13 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türkmen 11
- Turkmen 5
- Elazığ 2
- Evliya Çelebi 2
- Uzun Hasan 2
İRAN KAZAKLARI VE İRAN KAZAK AĞZININ SÖZ VARLIĞI
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2023, Sayı 56 · Sayfa: 33-70 · DOI: 10.24155/tdk.2023.224
Özet
Tam Metin
Dünya üzerindeki Kazakların büyük bir bölümü Kazakistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşamakla birlikte kırktan fazla memlekette varlıklarını sürdürmektedirler. Bu memleketler arasında nüfus yoğunluğuna göre sırasıyla Özbekistan, Çin, Rusya, Türkmenistan, Moğolistan, Kırgızistan gibi ülkelerin adı zikredilebilir. Kazak diasporasının önemli bir bölümü Türkiye, Afganistan ve İran’da da yaşamaktadır.
İran çok çeşitli Türk topluluklarına ev sahipliği yapmaktadır ve bunlar arasında Oğuz grubuna mensup pek çok topluluk bulunmaktadır. Nitekim çalışmaların tarihi çok eskiye gitmemekle birlikte buradaki Oğuzlar ve Oğuzların dili üzerine bir dizi çalışma gerçekleştirilmiştir. Güney Azerbaycan Türkçesi, Kaşkay Türkçesi, Halaç Türkçesi gibi ağızlar üzerine yapılmış çalışmalar bunlardan bazılarıdır. İran’da Kıpçak boyuna mensup tek Türk topluluğu ise Kazaklardır. İran Kazakları günümüzde İran’ın Gülistan eyaletine bağlı Gorgan, Gümbet-i Kavs ve Bender Türkmen şehirlerinde yaşamaktadırlar.
Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından dış ülkelerde yaşayan Kazaklar, göç politikalarıyla 1990’lı yılların başından itibaren ana yurda dönmeye başlamışlardır. Kazakistan’da yaşayan göçebelerin %26’sı Türkistan eyaletinde iskân edilmiştir. Türkistan eyaletinden sonra en fazla göçmen nüfusun bulunduğu ikinci yer Mangışlak eyaletidir. İran’dan ana yurda göç eden Kazaklar da bu eyaletlerde yaşamaktadırlar.
Bu makalede İran Kazaklarının göç tarihi ve yerleşim yerleriyle ilgili bilgiler verilmiş, çeşitli Oğuz gruplarıyla kesişen bir noktada yaşamlarını sürdürmeleri ve İran’da resmî dilin Farsça olması sebebiyle söz varlığı temelinde İran Kazak ağzını edebî dilden ayıran farklılıklar ve dillerindeki değişimler üzerinde durulmuştur.
Türkmen Halk Biliminde Efsane Terimlerine Genel Bir Bakış
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2021, Sayı 51 · Sayfa: 135-156 · DOI: 10.24155/tdk.2021.161
Özet
XX. yüzyılın başlarından itibaren Türkmen sözlü kültür ürünleri üzerinde pek çok çalışma yapılmış olmasına rağmen türlerin sınıflandırılması ve adlandırılması gibi konular hâlâ çözüme kavuşturulamamıştır. Türkmen halk biliminde "efsane" terimini karşılamak için kullanılan terimlerle ilgili karışıklığın giderilmesi günümüze kadar çözüme ulaşmamış konuların en önemlilerindendir. Dolayısıyla bu makalede, Türkmen halk biliminde günümüze kadar anlamları ve kullanımları konusunda hâlâ bir fikir birliğine varılmamış olan efsane ile ilgili kavramlar üzerinde durulup söz konusu kavramlar bilimsel olarak ele alınmış ve kullanımları konusunda nihai bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Makale "Giriş", "Tarihî Süreç İçinde Türkmenlerde Efsane Kavramı", "Değerlendirme" ve "Sonuç" bölümlerinden oluşmaktadır. Öncelikli olarak XI-XVII. yüzyıllara ait yazılı kaynaklar üzerinden hareketle geçmişte Türkmen kültüründe efsane terimini karşılamak üzere kullanılan terimlere değinildikten sonra, XX. yüzyıl kaynaklarından hareketle Türkmenistan'da efsane karşılığında kullanılan güncel terimler ele alınmış ve Türkmen efsanelerinin adlandırılmaları ile ilgili mevcut durum gözler önüne serilmiştir. Sonra Rus ve Türkmen bilim adamlarının görüşlerinden hareketle Türkmen Türkçesinde "efsane" terimi karşılığında kullanılan Latince kökenli "legenda", Farsça kökenli "efsana" ve Arapça kökenli "rovayat" terimleri anlamları bakımından değerlendirilmiş ve bunun sonucunda söz konusu kavramların aynı halk edebiyatı türünü karşılamak üzere kullanıldığı kanısına varılmıştır. Ayrıca eskiden beri devam edegelen terimler arası karmaşanın ortadan kaldırılması amacıyla efsane türünü karşılayacak tek bir terimin kullanılmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur.
