3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Son 5 yıl
  • architecture.
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

İnşa Tekniği ve Plan Olarak Doğu Akdeniz Geleneğinde Bir Saray: Oylum Höyük Orta Tunç Çağı I Sarayı

Höyük · 2024, Sayı 14 · Sayfa: 15-46 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.2.015
Tam Metin
Oylum Höyük’te, son yıllarda Kuzeybatı Alan’da yürütülen kazı çalışmalarında Orta Tunç Çağı I’e tarihlenen büyük bir saray yapısı açığa çıkarılmıştır. Bir yangın tahribatı ile son bulan yapıda, yangın sırasında ölen iki kadına ait iskelet ile kırılmış ve alt kısımları eksik kaplar bulunmuş olup bunlar bir saldırı ve yağmalamaya işaret etmektedir. Mekânlar içinde açığa çıkan ocaklar, kil sekiler üzerindeki öğütme taşları ve depolama kaplarına ait parçalar, sarayın açığa çıkartılan bölümünün mutfak, depo, kiler ve işliklerden oluştuğunu göstermektedir. Yaklaşık 1050 m2 ’lik bölümü açığa çıkarılan anıtsal yapının kalın duvarları kerpiçle inşa edilmiştir. Batısında bir avlu, doğusunda ise kerpiç bir teras bulunan sarayın dikdörtgen planlı ana bölümü iki aks üzerinde yer alan mekân dizilerinden oluşmaktadır. Çok katlı olan Oylum Höyük Sarayı’nın mimari açıdan en yakın benzerleri Tilmen Höyük OTÇ Sarayı, Alalah Yarimlim Sarayı ve Tell Mardikh Batı Sarayı’dır (Fig. 4a-d). Bir avlu kanadı boyunca uzanan mekân dizilerinden oluşan çok katlı saray planı, avlular çevresine yerleştirilmiş mekânlardan oluşan geleneksel Suriye ve Mezopotamya saray planlarından farklıdır. Plan anlayışı dışında, kalın kerpiç duvarlar, çok katlı olduklarını gösteren merdiven odaları, ahşap sütun ve sütun altlıkları kullanımı Oylum Höyük OTÇ I Sarayı, Tilmen Höyük OTÇ Sarayı ve Alalah Yarimlim Sarayı’nın ortak özelliklerdir. MÖ 2. binyılın başlarında ortaya çıkan bu mimari gelenek, Suriye saray mimarisinde Doğu Akdeniz’in özellikle kuzey kesimine özgü yeni bir anlayışı ortaya koymaktadır.

Laodikeia Asopos (Gümüşçay) Köprüsü

Höyük · 2022, Sayı 10 · Sayfa: 97-128 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.2.097
Tam Metin
Laodikeia, Denizli İlinin 6 km kuzeyinde, Eskihisar, Goncalı, Bozburun Mahalleleri (eski köyler) sınırları içinde bulunur. Verimli Lykos Ovası’ndaki Laodikeia; kuzeydoğusunda Lykos (Çürüksu), güneydoğusunda Kadmos (Gökpınar) ve kuzeybatısında Asopos (Gümüşçay-Goncalı Deresi) olmak üzere üç tarafı ırmaklarla çevrili yüksek bir platform üzerinde yer alır. Hellenistik kent, MÖ 3. yüzyılın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos Teos tarafından karısı Laodike adına kurulmuştur. Roma İmparatorluk Dönemi’nde kent, stratejik öneminin de etkisiyle daha da büyümüş, ticarette özellikle de yün ve tekstil ticaretinde adını duyurmuştur. Laodikeia, antik yol güzergâhları üzerindeki kavşak noktasında olması sebebiyle, askerî, idari ve ekonomik yönden bölgenin merkezi konumundadır. Laodikeia kent merkezinin batısında yer alan Efes Kapısı ve devamında Asopos Nehri (Gümüş- çay-Goncalı Deresi) üzerinden batıya uzanan yol, doğu ile doğrudan bağlantı sağlamış ve “Güney yada Doğu Anayolu” olarak adlandırılmıştır. Bu güzergâh Laodikeia’nın da içinde bulunduğu büyük bir ticaret hacmine sahiptir. Laodikeia’nın önemli yol güzergahlarının merkezinde yer alması ve özellikle doğu-batı bağlantısını sağlayan konumu sebebiyle kentin batısında doğal bir engel olan Asopos (Gümüşçay) Nehri üzerine söz konusu ticaret kapasitesini karşılayabilecek nitelikte ve büyüklükte bir köprü inşa edilmiştir. Asopos Köprüsü, Asopos (Gümüşçay) Nehrinin üzerinde doğu-batı yönünde vadi içinde ve vadinin iki yakasını birleştirecek şekilde kesme traverten bloklardan yapılmıştır. Laodikeia Asopos (Gümüşçay) Roma Köprüsü, gösterdiği mimari özellikler göz önüne alındığında Roma mühendisliğinin ve Anadolu Roma yol ağının günümüze ulaşabilmiş en önemli örneklerinden biri olarak değerlendirilmelidir. Tüm veriler genel olarak değerlendirildiğinde, Asopos Köprüsünün MS 1. yüzyıl sonları ile 2. yüzyılın ilk çeyreği arasında yapılmış olması uygun görülmektedir.

