11 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Tahrir defteri
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Osmanlı Dönemi Bir Sanayi İşletmesi Olarak Değirmenler: Tosya Nahiyesi Örneği (1578/1579)

Erdem · 2021, Sayı 81 · Sayfa: 175-200 · DOI: 10.32704/erdem.2021.81.175
Tam Metin
Değirmen, özellikle Endüstri Devrimi öncesi toplumlarda tarımsal faaliyetlerin tamamlayıcısı ve birer sanayi işletmesi olarak önemli bir yere sahip olmuştur. Bu çalışmada da Osmanlı Devleti’nde sanayi işletmeleri olarak faaliyet gören değirmenler tarihi coğrafya perspektifiyle ele alınarak, XVI. yüzyıl Tosya nahiyesindeki dağılışı, yoğunluğu, işletim şekilleri, işletim süreleri ve harap olma durumları ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma kapsamında 1579 Tarihli Çankırı Mufassal Tahrir Defteri isimli eserden sahaya ait olduğu tespit edilen değirmen ve yerleşme verileri tablolara aktarılmıştır. Söz konusu yerleşme ve değirmenlerin lokalizasyonu 1/200.000 ölçekli topografya haritasından yararlanılarak yapılmıştır. Ayrıca Tosya şehri ve köylerinde arazi araştırması gerçekleştirilmiş olup yerel halkla yapılan mülakatlar ile değirmenlerin işletim şekillerine, sürelerine ve yok olmalarına dair önemli bilgiler elde edilmiştir. Daha sonra arşiv kaynağı ve arazi araştırmasından elde edilen bilgiler literatür de göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Bu bilgiler ışığında, 1578/1579 tarihinde Tosya nahiyesinde 49 değirmenin mevcudiyeti tespit edilmiştir. İlgili tarihte Tahrir defterinde yer alan değirmenlerin 40’ı aktif olarak işletilirken 9’unun harap olduğu görülmektedir. Ayrıca yapılan harita üzerinde değirmenlerin dağılışına bakıldığında yerleşmelere yakın yerlerde bulunan akarsu boylarında ve yükselti bakımından elverişli olan sahalarda değirmenlerin yoğunlaştığı anlaşılmaktadır

Deforestation in Sixteenth Century Anatolia: The Case of Hüdavendi̇gar (Bursa) Sancak

Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 281 · Sayfa: 167-200 · DOI: 10.37879/belleten.2014.167
Tam Metin
After the industrial revolution in Europa, the importance of one subject started to become particularly striking: Environmental Change. Environmental Change which has many components, has become day by day high point and investigated topic depend on growing population and needs of people. Although the results and the solutions concern all countries, research on this subject has unfortunately been limited to developed western countries. Deforestation is an important component of environmental change and it is on the agenda especially when tropical forests are discussed. Yet, forests are in danger in other region as much as tropical forests. As condition of rainfall and temperature is quite suitable in tropical region, this situation seems to be much more limited in many other regions.Deforestation is a controversial issue today particularly when tropical forests are under consideration. However, deforestation is also a vital issue in other regions of the world, and concerns not only the contemporary life but also the past that goes far back in history. Moving from this stance, this article studies the deforestation in the history of Anatolia, which hosted many peoples and civilizations throughout its history. The subject is handled with a close study of various deforestation records archived during the Ottoman period. The article studies the case of Hüdavendigar sancak that was located near Istanbul, which was rich with forests that could renovate themselves and inhabited great populations throughout history. In this respect, the conclusions derived from the case of Hüdavendigar sancak can be generalized for the whole of Anatolia. As understood from the Ottoman records, the increasing population and thus the increasing needs in sixteenth century Istanbul made deforestation an outstanding issue in that century. However, the subject has remained almost untouched among the academicians who benefited from the Ottoman archives. Thus, this study is the first one that handles this subject and can be taken as an introduction to deforestation in Anatolia of the Ottoman period.

