2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • Yaygı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

YÖRÜK ÇUVALLARI

Arış · 2022, Sayı 20-21 · Sayfa: 183-207 · DOI: 10.32704/akmbaris.2022.170
Tam Metin
Kırsal bölgelerdeki küçükbaş hayvancılıkla geçinen Türkler kışın köye, yazın yaylaya göçerler. Bu hayat tarzında ve köylerde yaşayan Türkmenlere sürekli yürüyen anlamında Yörük denmiştir. Bu kışlak-yaylak göçleri sırasında giysi ve erzaklar çuvallarla develere yüklenir, üzerine de yük çulları örtülür. Bu Türkmenlerin hangi Oğuz boyuna mensup oldukları, çuval ve çullarındaki süslemelerden ve hayvanlarına yaptıkları damgalardan anlaşılmaktadır. Çuvalların hikâyesi gelin kızın çeyiziyle başlar. Çeyiz çuvallarına, renkli ve süslü anlamında alaçuval denir. Alaçuvallar her genç kızın çeyizindeki en önemli eşyasıdır. Çünkü çeyiz bu çuvallarla taşınır ve sonra da evinde giysi çuvalı olarak kullanılır. Türk dokuma sanatının harikası olan bu çuvallarda kilim, cicim, sili ve sumak gibi bezemeli dokuma tekniklerinden biri veya birkaçı bir arada uygulanmıştır. Ayrıca un, bulgur gibi erzak çuvalları da vardır. Erzak çuvalları da pamuk, kıl, yün ipliği ile çeşitli boyutlarda ve cicim teknikli dokunmuştur. Hararlar ise buğday ambarı niteliğinde kullanılan en büyük boyutlu çuvallardır. Genellikle keçi kılından dokunan hararlar, bazı yörelerde yün malzeme ile atkı yüzlü cicim tekniği ile dokunmuştur. Çuvallar çadırda bezemeli yüzeyleri öne gelecek şekilde arka tarafa sıralanır ve üzerine zili-sili dokuma yük çulları örtülür. Köylerde ise yüklük içine yerleştirilir ve önüne yine yüklük perdeleri asılır. Çeşitli çuval örneklerine 20.yy. sonuna kadar Türkiye’nin hemen her yerinde rastlanmıştır. 21.yy.da Yörük hayatı yaşayan Toroslarda bir Sarıkeçili obası kalmış, çuvallar da müze ve özel koleksiyonlarda yerini almıştır. Dolayısıyla alaçuval ve erzak çuvalları hikâyeleri ile birlikte somut olmayan Yörük kültürünün maddi kültür mirasıdır. Bildirinin amacı bu önemli etnografik malzemeye dikkat çekmektir. Bildiri içeriği 1997-2015 yılları arasında Yozgat, Tarsus, Sivas, Burdur yörelerinde tarafımca yapılan alan araştırmalarında derlenen verilerden ve yazılı kaynaklardan elde edilmiştir. Bu yörelerde ulaşılabilen örnekler kullanım şekli, dokuma tekniği ve bezeme özelliklerine göre belirli sınıflama yapılarak metin içinde fotoğraflarla verilmiştir.

Çankırı (Merkez) Yüzey Araştırmalarında Tespit Edilen Düz Dokuma Yaygılar

Arış · 2012, Sayı 8 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 4) · Sayfa: 52-91 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.39
Tam Metin
Geleneksel el dokuma yaygıları ev ve cami gibi mekânlarda yer sergisi ya da çeyiz sandığı ve yüklüklerde yoğun bir kullanım malzemesi idi. Geçtiğimiz yüzyıla kadar Çankırı, bölge için önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuştur. Tarihi ev, konak, cami ve bunların içerisindeki etnografik malzemeler derin bir kültürün izi üzerinde olunduğunu doğrulamaktadır. Bugün Çankırı Belediyesi Prof. Dr. Rıfkı Kamil Urga Araştırmaları Merkezi'nde bu bölge ile ilgili belgeler, el yazmaları, çeşitli hat levhalarının yanı sıra, çok sayıda el dokuma yaygıları da bünyesinde barındırmaktadır. Çankırı merkezinde yapılan alan araştırması sırasında tespit edilen düz dokuma yaygıların 200-250 yıl öncesine ait oldukları tahmin edilmektedir. Bu ürünlerde kullanılan malzeme tamamen yündür. Ancak, yakın tarihli örneklerde kısmi olarak sentetik ip ve boyalar kullanılmıştır. Çankırı merkezindeki kilimler, çevre ilçelerdeki dokuma merkezleri ile aynı kompozisyon sağlamlığına ve karakteristik özelliğe sahiptir. Bu tip dokumalarda Sivas ve Kırşehir yörelerinin ağırlıklı olarak etkisi görülmektedir. Eski konaklarda kullanılan göbekli kilimler, karışık teknikli motifleri yatay ve dikey eksende gelişen kompozisyonlu dokumalar, karakteristik özellikleri, dokuma tekniği ve işçilik olarak dikkat çekmektedir. Bu dokuma örneklerine Anadolu'nun farklı bölgelerinde özellikle, Konya, Niğde, Aksaray, Kayseri, Kırşehir ve Sivas gibi merkezlerde sıkça rastlanılmaktadır.