TÜRKİYE’DE GELENEKSEL EL DOKUMACILIĞI EĞİTİMİ
Arış · 2020, Sayı 17 · Sayfa: 22-43 · DOI: 10.34242/akmbaris.2020.138
Özet
Tam Metin
Orta Asya Göçebe Oğuz topluluğundan Yörük ve Türkmen boyları, Anadolu’ya yerleşmek amacıyla gelmişlerdir. Anadolu’ya yerleşen Oğuz kültürü genellikle göçebe ve hayvancılıkla uğraşırlardı. Hayvansal ürünler, dokumacılığı oluşturan temel ürünlerdir. Bu nedenle göçebe toplumlarda dokumacılık halk sanatıdır. Göçebelerin yerel, ulusal ve evrensel değerlerde kültürel ve görsel kimliklerinin başyapıtları, geleneksel el dokumaları olmuştur. İletişim, ulaşım, resmi eğitim olanağı olmayan göçebeler, yerleşik toplumların tutuculuğuna kapılmadan daha yaratıcı, serbest, sağlıklı ve canlı bir sözel ve görsel kültür oluşturmuşlardır. Bu oluşumdaki geleneksel dokuma sanatının önemi küçümsenemez.
Geleneksel el dokumacılığı, eskiden toplumda aile sanatıydı. Anadolu’da kırsal kesimde çeyiz için dokunan halı ve kilimlerin köyde sergilenmesi ile güzel sanatlar eğitimi almış kişilerin çalışmalarını bir galeride sergilenmesi arasında hiçbir fark yoktur. Yörük ve Türkmenlerin tabloları, dokudukları halı, kilim ve dokumalar olmuştur. Ancak yabancılar tarafından keşfedilinceye kadar, kırsal kesim dokumalarının sanatsal değeri fark edilmemiştir. Bu dönemde ülkemiz sanat alanlarında yöresel halk sanatlarından hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca geleneksel el dokumaları, kırsal bölgelerden ucuza alınıp yabancılara pahalıya satılan ticari mal olarak kabul edilmektedir.
Geleneksel düzen döneminde yapılanların bir çoğu Türk ulusunun yerel, ulusal ve evrensel boyutlardaki geleneksel el dokumacılığı örnekleri olmuştur. Fakat aynı zamanda dokuyana özgü izler, aşiretine ait motifler ve renkleri taşımışlardır. Bu nedenle Türklerin sanatsal övünç kaynağı olmuşlardır.
Ülkemizdeki geleneksel el dokumacılığı eğitiminin sanatsal gelişimi sağlamak için üniversitelerde önlisans-lisans-lisansüstü programlar açılmıştır. Bu programlarda, genç kuşaklara ülkemizdeki müze ve koleksiyonların eksikliğini giderecek geleneksel el dokumacılığı hakkında teorik ve uygulamalı eğitim verilmektedir.
Bu makalede, geçmişte aile sanatı olan geleneksel el dokumacılığının günümüzde akademik düzeyde eğitiminin verilmesi arasında geçişleri ve yapılması gerekenler sorgulanacaktır. Geleneksel el dokumacılığının nasıl sürdürülmesi hakkında bilgiler verilecektir.