Heath W.Lowry, Osmanlıların Ayak İzlerinde. Kuzey Yunanistan'da Mukaddes Mekanlar ve Mimari Eserleri Arayış Yolculukları, (Türkçesi:Hakan-Şebnem Girginer), İstanbul, 2009, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 272 · Sayfa: 273-276
Eser, her biri farklı alt başlıklardan oluşan üç kitabın derlenerek bir araya getirilmesiyle oluşmuştur. "Günümüzde Kuzey Yunanistan'daki Müslüman İbadetgâhlarının Akıbeti" başlıklı I. kitap altı bölümü kapsamaktadır. 2004 yılında filizlenmeye başlamış olan bu eserin önsözünde yazar, 15. yüzyıl Balkanlarına dair altmış civarında tahrir defterini tetkik ederek işe başladığını, ortaya çıkan 12.500 tımarlının ne kadarının kalelerde ikamet etmiş olabileceğinden hareketle, Balkan kaleleri ve hisarları üzerine bir çalışmayı amaçladığını ifade eder. Bu amaçla neredeyse tüm Kuzey Yunanistan'ı dolaştığını belirterek, amacına tam ulaşamasa da elimizdeki kitabı şekillendiren verilen tespit edebildiğini kaydeder. I. kitabın "Tahrip ve Tahkir Edilmiş Dini Eserler" başlıklı birinci bölümünde Selanik'in 1780'de yapılmış bir gravüründen hareketle kaybolan minareleri ve dolayısıyla camileri sorgulanmakta, 1385 yılında inşa edildiği belirtilen Serez Hayrettin Paşa Camisi eski fotoğraflarından hareketle anlatılarak bedestenler, çarşılar gibi kullanılabilir yapıların korunmuş olduğu, eğer 1920-30 arasında kiliseye dönüştürülmemiş ise camilerin yok edilmiş olduğu sonucuna varılmıştır. Yine bu bölümde Yenice-i Vardar'daki Gazi Evrenos ve Şemseddin Ahmet Bey camilerinin yok edilmesi veya harabeye dönüşmesine sessiz kalınması eleştirilmiş, Drama'daki Mehmet Halil Ağa Camisi harabeleri, Simavna köyünde tamamen ortadan kaldırılmış olan Şeyh Bedrettin Tekkesi'nin haziresinde olabileceği belirtilen ve taşkın sonucu nehre karışmış bazı mezar taşları hakkında bilgi verilmiştir. Yazarın köyün yaşlı sakinlerinden derlediğine göre, 1960'lı yıllarda köydeki Türk izlerini silmek amacıyla bir subay buldozerlerle bu mezar taşlarını bulundukları yerden söküp nehir kenarına getirmiş, muhtemelen taşların çoğu nehre dökülmüş ve tekke de bu dönemde yok edilmiştir.

1720 Tarihli Tahrir Defterine Göre Nakşa Adası’nda Yapılan Düzenlemeler ve Reâyânın Durumu

Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 268 · Sayfa: 671-680
Tam Metin
Osmanlıların yeni fethettikleri bölgelerde var olan idârî yapının korunması konusundaki yaklaşımları nasıldı? Yeni fethedilen bölge halkı Osmanlı'nın bu uygulamasına karşı nasıl bir tutum sergiliyordu? Osmanlı tebaası hâline gelen ve mezhepleri farklı olan gayrimüslimlere karşı nasıl bir politika uygulanmaktaydı? 1720 tarihli tahrir defterinin başında bulunan ve bu makalenin konusu olan kânûnnâmede(1) bu soruların cevaplarının bulunabileceği kanaatindeyiz. Söz konusu belge, I. Süleyman döneminde fethedilen ve 1829 yılında Yunan Devleti'ne katılmasına kadar Osmanlı idâresi altında kalan Nakşa Adası'nda Osmanlı Devleti'nin yalnızca fetih öncesindeki dengeleri korumakla yetinmediği, hem adaletli yönetimi temin etmesi, hem de daha geniş kitleleri Osmanlı yönetimine bağladığını göstermesi ve uygulanan sosyal politikaları gün yüzüne çıkarması adına önem taşımaktadır.

DARIUZS KOLODZIEJCZYK, The Ottoman Survey Register of Podolia (ca. 1681) (Podolia'nın Osmanlı Tahrir Defteri (Yaklaşık 1681 Tarihli)), Defter-i Mufassal-i Eyalet-i Kamaniçe, Kiev-Cambridge, Massachusetts 2004, c. I, XI+XVII+672+VI harita, c. II, 362 [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 1011-1018
Son zamanlarda yapılan yayımlar, bazı batılı bilim adamlarının Osmanlı tahrir defterlerine ilgiyle yaklaştığını göstermektedir. Aslında bu bilim adamları belli bir bölgeye ait bir Osmanlı mufassal tahrir defterinin tümünü transkribe ederek İngilizceye çevirmekte ve faksimile olarak da defterin orijinal metnini vermektedirler. Bunun yanı sıra defterdeki veriler de yine defteri yayıma hazırlayan bilim adamı tarafından değerlendirilmektedir. Bu bilim adamları arasında Prof. Dr. Dariuzs Kolodziejczyk'i de gösterebiliriz. O, 1681 civarında tutulmuş Kamaniçe Eyaleti Defterini bu yayım yöntemini takip ederek iki cilt halinde basılmasını sağlamıştır. Dariuzs Kolodziejczyk, bu çalışmasını The Ottoman Survey Register of Podolia (ca. 1681) (Podolia'nın Osmanlı Tahrir Defteri (Yaklaşık 1681 Tarihli )), Defter-i Mufassal-i Eyalet-i Kamaniçe olarak adlandırmıştır.

