155 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkler 154
- Tarih 69
- Osmanlı İmparatorluğu 32
- Osmanlı 30
- Türkiye 26
- Anadolu 24
- İslam 18
- Mustafa Kemal Atatürk 15
- Avrupa 14
- Turks 11
Doğumunun 110. Yıl Dönümünde Atatürk Makedonya'da Türklük Coşkusu İle Anıldı
Belleten · 1991, Cilt 55, Sayı 214 · Sayfa: 857-860
Özet
Tam Metin
Son yıllarda Avrupa ve Balkan Yarımadası'nda esen yumuşama ve demokrasi rüzgârı, Yugoslavya'daki Türklerin durumunu da olumlu yönde etkiledi. İlk kez örgütlenme hakkı tanınması sayesinde Makedonya'da Türk Demokratik Birliği kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı Sayın Namık Kemal Zeybek'in Ağustos 1990'da, Makedonya'ya yaptığı verimli faaliyetlere zemin sağladı. Bunların arasında en önemli etkinlik 23-26 Nisan 1991 tarihleri arasında, Atatürk'ün Doğumunun 110. Yıl Dönümü dolayısıyla Üsküp, Kalkandelen, Gostivar (Kozivar) ve Manastır'da gerçekleşti.
ORHON ANITLARINDA TÜRKLERİN KRALLIK SOYUNUN ADI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1990, Cilt 38 · Sayfa: 137-139
Özet
"Tutszyue, ayrı bir Syunnu kabilesidir. Onların soy adı Aşina'dır." Çjou-Şu'nun tarihi vakayinamesi VI. Yüzyılın ortasında Kuzey Çin Krallığı 'nın yeni ve tehlikeli komşusunun ortaya çıkışını böyle anlatır. Türk menşe efsanesine göre Aşina'nın atası dişi bir kurttur.
Bulgaristan Türklerinin Birinci Milli Kongresi (31 Ekim - 3 Kasım 1929)
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 309-330
Özet
Tam Metin
Bundan 60 yıl önce, 31 Ekim - 3 Kasım 1929 tarihleri arasında Sofya'da Bulgaristan Türk azınlığının Birinci Milli Kongresi yapıldı. Bu, Bulgaristan Türklerinin milli varlığını, duygularını dile getiren ilk teşebbüs oldu. Böyle bir kongrenin yapılması için çeşitli düşünceler senelerce ortaya atılan konular arasında yer almış, fakat onun gerçekleştirilmesi için gereken imkânlar yaratılmamıştı. 1928-1934 yılları arasında Mehmet Celil yönetimi altında çıkarılan "Rehber" gazetesi Milli Kongre düşüncesini özetle şöyle açıklamaktadır: "Bulgaristan'ın kuruluşundan beri geçen elli yıl içinde Bulgaristan'da yaşayan Türk azınlığı bir genel toplantı yapmamış, kendi sorunlarını birlikte görüşüp konuşmamış ve ortak kararlar almamıştı. Bu, büyük bir eksiklikti. Bulgar Hükümeti böyle bir toplantıyı engellemiyordu; ama Türklerin kendisinden kongre teklifi de gelmemişti. Ara sıra bu düşünceyi ortaya atanlar olmuşsa da onlar da bu işi gerçekleştirememişlerdi. Başkaları böyle toplantılar yapıyorlardı. Bulgaristan Türk gençliği de bazı dernekler kurmuştu ve periyodik aralıklarla toplantılar düzenliyorlardı. Bütün Bulgaristan Türklerini kapsayacak genel bir kongre ihtiyacı günden güne artmıştı".