Berdinazar Hudaynazarov’un Romanlarında Mahtumkulu’nun ve Şiirlerinin Yeri The Place of Mahtumkulu and His Poems in Berdinazar Hudaynazarov’s Novels
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 41 · Sayfa: 37-49
Özet
18. yüzyıl, Türkmen edebiyatı tarihinde özel bir yere sahiptir. Türkmen edebiyatınınzirve isimleri bu yüzyılda yaşamıştır. Bu dönemde öne çıkan isimler Andalip,Azadi, Şabende ve Mahtumkulu'dur. Bu isimlerden Mahtumkulu, yalnızca 18. yüzyılındeğil tüm Türkmen edebiyatının en önemli ismidir.Mahtumkulu yazdığı şiirleriyle kendisinden sonra gelen bütün Türkmen şairlerinietkilemiştir. Mahtumkulu'dan yaklaşık iki yüzyıl kadar sonra yaşayan çağdaş Türkmenyazarı Berdinazar Hudaynazarov da Mahtumkulu'dan etkilenmiş, romanlarındaMahtumkulu'nun şiirlerine ya da mısralarına yer vermiştir.Berdinazar Hudaynazarov eserlerinde millî kültüre, Türkmen örf ve âdetlerine,toplumun aksayan yönlerine özellikle de Türkmenlerin birliğine ve bağımsız birTürkmenistan'ın kurulmasına genişçe yer veren, bu yönleriyle de Mahtumkulu'yukendisine rehber edinmiş bir şahsiyettir. Bu makalede Hudaynazarov'un yazdığı dörtroman hakkında genel bilgiler verilecek, bu bilgilerden hareketle yazarın romanlarındaMahtumkulu'nun hangi şiirlerine yer verdiği tespit edilecek ve bu tespitten sonrabu şiirlerin yazarın romanlarındaki olay örgüsüne etkisi incelenecektir.18th century was a special period in Turcoman literature. The chief names ofTurcoman literature lived in that century. The prominent ones were Andalip, Azadi,Şabende and Mahtumkulu. Among these names, Mahtumkulu is not only the mosteminent poet of 18th century but also the whole Turcoman literature.Mahtumkulu's writings have influced all the successor Turcoman poets. A contemporarywriter Berdinazar Hudaynazarov, who was born two centuries after Mahtumkulu,was also affected by him and Hudaynazarov made references to Mahtumkulu'spoems and verses in his novels.Berdinazar Hudaynazarov was a personality who emphasized on national culture,Turcoman's customs and traditions, the problematic aspects of the society especiallythe unity of Turcomans and the foundation of a sovereign Turkmenistan and he acceptedMahtumkulu as guide on these issues. In this article, it has been given a generalinformation on Hudaynazarov's four novels and defined which references have beenmade to Mahtumkulu's poems and finally the effects of these poems on plot in hisnovels have been examined.
Ardahan İli Damal İlçesi Düz Dokumalarından Örnekler
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 42-51 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.49
Özet
Tam Metin
Doğu Anadolu bölgesinin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan iline bağlı bir ilçe olan Damal, Orta Asya'dan Avrupa'ya göç eden Türk boylarının göç güzergahı olmuştur. Türkmen olan yöre halkı, Orta Asya Oğuz Türklerinden bu yana gelen zengin bir kültüre sahiptir.Bu zenginliğin başında, yöre halkının günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptıkları düz dokuma örnekleri gelmektedir. Damal'da bundan yaklaşık on beş yıl kadar önce evlerde dokuma tezgahı bulunup ,dokuma yapılırken hayvancılığın azalması, hatta yok olmasıyla birlikte dokumacılıkta unutulmaya yüz tutmuştur. Bu bildiride düz dokuma kültürünün unutulmaya başladığı yörelerimizden biri olan, Ardahan ili Damal ilçe merkezi ve köylerinde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen düz dokuma örnekleri tanıtılacaktır.Tespit edilen dokuma örneklerinin, düz dokumacılık literatürüne kazandırılması desen, kompozisyon ve teknik özelliklerinin verilmesi ile bu konuda yapılacak bilimsel çalışmalara katkıda bulunulması sağlanmış olacaktır.
