3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Dil Kurumu
  • Son 5 yıl
  • atasözü
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

ŞAHSEVEN TÜRKLERİNDEN ATASÖZÜ VE DEYİM ÖRNEKLERİ

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2022, Sayı 53 · Sayfa: 229-261
Atasözleri; toplumların uzun süren gözlem ve deneyimleri sonucu ürettikleri, genelgeçer yargılar içeren, sözlü kültür mirası içinde yer alan, yol gösterici ve öğüt verici, halka mal olmuş anonim kalıp sözlerdir. Deyimler ise gerçek anlamından kısmen veya tamamen uzaklaşmış, ilgi çekici bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbekleridir. Atasözleri ve deyimler; Türklerin evren algısını, dünya görüşünü, düşünce ve hayat tarzını en seçkin bir biçimde ortaya koyan ürünlerdir. Türk dünyasının ve Türklük biliminin yeteri kadar gün yüzüne çıkarılmamış bir parçası olan Şahseven Türkleri, günümüzde İran'ın Erdebil, Doğu Azerbaycan ve Zencan eyaletlerinde yaşayan ve yaylak kışlak hayatı süren bir Türk topluluğudur. Büyük bir bölümü XVI. yüzyılda Anadolu coğrafyasından aşiretler hâlinde göç eden Oğuz Türklerinden oluşan Şahsevenler, hâlihazırda İran'da Kaşkay Türklerinden sonra yaylak kışlak hayatı süren ikinci büyük Türk topluluğudur. Bu çalışmada, öncelikle Şahseven Türkleri hakkında kısaca bilgi verilmiş ve atasözleri ve deyimlerle ilgili genel tanımlar sunulmuştur. Daha sonra 2018 ve 2019 yılları arasında yapılan alan araştırmaları neticesinde Erdebil, Doğu Azerbaycan ve Zencan'da yaşayan Şahseven Türklerinden derlenen 109 atasözü ve 113 deyim incelenmiştir.Kaynak kişilerden derlenen deyim ve atasözleri, çeviri yazı alfabesine aktarılmış ve bu hâliyle yapı ve kavram bakımından ele alınmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde, Şahseven atasözleri ve deyimleriyle ilgili genel bir değerlendirme yapılarak Şahseven Türklerinden derlenen deyim ve atasözleri Türkiye Türkçesine aktarılıp alfabetik olarak sıralanmıştır.

Türkiye’de Genel Atasözü ve Deyim Sözlüklerinde Anlam Verme Çalışmalarına Toplu Bir Bakış

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 257-296 · DOI: 10.24155/tdk.2020.149
Osmanlı döneminde, 1480'den itibaren günümüze intikal eden yazma eserlerde atalar sözü, "Oğuzname" genel başlığı altında atasözüdeyim karışık, anlamları verilmemiş, ancak divan şiirinde ya anlam karşılığı ya da yansıması beyitlerle desteklenmiş liste sözlükçülüğü evresi yaşanmıştır. 1819'da Turfetü'l-Emsâl'le atasözlerinin şerh edilmesi aşamasına geçilmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında yazmalardaki gelenek basma eserlerde de geliştirilerek sürdürülmüş; manzum örneklere nesir parçaları da eklenmiş; halk ağzından derlemelerle (A. Vefik Paşa'nın eseri gibi) söz sayısı artırılmıştır. Liste sözlükçülüğü ve manzum örnekler kullanma, anlam vermeme basma eserlerin de temel özellikleridir. Cumhuriyet döneminin 1923-1950 yılları arasında M. Esat İleri, M. Halit Bayrı, Ömer Asım Aksoy, M. Nihat Özön ve M. Ali Ağakay'ın sözlük çalışmalarında atasözü deyim ayrımında önemli adımlar attıkları, anlam vermeyi gündeme getirdikleri görülmüştür. M. Esat İleri'nin 1924 tarihli Kinâyât'ında başlayan, mahallî atasözü deyim sözlüklerinde gelişen anlam verme girişimi, 1943'te Mustafa Nihat Özön'ün Türkçe Tâbirler Sözlüğü ve 1949'da Mehmet Ali Ağakay'ın Türkçede Mecazlar Sözlüğü ile ileri bir safhaya taşınmıştır. Özön ve Ağakay'ın sözlüklerinin basıldığı yıllarda TDK Kitaplığına Hüseyin Şevket Aydüz'ün hazırladığı Halk Tâbirleri ve Hulusi Sadullah Tirişoğlu'nun hazırladığı Türkçe Deyimler Sözlüğü eserleri girmiştir. Bu eserlerde de deyimlere anlam verilmiş, cümle içinde kullanılışları gösterilmiştir. TTK Kitaplığında da benzeri yayımlanmamış çalışmalar vardır. TDK'nin 1953-1959 yılları arasındaki atasözü ve deyim derlemeleri; geniş kapsamlı, genel, anlamları verilmiş, atasözü deyim ayrımı daha sağlam yapılmış sözlüklerin hazırlanmasına önemli katkıda bulunmuştur. Yine Müstecip Ülküsal ve A. Battal Taymas'ın Ankara'da basılan yurt dışı Türkleriyle ilgili sözlükleri de yararlı olmuştur. TDK'nin kurumsal çalışma olarak genel atasözü deyim sözlükçülüğünde Ömer Asım Aksoy vasıtasıyla 1971 ve 1976 yıllarında son aşamaya ulaştığı dönemde H. Fethi Gözler, Ali Doğanay ve Aydın Su (Yusuf Ziya Bahadınlı) da süreci hızlandıran sözlüklere imzalarını atmışlardır.

