3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Kültür Merkezi
  • birey
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Bunaltı ve Varlık Sıkıntısı: Murathan Mungan’ın Kibrit Çöpleri

Erdem · 2013, Sayı 65 (Küçürek Öykü Özel Sayısı) · Sayfa: 81-96
Tam Metin

Murathan Mungan, çağcıl bir mahkum algısındaki bireyin, yaşamın yabanı ve yabancısı olarak sürekli sınırlara çarpış ve hiçbiryerdeliğini fark edişini metinleştirir. Sınırlandırılmışlık ve parçalanmışlık karşısında mücadele içerisinde olan Mungan bireyleri, varoluşsal açıdan bunaltı ve varlık sıkıntısı yaşarlar. 80 küçürek öykünün yer aldığı Kibrit Çöpleri adlı yapıtında, verilmişlikler ile çatışma yaşayan, gündelik yaşamın gerçekleri karşısında çözülüşe maruz kalan bireyin arayışlarını anlatır. Mungan'ın bu metinlerinde birey için dünya, tutuklayan bir sürgün yeri hatta labirent halindedir.

Bu çalışmada, hızlı, kopuk, parçalanmış ve deneysel bir yolculuk şeklinde kurgulanan Mungan'ın küçürek öykülerindeki yansıtıcı ve yaratıcı imlemeler çözümlenecektir. Böylece normların baskısı veya yerleşik kuralların bağlayıcılığı ile kısıtlanan bireyin kendiliğini arayışına işaret edilecektir.

Sevdican Oyununda Kadın Tipleri

Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 227-236
Tam Metin
Nezihe Meriç, Sevdican oyununda 1930'lardan 1990'lara Türk toplumundaki kadının değişimini irdeler. Bu süreç içinde ekonomik temelli toplumsal değişim, farklı kadın tiplerini ortaya çıkarır. Geleneğin ürünü olarak, aldatılan olarak, yabancılaşan olarak, yozlaşan olarak, savaşçı olarak ve birey olarak kadın bu oyunun ilgi alanı içinde kalır. Geleneğin ürünü olan kadın, bütün kadınların prototipiyken, birey olan kadın hepsinin ardılı durumundadır. Bir anlamda yazar, bu oyun aracılığıyla Türk kadınının bireyleşme serüvenini anlatır. Bu serüven içinde kadın eş, anne, çalışan ve birey olarak ortaya çıkar. Modern yaşamın bir ürünü olan eğitimli kadın, sonunda birey olarak kendisini fark eder.

Ferit Edgü’nün Öykülerinde Kendiliğe Çağrı ve Uyanış İzleği

Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 77-90
Tam Metin
Bireyi kendisiyle ve yaşamla yüzleştirerek anlamayı ve vicdanı oluşturan kendiliğe çağrı, ahlaki bir bilinçtir. Başkalarıyla birlikte ve "herkes" gibi yaşayan insanı, kendi oluş'a davet eder ve uyanışını sağlar. Ferit Edgü'nün kendiliğe çağrı ve uyanış izleğiyle kotarılmış öyküleri Ben'in varoluşsal görüngüleri olarak değerlendirildi. Öykü kişilerinin "olan" ve "olması gereken" yönlerini açığa çıkaran bu görüngüler, bireyin gündelik yaşamdaki seçim ve sorumlulukları ile ilgilidir.