Carpet in the Aq Qoyunlu Turkmen Period
Arış · 2013, Sayı 9 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 5) · Sayfa: 60-67 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.51
Özet
Tam Metin
15.Yüzyıl ortalarında Teymuriler doğuda, Osmalılar batıda Ak Koyunlular ise ikisinin arasındaki bölgede hüküm sürmüşlerdir. Osmanlılar ve Ak Koyunlular arasındaki ilişkiler sayesinde Batı ile kurulan ilişkiler sonucunda Türkmenlerin sanatına dair çok değerli bilgiler, batılı büyükelçiler ve araştırmacılar vasıtasıyla, günümüze kadar gelmiştir. Örneğin Josafa Barbaro, Tebriz Heşt Behişt Sarayı'nın güzelliklerini anlatırken, anlatımında büyük bir ipek halıya işaret etmiştir. Kendisi, sanatsal ayrıntı vermemekle birlikte, elimizdeki örnekler incelendiği zaman, bu halıların genel özelliklerini ortaya koyan tipolojisi tarifleyebiliriz.Türkmen halılarının çoğu, haşye (bordür) leri Küfi süsleme deseni ile vurgulanmıştır; Ayrıca Selcuklu haşyesi olarak bilinen bu desenler, Selcuklu, İlhanlı ve Celayiriler zamanından kalmıştır. Küfi desenler sadece haşyede değil, zemin ve göbeklerde de kullanılmıştır. Türkmen halılarının genel tasarımı incelendiğinde; "halı yüzeyi" el yazmalarıyla doldurulmuştur. Haveran name ve hamse i nizami bu sözü edilen el yazmalarıyla süslenen halılar arasında sayılabilir. Halı yüzeyini kaplayan bu yazı çeşitleri, Filologlar için de ayrı bir paleografik araştırma konusudur. Safevi ve Osmanlı halıları belirgin bir şekilde Ak Koyunlu geleneğinden çıkarılarak kendi tipolojileri doğrultusunda sınıflandırılabilir. Zira çeşitli uygarlıklar Tebriz'i kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Zira Şah İsmail, İlhanlı, Al-ı Celayir, Kara Koyunlu ve Ak Koyunlu başkenti olan Tebriz'i aynı zamanda kendilerine başkent olarak seçmişlerdir. Bilindiği üzere, Sultan Selim Han, Çaldıran muharebesi sonrasında, çok sayıda Tebrizli sanatçıyı İstanbul'a davet etmiştir.
TÜRKMEN ŞAİRİ MAĞTIMGULI VE ONUN ESERLERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN KONULAR-1
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2012, Cilt 60, Sayı 1 · Sayfa: 85-122
Özet
Büyük Türkmen klasik şairinin ünü kendi yaşadığı devirde bile yalnız Türkmenlerin yaşadığı bölgenin değil, Orta Asya'nın sınırlarını da aşmıştır. Kendisinden önce yaygın olan edebî dil ile halk dili arasındaki engeli aradan kaldırdıktan sonra XVIII. yüzyıl Türkmen edebiyatının çehresini değiştirerek halka sunmayı başarmıştır. Halk edebiyatının ve halk dilinin zengin malzemesini ustalıkla kullanarak çok çeşitli temalarda yazdığı şiirleri Orta Asya halk ozanlarının ilgi çekici malzeme olarak kullanmaları sonucu, şairin eserleri geniş bir coğrafi alana yayılmıştır. Şairin şiirlerinin sade olduğu kadar derin anlamlı olması yalnız Türkmenleri değil, Maveraünnehir'den Kafkasötesi'ne kadar uzanan bölgelerde yaşayan Türk kökenli halkları iki yüzyıl boyunca etkisi altında tutmuştur. Mağtımgulı, üslubuyla ve Türkmen edebiyatına getirdiği yeniliklerle çığır açmış, toplumun bütün katmanlarına hitap eden eserleriyle evliya mertebesine ulaşmıştır. Şairin kendi eliyle yazdığı divanı kaybolmuş, başkaları tarafından istinsah edilen nüshalarda da sayılmayacak kadar çok hatalar yapılmıştır. Bu yüzden düzgün bir Mağtumgulı Divanı'nı bulmak kolay değildir. Yanlış istinsah edildiği için metin kargaşası yaratan dizeler şairin şiirlerinin yanlış anlaşılmasına ve mantıksız şekillerde yorumlanmasına neden olmaktadır. Özellikle de Mağtımgulı'ya mal edilen şiirler, şairin edebî mirasına halel getirmektedir. Şairin şiirleri ve edebî kişiliği üzerinde, özellikle de Sovyet Dönemi'nde önemli çalışmalar yapılmıştır. Ancak bütün hazırlanan divanlar, şairin kendi dilinin özelliklerine göre değil de, şimdiki zaman Türkmen edebî dilinin gramer özelliklerine göre yazılmıştır. Türkmenistan'da şairin şiirlerinin sayısı artırılmaya çalışılırken hiçbir yazma divanda şairin şiirlerinin sayısının üç yüzü aşmadığı da bir geçektir. Bu gerçek hiçbir zaman dikkate alınmıyor
