361 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı İmparatorluğu 44
- Anadolu 34
- Arkeoloji 32
- İslam 21
- Mustafa Kemal Atatürk 20
Bazı İslâm Şehirlerinde Hangi Devletler Sikke Kesmiş ve Bu Şehirlere Ne Gibi İsimler Verilmiş*
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 421-446 · DOI: 10.37879/belleten.2003.421
Özet
Tam Metin
Sikkeler, kaybolmuş eserlerin, yıkılmış olan ve izleri bile kalmamış binaların varlıklarını, devletlerin zenginliklerini, göç yollarını , şehirlerin kat'i yerlerini, devletlerin sikke kesip kesmediklerini, binaların kat'i yapılış ve onarım tarihlerini, devlet büyüklerinin yaptıkları işlerini, şehirlerde yapılmış olan şenlikleri bildirirler. Şimdi sikkelerin bize öğrettiklerine kısaca temastan sonra, konumuza girecek olursak: Abunan, Abavan, Mısır'da Dimyat yakınında bir şehirdir. Bu şehire Sorette denilmektedir. Abbasiler Medineti Abuan Açeh, Sumatra'da Bender el-İslam: Selâm Limanı.
Selçuklular ve Türkçe
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 111-118
Özet
Tam Metin
Zaman zaman Türk hükümdarlarının hâkim oldukları ülkeler nedeniyle anadillerini muhafaza edip etmedikleri tereddütlere yol açmıştır. Bazı araştırıcılar Selçuklular döneminde sarayda ve orduda Türkçe konuşulduğunu kabul etmelerine rağmen bu konuda yeterli deliller ortaya koyamamışlardır. Bazı araştırıcılar ise Türkçe'nin kullanımını edebi eserlerle açıklamaya çalışmışlardır. Bu tebliğimizde Selçuklu hükümdarları ve orduda Türkçe konuşulması hakkında bazı destekleyici bilgiler ortaya koyarak, bu konuya bir ölçüde açıklık getirmeye çalışacağız.
Ankara 1924 Lörcher Planı Raporu
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 153-192 · DOI: 10.37879/belleten.2003.153
Özet
Tam Metin
Ankara'nın erken cumhuriyet dönemi planlama kararları ve belgeleri üzerinde yaklaşık üç yıldır yapılmakta olan inceleme çalışması ve arşiv araştırmaları, bugün iyi bir noktaya gelmiş bulunuyor. Ne yazıktır ki, başkentlik kararının alındığı 13 Ekim 1923 tarihinden sonra, Ankara şehrinin yönetimi, Ankara'da başkente özgü bir yönetim arayışı ve belediyeciliğin kurumsallaşması, ilk belediye yılları, ilk plan arayışları ve bulguları, bugüne kadar çok fazla araştırılmamıştı. Yaklaşık 80 yıl sonra bu yazının ekindeki raporun da kilit taşlarından birini oluşturduğu araştırma, bir dönüm noktasını, bir uğrak noktasını haberleyen çarpıcılıkta.
Osmanlı Medrese Geleneğinin Doğuşu
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 849-904
Özet
Osmanlı medreseleri tarihi üzerine birinci el kaynaklara dayalı ilk ciddi çalışmayı -Osmanlı devlet teşkilatı konusunda olduğu gibi Osmanlı tarihinin geneli bakımından da- başlatan, rahmetli İsmail Hakkı Uzunçarşılı olmuştur. Onun 1965'te yayınlanan Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı adlı eseri bu konunun da öncüsü olmuştur. Uzunçarşılı bu eserinde Osmanlı medreselerini daha çok "teşkilat" açısından değerlendirmiştir. Eserinin medreselere ayrılan seksen sayfalık kısmında İstanbul'un fethinden önceki dönemi çok kısa şekilde (2.5 sayfa) ele almış, ardından Fatih'in Sahn-ı Seman medreseleri ile Kanûni'nin Külliyesi'ndeki medreseleri, vakfiye metinleri, kronikler, bazı arşiv belgeleri ve öğrencilerine daha önce yaptırmış olduğu akademik ödevlere dayalı olarak incelemiştir. Uzunçarşılı eserinde, medreselerin derecelerini, hiyerarşik düzenlerini ve müderrislerin tayin ve terfi usullerini ele alarak üzerinde uzun uzadıya durmuş ve bu konulan geniş arşiv malzemelerine dayalı olarak irdelemiştir. Uzunçarşılı ayrıca, medreselerde okutulan dersleri ve ilgili diğer konuları toplu şekilde incelemiş ve onlar hakkında önemli bilgiler ve referanslar sunmuştur.
