2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 10 yıl
  • Western Front.
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

SAMSUN’DAN İZMİR’E MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN MİLLÎ MÜCADELE GÜNCESİ (1919-1922)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2023, Cilt XXXIX, Sayı 108 · Sayfa: 329-362 · DOI: 10.33419/aamd.1381161
Tam Metin
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığı zaman Millî Mücadele’nin askerî ve siyasi safhasını da başlatmış oluyordu. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’dan Ankara’ya kadar örgütlü bir direniş için mücadele etmiş ve toplamda 16 farklı merkeze uğramış veya bu merkezlerde kalmıştır. Merkezler dikkate alındığında bugünkü mesafe cetveline göre tespit edilebildiği kadarıyla Mustafa Kemal Paşa, yaklaşık 2.819 kilometre yol kat etmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmesinden sonra ise istikameti artık Batı Cephesi’dir. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla Mustafa Kemal Paşa, Meclis adına Türk İstiklal Harbi’ni komuta etmeye başlamıştır. Özellikle Yunanlara karşı yapılan muharebeler sırasında ana istikameti Batı Cephesi karargâhının konuşlandığı merkezler olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın 20 Haziran 1920’de Eskişehir’den 10 Eylül 1922’ye İzmir’e kadar Türk İstiklal Harbi’ndeki cephe yolcuğu, uğradığı merkezler dikkate alındığında kat ettiği kilometre 11.898’dir. Ve bu tarih aralığında tespit edilebildiği kadarıyla 53 farklı merkeze uğramıştır. Nitekim Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadele’de toplamda 14.717 km yol kat etmiş ve 69 farklı merkeze seyahat etmiştir. Bu kilometre, Türkiye’den çok uzakta bulunan Avusturalya kıtası ile Türkiye arasındaki kilometreden daha fazladır. Belli başlı merkezler üzerinden yapılan bu hesaplama esasen yaklaşık bir sayıyı vermektedir. Zira Mustafa Kemal Paşa, bu kilometrenin çok daha üstünde bir sayıyla Anadolu’daki yolculuğunu tamamlamıştır. Çalışmada Mustafa Kemal Paşa’nın 1919’da Samsun’dan 1922’de İzmir’e kadar Millî Mücadele’deki rotası, günümüz mesafe cetveli üzerinden hesaplanmaya çalışılmıştır. Bu minvalde Türk İstiklal Harbi çalışan araştırmacılara, çalışmanın faydalı olabileceği değerlendirilmektedir. Çalışmanın ana kaynaklarını askerî tarih çalışmaları ve literatüre ait diğer çalışmalar oluşturmaktadır. Söz konusu çalışmalar, nitel ve nicel yöntemle analiz edilmiş ve akademik çalışmamız hazırlanarak bilim dünyasının hizmetine sunulmuştur.

TÜRK İSTİKLAL HARBİNDE BATI CEPHESİ TAYYARE BÖLÜKLERİ

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2022, Cilt XXXVIII, Sayı 105 · Sayfa: 55-100 · DOI: 10.33419/aamd.1114099
Tam Metin
Millî Mücadele sırasında Batı Cephesi’nde cereyan eden KütahyaEskişehir Muharebeleri’nden sonra Türk ordusu tüm birliklerini Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle 25 Temmuz 1921’den itibaren Sakarya Nehri’nin doğusunda 100 kilometre genişliğinde bir cephe hattında topladı. Bu emir, kesin sonuç alınabilecek bir meydan muharebesi için verilen stratejik bir karar olsa da ordunun geri çekilmesi kamuoyunda ve Mecliste büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu duruma bir çare olarak 5 Ağustos 1921 tarihinde Başkomutanlık Yasasını kabul ederek “Başkomutanlık” unvanıyla birlikte sorumluluk ve yetkiyi Mustafa Kemal Paşa’ya devretti. Sakarya Meydan Muharebesi’nde yaklaşık 100 kilometre boyunca mevzilenen kara birliklerinden başka harbin başından sonuna kadar Pilot Yüzbaşı Fazıl Bey’in (Şehit Binbaşı) idaresinde Malıköy’de konuşlanan Cephe Tayyare Bölüğü, mevcut iki tayyaresiyle yapmış olduğu uçuşlarda düşmanın yaklaşma/çekilme istikametleri, yığınakları, toplanma bölgeleri konularında elde ettikleri bilgileri cepheye ulaştırarak kara harekâtını yürüten komutan ve birliklere önemli destek sağladığı gibi Yunan kuvvetlerini ateş altına alarak verdirdikleri zayiat ile önemli hizmetlerde bulundular. Büyük zaferin kazanılmasına kadar olan süreçte kara birliklerinin durumuna göre yer değiştiren Cephe Tayyare Bölüğünün faaliyetleri, Batı Cephesi içinde önemli bir yere sahiptir. Bu makalede; Millî Mücadele sırasında Batı Cephesi’nde kara birliklerine havadan destek veren ve kazanılan büyük zafere önemli etkide bulunan Türk havacılık faaliyetlerinin bilinmeyen yönlerinin ortaya konulması ve kahraman havacılarımızın fedakârlıklarının gün yüzüne çıkarılması amaçlanmıştır. Yaşanan tüm zorluklar, büyük yokluklara rağmen havacıların yurdun kurtuluşu için almış oldukları tedbirler ve gayretleri, başta ATASE Arşivi belgeleri olmak üzere mevcut kaynaklar ışığında değerlendirilerek açıklanmaya çalışılmıştır.