminde teşkil edilen Hokand Muhtar Hükümeti’nin, 1918 yılında ortadan kaldırılması oldu. 1918 yılında hareket Fergana’ya da yayıldı. Bunu, Hive ve Buhara izledi. Basmacı gruplar, ayrı bölgelerde teşkil edilmiş birliklerdi. Her liderin kontrolü altında ayrı bir bölge bulunuyordu. Basmacı hareketin amacı, Türkistan’ı Sovyet hakimiyetinden kurtarmaktı. Hareket, 1921 yılında Enver Paşa’nın liderliğinde büyük bir ivme kazandı. Enver Paşa’nın 1922 yılında öldürülmesiyle Basmacı hareket sona ermedi ancak, ilk yıllardaki üstünlüğünü yitirdi. 1926 yılında Lakay boyu lideri İbrahim Bek idaresinde Basmacı harekette yeniden bir canlanma meydana geldi. Fakat bu direniş de 1931 yılı Haziran’ında sonlandırıldı ve İbrahim Bek tutuklandı. Türkiye’de Basmacı hareketini ele alan çok sayıda çalışma mevcuttur. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Basmacı terimine, hareketin nasıl doğduğuna ve geliştiğine, hareketin başarısızlıkla sonuçlanma nedenlerine ve Sovyet iktidarının bu mücadelede kullandığı taktiklere yer verilmiştir. Bu çalışmada ise, Rusya Devlet Askeri Arşivi’ndeki (РГBА/ RGVA) belgelerden örneklerle mücadelenin bir de Sovyetlerin gözünden aktarılması hedeflenmiştir. Hareketin önemli liderlerinden İbrahim Bek’e ve halk tarafından mitleştirilmesine dair bilgiler, sadece Sovyet yönetiminin değil Kızıl Ordu askerlerinin Basmacılarla mücadeleye dair görüşleri, Basmacılık hareketine Türkistan halkının desteğinin askeri yazışmalara yansımaları, Basmacılıkla mücadele amacıyla gayrı Rus birliklerin teşkili ve bu süreçte karşılaşılan zorluklar, Sovyet yönetiminin harekete halk desteğini ortadan kaldırmak için din adamlarından nasıl istifade ettiği gibi konular bunlardan bazılarıdır.

Mücadeleden Teslimiyete: Türkistan Müdafaasında Sadık Töre (1860-1877)

Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 298 · Sayfa: 1003-1032 · DOI: 10.37879/belleten.2019.1003
Tam Metin
Çarlık Rusya'nın Kazak, Hive, Hokand hanlıkları ve Buhara Emirliği'ni işgal etmesi yaklaşık iki asır sürdü. Bu süreçte halkların bir kısmı iktisadî, siyasî çıkar ilişkilerini gözeterek Rusya tabiiyetine girmeyi gönüllü olarak kabul ederken, büyük bir kısmı da Rusların Türk memleketleri üzerine giriştiği istila hareketine karşı istiklal mücadelesi verdi. Orta Cüz Kazakları, Buhara Emirliği, Hokand ve Hive hanlıkları düzenlenen askerî harekâtlar sonunda Rus üstünlüğünü kabul etmek zorunda kaldı. Kazak ordalarına ve Türkistan hanlıklarına düzenlenen bu harekâtlara karşı koyanlar arasında bireysel olarak dikkat çekenler oldu. Kazakların liderliğine soyunan Sultan Kenesarı Kasımoğlu bunların en önemlisiydi. Kazakların bir araya gelmesini ve teşkilatlanmasını sağlayan Kenesarı, günümüzde de anlatılagelen bir direniş örneği gösterdi. Kenesarı'nın bu azmi Kazakların tümüne tezahür etmediği için onun ölümüyle bu direniş sonuçsuz kaldı. Ancak oğullarından biri olan Sadık Töre, babasının Kazak topraklarındaki direnişini bu defa Türkistan hanlıklarının işgali sürecinde sergiledi. Bu çalışmada Sadık Töre'nin kardeşi Ahmet Kenesarı'nın bizzat ondan dinleyerek kaleme aldığı kayıtlardan yararlanılarak Türkistan'ın işgali sürecinde, soylu bir aileye mensup bir Kazak gencinin ayrım yapmaksızın Türkistan topraklarında işgale karşı gösterdiği mücadele anlatılacak ve farklı Türk hanlıklarının sürekli olarak Sadık Töre ile iş birliğinde bulunmasının nedenleri üzerinde durulacaktır. Çalışma, Sadık Töre'nin Ruslara teslim olması ve ölümüyle nihayet bulacaktır.