Göknur Göğebakan, XVI. Yüzyılda Malatya Kazası (1516-1560), Malatya Belediyesi Kültür Yayınları

Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 250 · Sayfa: 1001-1004
Osmanlı döneminden günümüze ulaşan arşiv belgeleri arasında Tapu-Tahrir ya da Nüfus ve arazi sayım defterleri (TT) oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu defterlerin çok büyük ölçüde XV-XVI. yüzyılları kapsadığını belirtmek gerekir. Aslında timar ve iltizam sisteminin işleyişine esas olan bu defterler, günümüz tarihçileri, iktisatçıları, coğrafyacıları vb. tarafından çok değişik açılardan incelenmekte ve değerlenditmektedir. Son yıllarda bu defterler bağlamında bir sancağın, bir kentin, bir kazanın belirli bir dönemdeki durumunu ele alıp işleyen araştırmaların sayısı oldukça artmıştır. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bu defterlerden bazılarını, harita ve dizin eklemek suretiyle tıpkıbasım halinde yayınlamış bulunmaktadır. Defterlerdeki nüfus ve vergi kayıtları günümüzde bilgisayar düzeni içinde çok önemli bir veri tabanı oluşturmaktadır. W. D. Hütteroth ve Nejat Goyünç'ün güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak'ın bir bölümünü içine alan bölge için yaptıkları çalışma, bu açıdan dikkate değer bir örnek olarak görülmektedir.

REINHOLD SCHIFFER, Oriental Panorama: British Travellers in 19th Century Turkey, Amsterdam - Atlanta 1999, VIII-445 sahife. Viyana'daki Karşılaştırmalı Edebî Bilimler Enstitüsü (Institut für Vergleichende Literaturwissenschaft)'nün 33 numaralı yayını. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2000, Cilt 64, Sayı 241 · Sayfa: 973-976
Tam Metin
Seyahatnâmelerin tarih ile uğraşanlar için birinci elden kaynaklar türünden olduğu bilinir. İnsan ister kendi ülkesini, ister yabancı ülkeleri gezsin, dolaşsın, gördüklerini, işittiklerini, bazan önceden veya seyahat sırasında okuduklarını kaleme döker, bazan bunları resimlerle veya gravürlerle yani görüntü malzemesi ile de süsler. Onun için Osmanlı hakimiyetindeki topraklarda dolaşanların yanlarında gravür sanatkârları da vardır.

FERİDUN M. EMECEN, XVI. Asırda Manisa Kazası, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1989, XXVI + 362 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 210 · Sayfa: 899-900
Tam Metin
[Doç.] Dr. Feridun M. Emecen'in Türk Tarih Kurumu yayınları arasında çıkan ve XVI. Asırda Manisa Kazası (Ankara 1989) adını taşıyan monografisi, çeşitli bakımlardan üzerinde durulması gereken bir eserdir. Yazar, ele aldığı konunun icâbı, her türlü belgeyi gözden geçirmeği ihmal etmemekle birlikte, Saruhan İli'nin yapısı hakkında en güvenilir bilgi ve ana kaynağı Tapu Tahrir Defteri'nin teşkil ettiğini söyleyerek, hareket noktasını doğru ve sağlam bir şekilde tespit etmiştir. Sayın Emecen, bu defterlerin nasıl tanzim edildiği hususunda gerekli malumâtı verdikten ve ilk tahrir defterlerinin bugün elde mevcut olmadığını belirttikten sonra, II. Bayezid devrindeki "Piyadegân Defteri" ile 1531 tarihli "Mufassal Defter" deki kayıtlardan faydalanarak, XVI. yüzyıldan önce Saruhan Sancağı'nın 5 defa tahriri yapıldığını ve ilk tahririn muhtemelen Hacı İvaz Bey tarafından gerçekleştirildiğini yazmaktadır. Müellif, bu zatın, Çelebi Mehmed ve II. Murad devri ümerasından olduğunu tahmin etmektedir. İkinci tahrir ise, Emecen'in hemen hemen kesin bir şekilde tespit ettiğine göre, II. Murad devri ümerasından Kassâb-oğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Yazar, sağlam karinelere dayanarak, elde bulunmayan diğer üç tahririn de yıllarını aşağı yukarı tespit etmeğe muvaffak olmuştur.

XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı'nda Yerleşme ve Vergi Nüfusu

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 115-168
XVI. yüzyılda Kütahya Sancağı'ndaki yerleşme merkezlerini tapu-tahrir defterlerinde bulmak mümkündür. 1534 tarihlerindeki defterlerdeki bilgilere göre, Kütahya Sancağı'nda 10 nefs-i şehir, 2 kasaba, 4'ü gebran 1'i yahudi olmak üzere toplam 91 mahalle, 1071 köy ve 274 mezraa bulunmaktadır.

Onaltıncı Yüzyılda Adana İlinin "Mufassal Defteri"ne Göre Sosyal ve Ekonomik Yapısı Üzerine Bir Araştırma

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 169-182 · DOI: 10.37879/belleten.1988.169
Tam Metin
Osmanlı "Vilayet tahrirleri" yeni fethedilen yerlerin ya da sayımı yapılmak istenen sancakların (illerin) arazi varlıklarının ve vergi kaynaklarının ayrıntılı olarak kaydedildiği tarihi belgelerdir. İstanbul Başbakanlık Arşivi ve Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde saklanan bu il sayım defterleri, miri arazinin "has", "zeamet" ve "timar" şeklinde örgütlenmiş "dirlik" dağılımlarını kontrol etmek ve özellikle tarımsal faaliyetlerden doğan vergi gelirlerini saptamak amacıyla hazırlanmıştır.