Balkan Türkleri ve Bulgarlar
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 297-308
Özet
Tam Metin
İkinci Dünya Savaşı sonunda Rusya'nın Kars ve Boğazlar üzerindeki isteklerini bildirmesi ile birlikte Türkiye'ye dışarıdan yapılan saldırılar giderek yoğunluk kazanmıştır. Bu saldırılar zaman zaman açıkça, çoğu zaman ise terör örgütlerine her türlü destek sağlanarak dolaylı yollardan yapılmış ve yapılmaktadır. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu bu tehlike yanında Türkiye dışında, özellikle komşu ülkelerde yaşayan Türkler üzerindeki baskı ve zulüm son elli yılın en üzücü olayları olarak tarihe geçecektir. Rusya'da yaşayan Türklerin durumu herkesce bilinmektedir. En iyi durumda bulundukları Romanya ve Yugoslavya'da her türlü hakları sınırlandırılmıştır. Arnavutluk'ta Türklerin varlığı artık kabul edilmemektedir. Yunanistan Türk kelimesinin kullanılmasını yasaklamıştır. Bulgaristan'da Türklere yapılanlar ise insanlık tarihinin bir yüz karasıdır. Bunlar Türkiye'de az-çok bilinen durumlardır. Türkiye'de pek çok kişi tarafından bilinmeyen bir durum vardır ki o da Suriye, Irak ve İran'da yaşayan Türklere yapılan zulüm, baskı ve soykırımın Bulgaristan'da yapılanlara rahmet okutacak boyutlara ulaşmış olmasıdır.
Türkiye'de İlahiyat Biliminin Gelişimi
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 347-354
Özet
Tam Metin
M.Ö. V. y. yıldan beri türlü yerlerde, bölgelerde köklü devletler kurarak varlığını günümüze dek kesintisiz sürdüren Türk ulusu, sürekli olarak, kendi yapısına uygun bir dinin arayışı içinde olmuştur. Bu amaçla türlü Türk boyları, toplulukları, türlü bölgelerde animizm, şamanizm, budizm, maniheizm, hıristiyanlık, yahudilik vb. gibi dinlere girmişlerdir. Örneğin, adlarını verdikleri Hazar Denizi kıyılarında bir devlet kuran Hazar Türkleri 508 yılında hıristiyanlığı benimsediler. Arapların VII. y. yıl sonlarında Kafkas bölgesine saldırıları sırasında islamiyet de aralarında yayıldı. Başkentleri Belencer olan bu devlet IX.y.yılda yahudiliği resmi din olarak kabul ettiler. Bugün Romanya'da yaşayan Gagavuz Türkleri, ortodoks hıristiyandırlar. Kiliselerinde ibadetlerini türkçe yaparlar. Türkistan bölgesindeki Türk devletleri islamiyeti resmi din olarak X. y.yıl sonlarında kabul etmeye başlamışlardır. İlk müslüman Türk devleti olarak, 840-1212 yılları arasında hüküm sürmüş olan Karahanlıları görüyoruz. İlek Hanlar da denilen bu devleti oluşturan Türk halkı X.y.yıl sonlarında (940'da) toplu olarak müslüman oldular. Bu tarihten sonra kurulan Türk devletlerinin hepsi müslümandırlar.
Arşiv Belgeleri Işığında Zeytun Ermeni Meselesinin Halli
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 435-462
Özet
Tam Metin
Ermeni konusu XIX ve XX. yüzyıllarda gerek iç gerekse dış politikada Türk komuoyunu meşgul eden meselelerden birisidir. Türklerin Anadolu'ya ayakbasmaları ile başlayan Türk-Ermeni münasebetleri XIX. yüzyıla kadar iyi bir seyir takip ederken, bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ermeniler tarafından tek taraflı olarak bozulmasını, Osmanlı İmparatorluğu'nu bölme ve paylaşma faaliyetlerinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Batılı devletler Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkma faaliyetlerini Ermenileri kullanmak suretiyle ülke içine yaymışlar ve gayelerini gerçekleştirme yolunda onları maşa olarak kullanmışlardır. Ermeniler ise olayları gerçekci bir değerlendirmeye tâbi tutmadan kışkırtmalara alet olmuşlar ve yüzyıllarca bütün nimetlerinden istifade ettikleri Türk devletini yıkma yolunda Batılı devletlerin saflarında yer almışlardır.