KARA-KIRGIZ DİL BİLİMİ NOTLARI

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2016, Cilt 64, Sayı 1 · Sayfa: 87-101
Bu çalışma, Macar zoolog, etnograf, gezgin ve aynı zamanda Asya araştırmacısı György Almássy'nin 1900 yılında Türkistan çevresinde, Kara-Kırgızlar ve Kazaklar arasında kaldığı süre içerisinde özellikle Kara-Kırgızlar (bugünkü Kırgızlar) ile ilgili yapmış olduğu gözlemlerini ve tutmuş olduğu notlarını aktardığı "Kara-Kirgiz Nyelvészeti Jegyzetek" adlı makalesinin Macarcadan Türkçeye çevirisidir.1 Almássy, bu yolculuğu sonucunda, bu yazıda bazılarının isimlerine de yer verdiği ve birçoğu ilk kez keşfedilen yaklaşık 20.000 hayvan türünü (çoğu kuş) belirlediği bir koleksiyon oluşturmuştur. Bu makale, özellikle Kara-Kırgızların/Kırgızların yaşadıkları coğrafyayla ve dilleriyle ilgili bilgilerin, kökenleriyle ilgili anlatıların, günlük yaşamda kullandıkları malzemelerin adlarının, halk edebiyatından bazı örneklerin sunulduğu ve küçük bir kavramlar sözlüğünün de bulunduğu çok yönlü ve önemli bir çalışmadır.

Yaş Hiveliler Hareketi ve Hive Hanlığı’ndaki Siyasi Gelişmeler

Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 285 · Sayfa: 713-738 · DOI: 10.37879/belleten.2015.713
Tam Metin
Hive Hanlığı, Timur sonrası Türkistan'da oluşan parçalanmış siyasi yapının önemli aktörlerinden biri olmuştur. Rusya'nın işgal ettiği batı Türkistan topraklarında bulunan Hive Hanlığı 1873 yılında Çarlık Rusyası'nın mandası haline gelmiştir. Türkistan'da eğitim ve kültür alanında başlayıp teknik, sosyal ve siyasi alanlarda da reform yapma hareketine evirilen Ceditçilik hareketi doğal olarak Hive Hanlığını da etkilemiştir. İslam coğrafyasında meydana gelen demokratikleşme hareketlerinden de etkilenen Hive'deki Ceditçilik hareketi, Rusya'da meydana gelen 1905 ve 1917 ihtilalları ile önemli kırılmalar yaşamıştır. Osmanlıdaki Jöntürkler (Genç Osmanlılar) hareketinden etkilenerek Yaş Hiveliler adını alan hareket, Bolşevik ihtilalının etkisiyle hanlık idaresini hedef alan siyasi nitelikli devrimci bir harekete dönüşmüştür. Amaçları ülkelerini hanlık idaresi ve Çarlık Rusya'nın baskısından kurtararak çağın gereği demokratik bir devlet kurmak olan Yaş Hivelilerin, bu amaçlarını gerçekleştirmek için Bolşeviklerden yardım istemeleri, Yaş Hiveliler hareketinin kaderini tayin etmiştir. Sözde, halk devrimini gerçekleştirmek isteyenlere yardım etmek için Hive'yi işgal eden kızıl ordu, 1920 yılında hanlık rejimini yıkarak Yaş Hiveliler İhtilal Komitesi kontrolünde Harezm Şuralar Cumhuriyetini kurmuştur. Fakat Sovyetler bu cumhuriyeti daha fazla yaşamasına müsaade etmeyerek 1924 yılında lağvedince Yaş Hiveliler hareketi nihai hedefine ulaşamamıştır.