AYNUR ÖZFIRAT, Doğu Anadolu Yayla Kültürleri, M.Ö. 2000. Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2001. 239 sayfa metin, 5 siyah-beyaz ve iki renkli harita, 6 çanak-çömlek çizim resmi, 7 kurgan çizim resmi, 14 topografik plan resmi, 1 plan resmi,1 kesit çizim resmi, 113 çanak-çömlek çizim levhası, 8 motif çizim levhası, 7 istatistik tablosu, 8 motif dağılım tablosu, 1 kronoloji tablosu, 16 siyah-beyaz ve 52 renkli fotoğraf. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 1017-1020
Özet
Yazarın Önsöz'de belirttiği üzere bu kitap "Kuzeydoğu Anadolu M.Ö. II. Binyıl Boyalı Çanak Çömlek Kültürü başlıklı doktora tezinin yeni bibliyografya ve bazı eklerle tamamlanmış şeklidir". Kitap, Birinci Bölüm: Giriş, İkinci Bölüm: Yöntem, Üçüncü Bölüm: Coğrafya, Dördüncü Bölüm: Transkafkasya-İran Azerbaycan'ı Kültür Bölgeleri ve Merkezleri, Beşinci Bölüm: Türkiye'deki Merkezler, Müzelerdeki Çanak Çömlekler ve Genel Değerlendirme, Altıncı Bölüm: Sonuç, olmak üzere 6 bölümde halinde düzenlenmiştir.
M.Ö. I. Binyılın İlk Yarısında Önasya Krallıklarında Araba Tekerleklerinin Özellikleri ve Yapım Teknikleri
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 247 · Sayfa: 789-818 · DOI: 10.37879/belleten.2002.789
Özet
Tam Metin
M.Ö. I. binyılın ilk yarısında Önasya ülkelerinin siyasi coğrafyasına kısaca bakıldığında, Doğu Anadolu'da ve Kuzeybatı İran'da Urartu Devletinin, Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'nin bir bölümünde Geç Hitit Kent Devletlerinin, İç Anadolu yüksek yaylasında Kızılırmak ve Konya ile Niğde bölgelerinde batıda Afyon'dan, doğuda Kapadokya'ya kadar olan bölgelerde Frig Devletinin, İç Batı Anadolu'da Lidya, Batı Anadolu kıyılarında kuzeyde yer alan Troas yöresinden İzmir'e kadar olan bölgelerde Aeoller, İzmir-Aydın Bafa Gölü arasında Orta Yunanistan'dan göç eden İon'lar, Aydın-Bafa'dan Fethiye'ye kadar olan bölgede Dor'lar ve Güneybatı Anadolu'da ise Likya yerleşmelerinin yer aldığı görülür.
FREDERIC HITZEL, L'Empire Ottoman, XVe-XVIIIe siecles, Editions Les Belles Lettres, Paris, 2001, 319 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 246 · Sayfa: 615-616
Özet
Fransız türkologlarından Dr. F. Hitzel bu eserinde Osmanlı tarihinin klasik çağı olan 1453'ten 1839'a kadarki dönemi incelemektedir. Bu itibarla Osmanlı devletinin 1302-1453 yılları arasındaki kuruluş dönemine kitabında sadece yedi sayfa ayırmış, 1839'dan 1920'ye kadar uzanan Batılılaşma dönemine ise hiç değinmemiştir. Söz konusu eser iki ana bölümden ibarettir. Birinci anabölümde (s. 21-128) "Osmanlı İmparatorluğu"nun siyasi ve sosyal bünyesiyle iktisadi gelişmesi ele alınmış, ikinci anabölümde de (s. 131-268) "Osmanlı insanı" başlığı altında dini hayat, edebiyat, sanatlar, boş vakitleri kullanma (Les Loisirs) ve özel yaşayış tarzı anlatılmıştır.