Bulgarlar Yine "Türk Himayesi" İstiyor
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 331-346
Özet
Tam Metin
Yahya Kemal Beyatlı'nın naklettiğine göre, 93 Savaşı denilen 1877-78 Türk-Rus savaşında bir Bulgar papazı, işgalci ve istilâcı Ruslara: "Siz bizi Türklerden kurtardınız, ama bizi sizden kim kurtaracak?" diye sormuştu. Başka bir olay: Bulgaristan'ın Tuna Alayı Komutanı Yüzbaşı Vılkov, 1886 yılında Bükreş'teki Bulgar İhtilal Komitesi üyelerini ziyarete gider. Üs olarak kullanılan "Simon" Hoteli'nde birkaç isyancıyla karşılaşır. Yüzbaşının da kendilerine katılmasını isterler. "Nasıl olsa, Ruslar Bulgaristan'ı işgal edecek, bari arada acı olaylar olmasın" derler. Vılkov'un cevabı şu olur: Rusya bizi Türklerden kurtarmıştır, ama kendisi için değil, bizim için. Yurdumuzu savunmak üzere bize silah verdi. General Skobelev, İslimye'deki söylevinde: "Her şeyden önce Bulgar yurtseveri olunuz" demiştir.
Selçuklular'da Devlet: III. Tarihi ve Siyasi Bakımlardan
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 403-416
Özet
Tam Metin
Konuşmama başlamadan önce, çok önem verdiğim bir noktaya, müsaadenizle, temas etmek istiyorum. Babam, Mustafa Kemal'in komutası altında memleketini kılıcı ile savunurken, 4 kardeşi ile birlikte, ben henüz 6 aylık iken, Çanakkale'de şehit düştü. Ben de Türk tarih ve medeniyetine dair yazdığım kitaplarla hem ilim yapmaya çalıştım, hem de kalemimle tek Türk devletinin manevi müdafaasını yaptım ve ömrüm oldukça yapmaya devam edeceğim.
PROF. DR. YULUĞ TEKİN KURAT, Stratejik Açıdan Sovyet Müslümanları ve Diğer Azınlıklar, Yayına Hazırlayan: S. Enders Wimbush, Önsöz: Albert Wohlstetter, Forum Yayınları No. 5. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 493-496
Özet
Tam Metin
Kitabın Türkçeye çevirisinin önsözü Prof. Aydın YALÇIN tarafından kaleme alınmıştır. Aydın YALÇIN bu önsöz'de: "1985 yılında İngilterede yayınlanan bu kitabı, 1986 başlarında okuduğumuzda, bunun zaman geçirmeden tercüme edilmesi gerektiğini düşündük... Bu kitapta her biri Sovyetler Birliği üzerinde tanınmış birer uzman olan bir çok bilim adamının kaleme aldığı incelemelerde, konu çeşitli açılardan tahlil edilmektedir" demektedir.
Tarihsel Açıdan Bakıldığında Türkiye ile Fransa'nın Menfaatlerinin Birbirini Tamamlayıcı Niteliği
Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 463-476
Özet
Tam Metin
Bu yazının başlığı Türk-Fransız ilişkilerinin beş yüzyıllık tarihine yabancı olanlara belki fazla iyimser görünebilir. Ama, sanırım, iki devlet arasında geçen tarihsel olaylar, hatta geleceğe ışık tutabilecek bugünkü gerçekler böyle bir başlığı yerinde gösterici niteliktedir. Konuyu hem kronolojik, hem de analytique bir düzen içinde anlatmağa çalışacağım. Sonunda, ilişkilerimizin ileriye yönelik görünüşü üzerinde kişisel düşüncelerimi açıklayacağım.