Keşif Defteri Işığında ErzincanRefahiye/Yazıgediği Köyü’nde Bulunan Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa Camisi

Erdem · 2022, Sayı 82 · Sayfa: 119-140 · DOI: 10.32704/erdem.2022.82.119
Tam Metin
Cami, Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Yazıgediği köyünde bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre Bahriye Nazırı[3] Hasan Hüsnü Paşa tarafından 1893 yılında yaptırılmıştır. 1891 yılından önce caminin inşası için projesi Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa tarafından hazırlanmış, ancak gerekli olan araç ve gerecin olmadığı 1891 yılında Nezareti- Umur-ı Bahriye (Deniz İşleri Bakanlığı) tarafından bildirilmiştir. Daha sonra cami bu köyde bir ihtiyaç olması üzerine 1893 yılında tamamlanmıştır. Cami dikdörtgen plan özelliğinde olup düz ahşap tavan ile örtülüdür. Dıştan kırma çatı ile örtülüdür. 16 adet ahşap ayak tarafından üst örtü desteklenmektedir. Orta bölümde bulunan ahşap ayaklar üzerinde bulunan yastıklarda ahşap oyma tekniği ile yapılmış madalyona benzer süsleme bulunmaktadır. Son cemaat yeri bulunmayan caminin kuzey bölümüne sonradan giriş mekanı eklenmiştir. Cami, beton harç ile sıvandığından duvar örgüsü görünmemektedir. Ancak beden duvarlarındaki sıva izleri ve dökülmelerden anlaşılacağı üzere kesme taş malzeme ile kaplanmıştır. Harim kapısı ve pencere sövelerinde de kesme taş malzeme kullanılmıştır. Güney yönde yer alan mihrap, sonradan yağlı boya ile boyanmıştır. Minber sonradan eklenen yeni bir unsurdur. Kuzeyde batı yönden merdivenle çıkılan kadınlar mahfili, doğu-batı doğrultuda uzanmaktadır. Caminin plan ve mimari özellikleri, Erzincan ilindeki cami mimarisi ile paralellik göstermektedir. Osmanlı Döneminde inşa edilen bu camiler küçük boyutlu, sade ve basit bir mimariye sahiptirler. Yapılan çalışmada yapı hakkında, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan belgeler değerlendirilerek ve yapının günümüzdeki durumu, plan ve mimari özellikleri değerlendirmeye alınmıştır. Yapının inşa süreci, inşa kitabesi ayrı başlıklar halinde incelenmiştir. Keşif defterinde bulunan projede yer alan plan, kesit gibi bilgilere çalışmada yer verilmiş olup mevcut cami ile benzer ve farklı özellikleri ele alınmıştır. Son cemaat yeri ve tabuthane bölümünün olmayışı, ahşap minarenin konumu, pencere ve ahşap taşıyıcı sayılarındaki farklılıklar dikkati çeken unsurlardır. Erzincan iline bağlı Refahiye, Erzincan-Sivas karayolu üzerindedir. Refahiye, 1872 yılına kadar Osmanlı idari taksimatında “Gercanis” ismi ile anılmıştır. Gercanis, önceleri Kemah’a bağlı bir nahiye iken sonradan Erzincan Sancağına bağlanmış ve günümüze Refahiye kazasının merkezi olarak gelmiştir. Köyün ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Kayıtlarda köyün ismi “Pusans”, “Posans” olarak geçmektedir. Köy, Refahiye ilçe merkezine 25 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Günümüzde ibadete açık olan cami oldukça bakımsız bırakılmış ve restore edilmeye ihtiyaç duymaktadır. Caminin korunması, mimarisine uymayan eklentilerin kaldırılarak özgünlüğünün korunması gerekmektedir.