Türkiye'de İlk Beglik'ler ve Kabilevî Siyasî Birlik'lerin Ortaya Çıkışı (1071-1175)
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 61-86
Özet
Tam Metin
Göçebelerin hâkimiyetini esas alan tarihçiler, M. S. 1000-1500 arasını "göçebe imparatorluklar çağı" olarak nitelendirir(1). Gerçekten bu dönemde göçebeler o kadar geniş bir coğrafyaya yayıldı ki, meskûn dünyada neredeyse ayak basmadık yer bırakmadılar. Batı Asya(2) ve Batı Asya'nın en uç uzantısı olan yarımada da bundan yoğun olarak etkilendi. Burada yaşanan değişim öylesine dikkat çekiciydi ki, bir süre sonra yarımada Latinler tarafından Turkia (Turcia) olarak adlandırıldı(3). Dolayısıyla bu coğrafyanın tarihinde, göçebe ve yarıgöçebe hayat süren Türkmenler ve onların oluşturdukları siyasî birlikler gözardı edilemeyecek kadar önemli bir yere sahiptir.
RICHARD J. EVANS, Tarihin Savunusu, trc. Uygur Kocabaşoğlu, İmge Yayınları
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 175-180
Özet
1963 yılında telif ettiği bir makalesinde Türk tarihçiliğini bir yerlere oturtmaya çalışan İbrahim Kafesoğlu söz konusu makalesinde şuurlu bir tarih felsefesinin kurulmasının lüzumuna dikkat çekmiş, yine bu makalenin tamamlayıcısı bir başka makalesinde tarihin çağdaş usüller doğrultusunda incelenmesinin ve öğretilmesinin önemini vurgulamıştı. Bahaeddin Yediyıldız, E. Leon Halkın'ın tarih usûlüne dair kitabının tercümesinin Sunuş'unda, Türkiye'de tarih metodolojisiyle ilgili araştırmaların sınırlılığından yakınmış, Cumhuriyet döneminde konuyla ilgili üçyüz civarında makale, yirmiye yakın kitap telif edildiğini; kitaplardan yedisinin 1932-1954 arasında, birinin 1975'te, ondördünün ise 1980'den sonra; bunlardan da sadece altısının telif geriye kalanların ise tercüme olduğunu belirtmişti.
Prof. Dr. Baki Öğün (1922-2001)
Belleten · 2002, Cilt 66, Sayı 245 · Sayfa: 193-206
Özet
32 yıl birlikte çalıştığım hocam Prof. Dr. Baki Öğün'ün 11 Aralık 2001 günü aramızdan ayrılmasının hemen ardından, O'nun biyografisini yazmak görevi bana verildiğinde, içine düştüğüm dayanılmaz sıkıntının tarifini yapamam. Dile kolay! sevecen; özverili; alçakgönüllü; işbirlikçi; birleştirici; sebatkâr; kıskançlığın ve hoyratlığın değil, paylaşımcılığın ve hoşgörücülüğün örnek bir temsilcisi; her zaman sıcak tuttuğu içindeki kuva-i milliye ruhunu bir "aşı" gibi etrafındakilere enjekte eden ve bu yolla daha çok gelecek nesli yaratma çabası içindeki "hoca gibi hoca" ile birlikte dolu dolu geçirilen tam 32 yıl... "İnsan kaybetmek çok kolay, ama kazanmak çok zordur" felsefesini kendisine bir yaşam biçimi olarak seçerek kendi ekolünü yaratmayı becerebilen bu ender ve güzel insanın bedeni, bugün artık yok.