3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- dil 1
- duygu. 1
- emotion. 1
- equity double in God 1
- eş benlik 1
Yûnus Emre Dîvânı’nda Mental Fiiller
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2023, Sayı 76 · Sayfa: 179-216 · DOI: 10.32925/tday.2023.108
Özet
Tam Metin
Dili kullanma becerisi, zihinsel gelişimin temel göstergelerinden biridir. İletişim aracı olarak dilin tek başına yeterli ve anlamlı en önemli ögeleri olan sözcüklerden isim ve fiil türlerinin ayrımından bahsedilebilir. Bunlardan fiil, asıl olarak dış dünyadaki hareketi karşılar. Yapılan çalışmalarda fiiller, somut yönlerine işaret edilerek çeşitli şekillerde tasnif edilegelmişse de fiillerle ilgili semantik sınıflandırma sayısının az olduğu söylenebilir. Özellikle bilişsel dil bilimi alanında zihinsel, duyusal, duygusal süreçleri, dil vasıtasıyla ifade eden fiillerle de ilgili başka bir sınıflandırmaya gidildiği ve bahsi geçen fiillerin genel olarak “mental fiiller” ya da “biliş fiilleri” olarak adlandırıldığı görülmektedir. Bu noktada mental fiillerin kapsamı içinde, kaynağı zihin olan algılama, anlama, düşünme gibi faaliyetlerin yanı sıra duyu organları ile algılamayı ve açıklamaları ifade eden fiiller değerlendirilebilir. Dışarıdan bakıldığında birey(ler)in aklından geçenler bilinmeyeceği için mental fiiller, gözlemlenebilir hareket ifade etmezler. Ancak beden hareketlerine yansıyan bazı durumlardan bireylerin ne düşündükleri veya ne hissettikleri ile ilgili çıkarımlarda bulunmak mümkündür. Bu çalışmada, Türk dili ve kültür tarihi açısından değeri yadsınamayacak edebî şahsiyetlerden biri olan Yûnus Emre’nin Dîvân’ı, mental fiiller açısından taranmış; tespit edilen fiiller, geçtiği dizelerle tanıklanarak “duyu fiilleri”, “duygu fiilleri”, “anı ve biliş fiilleri” ve “açıklama fiilleri” olmak üzere dört başlık altında incelenmiştir. Bu fiillerin bazılarının çok anlamlı olmaları yönüyle birden fazla başlık altına dâhil edilebileceğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca Türk dilinin zengin işaretleyicilerinin, yardımcı fiillerinin ve metaforik anlamlar üretme yönündeki elverişliliğinin aynı anlamı veren birçok mental fiil türünün oluşumuna zemin hazırladığı anlaşılmıştır. Tespit edilen fiiller aracılığıyla dinî/tasavvufi bir eser üzerinden yazarın ve bu dönem Türklerinin algı, zihin, duygu ve ifade dünyası hakkında çıkarımlarda bulunmak, Türk dilinin söz varlığını mental süreçler temelinde değerlendirmek hedeflenmiştir.
Eş Benlik Perspektifinden Yunus Emre’yi Okumak: Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri
Erdem · 2020, Sayı 79 · Sayfa: 21-40 · DOI: 10.32704/erdem.838412
Özet
Yunus Emre, XIII. yüzyılın savaşlarla geçen atmosferinde geniş kitlelere umut aşılayan sanatsal üretimleri ile çağdaşı mutasavvıf şairlerin aksine lirizmini, yabancı unsurlardan uzak, Türk dilinin ve kültürün en saf hali ile kurar. Kadim Türk bilgeliğini sufiyane bakış açısıyla birleştirmesi, daha yaşadığı dönemde takipçileri ve taklitçileri olmasını, dahası şöhretinin günümüzde yereli aşarak evrensel bir boyuta ulaşmasını sağlar. Yunus Emre, çağları aşan sanatı ve üslubu ile Türk kültürünün ve yazınının zamansız şahsiyetlerinden biri hâline gelir. Sanatını evreni, insanı, varoluşu ve var edeni idrak etmek üzerine ören Yunus, bu girift kavramların öncesinde kişinin kendi benliğinin farkına varması gerekliliğini kavrar. Eserleri irdelendiğinde Yunus’un bu bakış açısıyla birincil olarak kendine odaklandığı ve kendilik bilinci geliştirdiği görülür. İçine yönelen Yunus, “ete-kemiğe bürünmüş” görünen/bilinen varlığı dışında başka bir varlığı daha olduğunu keşfeder. Modern psikanaliz çalışmalarında bu keşif, “öteki ben” (alter ego), “ikili yansıtma” (double projection) ve “eş benlik” (double) olarak adlandırılır.