Armin Vambery'nin Türkistan Seyahatnamesi ve Karakalpak Türklerine Dair Kayıtlar

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 599-628 · DOI: 10.37879/belleten.2005.599
Tam Metin
Bu makale; dünyanın gelmiş geçmiş en büyük Türkologlarından birisi olan Macar asıllı bilim adamı, seyyah ve casus Prof. Dr. Armin Vambery'nin "Reşat Efendi" sahte ad ve kıyafetiyle devrinin ünlü Osmanlı paşalarından Mehmed Sadık Rıfat Paşa'nın İstanbul'daki konağında dört sene misafir kaldıktan sonra Türklerin ana vatanı olan Türkistan'a üç yıl süren (1862-1865) yolculuğu sonrasında kaleme almış olduğu eserlerinde geçen, bugün Aral gölü ve çevresinde yaşayan Karakalpak Türkleri topraklarındaki inceleme ve gözlemlerinin hikâyesidir.

Avrupa Hun ve Hazar Devletlerinin İktisadi Gelir Kaynakları

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 117-130
Tam Metin
Devletlerin-milletlerin hayatında siyasi ve sosyal olaylar kadar, bulundukları coğrafyanın konumu ve iktisadi imkanları da önemli rol oynar. Bu sebeple, tarihte kurulan bir devletin kuruluşunu, yıkılışını, zaferlerini ve hezimetlerini ele alırken üzerinde hüküm sürdükleri coğrafyayı, geçim kaynaklarını ve ekonomik zenginliklerini de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bu görüş ışığında Türkistan'dan gelerek Doğu Avrupa'da devletler kuran, yaptıkları fetihler ile Avrupa'yı sarsan Hunlar ile, tesis ettikleri şehirler, ülkelerindeki ticaretin canlılığı ve Yahudiliği benimsemeleriyle dikkati çeken Hun ve Hazar devletlerinin iktisadi hayatlarını değerlendirmeye çalışacağız.

SETTAR CABBAR, Kurtuluş Yolunda. Yayınlayanlar: A. Sumru Özsoy, Claus Schönig, Esra Karabacak. İstanbul 2000. Orient-Institut der DMG, İstanbul, 335 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2004, Cilt 68, Sayı 252 · Sayfa: 577-580
Türkistan sahasındaki insanların geçmişi, uzun bir zaman kendi iç gelişmeleriyle devam etmiş, XIX. yüzyıl ortalarından itibaren Rusya Çarlığının etkisine girmiştir. Dünyayı kendi aralarında, çeşitli adlar altında paylaşan Avrupa devletleri, Türkistan sahasında Rusya'nın etkili olmasına ses etmemişlerdir. Ruslar, öteki Avrupalılar gibi kimi zaman medeniyet=civilization adına bu sahalara el koymuşlardır. Türkistan, XIX. yüzyıl sonlarında siyasi bakımdan birliğini kaybetse de, bir kavram olarak etkinliğini korumuştur. Hatta bu etkinlik, 1924'lere kadar devam etmiştir. Bu senede, Türkistan buraya hakim olan Sovyet idaresi devrinde kaldırılmış, boyları=kabileleri esas alan bir siyasi teşkilatlanma getirilmiştir. Böylece Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Kazakistan terimleri zaman içinde ortaya çıkmış ve çıkacaklardır. Buna karşılık tarihi kökleri olan Hive veya Harezm Halk Cumhuriyeti gibi kavramlar yaşatılmamıştır.

Çin - Türkistan İlişkilerinin Başlangıcı Hakkında Bazı Bilgiler

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 211 · Sayfa: 913-920
Tam Metin
Çin İmparatorluğunun Han Sülâlesi döneminde, komşuları Büyük Hun İmparatorluğu dışında kendisinden oldukça uzakta yer alan Türkistan bölgesindeki küçük şehir devletleriyle olan ilk ilişkilerinin nasıl ve ne şekilde başladığı konusu oldukça ilginçtir. Diplomatik, askeri ve ekonomik alanlarda kurulan bu ilk ilişkilerin, Çin ve Ortaasya tarihine yeni bir sayfa eklediği söylenebilir. Özellikle bu yazımızda, Han dönemi imparatoru Wu zamanındaki Çin'in dışa, batıya doğru ilk açılma politikasının ne şekilde başladığı üzerinde duracağız.