Şor Türkleri Atasözlerinde Hayvan Kültü

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 319-346 · DOI: 10.24155/tdk.2020.151
Atasözleri toplumu doğrudan etkileyen sözlü kültürün bir türü olup, ait olduğu halkın, asırlara dayanan yaşanmış olaylar sonucunda kazanmış olduğu doğru hüküm cümleleridir. Hayatın her alanına ışık tutan atasözleri halkın kültürü, iktisadi yapısı, dünya görüşü, toplumun sosyal ilişkileri ve daha birçok alana dair önemli bilgiler taşırlar. Atasözleriyle kuşaktan kuşağa aktarılan kültür kodları halk kültürünün yaşamasını temin etmektedir. Yetişkinler genç kuşakları hayata hazırlarken, onlara eğitim verirlerken atasözlerinden maksimum seviyede faydalanırlar. Bu çalışmada Şor Türklerinin yaşantısında büyük öneme sahip ve kült hâline gelmiş hayvanların varlığı incelenmiştir. Rusya Federasyonu sınırları içinde Kemerovo Bölgesinde yaşayan Şor Türkleri resmiyette Hıristiyan Ortodoks olmalarına rağmen özünde Şamanizme bağlı bir Türk boyudur. Şamanizm inancına ait birçok unsur, özellikle avcılıkta yansımasını bulmuştur. Tarih boyunca yaşamlarını avcılık, balıkçılık, bitki toplayıcılığı, tarım ve cüzi oranda madencilik-demircilikle sürdürmüş oldukları tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Avcılık dinî bakış açısından çok önemlidir, hatta Şor Türkleri için "Avcılık din, din de avcılıktır" denilmektedir. Bunun için de avcılar av öncesinde ve av sonrasında birtakım dini ritüeller icra etmişlerdir. Şor Türkleri sürekli olarak yakın şekilde ilişki içinde oldukları at, köpek, koyun, keçi gibi evcil, geyik, ayı, kurt, tilki vb. gibi yabani hayvanlar ve kuşlardan azami düzeyde istifade etmişlerdir. Bahse konu hayvanların olumlu ve olumsuz özelliklerinden faydalanmışlardır. Tayga - bozkır kültüründe iktisadi ve dinî bakımdan kült olmuş bazı hayvanların o halk için her bakımdan ne kadar önemli olduğu Şor Türklerinin atasözlerinde açık şekilde görülmektedir. Özellikle at, kurt, kuş ve geyik Türk mitolojisi ve sosyo-kültürel hayatının merkezinde bulunmaktadır. Hayvan kültü Şor Türklerinin sözlü kültürünü, özellikle de atasözlerini çok zenginleştirmektedir. Şor Türklerinin atasözlerinin incelenmesi neticesinde birçok atasözünün hiç değişmeden Anadolu'da Türk kültüründe de var olduğu görülmektedir.