İlkel toplulukların ruh, gölge ve aynaya yansıyan görüntüye yükledikleri anlam, bireyin fizik varlığı dışında açıklama ihtiyacı duyduğu ontik bir alanın varlığına işaret eder. Genel olarak “eş benlik” adı altında tanımlanabilecek olan bu kavrayış, modern psikanaliz çalışmalarında kişinin fizik varlığının dışında keşfettiği iç benliğini işaret eder. Eserlerini asırlar önce meydana getiren Yunus Emre’nin de sıklıkla bu fenomene atıflar yaptığı düşünülür. İnsanın kaotik yapısını anlamaya önce kendini tanımakla başlayan Yunus, içindeki öteki benlere yönelir. Yunus Emre’nin insanı merkeze aldığı ancak başka insanlardan bahsetmek yerine kendisini eleştirdiği, kendisine öğütler verdiği, kendi aczinin farkında olduğu görülür. Bu felsefesini “bir ben vardır bende benden içeri” deyişi ile özetleyen Yunus, insanın yeryüzünde Tanrı’nın bir parçası olarak var olduğunu ifade eder. Asırlar sonra bilimsel literatüre kazandırılan “eş benlik” kavramı, Yunus’un XIII. yüzyılda insanın kendilik algısına dair geliştirdiği felsefede açıkça gözlemlenir.
Bu çalışmada, Yunus Emre’nin yaşamına ve eserlerine yansıyan temalardan birisi olarak “eş benlik” tespit edilmiş; menkıbevi anlatımlar ve manzumlar irdelenerek konu, “Tanrı zatında eş benlik” ve “kritik eden eş benlik” biçiminde iki alt başlıkta değerlendirilmiştir. Eş benlik perspektifinden Yunus Emre’yi okumak, onu güncel literatür ile ifade etmek anlamını taşır ve insanın kendilik algısına dair geliştirdiği felsefeyi açımlayarak onu anlamaya yaklaştırır. Böylelikle Yunus’un sanatının ve dehasının zamansızlığı vurgulanabilir ve Yunus’un sesinin modern zamana aktarılarak güncellenmesine katkı sağlanabilir.
‘Yunus Emre Divanı’nda Ölümü Güzelleştiren İfadeler (Expressions that Beautify Death in ‘Yunus Emre’s Diwan’)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 41 · Sayfa: 131-149
Özet
Türk dilinin büyük ustası Yunus Emre'nin şiirlerinde ölüm teması, farklı, zarifve çarpıcı ifadelerle örtülü bir şekilde işlenmiştir. Soğuk ve benimsenmesi zor olanölüm, Yunus'un diliyle belki de en güzel ifade biçimlerine kavuşmuştur. Öyle ki ecelşerbetiyle tatlandırılan ve sevgili olan Allah'a kavuşmak için bir aracı niteliğindekiölüm, ona göre hiç de korkulacak bir olgu değildir. Şiirlerini ölüm gerçeğinin bilinciyleören Yunus, kullandığı güzel ve ilgi çekici ifadelerle ölümü âdeta sevdirir. YunusEmre'nin din anlayışı ve ölüme bakışı, onun ölümü ifade biçimlerini belirleyen temelhususlardır. Bütün çıplaklığıyla ölümü anlatırken başvurduğu örtülü söz ve sözcükler,ölüm kavramı ile ilgili Türkçeye kazandırılan ölümsüz ifadelerdir.Hem biçimsel hem anlamsal olarak zenginlik arz eden bu örtmeceler, Yunus'unşiirlerini ebedî yapan etkili bir anlatım tarzıdır. Büyük çoğunluğunun Türkçe olmasıda bu ifadelerin değerini ortaya koyan en önemli özelliklerindendir.Anahtar kelimeler: Yunus Emre, şiir, tasavvuf, ölüm, dil, örtmece.In Yunus Emre's poetry, the grand master of the Turkish language the theme ofdeath was treated in a disguised manner with elegant and dramatic expression. Theconcept of death which is cold and hard to adopt gained perhaps the most beautifulexpression within the language of Yunus Emre. For him death is not a phenomenonthat should be feared by, it is a sorbet flavored means by which a human being reachesthe real beloved God. Yunus who weaves his poetry with the awareness of the realityof death makes death seem beautiful by using appealing phrases. Predominantly the concept of religion and perception of death in his mind define the expression styleof death in his poetry. All the straightforward and unambiguous words he uses explainingdeath are immortal phrases that are donated to the Turkish language relateddeath. The euphemisms which encompass both formal and semantic richness is aneffective narrative style of poetry that makes Yunus eternal. The fact that majorityof his works are in Turkish is another important feature showing the richness of theexpressions.