İçel Yöresi Düz Dokuma Yaygılarda Kullanılan Motif ve Kompozisyon Özellikleri
Arış · 2011, Sayı 6 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 2) · Sayfa: 84-93 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.21
Özet
Tam Metin
Düz dokuma yaygılar Orta Asya'dan günümüze kadar Türklerin eşsiz güzellikte eserler sunduğu önemli bir alandır. Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde üretilen eserler müzelerimizi ve evlerimizi süslemektedir. Düz dokuma yaygılar Kilim, cicim, sumak ve zili olarak gruplandırılmaktadır. En yaygın üretilen tekniği kilim olmakta ve bazı yörelerimizde diğer düz dokumalara da kilim ismi verilmektedir. Anadolu'nun farklı bölgelerine yerleşmiş olan Türkmen boyları çoğunlukla hayvancılıkla uğraştıklarından hayvanlarından elde ettikleri elyafı dokumacılık sanatında kullanmaktadırlar. Yöresinde bulunan doğadan yararlanarak elyafını, ipliğini renklendirerek dokumalarında kullanmaktadır. Her yöremizdeki Türkmen boyları yaşam biçimlerini, üzüntüsünü, sevincini ve kendini yansıyan işaretlerini dokumalarına yansıtmışlardır. Bu nedenle düz dokuma yaygılarda kullanılan motifler kültürü yansıtan kimlik özelliği taşımaktadır. Dokumalardaki motiflerin bir araya gelerek bir düzen oluşturması da yörelere göre farklılık göstermektedir.İçel yöresinde bulunan Türkmenlerinde her ilçede, köyde farklı özellikte motif ve kompozisyon uyguladıkları zili, cicim, kilim ve sumak dokumaları mevcuttur. Bu bildiride, İçel ili ilçe ve köylerin de yapılan alan araştırması sonucunda tespit edilen düz dokuma yaygılardaki motiflerin bezeme türü, isim, renk ve kompozisyon özellikleri örneklerle açıklanacaktır.
Beylikten Sancağa. Batı Anadolu'da İlk Osmanlı Sancaklarının Kuruluşuna Dâir Bazı Mülâhazalar
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 81-92
Özet
Tam Metin
Beylikler dönemi Anadolusu, kaynak yetersizliği sebebiyle hakkında fazla bilgi bulunmayan bir devreyi teşkil eder. Zayıflayan ve vesâyet altına giren Selçuklu merkezî idâresinin kontrolünden artık iyice çıkmış olan "uç" bölgesindeki Türkmen beyliklerinin faaliyetleri, Osmanlı hâkimiyeti ile bütünleşme süreci çerçevesinde hâlâ üzerinde durulması gereken ve farklı yaklaşımlara muhtaç bir özellik göstermekte; yeni monografilere ihtiyaç hissettirmektedir. Başka bir deyişle, XIII. ve XIV. yüzyıl Anadolusu'nun bilhassa uç bölgesindeki Türkmen beylikleri, siyasî, faaliyetleri bir yana, sosyal bünyeleri, idâre anlayışları ve bunların tesirleri itibâriyle yeniden incelenmesi gereken mevzuların başında gelmektedir.
MANAS DESTANI MATERYALLERİNE GÖRE KIRGIZLARIN VE TÜRKMENLERİN ETNO-KÜLTÜREL İLİŞKİLERİNİN KAYNAKLARI
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1992, Cilt 40 · Sayfa: 91-96
Özet
Günümüzde Sovyet Türkoloji bilimi, geçmişte Orta Asya ve komşu bölgelere yerleşmiş halkların etno-kültürel bağlantılarının çeşitli yönlerini aydınlatan pek çok çalışmaya sahiptir. Bu çalışmalar arasında, bilindiği gibi …