2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • TGNA
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Muharebeden Diplomasiye: Lozan Konferansı’nda Türk Delegasyon Heyetinin Karşılaştığı Zorluklar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2019, Cilt XXXV, Sayı 99 · Sayfa: 95-140 · DOI: 10.33419/aamd.558002
Tam Metin
Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonlanmasının ardından, dönemin siyasi aktörleri, bir an önce, yeni bir devletin temellerini atmak istemişlerdir. Savaş haline son vermek için toplanan Lozan Konferansı, var olan sorunların çözülmesi için bir fırsat olarak görülmüştür. Zira İstanbul'un tahliye edilmesi ve savaş sonrası duruma geçilip devletler arasındaki sorunların kalıcı bir şekilde çözülebilmesi için Lozan Konferansı büyük önem taşımaktaydı. Lozan Konferansı'nda yürütülen müzakerelerin bir boyutu da son yüzyılda Avrupalı devletler karşısında bir varlık gösteremeyen Osmanlı diplomasisinden farklılaşmak isteyen Anadolu Hareketinin Lozan müzakerelerinde karşılaştığı içinden çıkılmaz güçlüklerdi. Bu çalışma kapsamında Türk delegasyon heyetinin Lozan Konferansı'nda içine girdiği diplomasi mücadelesinde yaşadığı çıkmazlar ve geliştirdiği çözüm yöntemleri üzerinde durularak birincil kaynaklar ışığında Yeni Türkiye Devleti'nin diplomatik temellerinin aydınlatılmasına katkı sunulmaya çalışılacaktır.

1920’li Yılların Başlarında Kırım ve Kazan Türkleri’nin Yaşadığı Açlık Felaketi ve Türkiye’nin Yardımları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 80 · Sayfa: 293-324
Tam Metin
1920'li yılların başlarında Rusya'da çok ciddî bir kuraklık ve açlık felâketi yaşanmıştır. Bu felâketten ise Kırım ve İdil havzasındaki Türkler, Kazan Türkleri oldukça fazla etkilenmişler idi. Karadeniz'in kuzeyindeki kardeşlerinin feryatlarını duyan ve acılarını kendi canında hisseden Anadolu Türkleri ise bu faciaya asla duyarsız kalmadı. Üstelik bu günlerde, İstiklal Savaşı'nın en kritik dönemecine girilmiş, aşağı-yukarı 10 yıldır kesintisiz savaş halinde olan bir millet, vatan savunmasında artık en son imkânlarını seferber ediyordu. Bu imkânsızlıklar içinde, TBMM ve Anadolu Türklüğü yardımsever bir millet ve devlet geleneğinin bir devamı olarak, elinden geldiğince aç kardeşlerinin yardımına koştu. Geçmişte yaşanan bu dostluk ve yardımlaşma örnekleri, şüphesiz günümüz için de Türkiye ile, Rusya- Ukrayna ve bu coğrafyada yaşayan insanların dostluk ve kardeşlik duygularının ve iyi ilişkilerin gelişmesinde fevkalâde önemli bir referans olarak karşımızda duruyor.